© Konya Postası 2021

Çiftçiye 2 milyar lira destek müjdesi

Başbakan Davutoğlu, "Şubat ayı sonunda, 28 Şubat Cumartesi günü, mazot, gübre, yem bitkileri desteği bağlamında 2 milyar Türk lirasını çiftçilerimize veriyoruz" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Tarım Bilgi Sistemleri Tanıtım Toplantısı'nda konuşma yaptı.   Davutoğlu konuşmasına, Malatya'da, dün eğitim uçuşu esnasında hayatını kaybeden şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı dileyerek başladı.    "Onların çabaları, Türkiye'nin istiklali ve geleceği için en büyük teminattır" diyen Davutoğlu, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'e de taziyelerini iletti.   Tarımın, insanoğlunun en kadim varoluşsal sektörü olduğunu belirten Davutoğlu, "Her sektör ihmal edilebilir veya diğer sektörlerde bazı zaman kayıpları belki telafi edilebilir ama tarım sektörü, ihmal edilemeyecek bir sektördür. Çünkü insanoğlunun varoluşu doğrudan tarımla irtibatlıdır. Bu kadim kültürlerde böyleydi, modern kültürde böyle, şimdi küresel çağda da özellikle ülkelerin geleceği, stratejik bekası açısından en kritik sektör, hala tarım sektörüdür" diye konuştu.    Tarımın, arz ve gıda güvenliği bağlamında da varoluşsal bir sektör olduğunu ifade eden Davutoğlu, bu sektördeki her adımı, ülkelerin detaylı olarak el aldığını ve geleceği tayin etme bakımından önem verdiğini söyledi.    Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri olarak son 12 yılda, AK Parti iktidarı döneminde tarım sektörüne özel önem verdiklerini dile getirerek, bu 12 yıl içinde, bütün sektörlerde sağlanan ölçek büyümesinin, tarım sektöründe de yaşandığını kaydetti.   Türk ekonomisinin son 12 yılda, 250 milyar dolardan, 840-850 milyar dolarlara çıkan Gayri Safi Milli Hasılaya ulaştığını, kişi başına düşen milli gelirin 2 bin 500 dolardan, 11 bin dolara çıktığını anımsatan Davutoğlu, ulaşımda, sağlıkta, her alanda büyük bir ölçek büyümesi gerçekleştiğini ifade etti.   İhracat 158 milyar dolara çıktı   İhracatın 36 milyar dolardan 158 milyar dolara çıktığını hatırlatan Davutoğlu, bu ölçek büyümesinin, kendisini en çarpıcı gösterdiği alanlardan birinin de tarım sektörü olduğunu söyledi. Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:   "23,7 milyar dolardan 61 milyar dolara çıkan tarım sektörü milli hasılası ile Avrupa'nın en büyük tarım üreticisi haline geldik, dünyada da yedinci büyük tarım üreticisiyiz. Bu Türkiye için bir iftihar meselesidir. Ancak biz bunla yetinmiyoruz. 62. Hükümeti kurduğumuzda, bütün bakanlıklarımıza... Hükümet programı okunurken, Meclisimizde milletimizle paylaştım, daha sonra da bakanlıklarımıza açık ve net bir stratejik talimat ilettik. O da ekonomimizin ikinci hamle döneminde, 12 yılda yaşanan ölçek büyümesini kalıcı kılacak olan, sürdürülebilir kalkınmayı temin edecek olan bir paradigmadik değişimi, bir mahiyet değişimini bütün sektörlerde, bakanlıklarda gerçekleştirmemiz. Yani atıl kapasiteyi kullanım üzerinden ölçek büyümesi döneminin sınırlarına geldik. Orta gelir tuzağına yakalanmamamız için şimdi çok daha katma değeri yüksek ve kendi içinde teknolojiyi, bilgi sistemini daha yoğun kullanan bir anlayışı geliştirmek durumundayız."   Yeni dönemde, tarım sektörü başta olmak üzere, bütün stratejik alanlarda benimsedikleri yeni yaklaşımı, sistemi anlatan Davutoğlu, "Gerçekten son 12 yılda tarım sektöründe, bütün dünyada gıptayla takip edilen, Türkiye'de de geçmiş dönemlerle kıyas edildiğinde, hayal bile edilemeyecek büyük başarılara imza attık. Tarımsal destekleri bu dönemde 5,5 kat artırdık. 2002'de 1,8 milyar lira tarımsal destek verilmişken, 2015'de bu destek tam 10 milyar liraya yükseldi" dedi.   Tarımsal kredide patlama yaşandı   Davutoğlu, son 12 yılda tarıma verilen desteğin toplam değerinin 70 milyar liraya ulaştığını belirterek, 52 yeni tarımsal destek başlattıklarını, tarımsal destek alanını genişleterek, Türkiye'nin her yerine yaydıklarını söyledi.   Tarımsal kredilerde faizleri düşürdüklerine işaret eden Davutoğlu, 2002'de Ziraat Bankasının tarımsal kredi faizinin yüzde 59'u bulduğunu, şu anda faizin sıfır ile 8,25 bandında gerçekleştiğini vurguladı. Davutoğlu, tarımsal kredide gerçek bir patlamanın yaşandığını, 2002'de 529 milyon lira olan kredi meblağının, 2014'te 22,8 milyar liraya çıktığını ifade etti.   Ölçek büyümesine zemin teşkil edecek şekilde, gerçek bir yapısal devrim mahiyetinde, tarım havzaları üretim ve destekleme modelini geliştirdiklerini belirten Davutoğlu, noktasal, konjonktürel üretim planlaması yerine havza bazlı ve ülkenin bütününü kuşatan bir üretim planlamasına geçtiklerini dile getirdi.    Arazi toplulaştırma   Davutoğlu, devrim mahiyetindeki bir adımı da arazi toplulaştırmalarıyla sağladıklarına dikkati çekerek, "Özel mülkiyetin geliştiği ve şehirleşmenin hızlandığı toplumlardaki en önemli problemlerden birisi, tarımsal alanın daralması, parçalanması, bölünmesi, dolasıyla üretken, fizibil üretim alanlarının ortadan kalkması" diye konuştu.   Özellikle 1950'li yıllardan sonra başlayan şehirleşmeyle, miras yoluyla parçalanmış arazilerin, göçlerle boşaldığını, bunun tarımsal alanı ciddi şekilde kısıtladığını belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:   "Arazi toplulaştırma bu anlamda bizim için tarım sektörünün en önemli stratejik boyutlarından, alanlarından birini oluşturuyor. 41 yılda sadece 450 bin hektar arazi toplulaştırması yapılırken, 12 yılda biz, 10 kat artışla 4,5 milyon hektar arazi toplulaştırması yaptık. Son Bakanlar Kurulumuzda, değerli bakanımız, yaklaşık 3,5-4 saat tarım sektöründe bulunduğumuz noktayı bütün çerçevesiyle bize aktardı, bütün sistemleri gözden geçirdik. Özellikle önümüzdeki dönemde, 2015-2019 arasında tarımda yapılacak hamleleri ele aldık. Burada bizim için en önemli alanlardan birisi arazi toplulaştırmalarının devam etmesi ve üretimi anlamlı kılabilecek büyüklüğe tarım arazilerinin çıkartılması."   Davutoğlu, teknolojik değişim anlamında, su ve toprak kullanımının en kritik alan olduğunu vurgulayarak, "Çok büyük arazilere sahip olmak, büyük tarım üretimine sahip olmak anlamına gelmez. Eğer toprağı nasıl yöneteceğinizi bilmiyorsanız, o büyük arazi bir müddet sonra bir külfet haline dönüşür. Ama toprağı nasıl kullanacağınızı biliyorsanız, çok küçük alanlarda çok verimli tarım yapabilirsiniz" diye konuştu.   Toprak dışında, tarımın varoluşsal ikinci unsuru olan su yönetiminin de önemine işaret eden Davutoğlu, su yönetiminin, israftan kaçınma ve hangi ürünün, hangi toprakta en az suyla üretilebileceğini planlamak olduğunu söyledi.   Damla ve yağmurlamaya özel destek   Damla ve ve yağmurlama sulama yatırımlarına özel destek verdiklerini belirten Davutoğlu, 1,8 milyar lira sıfır faizli kredi ve hibe desteğiyle 5 milyon dekar alanda damla ve yağmurlama sistemleriyle sulamaya geçtiklerini, bunun en önemli hedeflerden olduğunu kaydetti.   Başbakan Davutoğlu, "vahşi sulama" denilen, yeraltı sularının kullanıldığı, kuyular ve diğer suyun israf edildiği su kullanım yöntemleri yerine son teknolojik imkanlardan istifade eden su yönetiminin kendileri için büyük önem taşıdığını ifade etti.   Mehdi Eker'in konuşması   Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, "Türkiye'nin herhangi bir ilindeki herhangi bir markete gidildiğinde oradaki ürünün kasasının üzerine konulacak olan etiket ile o parselde ne kadar kimyevi gübre kullanılmış, ne kadar ilaç kullanılmış, başka bir şey kullanılmış mı kullanılmamış mı bunun hepsini tüketici takip edebilecek" dedi.   Eker, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da katıldığı, "Tarım Sektörü Entegre Yönetim Bilgi Sistemi Bilgilendirme Toplantısı'nda, tarıma gündelik bakış yerine stratejik bir bakış açısıyla yaklaştıklarını, bu alanda 15 kanun çıkardıklarını anlattı.   Bu bakış açısının gereği olarak gerek arazi altyapısında, gerek bilgi teknolojileri konusunda çok önemli reformlar hayata geçirdiklerini belirten Eker, "Soylu atlar nasıl ki sessiz sedasız küheylan taylar doğururlar, kimse duymaz onu, yaklaşık 10 senedir Tarım Reformu Genel Müdürlüğümüzün çalışanları başta olmak üzere bütün çalışma arkadaşlarım aşkla, şevkle, sabırla, metanetle bu projeyi sessiz sedasız hazırladılar. Bugün o soylu tayın doğumuna şahit oluyoruz" diye konuştu.    Bu projenin alelade bilişim alanındaki bir bilgi işlem sisteminden ibaret olmadığını vurgulayan Eker, sisteme 42 ayrı veri tabanının entegre edildiğini anlattı.    Tüketiciler ürünlerde kullanılan maddeleri etiketlerden öğrenebilecek   Sistemin hem üretici hem tüketici hem de kamuya büyük yararlarının olduğuna dikkati çeken Eker, şöyle konuştu:   "Herhangi bir parselde kullanılacak olan gübre, kullanılacak kimyasal gübre, kullanılacak ilaç, o parselin kimlik numarası üzerinden işlem göreceği için anında merkezde kayıtları görülebilecek. O parselde üretilen herhangi bir ürün Türkiye'nin herhangi bir ilindeki herhangi bir markete gidildiğinde oradaki ürünün kasasının üzerine konulacak olan etiket ile o parselde ne kadar kimyevi gübre kullanılmış, ne kadar ilaç kullanılmış, başka bir şey kullanılmış mı kullanılmamış mı bunun hepsini tüketici takip edebilecek. Yani tüketici için de üretici için de büyük yararlar ve kolaylıklar getiriyor. Üreticinin işlemler için artık Tarım Bakanlığının müdürlüklerine gelmesine gerek kalmayacak. İnternet üzerinden bütün başvurularını sistem anında kontrol edecek ve 42 ayrı veri tabanı ile ilgili ne kadar uzantısı varsa hepsine anında değişiklik yansıyacak. Örnek, bir çiftçimiz bir arazi parseli satmışsa o satılan arazi parselinin el değiştirmesi anında sistemin bütün altyapılarında görülebilecek. Burada da üretici, tüketici ve kamu lehine çok büyük faydalar olacak."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER