AİLEYİ KANUNLAR ÇÖKERTİYOR!
GüncelSon yıllarda boşanma oranları dünya genelinde hızla artıyor ve bu durum evliliklerdeki zorlukların ve çiftlerin karşılaştığı sorunların bir yansıması olarak ön plana çıkıyor
Evlilikler; tahammül seviyesinin bitmesi, iletişimsizlik ve kadınlara verilen pozitif ayrımcılıklar gibi nedenlerle inci çekirdeğini doldurmayacak sebeplerle sona eriyor.
Avukat Mustafa Derbentli, boşanma nedenlerinin başında ekonomik sebeplerin geldiğini söyledi. Genelde orta halli ve fakir insanların boşandığını, ekonomisi düzgün olan insanların birbirlerinin hatalarını görmezden geldiğini öne süren Derbentli, “Boşanmanın bir özel, bir de genel sebepleri var. Genel sebebi şiddetli geçimsizlik, aldatma; özel sebepler de zina, akıl sağlığını yitirmek ve cana kast etmek sayılabilir. Sosyal medya da insanların yaşamını çok fazla etkiliyor, bununla beraber sosyal medyayla birlikte aldatma olayları artıyor. Bir kadın başkasında gördüğü güzellikleri kendi evliliğinde uygulamaya çalışıyor. Fakat ekonomik yetersizlikler buna izin vermiyor. Kadınlar televizyonda gördükleri hayata özeniyorlar. Bu da insanların bakış açısını değiştiriyor” dedi.
“TAHAMMÜL KALMADI”
Gençler arasında evlenme yaş oranının yükseldiğine dikkati çeken Derbentli, geçmişte 17-18 yaşlarında evlilikler yaşanırken günümüzde evliliğin 30’lu yaşlara yükseldiğini söyledi. Kadınların üniversiteyi bitirip kariyer yapmaya odaklanmasının evlilikleri azalttığını aktaran Derbentli, şu ifadelere yer verdi: “Belirli bir yaşa geldikten sonra ferdi yaşam ön plana çıkıyor. Bu da evlenmek istemeyen ciddi bir kitleyi ortaya koyuyor. Verilere baktığımız zaman 18-20 yaş arası evlilikler en rahat evlilikler; çok fazla armudun sapı, üzümün çöpü araştırılmadan evleniliyor. 25-30 yaş arası biraz daha mantık ön plana çıkıyor. Sonrası yaş gruplarında da duygusallık ve mantık kalmıyor. İnsanlar birçok hesap kitap yaparak ayrıntılı düşünüyor ve evlenmemek gibi bir algı oluşuyor. O yaştan sonra da evlenirken daha seçici oluyor. Eskiden, ‘gelinlikle geldiğin yerden ancak kefenle çıkarsın’ mantığı vardı. Şu anda en ufak meselede bile çok rahat ‘biz boşanıyoruz’ diyebiliyorlar. Kimsenin kimseye tahammülü kalmamış.”
“KADINA ABARTI AYRIMCILIK”
Son dönemlerde kadınlar hukuki olarak çok fazla öncelik verildiğinin altını çizen Derbentli, kadına verilen hakların evliliklerin çabuk bitmesine neden olduğunu belirtti. Derbentli, “Kadın ve erkek eşitliği ilkesini hayata geçireceğiz derken kadın lehine abartı bir pozitif ayrımcılık yapılmaya başlandı. Dolayısıyla geldiğimiz noktada iki taraf da birbirine katlanamaz hâle geliyor. Televizyonlarda kadınlarının hakkının zayi olduğu söylense de ben aynı kanaatte değilim. Kadına bir gün bile evli kalmadığı halde nafaka veriliyor. Kanunlar yapılırken kadınlara pozitif ayrımcılık yapacağız derken aileyi kanunlar çökertiyor. Burada pozitif ayrımcılık diye bir meselenin olmaması lazım çünkü aile toplumun en önemli nüvesidir. Aileler sağlamsa toplum sağlamdır. Dolayısıyla birbirini sevmeyen, katlanamayan anne babaların olmasından ziyade birbirini seven insanların beraber olmasını sağlayacak pozisyonların olması lazım. Evlenebilmek ne kadar kolaysa boşanabilmeyi de o kadar kolaylaştırmak lazım. Çünkü toplumlar evlenerek ayakta durabilir. Devletin burada katkı sağlaması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“ÇİFTLER BİRBİRİNİ TANIMALI”
Aile Danışmanı Sevde Şişman ise evlenmeden önce çiftlerin birbirlerini tanımalarının önemli olduğunu dile getirdi. Çiftlerin evlilikten beklentilerini karşılıklı olarak net ve öz şekilde konuşması gerektiğini vurgulayan Şişman, “Çiftler karakterlerini ve mizaçlarını karşılıklı olarak tanımalılar. Hatta mümkünse bu konuda uzman desteği aldıktan sonra evlenmeliler. Hali hazırda evliliklerde de her zaman iniş çıkışların olabileceği, önemli olanın bunlardan en az zararla çıkmanın en kolay yolunun çiftler arasındaki sağlıklı iletişimin olduğu unutulmamalıdır” dedi. Her ailenin dinamiğinin kendine özel olduğuna dikkati çeken Şişman, “Kendi aile yapımıza ve düzenimize uymayan birçok şey elimizin altında. Gün boyu bir el bombası gibi cebimizde taşıyoruz maalesef. Bizden daha güzelleri, daha zenginleri daha mutlulukları vb. Oysaki her ailenin dinamiği kendine özeldir. Ve aslında aileyi huzurlu kılan da budur. Onlar gibi olma onlar yapıyorsa bende yapmalıyım gibi düşünceler özelimizi haslığımızı bozar hale geldi” diyerek sözlerini tamamladı. (Kübra KARABURÇ)
İlginizi Çekebilir