Acılı coğrafya Yemen
KonyaYemen’in başkenti San’a’nın güneyindeki Taiz'de 2017'nin ilk aylarında 42 çocuk kolera ve 11 çocuk yetersiz beslenmeden kaynaklı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetti
Yemen’i ‘acılı coğrafyamız’ olarak nitelendiren İHH Konya Şubesi Başkanı Hasan Hüseyin Uysal, Yemen’in, Suudi Arabistan’a yakın bölgelerinde Husi bir unsurun var olduğunu, Husi kabilesinin de Zeydi mezhebine mensup olduğu bilgisini verdi. Tarih boyunca dini bir ayrılık politikası izlenmemiş olsa da kabile olarak ayrı bir politika her zaman izlediklerini aktaran Uysal, batılıların bu tür politikalarda etkili olduğunu söyledi. Batılıların Yemen bölgesinde sürekli etkin olduklarını ve isyankar ruhu bir takım vaatlerle kandırdıklarını söyledi. Yemen’in siyasi tarihi üzerinde kısa bir değerlendirmede bulunan Başkan Uysal, “Yemen’in, Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduktan sonra ülkemize bağlanmak için müracaatta bulunduğuna dair kaynaklar var. Yemen, büyük yönetim tecrübesinin çatısının altında olmanın rahatlık olduğunu kavramışlar. O dönemde de bizim ülkemizde yerli unsurlar yoktu. Yemen daha sonra ikiye bölündü, kuzey ve güney olmak üzere. Uzun yıllar parçalı bir dönem yaşadılar ve birtakım görüşmeler sonrasında tekrar birleşme sağlandı. Yemen’in yaşadığı süreçte Mısır, Suudi Arabistan ve İran’ın müdahalesi oldu. 1979 yılında İran’da gerçekleşen iktidar değişikliğinden sonra İran, Yemen’deki zeydi unsurlara el attı, özellikle de Husi’lere. Husi’lerin Zeydilikten 12 İmamcılığa geçmelerini sağladılar” dedi. Zeydilik ve 12 İmamcılık konusunda bilgiler veren Uysal, 12 İmamcılığın etkisi ile bu kültürün Türkiye’yi kafir olarak görmeye başladığını
‘SIKINTILI BİR DURUM VAR’
İran’ın yıllar içerisinde yavaş yavaş emperyalist davranışla Yemen’de bulunan öğrencileri uluslararası öğrenci statüsünde getirdiğini ve yükseköğrenim verdiğini iddia eden Uysal, “Yemen’de başlayan halk hareketi ile Ali Abdullah Salih, yönetimden uzaklaşmak zorunda kaldı. Aden’de hükümet eden Abdurabbu Mansur Hadi halkın talebi ile yönetime geldi. Ali Abdullah Salih, kendisine bağlı bir takım askeri birliklerle birlikte isyan hareketi sürdüren Husi’lerin tarafına geçti ve kuvvetli bir İran destekli isyan hareketi oluşmuş oldu. Ülkenin şuan da üçte biri kadarı Husi’lerin elinde ve resmi başkent San'a’da bu bölgenin içerisinde. Ortada siyasi olarak sıkıntılı bir durum var” ifadelerini kullandı. İslam ülkelerinde sorun çıktığında batılıların sorunun kısa sürede bitmemesi, alt yapının tümüyle tahrip olması ve ülkenin ayağa kalkamayacak bir konuma gelmesini planladıklarını dile getiren Başkan Uysal, “Yemen uzak gibi de olsa çok güçlü bir devlet olduğu zaman Kızıldeniz’in kontrolü eline geçecek. Kızıldeniz’in eline geçmesi, İsrail’in Akabe’deki küçük çıkış noktasından sonra kullanacağı alanın kontrolüne geçmesi demektir. Bu nedenle batılılar Yemen’de İran yanlısı veya karşıtı da olsa çok kuvvetli bir devlet oluşmasını istemezler. Alt yapısı tamamen tahrip olmuş belini doğrultamayacak bir devlet olmasını isterler” dedi. Uysal, İran’ın bölgede uyguladığı politikanın batının işine geldiğini aktardı.
KONYA’DAN 8 HASTANE TIR’I
Türkiye’nin bu konudaki yardımları konusunda bilgiler veren Uysal, Konya’dan 8 hastane TIR’ı göndermeyi planladığını, TIR’ların içinde röntgen cihazları, elektroşok malzemeleri gibi birçok medikal malzeme olduğunu ancak bu TIR’ların gideceği limanın çatışmalar nedeniyle güvenliğinin tehlikeye girdiğini ve bu yardımın ulaşamadığını söyledi. Uysal, “Biraz bekledik liman güvenliği sağlanır mı diye ama sağlanamayacağını görünce bu defa Suriye’nin kuzeyindeki bölgelere bu malzemeleri kullanalım dedik. İç savaşın oluşturduğu yerinden edilmiş insanlar nedeniyle insani kriz oluşuyor Yemen’de. İnsanlar tarla ve işinden uzaklaştı ve bazı bölgelere yığılma söz konusu oldu. Üretim kalmadı ve insanlar açlığa mahkum kaldılar. Biz Yemen’de de Türkiye’den ayni yardım götürmenin mantıklı olmayacağını hem de masraflı olacağını düşündük. Yine Yemen’e yakın bölgelerden yardımların temin edilerek insani yardımını dağıtmaya devam ediyoruz. Zaten Yemen’de bizler hem sağlık hem de gıda hizmeti veriyoruz. İHH her iki taraftan insanların karşılıklı serbest bırakılması için zaman zaman rol aldığı da oluyor” şeklinde konuştu. (Mustafa KARAKAYA)
İlginizi Çekebilir