1 milyar oruçlu var
KonyaKonya Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar Ramazan ayı boyunca tüm dünyada 1 milyar Müslüman’ın aynı anda aynı ibadeti yaptığını söyleyerek, “Ramazan’ın kardeşlik, infak ve Kuran-ı Kerim’in indirilmeye başlandığı ay olması en dikkat çekici özelliğidir” dedi.
“RAMAZAN AYI, KURAN AYI’DIR”
Ramazan Ayı’nın, Kuran-ı Kerim’de geçen tek ay olduğunu ifade eden Konya İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar, “İçinde bulunduğumuz Ramazan Ayı Kuran-ı Kerim Ayı’dır. Çünkü Kuran-ı Kerim, Kadir Suresi’nde de belirtildiği gibi Kadir Gecesi’nde indirilmeye başlandı. Kadir Gecesi de, Ramazan Ayı içerisinde bulunur ve bin aydan daha hayırlı bir gece olarak nitelendirilir. Kuran’ın indirilmesi Kadir Gecesi’ne ve Ramazan Ayı’na bu kadar değer kazandırırsa, insanlık için inen Kuran-ı Kerim bize, Allah katında kim bilir ne kadar değer kazandıracaktır. Bizim hayatımızda ki değeri ise Kuran’ın inmesi, okunması ve doğru şekilde anlaşılıp gereklerinin yaşanmasıyla mümkün olacaktır. İşte bu özellikleri ile aslında Ramazan Ayı diğer aylardan farklıdır ve Kuran Ayı dediğimiz zaman bunlar bilinmelidir” dedi.
“İNSANI İNŞA EDEN İBADET”
Ramazan Ayı’nda tutulan orucun farz olması ile ilgili konuşan Müftü Ali Akpınar, “Orucun farz kılındığı ayeti kerime de Rabbimiz, ‘Ey müminler oruç size farz kılındı. Oruç sizin üzerinize yazıldı’ diyor. Allah oruç sizin midenize yazıldı demiyor. Orucun sadece mideye değil, tepeden tırnağa bütün vücuda tutturmamız gereken kuşatıcı bir ibadet olduğunu söylüyor. Kişi oruç tuttuğu halde gözünü, dilini, elini haramdan alıkoymuyorsa sadece yanına midesinin aç kalması kalır. Bu anlamda oruç hakkı verilerek tutulduğu zaman insanı inşa eden ve yetiştiren bir ibadettir” diye konuştu.
“ORUÇ UZUN SOLUKLU İBADETTİR”
Ramazan Ayı’nın nasıl diğer aylardan farklı ise Ramazan Ayı içerisinde ki oruç ibadetinin de diğer ibadetlerden farklı olduğunu belirten Akpınar, “Oruç ibadeti de diğer ibadetlerden çok farklı bir ibadettir. Temelde namaz kılmak, hacca gitmek, zekât vermek arındırır, oruç tutmak insanları arındırır ama orucun çok özel hususiyeti vardır. Kudsi hadiste buyrulduğu gibi Allah(c.c.), ‘Oruç benim içindir, onun mükâfatını ben belirlerim ben veririm’ demiştir. Cenabı Hakk görevli meleklere diğer ibadetleri puanlama yetkisi vermiş ama oruca puanlama yetkisi vermiyor. Oruç ibadetinin sevap puanlamasını Cenabı Hakk bizatihi kendisi yapıyor. Çünkü oruç riya karışmayan bir ibadet. Siz isterseniz kendinizi karşıya oruçlu gibi lans ederek yiyip içebilirsiniz ama tutulan oruç Allah için olabilir. Başkası için olamaz. Orucun bir başka temel ibadetlerden farkı ise uzun süreli bir ibadet olmasıdır. Namaz kılmak en fazla yarım saatimizi alır, zekâtta alıp verirsiniz bir anda biter ve bunun gibi diğer ibadetlerin süresi sınırlıdır. Fakat oruç ibadeti imsaktan iftara kadar uzun günlerde ki bu sene 17 saat kesintisiz tuttuk, devam eden bir ibadet. Bu özelliğe sahip olan başka hiçbir ibadet yok. Otursanız da konuşsanız da bu ibadetin içindesiniz ve bu uzun soluklu bir ibadet” şeklinde konuştu.
“1 MİLYAR İNSAN AYNI İBADETTE”
Oruç ibadetinin tüm dünyada ki Müslümanlarla aynı zamanda yapıldığını ifade eden Akpınar, “Dünya üzerinde bir buçuk milyar Müslüman var. Bu sayının 500 bini oruç tutmayan çocuklar veya hasta olup tutamayanlardır. Oruç ibadeti, geriye kalan 1 milyar insan ile aynı anda katıldığımız bir ibadettir. Şu anda biz burada bireysel olarak oruç tutuyoruz ama birbirimizi görmesek de dünyanın diğer ucunda ki kardeşlerimizle aynı ibadetin içerisinde buluşabiliyoruz. Kâbe’yi Muazzama da bir milyon kişi namaz kılabiliyor ama bir milyar insan bir ibadetin içerisinde buluşabiliyor. Bu anlamda Ramazan Ayı’nda oruç ayrı bir güzeldir. Ramazan Ayı’nda ki orucu böyle anlamamız gerekiyor” dedi.
“RAMAZAN GERÇEK İNFAK AYIDIR”
Ramazan Ayı’nın bir başka özelliğinin de bu ayda Müslümanların bolca infak etmesi olduğunu söyleyen Müftü Akpınar, “İnfak sadece zengin olanlara değil Müslüman olup elinde imkânı olan herkese düşen bir özelliktir. Dinen zengin sayılanlar tespit ettikleri fakirler ile bu ayda buluşurlar ve zekâtlarını özellikle bu ayda verirler. Bu konu açısından Kuran-ı Kerim’de müminlerin özellikleri anlatılırken şöyle bir ayet vardır: ‘Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden infak ederler’ buyurulur. Bu anlamda insanlarımızın ekmeklerini paylaşmaları, hatta bir hurmayı ikiye bölüp bir yarısını birisine diğer yarısını başkasına vermesi de infaktır. İnfakı böyle geniş olarak düşünürsek Ramazan gerçekten infak ayıdır. Aslında bu konuda biz toplum olarak bunları yapıyoruz. Pişirdiğimiz çorbadan komşumuza bir tas çorba gönderiyoruz ya da börek yapıyorsak bir parça da komşumuza gönderiyoruz. Bu vesile ile Ramazan Ayı’da böyle komşulukların daha çok ön plana çıktığı ay oluyor” diye konuştu.
“SADAKA-I FITR ŞÜKÜR İFADESİDİR”
Ramazan Ayı’nda verilecek sadaka ile ilgili konuşan Müftü Ali Akpınar şunları kaydetti: “Ramazan Ayı’na erişmenin şükür ifadesi olarak Sadaka-ı Fıtr verilmelidir. Sadaka-ı Fıtr, dinin nisap miktarı zengin saydığı, Ramazan’a erişen Müslümanların senede bir defaya mahsus fakirlere verdikleri sadakadır. Sadaka-ı Fıtr, bayramdan önce kişinin hem kendisi hem de çocukları için verilmelidir. Bu sene Diyanet İşleri Başkanlığımız Sadaka-ı Fıtr miktarını 10 TL olarak belirledi ve bu sadaka eğer bayram öncesi fakirle dağıtılırsa o kardeşlerimizde Ramazan Bayramı’nı daha rahat geçirebilir.”
“RAMAZAN ÜMMET, KARDEŞLİK AYI’DIR”
Ramazan Ayı’nın kardeşlik ayı olduğu konusuna vurgu yapan İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar, “Ben kardeşlerime şunları tavsiye ediyorum: Ramazan Ayı’nda Müslümanların yaşadığı yerleri gösteren dünya haritasını elimize alıp bir bakmalıyız. Haritaya baktığımızda Müslümanların içerisinde çok lüks yaşayanlar da var, çok gariban hayat yaşayanlarda var. Bu anlamda bu ümmeti fark etmeliyiz, ümmeti okuyarak, ümmetin parçalarından haberdar olarak bu ayı yaşamalıyız. Sürekli yaşanıyor fakat son günlerde daha sık olmaya başladı. İsrail habire Filistinli kardeşlerimizi katlediyor. Acımasız bir şekilde gerçekleşen bu olay için fark ederek, duyarsız kalmamamız gerekiyor. Sadece Filistin değil, Irak, Suriye ve Mısır’da tekbir getirerek insanlar birbirlerini öldürüyor. Bunları da görmemiz gerekiyor. Bunları ve ekonomik sıkıntı çekenleri görüp, ders çıkarıp içinde bulunduğumuz huzur ortamı için Allaha hamd etmemiz gerekiyor. Müslümanlar olarak önce bu durumlara düşmemek için dua edeceğiz. Sonra bu kardeşlerimizin durumuna düşmemek için akıllı davranacağız. Bu durumlar için ferasetli ve uyanık olmamız gerekiyor. İç ve dış düşmanlarımız sürekli çalışıyor. Bu anlamda bizim rehavete kapılmadan sürekli çalışmamız gerekiyor. Bu zor durumda kalan kardeşlerimiz için de yardımımızı esirgememeliyiz. Diyanet ve sivil toplum kuruluşları gibi güvenli kanallar aracılığıyla onlara yardım etmeliyiz” şeklinde konuştu.
“RAMAZAN’DA TERAVİH COŞKUSU YAŞANIR”
Teravih namazının geceleri uyanık kalıp ibadet etme ve ayağımızın camiye alıştırma olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Akpınar, “Âlimlerimiz, peygamberimizin şu hadisini söylerler: ‘Kim inanarak, sevabını Allah’tan umarak ramazanı ayakta geçirirse Allah onu bağışlar.’ Bizim bu doğrultu da Ramazan gecelerini uyanık geçirmek için teravih namazları önemlidir. İşte bu teravih namazlarını eda eden Müslümanlar peygamberimizin bu müjdesine nail olurlar. Zaten sadece Ramazan Ayı’nda teravih coşkusu yaşıyoruz. Teravih namazını yine bizim ayağımızı camiye alıştırmak noktasında değerlendirilmelidir. Ramazanda kazandığımız güzellikleri ramazana elveda der gibi daha sonraları bırakmamalıyız. Eğer böyle olursa biz bu ruhu kavramamışız demektir. Onun için bu güzellikleri ramazandan sonrada sürdürebilmek için karalı olmalıyız” dedi.
Ramazan Ayı’nın ancak bu şekilde idrak edilirse doğru şekilde yaşanacağını söyleyen Akpınar, “Ramazan ayı sadece Ramazan’ın sultanı değil, 11 ayın sultanıdır. Ramazan Ayı bizi 11 ay boyunca yönetmelidir. Eğer bu doğru anlaşılırsa Ramazan Ayı doğru anlaşılmış, oruç doğru tutulmuş ve diğer ibadetlerde doğru bir şekilde anlaşılıp, hakkı verilmiş olur” diyerek sözlerine son verdi.(Mustafa KARAKAYA)
İlginizi Çekebilir