© Konya Postası 2021

Bam telinde sevdalar

Türk kültürünün vazgeçilmezi olan bağlama. Her telinde ayrı hayatların sese geldiği, âşıkların elindeyken kavuşamayan sevdaları, anaları, kardeşleri anlatan, bam telinde ağıtlar yaktıran, sesiyle yüreklerimizde derin izler bırakan şah eserin yapımı.

Bağlama 4000 yıla aşkın bir süredir varlığını sürdürmektedir. İnsanlık var olduğu zaman dilimleri içerisinde hep bir sanatla uğraşmıştır. Yaptıkları bu sanatla kültürümüzün vazgeçilmesi olan bağlamayla tanışmış. Âşıklarımız bağlamayı kültürümüzle özdeşleştirerek yazılan türküleri can buldurmuşlardır. Türkülerin can bulduğu bağlama yapım ustası Hüseyin Kayacık’ tan, bağlamanın bilinmeyen hikâyesini, bağlama çalmayı bilmediği halde bağlamanın sesine hayranlığıyla ağaçları nasıl oyup bağlama yaptığını anlattı.

 “MESLEĞİMİ SEVİYORUM DESEM YALAN OLUR”

Saz imalatına 31 yıl önce çok küçük yaşlarda dayısının sayesinde başladığını ve sazın kendisinde büyük bir tutku haline geldiğini belirten 46 yaşındaki Hüseyin Kayacık,"1983 yılında ailem büyük maddi sıkıntılar yaşıyordu. Ben de bu sıkıntılardan dolayı, aynı zamanda ustam olan dayımın yanında çırak olarak saz imalatına başladım. Dayım gerçekten Konya’nın büyük saz ustalarındandır ve zamanla yıllar geçtikçe bağlama bende vazgeçilmez bir tutku haline geldi. Ben mesleğimi seviyorum desem yalan olur çünkü bu kelime hislerimi anlatmaya yetmez ben mesleğime aşığım" dedi.

“ÖNYARGILAR KIRILDI”

Eskiye göre telli çalgılara olan ilginin arttığını dile getiren Kayacık, “ Benim bu işe başladığım yıllarda saz gibi telli çalgılara karşı önyargı vardı. Kimse çocuğunun bu işte çalışmasını istemiyordu ama üniversitelerin konservatuarlarının açılması ile bu durum değişti. Artık gençler telli çalgılara daha ilgili. Bu işi öğrenmek isteyen insanların sayısı da arttı” şeklinde konuştu.

“KENDİME AİT ATÖLYEM OLSUN İSTEDİM”

Ustası yani aynı zamanda dayısının yanında işi çok iyi öğrendiğini aradan uzun yılların geçmesiyle birlikte artık kendisine ait bir atölyenin şart olduğunu söyleyen Kayacık, “Saz imalatı işine başlayalı uzun yıllar olmuştu. Aradan geçen zamanla kendime ait bir atölye olmasını istedim ve 2000 yılında artık işi tam olarak öğrendiğimi hissettiğim için kendime ait bir atölye açtım” şeklinde konuştu. Kendisine ait atölyeyi açmasıyla müşterilerden gelen istekleride göz önünde bulundurarak özel üretim yapmaya başladığını söyledi.

“ONUN BENDEKİ YERİ ÇOK BAŞKA”

Her türlü telli çalgı imalatı, tamiri ve tadilatı yaptığını söyleyen Kayacık, saz imalatında bir ilki gerçekleştirdiğinin de altını çizerek vurguladı. Kayacık " Daha önce saz yapımında kullanılmayan armut ağacından bağlama yaptım. Armut ağacından yaptığım bu enstrümana değer biçemem onun bendeki yeri çok başka onu kendim için yaptım satmayı düşünmüyorum. Çünkü bu, armut ağacından ilk defa yapılan, tek gövde oyma bir bağlamadır" dedi. En iyi sazın oyma dut ağacından yapıldığını belirten Kayacık, “En iyi ses veren saz oyma ağacından yapılır ama benim armut ağacından yaptığım sazda dut ağacı kadar güzel ses çıkarıyor" dedi.

SAZIN BİLİNMEYEN HİKAYESİ

Sazın hikayesini birçok kişinin bilmediğini ve bu konuda bir çok yalan yanlış bilgilerin dolaştığını söyleyen Kayacık, sözlerine şu şekilde devam etti: "Bağlama tarihi 4000 yılı aşkın bir süredir devam etmektedir. Rivayete göre Hun Türklerinden bir avcı av dönüşü dinlenirken kulağına değişik, güzel bir ses gelir. Sesin geldiği yere bakınca bu sesin ölmüş bir ata ait kuru kafadan geldiğini görür. Kuru kafadaki atın yelesine bir kıl dolanmış, rüzgarın etkisi ile titreşerek ses çıkardığını fark eden avcı, bu kuru kafayı alıp, ses çıkaran kıla parmaklarıyla vurarak daha değişik sesler çıkarmaya başlamış. Böylelikle ilk telli saz bu tarihte bulunmuştur.İlk dönemlerde sazın teli olarak at yelesi ve kuyruk kılları kullanılmıştır"

(Ayşegül İlisulu)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER