'Bu anayasa değişikliği ortak payda yaratma fırsatı doğurdu'
GüncelCHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğinin demokrasi konusunda ortak payda yaratma fırsatı doğurduğunu belirterek, "Bu ülkenin bütün vatandaşları, hepimiz demokrasi istiyoruz" dedi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Leyla Gencer Tiyatro Salonu'nda gerçekleştirilen Fox TV canlı yayında gazeteci İsmail Küçükkaya'nın sorularını yanıtladı.
Küçükkaya'nın, "Son bir haftaya nasıl giriyorsunuz. İç duygunuz ne diyor?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, kampanyanın başından itibaren tüm vatandaşlara 18 maddeyi okumalarını, düşünmelerini, vicdanlarında tartmalarını, ondan sonra sandığa gitmelerini söylediğini belirtti.
Ülkenin geleceği, bayrak, birlikte yaşama iradesini ortaya koymak için herkesin sandığa gitmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğinin herkesi ilgilendiren bir değişiklik olduğunu, anayasa değişikliğinin neyi getirdiğinin iyi bilinmesi, öğrenilmesi ve tartışılması gerektiğini söyledi.
"Gerek Cumhurbaşkanı, gerek Başbakan hatta Sayın Devlet Bahçeli bu referandumun ana omurgasına sizi oturtuyorlar. Siz neden bu kampanyanın ana omurgası oldunuz?" sorusunu yönelten Küçükkaya'ya, Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi: "Bir düşman yaratmak ve o düşman üzerinden siyaset yapma anlayışı var. Bu yanlış ve demokrasilerde olmaması gereken bir anlayıştır. Birileri 18 maddeye evet oyu isteyebilir, bu onun en doğal hakkıdır. Ama vatandaşlara veya kendi kitlesine, neden vatandaşın evet oyu vermesi gerektiğini anlatması lazım. Ama bunu anlatamıyorlar. O zaman ne diyorlar? 'Kemal Kılıçdaroğlu kötüdür, Kemal Kılıçdaroğlu şöyledir.'. Ben de dün Trabzon'da espri yaptım. Dedim ki arkadaşlara 'Bu 18 madde içinde Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik bir şey var mı? Acaba okuduk da atladık mı böyle bir şeyi?' Yok böyle bir şey. O zaman neden ben tartışılıyorum. Emin olun anlamakta zorluk çekiyorum. Neden?"
"Başbakanlıktan niye istifa etti?"Kendilerinin eleştirildiğine değinen Kılıçdaroğlu, "Sayın Davutoğlu yüzde 49,5 oy aldı. AK Parti'nin en yüksek oyunu sağladı 1 Kasım seçimlerinde. Peki Başbakanlıktan niye istifa etti? Vatandaş mı istedi? Kurultay yaptılar, kurultayda seçime girdi kaybetti mi? Hayır bunların hiçbiri olmadı. Tek adam istedi, istifa etmek zorunda kaldı. Bu mekanizmayı işleten kişi veya kişiler bize demokrasi dersi veremezler. Benim kalıp kalmayacağıma elbette partililer karar verir. Bu süreç, bir partinin genel başkanı gidecek, bir partinin genel başkanı gelecek süreci değil. Özellikle bunu, partiler arasında bir yarışmış gibi güçlü bir medya desteğiyle kamuoyuna sunmak istiyorlar" diye konuştu.
"CHP'ye gönül vermiş olup da Sayın Cumhurbaşkanının çağrısına uyup, sizden kurtulmak için evet diyecek vatandaş olabilir mi?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, bir kişinin bile olmayacağını, vatandaşın bilinçli olduğunu belirterek, vatandaşların, anayasa değişikliğinin Türkiye ve ülkenin geleceği için neleri getirdiğini, neleri götürdüğünü tartması gerektiğini dile getirdi.
"AK Parti'ye oy ve gönül vermişlere, siz nasıl seslenmek istersiniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğinin bir kişi veya parti değil, ülke meselesi olduğunu, olaya böyle bakmak gerektiğini vurguladı.
Sanki ömür boyu, 10,20,30,40 yıl bir kişi yönetecekmiş gibi bir düşünceden herkesin kurtulması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Bu yetki, en sevmediğimiz adamın eline geçerse ne olur ve Türkiye'yi nasıl bir felaket bekler?" dedi.
"Bana terörü engelleyecek bir madde söyleyin"Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı ile bir programda bir araya gelseniz, ona ne demek isterdiniz bu referandumla ilgili" sorusuna, şu yanıtı verdi: "Vatandaştan evet oyu istiyorsunuz ama bir gerekçe söyleyemiyorsunuz. Şimdi ben karşınızdayım. Evet demem için beni ikna edin. Ben şunu söylerim, 15 yıldır siz hükümet değil misiniz? 15 yıldır siz terörü önlemek istediniz de ben karşı mı çıktım? Siz terörle mücadele konusunda bir karar aldınız da ben karşı mı çıktım? Terörle mücadele için parlamentoya bir kanun getirdiniz de biz karşı mı çıktık, başkaları karşı mı çıktı? 15 yıldır yapamadığınız bir olayı, anayasa değişikliği ile yapacağınızı söylüyorsunuz. Bana terörü engelleyecek bir madde söyleyin. 18 maddeden hangisi terörle mücadele maddesidir. Bir madde. Veremez, yok böyle bir madde."
Her partinin elbette tek başına iktidara gelmek isteyeceğini, kendi adayının cumhurbaşkanı olmasını isteyeceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bizim de hedeflerimizde o var ama bunlar nasıl olur? Demokratik bir ortam içinde, eşit koşullarda olur. Ben devletin her türlü imkanını, arabalarını, uçaklarını, paralarını, televizyonlarını kullanacağım ondan sonra diyeceğim ki 'eşit şartlarda gidiyoruz.'. Hangi eşit şartlarda gidiyoruz? Eşit koşullarda yarışma demokrasinin olmazsa olmazıdır. Sadece CHP'liler için demiyorum, diğer partililer için de demiyorum, Allah aşkına Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren vatandaşlarıma sesleniyorum. Elinizi vicdanınıza koyun, 'biz eşit koşullarda referandum yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz?' diye kendinize sorun" ifadelerini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, "tek adam" konusuna ilişkin, anayasa değişikliğinin gerçekleşmesi halinde Cumhurbaşkanı'nın bir kararnameyle, TBMM'nin çıkardığı kanunları tek başına çıkarabileceğini, devletin yapısı ve işleyişi, ekonomik ve sosyal haklarla ilgili kararı tek başına alabileceğini söyledi.
"Bu sistem Türkiye'yi Irak, Suriye gibi yapar""Bu sistem tek adam mı üretir, Türkiye'yi Irak, Suriye gibi mi yapar?" şeklindeki soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Tek adam üretir. Kesinlikle öyle yapar. Bütün yetkiyi verdiniz, bir adam çıktı istediğini yaptı, nasıl engel olacaksınız?" diye konuştu. "Türkiye'nin birikimi, medyası, iş dünyası, kurumları..." şeklinde araya girilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Hangi medya, hangi birikim, hangi iş dünyası, hangi üniversiteler? Son 2,5 yıldır fiili başkanlık sistemi değil mi? Anayasa değişiyor, bir hukuk fakültesi çıkıp görüşünü beyan etti mi? Niçin konuşmuyor? Demokrasi var niye konuşmuyor? Benim üstüme niye bu kadar saldırıyorlar? Çünkü ben halka doğruları anlatıyorum ve bundan rahatsız oluyorlar" diye konuştu.
Tarafsızlık yemini"Bir partinin genel başkanı nasıl gelip tarafsızlık üzerine, namusu şerefi üzerine yemin eder? Olamaz. Yani bu ülkenin namus ve şeref kavramı için bu ülke vatandaşları için ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Nasıl gelip yemin edecek?" diyen Kılıçdaroğlu, "Yeminin kaldırılması gerektiğini düşünüyor musunuz?" şeklindeki soruya, "Ben o yeminin orada aynen kalacağını düşünüyorum çünkü hayır oyu çıkacak. Bu ülke vatanını seviyor. Bu ülke tarafsız bir cumhurbaşkanı istiyor. Bu ülke bayrağını temsil eden kişinin tarafsız olmasını istiyor. Seçilecek cumhurbaşkanı hangi partiden, hangi kimlikten, hangi inançtan olursa olsun benim cumhurbaşkanımdır diyebileceği bir adam olmasını istiyor. Saygı duyulan bir kişi olsun diyor" dedi.
"(Kaygılarım var ama ben Reis için 'evet' diyeceğim) diyenler var. Onlara ne söylerdiniz?" şeklindeki soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Bir kişi için anayasa yapmıyoruz. Şu madde olsaydı onların taleplerini anlayışla karşılayabilirdik. Bu yetkiler Sayın Erdoğan'ın görev süresiyle sınırlı olarak verilmiştir. Ben onu anlardım o zaman. Derdim ki sadece bu yetkiler görev süresiyle sınırlı, görevi bitince bu yetkiler de bitecek... Böyle bir madde var mı? Yok" diye konuştu.
"Elbette görev süresi doluncaya kadar Cumhurbaşkanı görevinin başında olacak"Küçükkaya'nın, "Referandum sonucunu aldığımız dakikada, diyelim ki yüzde 51'le, 52'yle, 55'le 'hayır' çıktı. O gece hangi açıklamayı yapacaksınız?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, Türkiye'de demokrasinin kazandığını, vatandaşın demokrasiye sahip çıktığını söyleyeceklerini ifade etti.
Bundan daha güzel açıklama olmayacağını belirten Kılıçdaroğlu, "Türkiye'de her partiden vatandaş demokrasiye sahip çıktı, tek adam rejimine karşı çıktı. Tek adam rejiminin getirdiği riskleri gördü. Ben demokrasiye, parlamentoya, Türkiye Büyük Millet Meclisine, Gazi Meclise sahip çıktım. Gazi Meclisin yetkileri bir kişiye verilemez. Bir kişiye verilmesi çok tehlikelidir. İleride büyük riskler görür. Bu tehlikeyi vatandaşımız gördü ve 'hayır' oyu verdi. Söylenecek budur" diye konuştu.
Küçükkaya'nın, "Cumhurbaşkanını veya hükümeti seçime davet etmeyeceksiniz." ifadeleri üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Efendim niye davet edelim. Sayın Cumhurbaşkanını ben mi seçtim? Hayır. Kim seçti, halk seçti. Halkın iradesine saygı duymayacak mıyız, saygı duyacağız. Ben de saygı duyacağım, başkaları da saygı duyacak. Benim adayım kazanmadı, o kazandı. Oraya kim seçti, vatandaş seçti. Vatandaşın iradesine saygı duymak zaten demokrasinin olmazsa olmazıdır. Ben de saygı duyacağım, Sayın Erdoğan da saygı duyacak, Sayın Devlet Bahçeli de saygı duyacak. Herkes saygı duyacak buna. Elbette görev süresi doluncaya kadar Sayın Cumhurbaşkanı görevinin başında olacak. Kimse buna niye itiraz etsin ve niye tartışma konusu yapsın."
"Bir parti, kişi meselesi değil"CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yapılmak istenenin bir anayasa değişikliği olduğunu dile getirdi. Düzenlemenin bir parti ya da bir kişiyle ilgili olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Rejimi değiştirelim mi, değiştirmeyelim mi? Demokratik parlamenter sistemden otoriter tek adam rejimine geçelim mi geçmeyelim mi? Otoriter tek adam rejimi olsun diyenler 'evet' oyu kullanacak, parlamenter demokratik sistem daha uygundur, doğrusu budur diyenler de 'hayır' oyu kullanacak. Bunun için de her partiden insanlarımız olacak. Dolayısıyla olayı bir parti, bir kişi meselesi haline getirmek yanlıştır. Eğer bu noktadan bakar ve bu noktadan değerlendirirsek Türkiye'nin geleceğini tehlikeye atmış oluruz. Bu konuda hepimizin sorumluluğu var. Anne baba olan herkesin sorumluluğu var. Özellikle annelerin sorumluluğu var. Bu memleketin huzura ihtiyacı var, kavgaya değil. Bakın şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim, evet demenin vebali çok ağırdır."
"Amerikan tarzı başkanlık düşünülebilir, tartışılabilir"Kılıçdaroğlu, "Amerikan tarzı bir başkanlık gelse ona da karşı çıkar mısınız?" sorusuna ilişkin, "Amerikan tarzı bir başkanlık oturulup düşünülebilir, tartışılabilir zaten. Biz yüzde yüz hayır biz buna karşıyız değil. Her şey oturulup, düşünülüp tartışılabilir. Artısını eksisini oturur düşünür tartışırız. Bir ülkenin rejimini o ülkenin tarihi belirler. O ülkenin sosyolojik yapısı belirler. O ülkenin kültürü belirler. Amerika'daki başkanlık sistemi, Amerikan tarihinin, Amerikan koşullarının sosyolojik koşullarının belirlediği bir modeldir. Orada başkan en zayıf halkadır. Başkan hakim tayin edemez, başkan büyükelçi tayin edemez. Amerikan Senatosu der ki sen önerebilirsin ben onayladıktan sonra ancak o olur. Bizde bir kişi herkesi tayin edecek. Nasıl olacak. Ve o kişi aynı zamanda bir partinin genel başkanı olacak" ifadelerini kullandı.
"Bu anayasa değişikliği ortak payda yaratma fırsatı doğurdu"Bu anayasa değişikliğinin demokrasi konusunda bir ortak payda yaratma fırsatı doğurduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bu ülkenin milliyetçisi, ülkücüsü, mütedeyyini, sosyal demokratı, liberali ve siyasete uzak duran bütün vatandaşları, hepimiz demokrasi istiyoruz. Çünkü hepimiz huzur içinde yaşamak istiyoruz. Hepimiz bir adamın baskısı altında kalmak istemiyoruz. Tek adam rejimi istemiyoruz. Koalisyonları oluşturan kim? Ben mi koalisyonları kuruyorum? Hayır. Kim? Milli irade. Siz milli iradeye nasıl saygısızlık yaparsanız? 'Milli irade parlamentoda nasıl tecelli ediyorsa, bunun hepimizin başı üzerinde yeri var' diyeceğiz. Öyle çalışacağız, çabalayacağız. Hedefimiz, tek başına iktidar olmak ve Türkiye'yi çağdaş uygarlığa, muasır medeniyetlerin seviyesine çıkarmaktır. Bunu yaparken demokrasi içerisinde yapacağız." ifadelerini kullandı.
"Hayatım FETÖ'yü eleştirmekle geçti"Kılıçdaroğlu, referandum sürecinde kendilerine yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi: "Bütün hayatım FETÖ'yü eleştirmekle geçmiştir. 2010 referandumu yapılırken bunun Türkiye için nasıl bir felaket getireceğini söyledim. Yargıtay'a FETÖ'cü hakim tayin edildiği zaman çıkıp Meclis kürsüsünde '160 tane militan tayin ederek adaleti alt üst ettiniz' diyen benim. PKK mücadelesinde, PKK'nın saldırısına uğrayan tek kişi benim. PKK bana saldırdı, öldürmek istedi. Hayatım boyunca terörün her türüne her zaman karşı çıktım, IŞİD'e, PKK'ya, DHPK-C'ye, FETÖ'ye. Ben demokrasiden, düşünce özgürlüğünden yanayım. Nereden ve kimden gelirse gelsin terörün her türüne karşıyım. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin de terörle birlikte adlandırılmasına da karşıyım. IŞİD'e silahlı yardım yapılırken karşı çıktım. FETÖ devletin en tepe noktalarına getirilirken karşı çıktım. Valiyi, kaymakamı, rektörü, MİT elemanlarını, emniyet müdürünü onlar tayin etti. Şimdi niye ben suçlanıyorum ki, ben onu anlamıyorum. Vatandaşlarımdan şunu istiyorum. Demokrasi güzel bir şey. Beni eleştirebilirler. Birbirimizi medeni insanlar gibi dinlersek hiçbir sorunumuz yok."
"Sandığa gidin" çağrısı"Bir kere hangi partiden olursa olsun bütün vatandaşlar sandığa gitmeli" diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Hiçbir siyasi partiye üye olmayan, siyasete ilgi göstermeyen vatandaşlarımız dahil her vatandaş sandığa gitmeli. Son bir haftaya giriyoruz. Ciddi manipülasyonlar, tahrikler olabilir. Bütün vatandaşlarıma sesleniyorum; Tahriklere kapılmayalım, kavgaların içine asla girmeyelim. Sakin bir şekilde sandığa gidip vatandaşlık görevimizi yapalım. Ayrıca bu hafta içinde büyük ölçüde manipülasyon yapılacaktır. Büyük kuruluşlara, 'evetler çok önde' diye anketler açıklayacaklar. Hiç kimse en ufak bir endişeye kapılmasın. Bu ülkenin insanları, demokrasiyi, çocuklarını seviyor."
İlginizi Çekebilir