AKDENİZ OYUNLARI HAZIRLIKLARI VE TENİS GÜNDEMİ
SporOlimpiyat ve benzeri organizasyonların heyecanı hep bir farklı oluyor. Bu ay da Akdeniz Oyunları’nı evlerimizde konuk ediyoruz
Benim açımdan, bu organizasyonların en zevk verici branşları atletizm ve jimnastik oluyor hem ilgi duyduğum hem de eskiden beri olimpik sporlar olduğu için. Ülkemiz açısından da sürekli katılım sağlanan, madalyalar elde ettiğimiz, hatta da evvel iki defa da ev sahipliği yapmış olmamız açısından ilgimizin yüksek olduğu organizasyonlardan. Bu yıl Cezayir’in Oran kentinde 24 branşta düzenlenen organizasyonuna tüm branşlarda 300’ün üzerinde sporcu ile katılım sağlıyoruz. O nedenle tüm branşlarda heyecanımız yüksek olacak. Konya olarak da milli takımlara ciddi destek sağlamış, çok sayıda sporcu göndermiş bulunmaktayız. Konyasporlu futbolcular Yaşar Kavas, Mehmet Ali Büyüksayar, Ahmet Karademir; haltercimiz Ali Oflaz, Konyalıların yakından tanıdığı bisiklet sporcusu Ahmet Örken kafilede yer alan sporculardan. Mutlaka madalya göreceğimize inandığım jimnastik takımımız Ferhat, İbrahim, Ahmet Önder, Adem Asil’in de aralarında bulunduğu ile kadro oradalar. Jimnastik dışında boks, halter, güreş, teakwando, okçuluk branşlarında özellikle olimpiyatlardan da aşina olduğumuz tanıdık isimleri izleyeceğiz ve madalya umudumuzun yüksek olduğu branşlar. Geniş bir atletizm kadrosuyla katılım sağlamaktayız ancak beklentileri çok da yüksek tutmamakta fayda var. Teniste Zeynep Sönmez, İlay Yörük ve Yankı Erel gibi genç isimler de ülkemizi temsil etme şansı yakalayacaklar.
Bu organizasyon dışında sürekli takip ettiğim spor ise tenis. Çim kort sezonu başladı da bitiyor bile yazıyı yazdığım tarihte Wimbledon ana tablo maçlarının başlamasına 1 gün kalmıştı. Önce Wimbledon daha sonra ATP/WTA organizasyonların almış olduğu kararlar nedeniyle biraz da heyecanımız düştü bu yıl. Hatırlarsanız, Wimbledon devam eden Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Rus ve Belaruslu oyuncuların turnuvaya kabul edilmeyeceğini açıklamış, WTA ve ATP ise alınan bu karara tepki olarak bu yıl Wimbledon için puan verilmemesini kararlaştırmıştı. Açıkçası kimseye faydası olmayan bir süreç yaşanıyor. Geçen yılın şampiyonu Novak Djokovic bu uygulama nedeniyle dünya sırlamasında 7. Sıraya gerilemesi bekleniyor. Öte yandan geçen yılın finalisti Matteo Berettini Wimbledon öncesi 2 şampiyonluk elde etmesine karşılık 2 sıra gerileyecek. Aslında bunlar sadece görülenler. Daha alt sıralamalardaki sporcular için alınan puanların sonraki turnuvalara katılım açısından değeri büyük. Dahası, birçok oyuncu katılamamışken bir de puan verilmeyeceği için uğraşma gereği duymayan oyuncular eklendi ve bu nedenle seyirciler de üzgün.
İlginç bir turnuva bizi beklerken, ön elemelere Altuğ Çelikbilek, Cem İlkel ve İpek Öz olmak üzere 3 sporcumuzla katılım sağladık. Maalesef üçü de ilk turda elenerek turnuvaya veda etti. Turnuvaya kadınlarda İga Swiatek ve erkeklerde Novak Djokovic en büyük şampiyonluk adayları olarak başlıyorlar. Ancak tenis süprizlerle, çim kort daha büyük süprizlerle doludur. Gene de çim sezonunu çok iyi geçirenlerin başında erkeklerde Berettini, kadınlarda da Haddad Maia oldu. İkisi de 2 şampiyonluk elde etti. Hurkacz ilk çim kort şampiyonluğunu kazandı. Gündeme bomba gibi düşen daha önce ATP seviyesinde galibiyeti bile olmayan Van Rijthoven ise kendi evinde ilk şampiyonluğunu aldı. İki kez Wimbledon şampiyonluğu bulunan8 ve sakatlık nedeniyle uzun süredir form tutamayan Petra Kvitova ise, bir şampiyonluk alarak hayranlarına umut verdi. Stefanos Tsitsipas herkesin bildiği bir isim ama bana göre bu kadar başarılı bir çim sezonu geçirdiğini hatırlamıyorum. Hatırlarsanız toprak kortun iyilerinden, sert kortta da başarılı ama çimde hiç görmemiştik neredeyse. Bu gelişmeyi sağlamak çok önemliydi bana göre.
Tenisin başka bir gündemi de ATP yönetiminin Temmuz ayında uygulamaya koyacağını açıkladığı kort içi koçluk uygulaması. Değişimlere son derece açık bir insan olmama rağmen tenisteki değişim önerilerine son derece mesafeliyim hatta bazılarına şiddetle de karşıyım. Çünkü çoğu kural güncellemesi tabiri caizse sporu “sulandırmaya” yönelik oluyor. Mevcut uygulamada, maç başladıktan sonra oyuncular antrenörleriyle konuşup tüyo alamıyorlar. Yeni uygulama buna izin verilmesini öngörüyor. Bu kural değişimi konusunda da önyargılıyım. Her şeyden önce turda onlarca antrenörü olmayan oyuncu var çünkü düşük sıralamalarda ve sponsor desteği bulamayan oyuncuların bu maliyeti karşılaması çok imkansız. Gene benzer nedenlerden dolayı, aynı antrenörün birden fazla oyuncu çalıştırması da sıklıkla karşılaşılan bir uygulama. İş bu haldeyken, antrenörü olmayan ya da yanında getiremeyen oyunculara karşı bir haksızlık olmuyor mu? Öte yandan turda tribündeyken bile ortalığı kortu katıp karıştıran antrenörler varken bir de bunların kort içi iletişimlerine izin verildiğinde nelere hazırlıklı olmalıyız? Ayrıca bu durum oyunun sık sık duraklatılmasına neden olacak mı? Bu ve benzeri sorularla kafam doluyken kural değişikliğine gidiliyor. Önümüzdeki turnuvalarda takipçisi olacağım.
İlginizi Çekebilir