© Konya Postası 2021

25 yıldır dinmeyen acı!

JMO Konya Şube Başkanı Şükrü Arslan 17 Ağustos 1999 Marmara depremlerinin yıl dönümüne ilişkin bir mesaj paylaştı

Üzerinden geçen 25 yılda hala acısı ilk günkü gibi olan Marmara depreminde binlerce kişi hayatını kaybetti.

AFETLERLE MÜCADELE KÜLTÜRÜ HÂLÂ OLUŞTURULAMADI

Şükrü Arslan, “17 Ağustos 1999 Marmara depremlerinin üzerinden tam 25 yıl geçti, çeyrek asır. Depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz. Afetlere karşı dirençli yerleşimler, dünya için olduğu kadar ülkemiz için de yeni bir olgu olmamasına rağmen Cumhuriyetin kuruluşunun ilk yılında 1924’te, meydana gelen Erzurum depremlerinden günümüze kadar geçen 100 yıllık süreçte, depremler ve diğer afetler sonucunda yüzbinlerce insanımızı kaybettik. Yaşanan bunca kayba karşı ülkede, afetlerle mücadele kültürü hâlâ oluşturulamamış, idareler kamusal sorumluluklarını yerine getirmemiş, adalet sistemimiz afet suçları karşısında yetersiz kalmış, afet dirençli kent olgusu mevzuatımızda yer bulamamış, afetlerden zarar gören halkımızın uğradığı acılar, kayıplar ile maddi ve manevi zararlarla baş başa bırakılmıştır. Kocaeli ve Düzce depremlerinden 3 yıl önce İstanbul’da ev sahipliğini yaptığımız Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı (Habitat II) Deklarasyonuna attığımız imza ile “afetler karşısında giderek artan korumasızlığa” karşı “insan yerleşmelerini daha güvenli, daha sağlıklı ve yaşanabilir” kılmayı hedeflediğini ifade eden ve  “gerekli planlama mekanizmaları ve kaynakları sağlayarak doğa kaynaklı afetlerin ve diğer acil durumların insan yerleşimleri üzerindeki etkilerini hafifletmek, afetten etkilenen yerleşimleri gelecekteki afetlerle ilgili riskleri azaltmak” için politik kararlılığını hem merkezi yönetimler hem de yerel yönetimler kararlılıkla yürütmelidirler” dedi.

YEREL YÖNETİMLER SORUMLULUK ALMALI

“Afetlerle mücadele kapsamında alınan merkezi kararlar yerelde yorum farklılığına bırakılmayacak şekilde detaylandırılmalı, yerel yönetimlerde bunun sorumluluğu ve bilincinde olmalıdırlar” ifadelerine yer veren Arslan, “17 Ağustos 1999 tarhinden itibaren geçen 25 yılda ne yazık ki aynı acıları tekrar tekar yaşadık. Bunların en sonuncusu ve en ağırıda “Asrın Felaketi” dediğimiz 6 Şubat Kahraman Maraş Depremleriydi. Bu depremlerin akabinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 9 Nisan tarihinde yayınladığı Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Tasnif Cetvelinde Büyükşehir Belediyelerindfe Afet Daire Başkanlığı, İl ve İlçe Belediye Başkanlıklarında da Afet Şube Müdürlüğünü şart koşmuştur. Bilindiği gibi Afetlere güvenli bir düzende ulaşmak için belli başlı iki temel yol vardır. Bunlardan birincisi afetlerde zarar görme ihtimali olan bölgelerde risk azaltma çalışmaları ikincisi ise afetten sonra zarar görmüş yerleşim yerlerinin iyileştirme çalışmasıdır. Yerel yönetimlerde Bakanlığın tebliğiyle kurulacak olan Afet daire başkanlıkları ve Şube müdürlükleri Afet risk yönetiminde önemli yapı taşları olacaklardır. Bu birimler belediyelerde afet öncesi çalışmalarıyla artık depremin yıkımının önüne geçmesi bakanlık tarafından amaçlanmıştır. Fakat bu konuda bakanlıkla aynı hassasiyeti taşımayan yerel yönetimler bulunmakta, bu kadar önemli birimlere liyakatsiz atamalar gerçekleştirilmektedir. Yerel yönetimler bu birimin esas görevlerini iyi analiz etmeli ve liyakatli atamalar yapması bundan sonraki süreçlerde yıkımın ve can kayıplarının en aza ineceği gerçeğiyle hareket etmelilerdir” diye konuştu. 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER