‘ÇİN SEDDİ GİBİ’
KonyaKonya’daki şehirleşme problemlerini Konya Postası’na değerlendiren Konya Mimarlar Odası Başkanı Mustafa Kaş, özellikle Yazır Bölgesi’nde belediyenin sattığı arsalarda “Arkasında kalan blokların rüzgarını, güneşini engelleyen bloklar şeklinde, yani Çin seddi gibi bloklar”ın oluştuğunu iddia etti
Konya Mimarlar Odası Başkanı Mustafa Kaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın binalara yüksek noktalardan kot vermenin yanlışlığını vurgulayan sözlerine değinerek, “Aslında bizim göreve geldiğimizin altıncı ayında böyle bir basın açıklamamız vardı. Konya’nın iki problemi var. Bunlardan birincisi yüksek yapılar, ikincisi ise trafik. Halen, trafik sıkıntısı devam ediyor. Konya Büyükşehir Belediyesi, bizim açıklamamızdan sonra, bu açıklamanın neticesi midir bilmiyorum ama, meclis kararıyla Konya’da artık bundan sonra 17 kattan daha yüksek yapı yapılmayacağını karar altına aldı. Aslında bunun teknik boyutu da var. Sadece yüksek yapı demekle sınırlı olmuyor. İnşaat yaparken çok fazla sayıda yönetmeliğe tabiyiz. Yangın yönetmeliği var, sığınak yönetmeliği var, otopark yönetmeliği var. Özellikle yangın yönetmeliğinde bina yüksekliği 51.50’yi geçen diye bir tanım var. Yüksek yapılar sınıfına o giriyor. 51.50 demek, kat yüksekliğini 3 metre olarak düşünürseniz aslında 17 katlı yapı demektir.50 cm de su basman seviyesi vardır. Yani 51.50’yi aştı mı özel önlem gerekiyor yangın yönetmeliğine göre. Binada alınması gereken özel önlemler gerekiyor. Belli aralıklarda yangın boşluğu diye boşluklar bırakılmak zorunda ara katlarda. Bunun bir örneğini sanki Kentplaza’da yaptılar gibi gözüküyor. Bazı boşluklar var, ama onlar yangına tedbir amaçlı, yangın yönetmeliğine bağlı boşluklardır. Rixos binası yapılırken bu yönetmelik yoktu. Bu yönetmelik sonradan çıktı. Selçuklu Kulesi ile Kule Konakları’nda da yok mesela. Kipa 2 diye tarif ettiğimiz yerde de yok” dedi.
“17 KAT BİLE YÜKSEK”
Yangın yönetmeliğindeki düzenlemenin sonradan yapıldığını belirten Kaş, “Böyle bir düzenlemeyi sonradan yaptılar ama doğru olan 17 kat bile yüksek aslında. Bu yüksek yapılarda insanlar adeta topraktan kopuyorlar. Yüksek yapı yapmanın bir amacı da zemini az kullanarak bol yeşilli alan oluşturmak, bu hedefleniyor amaç bu ama bina dışında kalan yerlerde açık otopark olarak, sert zemin olarak düzenlendiği zaman çocukların oyun oynayacağı yerler giderek azalıyor” diye konuştu.
SON GÜNLERİN MODASI
BODRUM KATLARINDA FİTNESS
Son günlerin modasının bodrum katlarını fitness salonu olarak düzenlemek olduğuna işaret eden Başkan Kaş, “Bu çok sağlıksız. Normal şartlarda özel bir fitness bodrum katta çalışıyorum dese çok da rağbet görmez. Ama sitelerde fitnessi de var, şu da var bu da var deniyor ama genelde inşaat alanı yoğunluğundan kurtulmak için bodrum katlarda çözüyorlar bu işi.Fitness bölümü yer üstünde yer aldığı zaman inşaat yoğunluğundan düşülmüş oluyor” dedi.
ÇİN SEDDİ GİBİ!
Konya’nın hala imarlı araziye sahip, ama yapılaşmanın olmadığı bölgelerinin olduğunu belirten Kaş “Belediyelerin o bölgeler dolmadan yeni yerleri yapılaşmaya açması sıkıntılı. Yaklaşık 15 yıl önce falan, Yazır bölgesi yeni kent bölgesi olarak ilan edilmişti Konya’nın geleceğinde. Ve orada hem yüksek nitelikli konut hem de villalar bir arada olacaktı. Planlama o şekildeydi. Ama maalesef sadece 2 parselde villa yapıldı ve bundan sonra kimse villa yapmıyor. Belediye de birazcık oradan gelir temin etmek amacıyla hepsine E 2.10, yani yoğunluk, parselin 2.1’i kadar yapı yapma şeklinde imar verdi ve Hmax’ı da çoğu yerde serbest bıraktı. Şimdi işte Hmax’ı 51.50 diye yazıyorlar. Blok boylarında bir düzenleme yaptı kendi sattığı arsalar için. Aslında o bölgede bloklar çok uzun boylu bloklar, biz mimaride bu tür blokları çok sevmeyiz. Arkasında kalan blokların rüzgarını, güneşini engelleyen bloklar şeklinde, yani Çin seddi gibi bloklar oluyor. Ama bunlar hep belediyenin sattığı arsalarda oldu. Belediye bunları satarken o kurallar uygulanmadı. Şimdi 60 metreyle sınırladıklarını söylüyorlar. Ama yine özel durumlar olduğu zaman tadilatla geçebiliyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yüzde yüz katıldığını ifade eden Kaş, “Dikey yapılaşma belki bazı simgesel yapılarda, şehirde belli bir odağı temin etmek adına belki birkaç yerde olabilir; ama, bu sayı çoğalınca, altyapı problemleri çıkıyor. Tesisat problemleri çıkıyor” dedi.
“KONYA’YA BU KADARI YETER”
Selçuk Üniversitesi’nde akademisyen olarak görev yaptığı sıralarda, Prof. Dr. Ahmet Alkan’la birlikte Konya Maliye Sarayının projesini çizdiklerini anlatan Kaş, “Orayı biz 22 kat olarak planladık. Yapmadılar gerçi, 10 katta kaldı ama, her şeyi 22 kata göreydi. Bunda gerekçemiz neydi? Sekiz kata dayalı bütün parseli doldurabilirsiniz dediler. Biz de dedik ki ya burası bir anlamda Konya’nın Kızılay’ı olabilir. Tüm yapıyla doldurmak yerine, bize izin verin aynı inşaat yönünü sekiz kat yerine üst katlarda kullanalım. Belediye de bunu uygun gördü, hem benim yapımın önü de kapanmaz diye düşündü. Belediyeye bakan tarafı, Defterdarlık tarafını da özellikle az tuttuk. Projeyi yaptık ama maalesef devlet kurumlarında işleyiş farklı. Önce bir 10 katı ihale edelim, sonra kalan 12 katı da yaparız dediler. Ama 10 katı yaptıktan sonra rahmetli Özal ‘Yeter Konya’ya bu kadarı’ dedi ve inşaatın devamını yaptırmadı. Sonra çeşitli örnekler yapıldı ama dediğim gibi belediyenin sattığı arsalar üzerinde oldu yüksek yapılar genellikle; nadiren, özel şahıslar kendi arsalarında, sözgelimi Hacıkaymak’ta aynı şekilde bina yapıldı, 20 katlı. Novotel’in bulunduğu yer vardı” dedi.
TOPLUMDAN SOYUTLANAN SİTELER YÜKSELİYOR
Konya’da arazilerin yatay yapılaşmaya müsait olduğunu dile getiren Kaş, “Yatay yapılaşma mahalle dokusunu koruma adına daha iyi bir örnek. Biz şu an özel güvenlikli sitelere bile aslında çok karşıyız. Belki bu sitelerde yaşayan insanlar çocuklar için güvenli bir ortam oluyor diye düşünüyor olabilirler, ama tamamen bir toplumdan soyutlanma söz konusu bu sitelerde. Bir anlamda ‘steril’ siteler oluyorlar. Neredeyse, siteye gelen misafir potansiyel suçlu gibi kimlik sorularak, telefon edilerek ancak girebiliyorlar ziyaret etmek istedikleri kişinin yanına. Arabalarını hiç almıyorlar falan. Böyle bir sistem var. Ama, rakamlar çok yüksek, fiyatlar da çok aşırı, suni, şişmiş durumda, özellikle arsa fiyatlarından kaynaklanan nedenlerle. Müteahhitler arsa çok değerli diye çok fazla bir şey yapmak isteyebilir ama idare de gerekli yetkisini kullanabilir. Çünkü çoğu zaman plan kararlarıyla yavaş yavaş düzenleme yapıyorlar aslında. Plan notu şeklinde” dedi.
“EŞİTSİZLİK YARATILIYOR”
Şu anda Konya’da inşaat yapılırken beş ayrı yönetmeliğin uygulandığına dikkat çeken Kaş, “Uzatma olmadan önce belediyede arsayla ilgili bir işlem yapmış olan istediği yönetmeliği seçiyor da hiçbir işlem yapmamış olan mevcut plana göre devam etmek zorunda kalıyor. Bu tip ikilemler de var. Danıştay iptal etmişti ama bakanlık tekrar yeni bir maddeyle meclisten geçirdi. Tek maddelik bir yönetmelik değişikliği yaptı. Şu an Temmuz’a kadar uzattılar, daha da uzatırlar mı uzatmazlar mı, bilmiyorum ama bu da bir eşitsizlik yaratıyor. Konya imar yönetmeliğine göre yapı yaparsanız çatı ve bodrum kattakiler inşaat yoğunluğuna girmiyor. Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’ne göre yaparsanız iskan edilen her şey inşaat yoğunluğuna giriyor. Planlı alanlarda merdiven evi girmiyor, Konya yönetmeliğinde giriyor Hmax, taks hesaplarına. Bu gibi ikilemler var. Bu da teke düşerse en azından Anayasa’nın eşitlik ilkesine uyulmuş olur” diye konuştu.
Belediyenin aynı bölgede farklı zamanlarda farklı uygulamalar yaparak eşitsizlik doğurduğuna da işaret eden Kaş, “Zaman zaman kafelerin hepsine izin verdiler Meram Yeni Yol’da. Şimdi de yeni bir kararla sınırladılar. Kafeler otoparklarını kendi parselleri üzerinde çözemiyorsa artık izin vermiyorlar. Bu, şunu getiriyor tabii: İlk yapanlar hep kazanıyor. Sonrakiler yapamıyoruz noktasına geliyor” dedi.
KAMU BİNALARI ANKARA YOLU’NA TAŞINMALI
Büyükşehir Belediyesi’nin Ulaşım Master Planı uyarınca şehir merkezine daha fazla trafik yoğunluğu çekmemek için katlı otopark yapmama kararına ilişkin de Kaş, “İnşallah. Bizim iki türlü talebimiz var. Bir: Şehir merkezindeki kamu kuruluşları mümkünse taşınmalı. Ankara yolu en uygun yer gibi görünüyor. Biz Mimarlar Odası olarak bir değerlendirme yaptık. Karayolları var, DSİ var, Çevre ve Şehircilik var, hatta Jandarma’nın bir bölümü var. Galericiler’le un fabrikaları arasında kalan kamuya ait bir bölge daha var. Bu bölgelere kamu daireleri taşınabilir, en azından Ankara’daki Eskişehir Yolu gibi olabilir. Kızılay’daki tüm bakanlıklar Eskişehir Yolu’na taşınıyor Ankara’da. Çünkü arsa orada var. İhtiyaç duyulan yapılar ancak orada yapılabilir. Merkezdeki yapılar tescilli olarak Cumhuriyet dönemi yapıları olduğu için çok daha müdahale edilemiyor” diye konuştu.
TESCİLLİ OLMASA DA DEĞERLİ ÇOK YAPI VAR
Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü’nün binasının tescili için başvuruda bulunmalarına rağmen tescil edilmediğini belirten Kaş, “Devlet Tiyatrosu binası da bizim başvurumuzdan sonra tescil etiler. Biz başvurumuzu geri çekmiştik ama tescil ettiler. Stadyum için de başvurmuştuk. Giriş kapısını ve idari binayı tescil ettiler ama biz bütün kampüsün tescilini istemiştik. Ancak bu kadarı gerçekleşti. Merkez Bankası binası da Cumhuriyet dönemi örneklerinden diyerek tescil edilmişti. İlla bir yapının tescil edilmesi için 100 yıllık olması gerekmiyor. Dönemin mimari özelliğini yansıtan bir örnek olması açısından tescillenmesi lazımdı. Maalesef bu dönemde İş Bankası binasını kaybettik. Belki de ülkenin en güzel yapılarından biriydi. Mevlana Bulvarı’nın açılması sebebiyle onu da 1983’te yıkıldı. Tesciller öncesi bir dönemdi” dedi.
Konya’da tescilli olmayan, ama değerli çok yapı bulunduğuna da işaret eden Kaş, “Rahmetli Yılmaz Önge hocam vardı. Onun kurul başkanlığı döneminde başladı bu tescil işleri. Mimarlar Odası Konya Şubesi’nin sahip olduğu binaya da seksenlerde demişler. Bak buraları tescillemeye başlıyorlar. Türkiye’de her yerde kuruluyor. Eskiden sadece bir Ankara’da vardı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu. Bütün illere açacaklarmış. Burayı da tescillerlerse artık hiçbir değişiklik yapamazsın demişler. Hayır demiş, ben burayı hiçbir şekilde yıkmayacağım. Yan tarafı yıkmış, yan taraf da aslında buranın ikiziymiş” bilgisini paylaştı.
NORMAL BİR KONUT 300 BİN TL!
Yapılaşmanın daha az katlı olabileceğini söyleyen Kaş, “Tüm suç müteahhitlerde diye bakmıyoruz. Onları yatırımcı olarak değerlendirirsek aldığı arsadan maksimum verimi elde etmeye uğraşıyor. Zaten müteahhit arsayı alırken metresini şu kadara aldım diye tarife kullanmaz. Daire başına 180 bin lira düşüyor, şu kadar düşüyor der; anlatımı budur. Zaten binanın kendisini yapmaya çalıştığında da harcayacağı rakam bir bu kadardır. Dolayısıyla normal bir konutun fiyatı şu anda Konya’da 300 bin liranın altında değil. Eskiden, eskiden dediğim çok da eski değil, bundan sekiz 10 yıl öncesine kadar metrekaresi bin liraya güzel konutlar vardı” dedi.
İnşaat sektörünün diğer birçok sektörü de yanında getirdiğine işaret eden Kaş, “Gerçi sanayi açısından bakarsak, üretim bittiği an getirisi sadece kar payı olarak gözüküyor. Sanayide üretim yaparsınız, o üretim devam ettikçe belli bir gelişme olur. İnşaat yapılıp bitiğinde ise üretim bitmiş oluyor. Şu an inşaat işlerine sanayicilerin neredeyse tamamı girmiş durumda” diye konuştu.
İMAR TRANSFERİ ŞART
Meram Belediyesi’nin Şükran Mahallesi’nde sürdürdüğü Kentsel Dönüşüm Projesi’nin içeriği hali hazırda yeterince bilmediklerini ifade eden Başkan Kaş, “Kentsel Dönüşüm hamlesi başlattılar ama, zaman zaman ya vatandaşın talebi ya da başka nedenlerle belli bölgelerin kentsel dönüşümün dışına çıkarıldığını duyuyoruz. Kentsel dönüşümü kabul etmeyen vatandaşlar oluyor. Onların parsellerini dışarıda bırakmaya çalışıyorlar. Bunun yanında farklı uygulamalar oluyor. Bana göre şimdiye kadar bir sonuç çıkmalıydı. Çünkü ortaya çıkışından bu yana epey zaman geçti. Şükran Mahallesi’yle ilgili emsalin düşürülmesi kararını biz de onaylıyoruz. Zaten ilk dönüşmesi gereken yerlerden biri burası. Kentlerde bazen merkezde böyle çöküntü bölgesi dediğimiz yerler oluşur. Bütün dünyada böyledir. Mesela bu Avrupa’da daha çok liman bölgelerinde yaşanan çöküntülerdir. Onlar en kolay oraları yenilemiştir. Bizde bu bölgemiz var. Tabii, bu bölgede yoğunluğu azaltabilmeleri için kentsel dönüşümde Konya’da pek uygulanmayan bir yöntemi uygulamaları gerekiyor. İmar transferi diyoruz biz ona. Yani buradaki arsa sahiplerine başka bir bölgede buradaki yoğunluğu karşılayacak arsa ya da gayrımenkul vermeleri gerekir ki bu insanları razı edebilsinler. Çünkü kamulaştırmayla işin içinden zor çıkarlar. Belki süreci uzatan bu” dedi.
BELEDİYE MESLEK ODALARINI BİLGİLENDİRMELİ
Bu bölgedeki insanların hep bir beklenti içerisinde olduğunu ifade eden Kaş bu konuda şunları söyledi: İnsanlar kentsel dönüşüm deyince şunu algılıyor: Benim bir evim var, burayı verirsem bana en az iki daire verecekler. Ben o iki daireyi alacağım. İnsanların böyle bir razılığı var. Buna bakıyorlar. Normalde burada yapılan imara göre benim iki daire hakkım var mıdır ya da 3 daire alabilir miyim? Bazısı da iki kata imarlı bir yerde beş katlı bina yapmış oturuyor. Benim zaten beş dairem var diyor. Ben buradan en az şu kadar kira alıyorum diyor. Değerleri bu diyor. Tabii, kentsel dönüşüme girdiği andan itibaren arsa önem kazanıyor, arsanın üzerindeki bina değil. Üzerindeki bina kaç metrekare. Bin metrekare! Yapsak kaça mal olur. Bin liradan 1 milyona mal olur. Bu kaç yıldır duruyor burada. 50 yıldır. Amortismanı var. 500 bin lira. Ama arsa? İşte diyelim ki 200 m2 arsası olana bir daire. Hacıkaymak Mahallesi’nde artık 120 m2’ye kadar düştü. 120 m2’si olan 3+1 daire talep edebiliyor. Şükran Mahallesi’nde mutlaka o yoğunluğu düşürmeleri gerekir. Korunacak, tescilli yapılar da var. Onların da açılması lazım. Mülk sahipleri zaten konut olarak kullanmıyor. Konut olarak kullananlar ağırlıkla Suriyeliler, yalnız yaşayan insanlar şeklinde devam ediyor. Bu da tabii haliyle hırsızlık vb. suç olaylarını artıran bir bölge gibi gözüküyor. Hâlbuki Konya’nın merkezinde yer alan bir yer. Valilik, kaymakamlık, belediye, neyse hepsinin ortasında kalan merkezi bir bölge. Üniversitede de zaman zaman bu bölgeleri çalıştırdık öğrencilerimize. Kentsel dönüşümle ilgili orijinal projeler sunuldu. Bunları zaman zaman belediyelerle de paylaştık ama tabii ki daha profesyonel firmaların hazırlaması gerekiyor. Önce gelip bölgede bir tespit yapıyorlar, daha sonra bir değerleme yapıyorlar.
KAMU BİNALARI MERKEZDE SIKIŞTI
Belediyenin bölgede yürüttüğü kentsel dönüşüm projesi çalışmalarını meslek odalarıyla paylaşmaları gerektiğini kaydeden Kaş, “Mesela biz Büyükşehir Belediyesi İmar Dairesi’yle ayda bir, kırk beş günde ya da iki ayda bir mutad toplantılar yapıyoruz. Kamu kurumlarının şehir merkezinden dışarı çıkarılmasıyla ilgili böyle bir toplantı yaptık. Biz çıkarılmasına taraf olduğumuzu söyledik. Ha, istisna olarak Büyükşehir Belediyesi merkezde kalacaksa kalsın. Herkesin yoğun uğradığı bir yer ama Tapu Müdürlüğü, Emniyet Müdürlüğü, Tarım İl Müdürlüğü çok sıkışmış durumda. Keşke Meram Belediyesi’nin boşalttığı yeri de Kalkınma Bakanlığı’na vermeselerdi, şu an oraya da MEVKA, TÜİK ve KOP yerleşmiş durumda “dedi. (Murat GÜZEL)
İlginizi Çekebilir