© Konya Postası 2021

Cumharbaşkanlığı seçimi açıklaması

AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, AK Parti'nin 30 Mart yerel seçimlerinden güçlenerek çıktığını, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de AK Parti'nin tezi veya göstereceği adayın millet tarafından destek göreceğinin ortaya çıktığını söyledi.

Şentop, AA muhabirine yerel seçimleri sonuçlarını değerlendirirken, yerel seçimlerde iktidarda olan partilerin genel seçime oranla daha az oy aldığını, bunun Türkiye'de de dünyada da böyle olduğunu belirterek, yerel dinamiklerin etkili olduğunu kaydetti. Yerel seçimlerde kişisel faktörlerin de etkili olduğuna işaret eden Şentop, yerelde sevilen siyasetçilerin hangi partiden olursa olsun kazanabildiklerini, partilerin güçlü oldukları yerde bile sadece şahıs faktöründen dolayı daha az oy olabildiğini anlattı. "Yerel seçimlerin kedi özel şartları nedeniyle iktidar partisinin oy oranının genel seçime göre düşük olması tabiidir" diyen Şentop, kendileri dışındaki kesimlerin yerel seçimlerde AK Parti için yüzde 40 dolayında oy beklediğini vurgulayarak, AK Parti karşıtı muhalif cephe için "AK Parti'nin yüzde 40'ı aşmasının büyük başarı olacağına dair beklenti olduğunu" söyledi. Şentop, "AK Parti, aldığı yüzde 45,5 oy oranı ile bunun çok çok üzerinde bir seviyeye ulaştı. 12 Haziran'daki genel seçimlerde oy oranımız yüzde 49,7 idi. Böylece baktığımızda aradaki yüzde 4'lük fark, genel ve yerel seçim arasındaki denge bakımından gayet önemlidir. Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış. Bazı köşe yazarları değerlendirmelerde bulunuyor. 2011 seçimleriyle mukayese ediyorlar. Halbuki seçim öncesi yazdıklarına baksalar, AK Parti açısından yüzde 35-40'lar civarında diyorlardı. Onu aşmış görünüyor" diye konuştu. Yerel seçimlerin kendine özgü bir takım bazı özellikleri olduğunu, seçim öncesinde ciddi yıpratma kampanyaları yürütüldüğünü ifade eden Şentop, yerel seçimlere ilişkin hiçbir konunun konuşulmadığını, tümüyle AK Parti aleyhine, hakaret, ithamlarla dolu konuşmalar ve çalışmalar yapıldığını söyledi. "12 yıldır iktidarda olan bir partinin bu tür yıpratma kampanyalarına rağmen yerel seçimde yüzde 45,5 oy alması, ilave başarıdır" diyen Şentop, şöyle konuştu: "Bu seçimde AK Parti'nin karşısında bir çok parti yer almadı esasen. AK Parti'nin karşısında birbirinden farklı partiler değil, bir cephe yer aldı. Bir yere baktığınızda AK Parti'nin rakibi CHP gibi gözüküyor ama CHP sadece CHP değil orada. Başka bir yerde MHP gözüküyor ama MHP, sadece MHP değil. Bunun için büyükşehir belediye başkanlıklarında ve belediye meclisinde alınan oylara bakın. Ankara'da MHP adayının aldığı belediye başkanlığı oyu ile belediye meclis üyeliğine aldığı oylar arasında yüzde 10 farklılık var. Bu, seçim öncesindeki stratejinin gereğidir bu. MHP bazı sembolik yerlerde güçlü aday göstermedi; İstanbul ve Ankara adayları böyle... Ayrıca paralel yapı dediğimiz örgütlü yapı, cemaatin tabanını da sosyal meşruiyet zemini olarak kullanan bir yapıdır. Bu yapı da CHP ve MHP'den daha fazla çalıştı, AK Parti aleyhine propaganda yaptı. Bir çok yede ciddi organizasyonlar görüyoruz, bunları CHP ve MHP'nin yapabilmesi mümkün değildir. 'AK Parti'ye vermeyin de kime verirseniz verin' şeklinde propaganda yaptılar. Bunlar da dikkate alındığında yüzde 45,5, çok büyük başarıdır. " -"İktidara destek, muhalefete ders..." Seçimin iktidar ve muhalefete verdiği mesajlar olduğunu, iktidara destek verdiğini anlatan Şentop, "Seçim öncesinde muhalefet partileri ve AK Parti karşıtı cephe, bir nevi güvenoylamasına, referanduma çevirdi. Bizim böyle bir talebimiz yoktu. Bu tabloda baktığımızda milletimizin güvenoyuna destek verdiğini görüyoruz. Ağustos ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de AK Parti'nin ortaya koyacağı tezi ve stratejinin millet tarafından önü açıldı, millet buna destek verdi. Zaten AK Parti karşıtı cephe, bu seçimde AK Parti'yi zayıflatıp bunu da Cumhurbaşkanlığı seçimini etkileyecek şekilde ortaya koymaktı. Ama tam tersi bir tablo ortaya çıktı; AK Parti güçlendi, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de AK Parti'nin tezi veya göstereceği adayın millet tarafından destek göreceği ortaya çıktı" dedi. Seçimde muhalefete de ders verildiğini belirten Şentop, milletin kendilerine "bu kafayla bu iş olma" dediğini, eski Türkiye'nin siyaset tarzını benimseyen ve uygulayan muhalefete milletin, kırmızı kart göstermiş olduğunu söyledi. Başarısızlığı kabul etmenin de erdem olduğunun altını çizen Şentop, "Milletin oyunu almak için her türlü vaatte bulunmak serbest, seçim sonrasında hiçbir şey olmamış gibi ortaya çıkıp dolaşmak tarzındaki siyaset bitti Türkiye'de...Siyset bir iddiayla yapılır, bir hedef koyarsınız, gerçekleştirirseniz amenna, gerçekleştiremezsiniz de çekilirsiniz. 30 Mart'ta aldıkları dersle muhalefet partileri hem üslup hem siyaset tarzı hem de yönetici kadroları bakımından muhtemelen bir değişime zorlanacak. Kendi içlerinden veya Türkiye kamuoyu tarafından" görüşünü savundu. Şentop, muhalefette değişiklik beklediğini belirterek, şöyle konuştu: "CHP'nin istanbul büyükşehir adayının, genel başkan adayı olduğunu söyledim. Bunun emarelerini görmeye başlayacağız. Daha farklı bir tablo çıktı. Muhtemelen CHP'nin Ankara Büyükşehir adayı da belki CHP'nin başına geçirilmek için düşünülebilir. Bana kalırsa İstanbul adayından daha başarılı bir performans sergiledi. Eğer başarıya göre hareket edeceklerse, sayın Kılıçdaroğlu'nun yaptığı el hareketleri de dahil olmak üzere ortak yapı oluşturabilirlerse, MHP ve CHP'yi en azından tabanda birleştirecek...Mansur Yavaş CHP'nin başına iyi bir genel başkan olabilir. Belki ikisi arasında çekişme olabilir. Ama ben muhalefette, özellikle CHP'de bir sorgulanma dönemi yaşanacağını, yaşanması gerektiğini düşünüyorum. Kılıçdaroğlu'nun seçim sonrasında yaptığı basın toplantısı utanılacak bir tablodur. Seçim sonrasında CHP'nin başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Seçim sonrasında sanki seçim olmamış, hiçbir şey değişmemiş gibi, çocukların 'acımadı ki..' gibi, almış olduğu darbenin kendisine zarar vermediğini ispat eder gibi konuşuyor. Seçim sonuçlarını doğru yorumlayalım, CHP açısından başarı söz konusu değil. Karşısında 12 yıl iktidar olan parti var. CHP'nin aldığı, eleştirilecek ve çok zayıf kalan bir oy. Sanki hiçbir şey olmamış gibi konuşmasını yadırgamadım. Ya seçim sonuçlarını anlayamadı veyahut da siyaseti eski kafayla yapmaya devam edecek." -"Aday olursa, Başbakanımız'ın Cumhurbaşkanı olmasını millet destekleyecektir" Şentop, Cumhurbaşkanlığı adaylığını konuşmak için erken olduğunu belirterek, belirleyici politikanın ancak AK Parti tarafından uygulanabileceğini söyledi. "Cumhurbaşkanlığı seçiminin ana aktörü, hatta tek aktörü AK Parti olacaktır" diyen Şentop, AK Parti'nin tezleri, destekleyeceği veya göstereceği adayın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde seçileceğini dile getirdi. "Başbakanımızın adaylığı, teşkilatlarımızı, AK Parti seçmeni ve sempatizanları tarafından çok isteniyor" diyen Şentop, yerel seçim öncesindeki tartışmalarda ana hedefin AK Parti'den çok Erdoğan'ın şahsı olduğunu söyledi. Şentop, "Seçimde verilen destek, AK Parti ile beraber belki de daha fazla Başbakanımız'ın şahsına verildiği bir gerçektir. Bu dikkate alındığında, milletimizin genel arzusu, eğer aday olduğu takdirde Başbakanımız'ın cumhurbaşkanı olması millet tarafından desteklenecektir. Kararı kendisi verecektir, teşkilatlarımızla, yetkili kurullarla istişare ederek kararını verecektir. Bu seçim sonucu, böyle bir gerçeği ortaya koydu" dedi. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile 2015 yılında yapılacak genel seçimin birleşeceğini düşünmediğini kaydeden Şentop, erken seçime prensip olarak taraftar olmadıklarını kaydetti. Sık sık belli periyotlarla seçim yapılmasının faydalı olduğuna işaret eden Şentop, "Muhalefetin yenile yenile biraz yenilgiye alıştığı, kanıksadığı kanaatindeyim. Büyük pişkinlikle, hiçbir mağlubiyet yaşamamış gibi hadi seçime gidelim diye laflar ediyorlar" diye konuştu. -Seçim sonuçlarına itirazlar CHP'nin, mağlup olduğu seçimden sonra seçimi, sandığı itibarsızlaştırma ve seçimleri şaibeli gösterme gayretinde olauğunu savunan Şentop, daha seçim sonuçlanmadan kazandıklarını ilan ettiklerini, her seçimde CHP oylarının çöplükten çıktığını, bunun "ABD seçimlerinde CHP oyları çöplükten çıktı" şeklindeki esprilere konu olduğunu söyledi. Şentop, siyasetin en önemli ilkesinin centilmenlik olduğunu, kazanırken de kaybederken de belli ilke ve edebe sahip olmak gerektiğini ifade ederek, sonucun sabır ve tahammüle beklenmesini, gerekiyorsa sonrasında itirazların yapılacağını, yapılan tartışmaların lüzumsuz olduğunu söyledi. YSK ve seçim kurulları önünde toplanarak, nümayiş yaparak, bağrış çağrış yaparak sandıktan çıkan tabloyu değiştirmenin mümkün olmadığını belirten Şentop, seçimin yargı denetim ve yönetiminde yapıldığını, ayrıca seçim içinde siyasi partilerin güçlü olarak yer aldığını ifade etti. İlçe seçim kurullarında üye olan siyasi partilerin sandık başkanlıkları için teklif verme yetkisi olduğunu hatırlatan Şentop, CHP'nin, sandık kurulu başkanı için hiçbir yerde liste vermediğini, kendilerinin verdiğini, verilen listelerin kurayla belirlendiğini anlattı. Şentop, ayrıca partilerin sandık kurullarına üye verebildiğini dile getirdi. -"Çavuşoğlu izleyebilir" Şentop, CHP'nin seçim sonuçlarına yaptığı itirazlar konusunda şunları kaydetti: "Sen bütün sandıklara üye veremiyorsun, bildirdiğin üyelerin en az yarısı seçim günü sandıklara gelmiyor. Kabahat kimin? Bağırmaya, konuşmaya hakkın var mı? Yanlışlık varsa müdahale edebilirsin, itiraz edebilirsin. Sandıkta açık sayım yapılıyor, isteyenler sayımı izleyebiliyor. Bir haber gördüm; 'Bakan, sayım işlemine katılıyor' diyordu. Fotoğrafa baktım, Mevlüt Çavuşoğlu arkadaşımız Antalya'da sayım işlemini izliyor. Gayet tabii bir şeydir, isteyen vatandaşımız oradaki çalışmayı engellememek şartıyla izleyebiliyor. Seçmenler, müşahitler, sandık kurulu üyeleri itiraz edebiliyor. Sandık tutanakları, bütün siyasi parti temsilcilerine ıslak imzayla veriliyor. İlçe seçim kurulu bir hakim başkanlığında, 4 siyasi partinin verdiği üyelerden oluşuyor. İl Seçim kurulu hakimlerden oluşuyor ama siyasi partilerin orada da temsilci bulundurma yetkisi var. Ortada gizli kapaklı yapılan iş ve işlemler yok. Her aşamasında siyasi pati temsilci ve üyeleri yer alıyor. YSK'da da CHP'nin, bizim temsilcimiz var; oy hakkı yok ama takip etme, konuşma., belge sağlama yetkisi var orada da çok demokratik ortamda konuşuluyor, tartışılıyor. Türkiye'de 1950'den beri seçim yapılıyor. Her zaman iddialar oluyor. Gerekiyorsa en sonunda sandığı bir daha sayıyorsunuz. Sanki gizli kapaklı işler dönüyor, CHP'nin oyları çalınmış, şaibe olmuş gibi hava vermeye çalışıyorlar. Bir şaibe, hata söz konusu değil, münferit hataları düzeltme mekanizmaları var. Kaybettiği seçimde sandığı şaibe altında bırakmak, böylece kendi başarısızlığın örtmeye çalışmak CHP'nin siyasi geleneğidir. Bundan vazgeçmeli. Bundan vazgeçtiğinde CHP'nin demokratik seçimlerde gücü, sözü olabilir"

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER