5 BİN YILLIK TARİHİ KÖY

Konya’ya yolunuz düşerse eğer, görmeden gitmemeniz gereken yerlerden birisi de Silledir. Sille, Konya’nın Selçuklu ilçesine bağlı merkeze 8 km uzaklıkta bulunan bir köydür. Şahsi aracınızın yanı sıra Nalçacı tramvay durağı ve Otogar duraklarından 47 numaralı otobüslere binerek rahatlıkla ulaşabileceğiniz bir konumdadır.

Frigyalılar’dan bugüne kadar yerleşim alanı olmuş ve Hristiyanlık devrinin ilk merkezlerindendir. Osmanlı döneminde Türkler ve Rumlar birlikte yaşamlarını sürdürürken, nüfus 18.000’e kadar yükselmiş.  Fakat, nüfus mübadelesi ile Rumlar Yunanistan’a göçünce Sille’de yaşam sakinlemiş. Artık çok sayıda restoranı, harika kahvaltısı ve tarihi yerleri ile oldukça turistik bir kasaba haline geldi.

TARİHİ MAHALLENİN ‘ÜRKÜTEN’ KÖPRÜSÜ

Gelin birlikte geçmişten günümüze kadar uzanan yapılardan şeytan köprüsünü inceleyelim.

Sille’de çok bilinen yapıların yanı sıra az bilinen de birçok yapı vardır. Bunlardan birisi de şeytan köprüsü. 16'ncı yüzyılda Osmanlı döneminde yapıldığı biliniyor. İlk yapılma nedeninin su kemeri olduğu, daha sonra iki tepeyi birbirine bağlayan dar bir geçit haline geliyor. Köprü, her ne kadar yola yakın merkezi bir yer gibi gözükse de vadi yapısından dolayı tehlikeli ve ürkütücü bir yer. Mahalle sakinleri, birçok ziyaretçinin bu köprüyü görmek için yaralandığını bile söylüyor. Her ne kadar ürkütücü ve tehlikeli görünse de görülmeye değer bir yapı olduğunu söyleyebilirim.

AYA ELENİA KİLİSESİ

Rum köyü olarak da bilinen mahalledeki Aya Elenia Kilisesi Anadolu’daki ilk kiliselerden biri olarak biliniyor. Şu an müze olarak kullanılan kilisenin tarihi milattan sonra 327 yılına dayanıyor. Constantinus’un annesi Helena tarafından Kudüs yolcuğu sırasında yaptırılıyor. Birinci dünya savaşı sırasında başka kiliselerinde bulunması nedeniyle, kilisenin hastaneye dönüştürüldüğü söyleniyor. Daha sonra 1923 yılında mübadele ile Aya Elenia Kilisesi ibadete kapatılıyor. Kilisenin rehberi, çoğu kilisenin mağaradan dönüştürüldüğünü ancak buranın ise sıfırdan inşa edilen ilk kilise olduğunu söylüyor.

ZAMAN MÜZESİ

Kaya mezarlıklarının içerisinden geçerek ulaşabileceğiniz zaman müzesinde, zamana ait somut cisimler sergileniyor. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait zaman ile ilgili birçok nadide eser bulunuyor. Türkiye’de ilk zaman müzesi olarak biliniyor. Müzenin içerisinde, Osmanlı paşaları tarafında düzenlenen ruznameler, gümüş köstekli cep saatleri, takvimler, Roma dönemine ait güneş saati gibi birçok kıymetli eser yer almaktadır.

‘OLDUKÇA KARMAŞIK YAPIYA SAHİP’

MAĞARALAR

Milattan sonra 11. Yüzyılda yapıldığı tahmin edilen mağaralar, Sille’nin içerisinde yer alan arkeolojik tescilli mağaralardır. İki tanesi mağara kilise olmak üzere 40 mağara bulunuyor. Mağaraların oldukça karmaşık yapıya sahip olduğunu söyleyebilirim. Bir zamanlar burada yaşayan uygarlıkların yuvasıydı. Ancak şu an ne kadar koruma altında olsa da çok fazla tahrip edilmiş durumda. Aynı zamanda Kapadokya ile de benzerlik gösterdiğini düşünüyorum.

ÇÖMLEKÇİLİK

Sille meydanında gezerken çömleklerde içilen Türk kahvelerinin görmemek mümkün değil tabi ki. Sille’de çömlekçiliğin ne zaman başladığı kesin olarak bilinmemektedir. Döneme özgü teknik ve süsleme ile şekillendiği bu üretim günümüze kadar devam etmiştir. Yaz ve kış aylarında gelen turistler için çömleğin yanı sıra birçok el emeği hediyelik eşyalar bulunmaktadır. Kolcumum atölye sahibi Ayşe Kolcu yaz aylarına göre kış aylarında da çok fazla turist ve misafirlerin geldiğini söylüyor.

Geçirdiğiniz uzun günün ardından Sille meydanda bulunan derenin etrafında hafif bir gezintiye çıkıp ardından Sille’nin yerli kadınlarının yaptığı el açması gözlemelerden yiyebilir, ardından közde türk kahvesi içerek anın tadını çıkarabilirsiniz. (Haber Merkezi)