© Konya Postası 2021

Bahar aylarında Gut hastalığına dikkat

Erkeklerde daha sık rastlanan ve kadınlara göre 20 kat daha fazla görülme ihtimali olan Gut Hastalığı’na ilişkin bilgi veren Farabi Hastanesi Dahiliye Uzman Doktoru Ahmet Çizemecioğlu, hastalığın ilkbahar ve sonbahar aylarında daha sık görüldüğünü kaydetti

Erkeklerde görülme ihtimali yüksek olan Gut hastalığına karşı korunmak içinde uzmanlar genellikle su içme konusunda uyarılarda bulunuyor. Günde 8-16 bardak su içilmesi veya 2-4 litre sıvı alınması gerektiğine dikkati çeken uzmanlar, alkolden kaçınılması ve protein tüketimi  ile doymamış yağ tüketimi  konusunda uyarılarda bulunuyor. Uzmanlar et konusunda ise günlük olarak et, balık ve kümes hayvanlarından 113-170 gramın geçilmemesi gerektiğine dikkati çekiyor

İLKBAHAR AYLARINDA HASTALIĞA DİKKAT EDİLMELİ

Gut hastalığının en sık ayak başparmak ekleminde görüldüğünü dile getiren Farabi Hastanesi Dahiliye Uzman Doktoru Ahmet Çizemecioğlu, hastalığın diz, dirsek ve el bilek ekleminde de görülebileceğine dikkati çekti. Gut hastalığının oluşumunun artması konusunda yaşam şekline dikkat edilmesi gerektiğine dikkati çeken Çizemecioğlu, “Gut, ürik asit yüksekliği, tekrarlayan eklem iltihabı atakları ve eklem içinde ve çevre dokuda ürat kristallerinin depolanması ile karakterize bir hastalıktır. Obezite, yaşam şekli, diyet, ilaçlar, organ nakli ve ilişkili ilaç kullanımları gut oluşma ihtimalini artırır. Özellikle Gut hastalığı erkeklerde daha sık rastlanır ve kadınlara göre 20 kat fazladır. Kadınlarda ise genellikle menopoz sonrası dönemde ortaya çıkar ve genellikle 40-50 arası yaşlarda daha sık rastlanır” diye konuştu. Hastalıkta ilk atağın çoğunlukla 50 yaşlarında görüldüğünü dile getiren Çizemecioğlu, hastalığın çocukluk çağında çok nadir görüldüğünü ve hastaların yüzde 10-20’sinde ailesel meyil saptandığını belirtti. Çizemecioğlu, ilkbahar ve sonbahar aylarında bu hastalığı görülme olasılığının arttığına vurgu yaptı.

‘ERKEKLERDE GENELLİKLE 40-60 YAŞLARINDA ORTAYA ÇIKAR’

Erkeklerde kadınlara göre ürik asit seviyesinin 1 miligram daha fazla olduğunu dile getiren Çizemecioğlu, Gut’un oluşumunda bazı dönemlerin olduğunu belirtti. Klinik bulgunun olmadığı ve labaratuvar testlerin ürik asit yüksekliğinin saptanıldığı dönemin şikâyetsiz dönem olarak adlandırıldığını söyleyen Çizemecioğlu, hastadan hastaya değişmekle birlikte ortalama 15-20 yıl hastalığın sürebileceğini ve bazen böbrek taşına neden olabileceğinin altını çizdi. Dahiliye Uzmanı Ahmet Çizemecioğlu, hastalıkla ilgili şunları kaydetti: “Erkeklerde genellikle ilk atak 40-60 yaşlarında ortaya çıkarken, kadınlarda genellikle menapoz sonrası dönemde gerçekleşir. Hastaların yüzde 70’inde tek eklemde yerleşimli olarak ortaya çıkar. En sık tutulan eklemler ayak başparmağı eklemidir. Hastalık çoğunlukla gece ani olarak başlar ve 8-10 saatlik zaman içinde şiddeti artar. Akut nöbetin gelişmesini ateş, travma, alkol, susuz kalınması, ilaçlar ve cerrahi kolaylaştırır. Eklemde ağrının yanı sıra, sıcaklık artışı, şişlik, hareket kısıtlılığı ve kızarıklık vardır ve ağrı çok şiddetlidir. Eklem iltihabı nöbetleri 5-7 gün içinde kendiliğinden iyileşebilir.”

 

‘25 YAŞ ÖNCESİNDE GUT HASTALIĞI BAŞLAYABİLİR’

Akut Gut atakları arasındaki şikâyetsiz dönemlere ara dönem isminin verildiğini ve bu dönemin süresi çok değişken olduğuna dikkati çeken Çizemecioğlu, atakların sıklığının artarak kronikleşebileceğini anlattı. Kronik Gut’a dikkati çeken Çizemecioğlu, “Atakların sıklığı arttıkça tek eklem yerine çoklu eklemlerde görülmeye başlar. Eklem şekil bozuklukları, tofüs ve böbrek taşı ile kendini belli eder ve Tofüsler hastalığın başlangıcından en az 10 yıl sonra gelişir. İyi tedavi edilemeyen hastalarda, ürik asit değeri  11 mg/dl’nin üzerinde ve yaklaşık yüzde 50 oranlarında tespit edilebilir. Hastaların yüzde 3-5’ inde, 25 yaş öncesinde gut başlar. Genetik bir özelliği vardır. Hastalarda çok hızlı bir klinik tablo söz konusudur” dedi. Dahiliye Uzman Doktoru Ahmet Çizemecioğlu, hastalığın yapabileceği etkilere ilişkin şunları söyledi: “Hastalık damar sertliği, damak tıkanıklıkları, kolesterol ve kan yağı yükseklikleri, Hipertansiyon, Obezite, böbrek hastalıkları, pıhtılaşma bozuklukları, kemik erimesi, göz hastalıkları ve kalp zarı iltihabına neden olabilir. Tedavisi konusunda da Gut atağının en kısa sürede sonlandırılması, nükslerin önlenmesi ve ürat kristallerinin eklem ve böbrek komplikasyonlarının önlenmesi çok önemlidir. Yine böbrek taşlarının oluşumunun ve tekrarının önlenmesi için tedaviler gerekli olmak zorundadır” ifadelerini kullandı.(Mustafa KARAKAYA)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER