© Konya Postası 2021

Aşıklar Bayramının en yaşlısı: Aşık İhsan Şahbazoğlu

Aşıklar Bayramının onur konuklarından Kars’lı aşık 87 yaşında ki İhsan Şahbazoğlu’yla kısıtlı bir zamanda gerçekleştirdiğimiz röportajımızda geçmişte Anadolu halkının aşıklara olan ilgisini, yeni yetişen aşıklara neler tavsiye ettiğini ve içinde bulunduğumuz zamanı bir aşık gözüyle nasıl değerlendirdiklerini sorduk

Biraz kendinizden bahseder misiniz?

Ben, Kars’ın Akyaka ilçesi Üçpınar Köyü’nden Aşık İhsan Şahbazoğlu. 1955’lerde aşıklığa başladım. 1930 doğumluyum yani 87 yaşındayım. 60 yıllık aşıklık geçmişim var. Artık dediğim gibi bu ince sazlar çalgılar çıktı, bir zaman saz çalmayı günah zannetmişler, tamam da nedeni ne aslı ne? Demeleri şöyle, imamları şehit ettikleri zaman, o zamanın çalgılarını yığmışlar çalgıların hiçbiri çalmamış saz çalmış. İşte saza alkış vurmak çalmak bu yüzden günahmış. O zaman saz mı vardı, ismi bile yoktu sazın. Şimdi ne yapılıyor Peygamber Efendımizin doğum gününü en ince çalgılarla kutluyorlar değilmi. Yanlış yola saptıranlar var daha doğrusu hakikati lekelemeye çalışanlar var. Hakikati gerçeği söyleyenlere iyi bakmıyorlar.

Konya Aşıklar Bayramı’na ilk defa ne zaman katıldınız, sizinle birlikte katılan çağdaşınız aşıklar kimler idi?

İlk defa 1968 yılında katıldım. Murat Çobanoğlu, Şeref Taşlıova, İlhami Demir, Rüstem Alyansoğlu, Laçin Aladağlı, Mehmet Hicrani, İslam Erdenör büyük ağabeyim Veysel Şahbazoğlu vardı. Yeni âşıkların çoğunu tanımıyorum. Bazı hallerini de sevmiyorum. Çünkü kıymetsiz şeyler konuşuyorlar, tarihe uygun, efendim zamana uygun bir şeyler konuşmuyorlar, âşıklık geleneğine uygun davranmıyorlar. Birgün Nasreddin Hoca’nın hanımı doğum yapıyordu, geceydi, dedi ki Hoca gözün aydın ikiz çocuk. Biri geldi dünyaya biri de geliyor dedi. Nasreddin Hoca hemen lambayı söndürdü, ebe dedi; ne yapıyorsun? Ne yapayım dedi Hoca; ışığı gören geliyor. Şimdi ışığı gören gece yatıyor sabah aşık oluyor. Hâlbuki bu sanat bu değil.

Sizin âşıklığa başladığınız yıllarda halkın âşıklara ilgisi nasıldı?

İlgi çok fazlaydı. Öyle zamanlar olurdu ki, düğünler oluyor bizim oralarda tabi, hikaye anlatmaya başlıyoruz. Akşam saat altıda başlamıştım gece saat bire ikiye gelmiş hikaye bitmiyor kimse de kalkıp gitmiyordu. Niye, bitir öyle gidelim diyorlar. Bu bitmez diyorum bunun arkası bir iki saat daha gider, adam diyor biz gitmeyeceğiz. Öyle saygı sevgi vardı aşıklara, şimdi yoktur.

Üstad, içinde bulunduğumuz zamanı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Zaman değişti. Mesela ben programda dedim ki;

Dinleyin efendim size söyleyim

Bakın neler oldu bu zamanada Dostun dosta itibarı kalmadı O da zuhur etti bu zamanada

Artık akraba akrabayla samimi olamıyor çünkü aralarına illa bir olumsuzluklar çıkıyor.

Benim bu sözümüzü bir yana yazın                                                                                                                              İspatı meydanda demek ne lüzum                                                                                                                                  Çok erkeğin saçı kadından uzun                                                                                                                                        O da zuhur etti bu zamanada 

Benim bir torunum vardı camiye gidiyor, saçı uzun tabi, artık bilinçlimi bilinçsizmi bilinmez, saçına basıyorlar secdeden başını kaldıramıyor. Geldi hemen kestirdi(gülüşmeler). İşte zaman çok değişti. Genç aşıklara ozanlara neler tavsiye edersiniz?

Genç yeni yetişen aşıklara diyeceğim şudur, usta görsünler. Hz. Ali efendimiz demiş ki; bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum. Halbuki onun ona ihtiyacımı vardı. Öyle bir adam ki yine birşey öğrenmeyi istiyor. O zaman biz ölmüşüz demektir. Ama şimdi ne yapıyor yeniler adam boşver ne bilirsin ki sende diyorlar yakın gelmiyorlar. Önce terbiyeyi öğrenecek insan ondan sonra herhangi bir meslekse ondan sonra da onu öğreneceksin. Bu ister marangozluk mesleği olur ister aşıklık olur, mutlaka bir usta görmen elinde yetişmen gerekir. Bu işin bir edebi erkanı var bunları muhakkak öğrenmen gerekiyor. Yani usta görmek 

Diyor ki;

Yaşın on beş al yanına bir eş, Yaşın yirmi boynun değirmi,

Yaşın otuz yumruğun topuz, Yaşın kırk bıyıkları kırk,

Yaşın elli işin belli,

Yaşın altmış işin bitmiş,

Yaşın yetmiş gelmiş gitmiş,

Yaşın seksen aklın başında noksan,

Yaşın doksan ha varsan ha yoksan,

Yaşın yüz gözlerini büz,

Bir mezarda dümdüz,

Allah imandan ayırmasın.

Çok teşekkür ederim. Sağlık oldukça Konya’ya geleceğiz.

(Cuma Ali SARI)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER