Davutoğlu ekonomiyi uçuracak 9 maddeyi açıkladı
SiyasetBaşbakan Ahmet Davutoğlu, 25 alanda geniş kapsamlı dönüşüm öngören hamle dönemini başlattıklarını söyledi.
Başbakan Davutoğlu, Ekonomide Öncelikli Dönüşüm Programı Eylem Planı’nı düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.
Konuşmasında, 2008’den sonra dünya küçülürken Türkiye ekonomisinin büyümeye başladığına dikkat çeken Davutoğlu, "Ak Parti iktidarları son 200 yıllık reform çabalarının altın 12 yılıdır. Ekonomi ciddi bir reform sürecinden geçti ve ekonomik göstergeler pozitif yönde gerçekleşti. Yabancı yatırımların 2003-2014 arasında 145 milyar dolara çıkması yatırım ortamının ne kadar cazip olduğunu gösteriyor. Siyasal istikrarın sürdürülmesi ve ekonomik öngörülebilirlik çok önemli. İnsan odaklı kalkınma konusuna çok önem vereceğiz. Türkiye’nin iki önemli kaynağı insan ve coğrafya. İnsan kaynağının nitelikli hale gelmesi dönüşümün ana unsurudur. Teknolojik bir dönüşüm sürecindeyiz. Bunları yönetme kabiliyetinin geliştirilmesi gerekir. Bu da ancak Ar-Ge ve inovasyon ile olur" dedi.
Davutoğlu, reform programının 9 maddesini şöyle sıraladı:
"1- İthalata olan bağımlılığın azaltılması
2- Teknoloji alanlarında ticarileşme programı
3- Kamu alımları yolu yerli üretime destek
4- Yerli kaynaklara dayalı enerji üretim programı
5- Enerji verimliliğinin geliştirilmesi
6- Tarımda su kullanımının etkin hale getirilmesi
7- Sağlık endüstrilerinde yapısal gelişim
8- Sağlık turizminin geliştirilmesi
9- Taşımacılıktan lojistiğe dönüşüm programı".
Davutoğlu, “Bu sektörel dönüşüm planı, eylem planının en önemli özelliklerinden biri de şeffaf olması. Bir takvimi de bugün ilan ediyoruz zaten. Detaylara girdiğinizde izleme mekanizması da var. İlgili kim sorumluysa hesap verebilir olacak. Herkes ne yaptığını biliyor. Hangi yıl, hangi ay proje tamamlanacak, ne şekilde yürütülecek performans değerlendirmesi yapılacak. Bu, bir temenni paketi değil, uygulama paketi” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara Palas’ta öncelikli dönüşüm programları eylem planlarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, 62. Hükümet Programı’nın 2015 seçimlerine kadar değil, 9 yıllık bir programı kapsayacak şekilde ele alındığını belirterek, 2018 sonuna kadar ulaşmaya çalışılacak hedeflerin paylaşılacağını ifade etti. 5 ana prensip hakkında bilgi veren Davutoğlu, bunlardan birincisinin siyasal istikrarın korunması ve güven ortamı olduğunu ifade etti. İkincisinin insan odaklı kalkınma ve insan kaynağının geliştirilmesi olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Türkiye’nin kaynakları itibarıyla zaafları ve avantajları göz önüne aldığımızda iki önemli potansiyelin altını çizdik, insanımız ve bulunduğumuz coğrafya” diye konuştu.
Üretim teknolojisindeki intibağın üçüncü ana prensip olduğunu anlatan Davutoğlu, “Üretim teknolojisindeki bilişime geçmediğinizde bunun bedeli çok ağır oluyor. Teknolojik değişim ve üretim alanını yönetebilme kabiliyetimizi geliştirmek. Türkiye’den bir kilogram ihracat yapıldığında 1,6 dolar, Almanya 4.5 dolar kazanıyor. Bizim gelişmeler olan ülkeler arasındaki mesafemizi kapatmamız lazım. Onun için sanayileşmede kaybettiğimiz yüzyılı yeni üretim teknoloji bağlamında kaybetmemeliyiz. Ar-Ge eylem planlarını sektörel dönüşümde ele aldığımızı da görecektir” dedi.
EKONOMİK BÜTÜNLÜK Dördüncü ana prensibin ekonomik bütünlük olduğunu belirten Davutoğlu, “Ekonomi entegre bütündür ve bütünlükten oluşur. Bütüncül bir eko anlayış geliştirmeden şu veya bu sektörü öne çıkararak yapısal sektörü büyütmek mümkün değil. Reel sektörü desteklemeyen bir finans sektörü anlamını kaybeder. Güçlü bir finans sektörü yoksa reel sektör taze kan bulamaz, kendini idare edecek ortamı bulamaz.. Bütçe disiplini, finansa sektörünün sağlamlığı arasında doğal bir kaçınılmaz irtibat vardır. Bunların hiçbiri birbirine feda edilebilecek alanlar değildir. 2001'de reel sektör çöktüğünde finans sektöründe de bankalar batmaya başladı. Bu dönemde en temel ilkelerimizden biri ekonominin bir bütün olarak yönetilmesi, bütüncül bir ekonomi anlayışını gerek kamuda gerek özel sektör kamu ilişkilerinde ve toplumun genelinde hakim olmasıdır Bu ilkeler çerçevesinde ülkedeki her türlü yapısal dönüşümü bütün bir perspektifte görüyoruz. 25 eylem planına bakıldığında, üç kategoriyle bunları kademeli olarak ilan etmemizin arkasında bu anlayış var” diye konuştu. Dört yıl içinde Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın 1.3 trilyon dolara çıkarılmasının hedeflendiğini belirten Davutoğlu, cari açığın 5.2 'ye, işsizliğin yüzde 7 oranına çekileceğine işaret etti. 417 eylem planının olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Bugün ilan edeceğimiz 9 sektörel dönüşüm eylem planı ağırlıklı olarak reel sektörle ilgili. Sonraki dönüşüm programları 8'i makro ekonomi, sonraki 8 insan odaklı dönüşümlerdir” dedi. Beşinci ana prensibin, ‘dünyayla tam entegrasyon içinde hareket edebilmek’ olduğuna işaret eden Davutoğlu, “ Kapalı ekonomiler, dünya ekosuna kapalı hiçbir sistem o gelişmeleri de takip edemez, krizleri yönetme kabiliyetini kaybeder ve kriz sonrası dönemlere hazırlıksız yakalanır. Özal döneminde başlayan dünya ekonomilerine açılım, küresel ekonomik yapıya intibak, süreci önümüzdeki dönemlerde de ivmelendirilerek artırılacaktır. Biz bunu edilgen bir aktör olarak yapmayacağız. Türkiye akan nehir üzerinde bir yaprak misali seyrediyor değil, aksine küresel ekonomik gelişmeleri anlayışın nabzını tutan ve yönetebilen bir ülke olmak durumundayız. Gelecek hafta G20 için Avusturalya’ya gideceğiz ve küresel ekonominin bütün alanları en önemli 20 büyük güç arasında istişare edilecek. 1 Aralıkta da G20 dönem başkanlığını alacağız. O dönem herkes şahit olacak ki Türkiye’deki ekonomik birikim, kapasite, entellektüel düzey ekonominin anlamda küresel ekonomiyi 1 yıl yönetebilecek, değişik alanlarda ilham verebilecek katkılar yapacaktır” ifadelerini kullandı.
İTHALATA OLAN BAĞIMLILIĞIN AZALTILMASI PROGRAMI Öncelikli dönüşüm programları eylem planlarının 9’u hakkında bilgi veren Davutoğlu, “Birincisi ithalata olan bağımlılığının azaltılması, şu anda da ekonomimizin ciddi meydan okumalarının cari açığın karşısında ithalat bağımlılığı var. Ara malların giderilmesi konusunda da. Türkiye’nin ticari envanterini ciddiye alarak tedarik stratejisini güncelleyeceğiz. MTA'nın yurt dışında madencilik faaliyeti yapmasına imkan sağlayacağız. Enerji üretim tesislerinde kullanılan teçhizatın yurt içinde üretilmesi. Sanayi stratejisi belli aralıklarla revize edilecek. Yeni yatırım destek programları oluşturacağız. Teşvik paketinde teknoloji yoğunluklu alanlarda belli bölgelere yeni teşvik paketleri hazırlamanın çabası içindeyiz. Elektrikli araçlar için prototip akaryakıt imkanlara geliştireceğiz. Kümelenme faaliyetlerini destekleyeceğiz.. Serbest bölgelerin cazibesini artıracağız. Yenilikçi üretim yasasını güçlendireceğiz. 2018’de ihracatın ithalatı karşılama oranını yüzde 70’lerin üzerine çıkarmaktır” dedi.
ÖNCELİKLİ TEKNOLOJİ ALANLARINDA TİCARİLEŞTİRME PROGRAMI Öncelikli teknoloji alanlarında ticarileştirme programının ikinci dönüşüm programı olduğunu belirten Davutoğlu, “Bu programın içerdiği önemli eylemler. Öncelikli sektörlerde prototip geliştirme sürecini destekleyeceği. Teknolojik ürün yatırımlarını geliştireceğiz. Ülkemizde akredite test altyapısını güçlendireceğiz. Girişimcileri desteklemek için erken aşamaya yönelik bir fon kuracağız. Yenilikçi girişimcilerin ticarileştirme projelerine dayanak olacak…kuluçka merkezleri ve hızlandırmalar kuracağız. Raylı sistemler, kümelenme çalışmalarını destekleyeceğiz. 2018 yılına kadar öncelikli sektörlerdeki ürün e marka sayımızı artıracağız” diye konuştu.
KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI Üçüncü önemli programın kamu alımları yoluyla teknoloji geliştirme ve yerli üretim programı olduğunu anlatan Davutoğlu, “Yerli firmaların paylarını artırmayı hedefliyoruz. kamu kurum ve kuruluşlarında farkındalığı artıracağız. Yüksek teknolojili ürünlerde kamu alım tedariği için kamu ihale kanununda gerekli düzenlemeleri yapacağız. Ürün bazlı yeni tedarik programları oluşturacak ve uygulayacağız. Yerli firmaların kamu ihalelerinden daha fazla pay almasını sağlayacağız” diye konuştu.
YERLİ KAYNAKLARA DAYALI ENERJİ ÜRETİM PROGRAMI Dördüncü dönüşüm programının ‘yerli kaynaklara dayalı enerji üretim programı’ olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Enerjide dışa bağımlılığı azaltmayı amaç ediniyoruz. Kurumlararası koordinasyonu güçlendireceğiz. Güneş, jeotermal alanından envanteri yenileyip kapasitemizi genişletecek çalışmaları hızlandıracağız. 2018 yılında enerji üretiminde yerli kaynak payını yüzde 35’e çıkarmayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.
ENERJİ VERİMLİLİĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ PROGRAMI Beşincisinin ‘enerji verimliliğinin geliştirilmesi programı’ olduğunu anlatan Davutoğlu, “Bu çerçevede enerji verimliliği konusunda bilinçlendirme faaliyetleri hızlandıracağız. Enerji verimliliği yatırımlarını finansmanları için yeni yatırımlar gerçekleştireceğiz” dedi.
TARIMDA SU KULLANIMININ ETKİNLEŞTİRİLMESİ PROGRAMI Altıncısının ‘tarımda su kullanımın etkinleştirilmesi programı’ olduğunu belirten Davutoğlu, “Sulama oranını artırmayı ve modern sulamayı yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. mevcut sulama tesislerinin rehabilitasyonun gerçekleştireceğiz. Açık sistemleri kapalı hale getirmeye dönük programı sürdüreceğiz. Yağmurlama, damlama sulama yollarını yaygınlaştıracağız. Arazi toplulaştırma çalışmalarımıza hızla devam edeceğiz. Çiftçiler başta olmak üzere etkin su kullanımı ve tasarrufu konusunda bilinçlendirme çalışmalarımızı hayata geçireceğiz.. Sulama şebekelerine modern izleme sistemlerini yaygınlaştıracağız. Su yönetimi ve fiyatlandırma modelini gözden geçireceğiz. Modern sulama tesis sayısını 2018'e kadar her yıl yüzde 10 artıracağız” ifadelerine yer verdi.
SAĞLIK ENDÜSTRİLERİNDE YAPISAL DÖNÜŞÜM PROGRAMI Yedincisinin, ‘sağlık endüstrilerinde yapısal dönüşüm programı’ olduğunu anlatan Davutoğlu, “Bu alanda ihracat verilerimizi artırmayı planlıyoruz. Sağlık endüstrilerini yönlendirme komitesi oluşturacağız. Yerli Ar-Ge ve dönüşümü oluşturmak üzere Türkiye sağlık endüstrileri kurumunu kuracağız. Biyoteknolojik ilaç, biyomalzemeler alanlarında araştırma altyapımızı geliştireceğiz. Plazma ürünler ve aşıların Türkiye’de üretilmesini sağlayacağız. Sağlık sektöründe de üniversite sanayi işbirliğini artıracak, şirket kümelerini artıracağız. 2018 sonunda tıbbi cihaz ihtiyacımızın yüzde 20'sini, ilaç ihtiyacımızın yüzde 60'nı yerli üretimden karşılar hale geleceğiz” şeklinde konuştu.
SAĞLIK TURİZMİNİN GELİŞTİRİLMESİ PROGRAMI Sekizincinin ‘sağlık turizminin geliştirilmesi’ olduğunu açıklayan Davutoğlu, “Medikal, termal, ileri yaş sağlık turizmini geliştireceğiz. Tesis ve kurumlara yönelik akreditasyon altyapımızı güçlendireceğiz. Fiyat farklılaştırmalarına ilişkin mevzuat düzenlemelerini yapacağız. Tıp eğitiminde yabancı öğrenci kontenjanını artırarak yeni bir insan kaynağı oluşturacağız. 2018 sonunda bu alandaki yerimizi 9 milyar doların üzerine çıkarmayı planlıyoruz” diye konuştu.
LOJİSTİĞE DÖNÜŞÜM PROGRAMI Dokuzuncusunun ‘lojistiğe dönüşüm programı olduğunu anlatan Davutoğlu, “Bütüncül bir lojistik mevzuatı hazırlayarak yürürlüğe koyacağız. Ulaşımda elektronik sistemleri yaygınlaştıracağız” dedi. Temel hedefin aslında ülkedeki verimliliği ve öngörülebilirliği artırmak olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Siyasi istikrar bu çerçevede ülke ekonomisindeki kalkınmayı uluslararası ekonomiye kazandıracak lojistik alanda yapılacak çalışmalar aslında cumhuriyeti tarihinin en önemli yapısal dönüşüm hamlelerinden birisini başlatıyoruz. Sadece 5-10 yıllık planlar çerçevesinde değil ay bazında takip ederek gelişim seyrini izleyeceğimiz önemli dönüşüm programıdır. Uygulamada getirdiğimiz her yeniliğin sonuçlarını paylaşacağız. Türkiye’de çağdaşlaşmanın son aşaması anlamında küreselleşmeyle gelen meydan okumalara karşı gelen bir ekonomik yapıya kavuşacağız” ifadelerine yer verdi.
DOĞU VE GÜNEYDOĞU’DAKİ YATIRIMLAR Davutoğlu, açıklaması sonrası gazetecilerini sorularını cevaplayarak, ilgili bakanlar da sorulara cevap vermek üzere söz aldı. Bir gazetecinin, “Bazı bölgelere teşvikleri artıracağınızı söylediniz. Çözüm süreciyle birlikte Doğu ve Güneydoğu’daki yatırımlar nasıl gerçekleştirilecek” sorusuna Davutoğlu, “Ülke ekosundaki gelişmelerin bütün ülke sathına yayılmasına büyük önem veriyoruz. Doğu ve Güneydoğu’da güven ive istikrar ortamının güçlendirilmesi sebebiyle ciddi yatırım cazibesi oluşmuştu. Son yıllar çözüm sürecinin ivme kazanmasıyla ekonomide ciddi canlanma gözlendi. Zaten teşvik paketinde Doğu ve Güneydoğu 6. bölge olduğu için en fazla teşvike mazhar durumda. Huzur ile istikrar ile bu teşvikler biraraya geldiğinde önümüzdeki dönemde Doğu ve Güneydoğuda çok büyük ekonomik kalkınma hamlesinin ve ekonomik iyileşmenin olacağına inancımız tam. Son 6-7 Ekim’de işyerlerinin hedef alınması sadece çözüm sürecine darbe vurmak amaçlı değil, yatırımın artması üzerinden ekonomik altyapıya darbe vurma amaçlıydı. Bizim de zararları tazmin yoluna gitmemizin sebebi huzur ile kalkınmanın birlikte gerçekleşeceği konusunda hükümetimizin kararlı mesajımızdı. Her ne surette olursa olsun kamu düzen ve huzurun sağlanması ile Doğu ve Güneydoğuya yatırımların yönelmesi arasında olumlu bağlantıyı korumaya devam edeceğiz” karşılığını verdi.
TARIM POLİTİKALARI Tarım Bakanı Eker, tarım politikaları konusunda üretici ve tüketici arasındaki makası izlemek için bir komitenin kurulduğunu belirterek, “Üretici ve tüketici arasındaki makası izlemek için bir komite oluşturuldu. İlgili tüm bakanlıklarının müsteşarlıklarının üye bulunduğu. Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki fark bundan daha yüksek . Bunun birçok sebebi var, aradaki hazırlama zincirinin bununla ilgili olduğunu düşünüyoruz. Üretici tüketici fiyatı arasında gıdada ciddi fark olduğunu öngörüyoruz. Orta ve uzun vadede aldığımız tedbirler var, kuraklık test merkezi kuruldu. Halen elimizde 12 binin üzerinde hububat çeşidi var. Belli dönemlerde şiddetli bir kuraklıkla karşılaşabiliyoruz. Doğal bir süreç bu. Bunun da etkilerinden olumsuzluklarından etkilenmemek için orta ve uzun vadede tedbirlerimiz var, sulama bunlardan birisi. 10 milyar lira çiftçilerimize destekleme öngördük. Diğer maliyetlerini karşılamada kendilerine yardımcı oluyoruz” ifadelerine yer verdi.
Davutoğlu, teknik komite düzenli olarak çalışmalarını Ekonomi Koordinasyon Kurulu’na getirecek. Bakanlıklar arası ve kurumlararası koordinasyon alınacak tedbirlerin devreye sokulması için çok önemli. Kısa vadede çıkacak krizlere tepki verecek siyasi istikrar ortamı olamazsa bizim kuşak zaten ciddi risklerle karşı karşıya. Sulama teknolojisindeki her gelişim, hem suyun etkin kullanımını karşılar suyun korunması için de büyük önem taşır. Kısa, uzun , orta vadede alınacak tedbirleri birbirinden ayırmak mümkün değil. Bir gazetecinin, “Geçmiş dönemdeki sosyal taraflarla uzlaşmayla ilgili düzenlemelerin olacağı anlayışınız devam edecek mi” sorusuna Davutoğlu, “Ancak biraz sabır diyoruz. 3. Pakette kapsamlı bir şeklide yer alacak. Hiçbir şekilde gözardı etmediğimiz bir husus” karşılığını verdi.
Çalışma Bakanı Çelik, aynı soruya, “Mutlaka çözüme kavuşturulması gereken başlık. Emeğin istismarın açısından son derece ciddi sorunlarla karşı karşıya. Önümüzdeki dönem içinde yoğun bir şekilde tartışacağımız konu başlığı” cevabını verdi.
Eylem planının uygulamaya geçmemesi durumunda herhangi bir yaptırımın öngörülüp görülmediğinin sorulması üzerine Davutoğlu, “Bu sektörel dönüşüm planı, eylem planının en önemli özelliklerinden biri de şeffaf olması. Bir takvimi de bugün ilan ediyoruz zaten. Detaylara girdiğinizde izleme mekanizması da var. İlgili kim sorumluysa hesap verebilir olacak. Herkes ne yaptığını biliyor. Hangi yıl, hangi ay proje tamamlanacak, ne şekilde yürütülecek performans değerlendirmesi yapılacak. Bu, bir temenni paketi değil, uygulama paketi” diye konuştu.
“MADENLERİMİZİN ELDEN GEÇMESİ LAZIM”
Başka bir gazetecinin, “Ermenek’te tarım yapan insanların bir süre sonrası madenci olduğunu gördük, tarımsal anlamda yeni bir düzenleme yapılacak mı” sorusunu Davutoğlu, Türkiye’de tarımsal alanların dönüşüme baktığımızda sanayi…”Ermenek’te çok tarım arazisi yok ama tarım hayatın ciddi bir parçası. Bizim tarımda reform üzerinde çalıştığımız husus, özel mülkiyet sebebiyle parçalanmış alanların birleştirilmesi. Tarımı verimli kılacak şekilde yeni destekler verilmesi. Bütün bunlar bu havzalarda uygulanması. Maden sektörüne geçiş değil, maden sektörünün de teknolojik yenilenmeye ihtiyacının olması. Madenin girişi, havalandırmasından başlayarak bütün madenlerimizin elden geçmesi lazım. Teknolojik yenilenmeye geçilmesi lazım. Yeni düzenlemelerle rezerv kullanımında yıllardan bağımsız olarak teknolojik düzenlemeyi esas alan düzenlemeleri getireceğiz” şeklinde cevapladı.
EKER: “MADENCİLİĞİN KANALINDA TARIM DIŞINA ÇIKMIŞ BİR ALAN YOK” Tarım Bakanı Eker, aynı soruya, “Madenciliğin kanalında tarım dışına çıkmış bir alan yok. Tarım alanına tarımsal faaliyet alanına çıkarıp madenciliğe tahsis etmiş değiliz. Bu bilgi doğru değildir, teyide muhtaçtır” karşılığını verdi.
O bölgede son yıllarda verilen teşviklerle tarım hayatının canlandığına dikkati çeken Davutoğlu, “Verilen teşviklerle bu sefer daha teknoloji yoğunluklu, iyi şartlarda sulamanın sağlandığı tarım alanları oluşuyor” dedi.
YERLİ OTOMOTİV ÜRETİMİ Yerli otomotiv üretimindeki desteğe ilişkin, soruya Davutoğlu, ”Bu çağrımız her zaman sabit. Teknolojik atılımlara çok büyük destekler sağlamaya devam edeceğiz” cevabını verdi. Aynı soruya Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, “56 tana AR-GE merkezimiz otomotiv sektörüyle ilgili. Dolayısıyla otomotiv sektörü AR-GE açısından Türkiye’nin en önemli sektörlerinden birisi. Biz, bu sektörün güçlenmesi için sürekli çalışma yapıyoruz” karşılığını verdi.
YENİ GÜMRÜK KAPILARININ AÇILMASI Yeni gümrük kapılarının açılıp açılmayacağına ilişkin bir soruya Gümrük Bakanı Canikli, “Yeni gümrük kapılarının açılması ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Gürcistan, İran ve Irak başta olmak üzere ilave gümrük kapılarının açılması ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Mevcut kapılardaki işlemlerin hızlandırılması noktasında tek durak projesi son aşamaya geldi. Tamamını tek durakta ve eğer gerçekleştirebilirsek tümünü bakanlığımız tarafından yapılacak hale getireceğiz. Tabii bu hızlandırılırken güvenliğin elden bırakılmaması gerekir. Gümrük mevzuatına aykırı işlemlere gerekenin yapılması gerekiyor. Bütçede çok büyük bir kaynak aktarıldı. Bazı gümrük kapılarımızda işleyişte sıkıntılar var, Sarp Sınır Kapısı bunun başında geliyor. Yeniden inşa ediyoruz” cevabını verdi.
YERLİ ENERJİ KAYNAKLARININ KULLANIMI
Davutoğlu, yerli enerji kaynaklarının kullanımının artırılmasına ilişkin, “Nükleer enerji başta olmak üzere yerli üretimin enerji tüketimindeki payı gittikçe artacak. Bu, hem enerji güvenliğimiz açısından önemlidir. Enerji güvenliği de ekonomik gelecek bakımından en önemli alan. Türkiye’de ciddi güvenlik arzını oluşturacak doğal kaynaklar yok. Bunu nasıl kapatabiliriz? Elimizdeki doğal kaynakları daha iyi kullanarak. Oluşan enerji stratejimiz var. Şimdiki cari açığımızın kademeli şekilde azaltılmasını öngörüyorsa bu enerji açığımızın kapatılmasıyla olur. Enerji güvenliğimiz ile ilgili her türlü tedbiri alacağız” dedi.
Toplantıya, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Erdoğan, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli katıldı.
İlginizi Çekebilir