© Konya Postası 2021

Bu Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milletine savaş ilanıdır

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, güvenlik toplantısının illegal dinlenmesinin Türkiye Cumhuriyeti devletine ve milletine savaş ilanı olduğunu söyledi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, seçim kampanyası nedeniyle bulunduğu Kütahya'da, güvenlik toplantısının illegal dinlenmesine ilişkin basın açıklaması yaptı.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin en üst düzey güvenlik ve kriz masasıyla ilgili tahrif edilmiş bir ses kaydı yayınlandığını ve bu durumun ülke güvenliği açısından son derece vahim bir gelişme olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Bu ses kaydının muhteviyatıyla ilgili herhangi bir yoruma ihtiyaç duymuyoruz, tahrif edilmiş yönleri var. Ama esas itibarıyla bu ses kaydına mevzu teşkil eden bu toplantıyla ilgili böyle bir müdahalede bulunulmuş olması, açık bir siber saldırıdır. Türkiye Cumhuriyeti devletine ve aziz milletimize yönelik bir saldırı gerçekleştirilmiştir" diye konuştu.

Bu saldırının ön işaretleri bulunduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Türkiye Cumhuriyeti devletinin güvenlik yapılanması içinde aldığı kararlar muhaceresinde, Suriye'ye giden yardım tırlarına dönük operasyon, daha sonra Sayın Başbakanımız başta olmak üzere bir çoğumuzun, bakanların son derece kritik devlet görevi yürüten yetkililerinin telefonlarının ve ortam dinlemesinin yapılması, açık bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti devletine ve milletine savaş ilanıdır. Bunu bu şekliyle ortaya koymak bir zarurettir, çünkü söz konusu olan eğer ülkenin istikbaliyse, aziz milletimizin bekasıysa bu konuda tedbir almak hükümetimizin, devletimizin bütün birimlerinin görevidir."

"Türkiye Cumhuriyeti devleti gerekli cevabı verir"

Davutoğlu, bir ülkenin sınırlarının ihlal edilmesi nasıl bir ülke için güvenlik tehdidiyse ve tedbir alınmasını gerektirirse, aynı durumun, Milli Güvenlik Kurulundan aldığı yetkilerle ve başbakandan aldığı talimatlarla kurulan ve içinde devlet güvenlik birimlerinin en üst yetkililileri bulunan bir kriz masası için de geçerli olduğuna işaret etti.

Bakan Davutoğlu, kendi başkanlığında, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler'in katılımıyla yapılan toplantı sonrasında Süleyman Şah Türbesi'ne dönük askeri tedbirlerin, güvenlik tedbirlerinin ele alındığını bildirdi. 

Saldırıyı gerçekleştirenlerin hedefinin açık olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Bu saldırıyı gerçekleştirenler, Türkiye Cumhuriyeti devletini zaaf içinde gösterme çabası içindedirler. Bu saldırıyı gerçekleştirenler açık bir şekilde bir vatan toprağı olan Süleyman Şah Türbesi'nin korunmasına dönük çalışmalarımıza sekte vurmak istemektedirler veyahut da oradaki askerlerimizin güvenliğiyle ilgili ciddi bir tehdit oluşturmuş bulunmaktadırlar. Türkiye Cumhuriyeti devleti güçlü bir devlettir, geleneği vardır, kurumları vardır ve kendisine dönük her tür saldırıyı ister hava sahası ihlali şeklinde olsun isterse bu şekilde devletin güvenlik birimlerinin toplantılarına öyle veya böyle teknolojik araçları istismar ederek, ortam dinlemesi şeklinde nüfuz etmek şeklinde olsun buna gerekli cevabı verir."

"Bu ülkenin ve devletin itibarı hepimizin itibarıdır"

Kimsenin Türkiye Cumhuriyeti devletinin geleceğiyle, istikbaliyle, istiklaliyle ve milletin huzuruyla oynama cüretine yönelmemesi gerektiğini ifade eden Davutoğlu, kamuoyunun olayı sükunetle ve bilinçle değerlendirmesini beklediklerini de belirtti.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Hiç kimse tereddüt içinde olmasın ki bu saldırıyı gerçekleştirenler en açık ve net tavrı göreceklerdir. Bu tür çabalar akamete uğrayacaktır. Devletimizin ve milletimizin bekası anlamında bütün kurumlarımız gerekli her türlü tedbiri alacaktır" diye konuştu.

Hangi siyasi görüşten olursa olsun bütün vatandaşlara seslenen Davutoğlu, "Bu ülkenin ve devletin itibarı hepimizin itibarıdır. Bu ülkenin güvenliği hepimizin güvenliğidir. Bu tür gayrikanuni bir şekilde ve açık bir casusluk faaliyetini andıracak tarzda yapılan çalışmalar, devletimizin güvenliğine dönük bir saldırı mahiyetindedir ve gerekli görülen her türlü tedbir alınmak suretiyle bu saldırıyı yapanlar en şiddetli şekilde cezalandırılacaklar ve faaliyetleri akamete uğratılacaktır" dedi.

Dinleyenler Suriye rejimi ve El-Kaide ile işbirliği içinde

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, KonTV’de yayınlanan "Seçime Doğru" programına katıldı. Güvenlik toplantısının illegal dinlenmesine ilişkin değerlendirmede bulunan Davutoğlu, olayın ortaya çıkmasının ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile konuyu istişare ettiklerini, Bakanlık olarak bir açıklama yaptıklarını ve kendisinin de bir basın toplantısı düzenlediğini söyledi.

Türkiye gibi ülkelerin bulundukları coğrafya gereği kritik dönemler yaşadıklarına işaret eden Davutoğlu, olağanüstü dönemlerde kriz yönetimi için yürütülen bir mekanizma bulunduğunu ve en üst düzey yetkililerin katılımıyla bu toplantıların yapıldığını ifade etti. Geçmişte de Libya'dan Türk vatandaşlarının tahliyesi gibi kritik konularda bu tür toplantılar gerçekleştirildiğini ve gayet verimli işleyen bir mekanizma yürütüldüğünü belirten Davutoğlu, "Bu gelişme, her şeyden önce Türkiye'nin ulusal güvenliğine bir saldırıdır" diye konuştu.

Söz konusu dinlemenin bir "ortam dinlemesi" olduğuna işaret eden Davutoğlu, bu konularda her zaman son derece hassas bir yöntem benimsediklerini belirterek, "Son 4 yıl içinde çok kritik dönemlerde, hatta daha öncesinde de onlarca böyle toplantı olmuştur ama herhangi bir şekilde dışarı yansımadı. Ama bunun oluş şartları en detaylı şekilde incelenecek" diye konuştu.

"Verilmek istenen mesaj, eğer Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir zaafını ortaya koymak gibi bir art niyete dayanıyorsa, bu art niyetle hareket edenler böyle bir zaafa hiçbir zaman izin verilmeyeceğini de görecektir" diyen Davutoğlu, zamanlamaya da dikkati çekerek, "Seçimlerden iki gün önce bu zamanlama manidar olabilir" ifadesini kullandı.

Olayın, başka zaman yayınlansa da aynı ölçüde suç, saldırı ve ihanet niteliği taşıyacağını vurgulayan Davutoğlu, "Bunu yapanların,  Suriye rejimiyle iş birliği içinde oldukları aşikar, El-Kaide ile de iş birliği içindeler. O toplantı, IŞİD'in oradaki askerlerimize yönelik güvenlik tehdidi karşısında, terör yapılanmasına dönük olarak tedbirlerin konuşulduğu bir toplantı" dedi.

Youtube'a erişimin engellenmesi

Davutoğlu, "Youtube'un yayınının durdurulmasının özgürlüklerin kısıtlanması olarak yorumlandığı" yönündeki ifade üzerine, yayının durdurulmasının sadece Youtube ile ilgili olmadığını söyledi.

"TİB (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) Başkanlığımız Youtube'dan ulusal güvenlikle ilgili olan bu yayınların durdurulmasını talep etti ve dünyada her yerde devletlerin bu tür tedbir alma hakları var" diyen Davutoğlu, başka bir ülkenin ulusal güvenliğine gösterilen saygının Türkiye için de gösterilmesini beklediklerini dile getirdi.

Youtube'un, söz konusu içeriklerin yayınını durdurmadığı için yayınına tedbir konulduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Yani açık bir saldırı olacak bize ve bu saldırı bir araç üzerinden yapılacak. Yani Youtube aracı üzerinden. Şimdi buna, bu açık saldırıya karşı bir devletin refleks vermesinden daha doğal bir şey yok. Ya o saldırıyı durdurur, yani sadece o yayını yapanlar değil o yayına aracılık edenler de o saldırının parçası haline geliyor. Ya o saldırıyı durdurur, kendi üzerinden Türkiye'ye saldırı yapılmasını engeller ya da bu şekilde aktivitesini sürdürmesi kabul edilemez. Onu engellemek onun görevi. Yani bu yapılan herhangi bir olay değil bu. Herkesin çok ciddiyetle üzerinde durması lazım."

Güvenlik toplantısının dinlenmesi bir "Ortam dinlemesi"

TRT'nin Konya'daki Mevlana Dergahı'ndan yaptığı canlı yayına da katılan Davutoğlu, "Devletin en yüksek güvenlik konularının ele alındığı kriz yönetim masasını dinleme cüretini ve bu dinlemenin arkasındaki niyeti sorgulanmadan bu 1 yılı anlayabilir miyiz?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"12 yıl içinde kimsenin beklemediği şekilde Türkiye, büyük bir performansla her alanda olağanüstü bir özgüvenle yükselişe geçti.  Bunun biz birilerini rahatsız ettiğini biliyorduk, içeride ve dışarıda birilerinin bu gelişmeden ciddi şekilde rahatsızlık duyduğunu biliyorduk, özellikle dışarıda. Ama bu rahatsızlık duyanların içeride bu kadar işbirlikçi olabileceklerini, böylesine haince çalışmalar  içinde olabileceğini kestirmek veya bunu düşünmek gerçekten devlet anlayışımıza uygun düşmezdi."

Türkiye'nin pek çok alanda önemli düzeyde ilerleme katettiğini anlatan Davutoğlu, "Aklı başında hiçbir devlet adamı, sorumluluk bilincine sahip, vatandaşlık hissiyatına sahip hiçbir vatandaş, Türkiye Cumhuriyeti devletinin güvenlik anlamında kaderini etkileyebilecek ölçekte güvenlik konularının konuşulduğu bir toplantının hem birtakım teknolojik araçlarla takip edilmesi hem servis edilmesi hem de tahrif edilmesi ama muhteviyata girmek istemiyorum, muhteviyatı ne olursa olsun, böyle bir cürüm, bugün söyledim, tekrar söylüyorum, Türkiye Cumhuriyeti devletine savaş ilan etmektir" ifadesini kullandı.

Güvenlik toplantısının dinlenmesinin bir "Ortam dinlemesi" olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Bir ortam dinlemesi yapacaksınız, bunu servis edeceksiniz ve bu servis edildikten sonra da bir kampanya yürüteceksiniz. O kampanyaları kimlerin nasıl yürüttüğünü biliyoruz biz. Sanki Türkiye'nin şu veya bu hedefler içinde bir savaş içine doğru sürüklenmek istediği gibi bir kampanya yürüteceksiniz. Bunların vatandaşlıkla hiçbir şeyi yok" diye konuştu.

Bu durumun bir iç bir de dış sebebi olduğunu ifade eden Davutoğlu, AK Parti'nin ülkenin her bölgesinde var olduğuna dikkati çekerek, "Toplumu yatay kesen bütün bölgelerde olan tek parti AK Parti.  Bütün toplumsal kesimlerin siyasi taleplerini dile getirebilen parti AK Parti. AK Parti'yi yıprattığınızda alternatifi ne biliyor musunuz? Onun için 'Türkiye hedef edildi' diyorum, alternatifi herhangi bir başka siyaset değil, yok böyle bir alternatif siyaset üreten parti" değerlendirmesinde bulundu.

Biz her senaryoyu konuşuruz

Toplantılarda dinlemenin engellenmesi için ellerinden gelen her türlü tedbiri aldıklarını belirten Davutoğlu, "Bu teknolojik araçlar şimdi öylesine gelişti ki eskiden çok zor kurulabilecek mekanizmalar şimdi çok rahat kurulabiliyor. O bakımdan bunu bir zaafı örtmek anlamında söylemiyorum, bunun sorumluları, ihmal varsa onlar da gereken her türlü soruşturmalar yapılacak ve sonuna kadar bu konuda gidilecek" dedi.

Bakan Davutoğlu, güvenlik görüşmesinin yayınlamasının bir casusluk faaliyeti olup olmadığı yönündeki soruya "Casusluk ötesidir" yanıtını verdi. Davutoğlu, "Casusluk bir ülke adına başka bir ülkede bir faaliyet yapmaktır. Bu ise onun da ötesinde bir saldırıdır. Casusluk ferdi bir olaydır ama bu bir saldırıdır. Hem casusluk, hem saldırı" diye konuştu.

Genelkurmay, Dışişleri Bakanlığı, MİT Müsteşarlığı'nın bir araya gelmesi ve devlet adına her türlü ihtimali konuşmasının doğal olduğunun altını çizen Davutoğlu, "Başka türlü devlet nasıl işleyecek? Biz her senaryoyu konuşuruz" ifadesini kullandı.

Ses kaydının yayınlanmasının Süleyman Şah Türbesi'nde görev yapan askerlerin hayatlarını riske attığını da vurgulayan Davutoğlu, "Bunun yayınlanması Türkiye Cumhuriyeti devletinin caydırıcılığı konusunda şüpheler doğurmasına sebebiyet vermiştir. Bunun yayınlanması Suriye rejimi başta olmak üzere Türkiye'ye düşmanlık besleyenlere koz vermiştir. O zaman biz bunu düşmanca bir tavır olarak takınırız. Hiçbir şekilde bunun özgürlükle, ifade özgürlüğüyle vesaire ile alakası yoktur" yorumunda bulundu.

Davutoğlu, konuyla ilgili asıl üzücü olanın ses kaydının muhalefet tarafından seçim malzemesi haline getirilmesi olduğunu dile getirerek, kişilerin özel hayatlarına giren kasetlerle ilgili ortak tavır belirleme ihtiyacı gibi, söz konusu dinlemeye ilişkin de herkesin ortak tavır belirlemesi gerektiğinin altını çizdi. 

Bütün terör gruplarına destektir

Güvenlik toplantısının içeriğine ilişkin bilgi de veren Bakan Davutoğlu, Özgür Suriye Ordusu, Süleyman Şah Türbesi'nin çevresindeyken özel bir tedbir alınmasını gerektiren bir durum olmadığını, herhangi bir tehdit de bulunmadığını söyledi. IŞİD, rejimin desteğiyle o bölgeleri ele geçirmeye başlayınca söz konusu güvenlik toplantısını yapma gereğinin doğduğunu aktaran Davutoğlu, 1921 anlaşmasına göre Türk toprağı olan Süleyman Şah Türbesi'ni korumakla görevli Türk askerinin güvenliği için alınması gereken tedbirler bulunduğuna dikkati çekti.

Kriz masası toplantısında kendisine raporlar sunulduğunu ve tartışmanın esasını bunların oluşturduğunu belirten Dışişleri Bakanı Davutoğlu, toplantıdaki konuşmaların tahrif edilmiş şekilde yayınlandığını vurguladı.

Davutoğlu, "Zaruri olan bu toplantının bu şekilde dinlenmesi, böyle bir müdahalede bulunulması, kesinlikle bir ulusal güvenlik suçudur ve bir saldırıdır. Sonra yayınlanması başka bir saldırıdır. Bütün terör gruplarına destektir. Bunu yapanlar El Kaide ile işbirliği yapıyorlar, IŞİD ile işbirliği yapıyorlar, açıkça onu demek istiyorum. Çünkü oraya dönük olarak yürütülen bir çalışmayı bir askeri planlamayı açığa çıkarmak suretiyle hem rejimle işbirliği yapıyorlar hem onlarla işbirliği yapıyorlar" dedi.

Bakan Davutoğlu, bazı kesimlerin Türkiye'yi Suriye'de teröre destek veren bir ülkeymiş gibi gösterme çabası içinde olduğunu da dile getirerek, "Yurtdışında bunu yapanları biliyoruz, tek tek isimlerini biliyoruz. Kimlerin Türkiye’nin bu yükselişinden rahatsız olup da Türkiye'yi zan altında bir devlet haline getirmek istediğini biliyoruz. Hangi köşelerde kimlerin niçin Türkiye'deki paralel yapıları kullanarak ülkeyi zaafa uğratmak istediklerini hep bunları biliyoruz" ifadesini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı'nın ve Genelkurmay 2. Başkanı'nın AK Parti'ye hizmet ettiği eleştirilerine karşılık da Davutoğlu, kriz masalarında bir kere bile parti adı geçmediğini dile getirerek, "Biz orada hükümet olarak varız, parti olarak değil. Biz orada 75 milyonun güvenliğini konuşuruz. Sadece AK Parti'ye oy verenlerin güvenliğini değil" diye konuştu. 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER