Bir Aslan rotasını çizmiş Konya’ya geliyor.
KonyaSeyyid Burhaneddin Muhakkık Tirmizi, görevini tamamladığını Mevlana’yı bundan sonra başka bir hocanın eğiteceğine işaret ederek; “Bir aslan rotasını çizmiş Konya’ya geliyor. Bir post iki aslan’a dar gelir.” der ve Hz. Mevlana’dan izin alarak Kayseri’de ki görevine döner. Seyyid Burhaneddin Hazretleri Tahminen 1241-1242 yıllarında Hakka yürür.
Hz. Mevlana’nın Hz. Şems ile buluşmasına doğru…
İlmin güneşi (şems) olarak bilinen bu mübarek zatın asıl ismi Şemseddin Muhammeddir. 1186 yılımda Tebriz’de doğmuştur. Şems ilim ve tahsil de hep daha fazlasını istemiştir. Bu yüzden daha olgun mürşidler bulmak için seyahate çıkar. Senelerce seyahat eder, birçok yer gezer, zamanın arifleri, ulemalarıyla görüşür. Fakat kendisini ruhen tatmin edecek seviyede bir Hak dostu bulamamış, hep kendi mertebesinde bir sohbet arkadaşı aramıştır. Bir gece Hak Tealaya “Ey Allah'ım.' Kendi, örtülü olan sevgililerinden birini bana göstermeni istiyorum” diyerek dua eder. Allah tarafından, istediğinin, Anadolu ülkesinde bulunan, Belh'li Sultân-ül Ulemâ'nın oğlu Muhammed Celâleddin olduğu ilham edilir. Bunun üzerine Şems Hz. Mevlana’ya ulaşmak için yola koyulur. 29 Kasım 1244 yılı Cumartesi sabahı Konya'ya ulaşır.
Hz. Mevlana ve Hz. Şems’in buluşmalarına ve eşsiz muhabbetlerine bir sonraki yazı dizimizde genişçe yer vereceğiz.
Hz. Mevlana ve dostu Şeyh Selâhaddin Zerkubi Hazretleri
Yağıbasan'ın oğlu Konyalı Zerkûb (Kuyumcu) diye tanınan Şeyh Selâhaddin Feridun, Konya civarındaki bir gölün kenarında balıkçılıkla geçinen bir ailedendir. Ümmî olarak bilinen Şeyh Selâhaddin, gençliğinde Seyyid Burhâneddin'in terbiyesine girmiş, onun sohbetlerinde pişmiş, onun feyziyle olgunlaşmış, kâmil bir insandır. Ayrıca Şems'in sohbetlerinde de bulunmuş, ondan da feyz almıştır. Hz.Mevlânâ ile Hz.Şems buluşmalarında, altı ay Şeyh Selâhaddin'in hücresinde sohbet etmişlerdir. Onlara hizmet edebilme şerefine ve sohbetlerinde bulunabilme bahtiyarlığına eren zât, Şeyh Selâhaddin'dir.
Hz. Mevlana’nın aşka gelip ilk semayı yapması…
Selâhaddin Zerkubi, bugünkü sarraflar çarşısının olduğu yerde kuyumculuk yapmaktadır. Hz. Mevlana bir gün müridleriyle birlikte Selâhaddin Zerkubi’nin ziyaretine gider. Şemsi kaybetmiş olan Hz. Mevlana Şems’e olan sevgisini, aşkını Selâhaddin Zerkubi’ye vermiştir.. Selahattin Zerkubi kuyumcu dükkanında altın döverken ziyaretine gelen Hz. Mevlana, Selâhaddin Zerkubi’nin çekicinden çıkan “tık tak, tık tak, tık tak” seslerini “ Ya hak! Ya hak! Ya hak!” diye algılar. Aşka gelen Hz. Mevlana çepkininin ucunu açar, sağ elini havaya kaldırır ve başlar sema etmeye. Böylece ilk sema ortaya çıkar.
Hz. Mevlana’nın dostuna duyduğu güven ve akraba oluşları…
Hz. Mevlânâ, Şems'e duyduğu muhabbet ve gönül bağlılığının aynısını Selâhaddin Zerkubiye de gösterir ve bu zat ile sükun bulur. Hz. Mevlânâ, müridlerinin irşadıyla bizzat uğraşamamış ve onların irşad ve terbiyesine, en seçkin, en ehil dostlarından birini tayin etmiştir. Selâhaddin Zerkubi bu vazifeye ilk olarak tayin ettiği dostudur. Mevlânâ, Şeyh Selâhaddin'e yalnız manevî bir bağ ve içten gelen muhabbetiyle kalmaz; “Benim sağ gözüm” diyerek iltifatta bulunduğu Selâhaddin Zerkubi’nin kızı Fatma Hatun'u, oğlu Sultan Veled’le evlendirerek aralarında bir akrabalık bağı da kurar.
Devam edecek…
Bir Aslan rotasını çizmiş Konya’ya geliyor.
Seyyid Burhaneddin Muhakkık Tirmizi, Mevlana’nın eğitim görevini tamamladığını Mevlana’yı bundan sonra başka bir hocanın eğiteceğine işaret ederek; “Bir aslan rotasını çizmiş Konya’ya geliyor. Bir post iki aslan’a dar gelir.” der ve Hz. Mevlana’dan izin alarak Kayseri’de ki görevine döner. Seyyid Burhaneddin’in işaret ettiği aslan ise Mevlana’nın gelecekte aşk insanı olmasına vesile olacak olan Şems-i Tebriz-i dir.
İlginizi Çekebilir