Davutoğlu: 'Erdoğan ile ilişkimize kimseyi karıştırmam'“
SiyasetCumhurbaşkanı ile kader arkadaşıyız” diyen Davutoğlu: Dışarıdan ve içeriden bizim ilişkimize kimsenin müdahale etmesine izin vermem...
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 6-7 Aralık tarihleri arasında Yunanistan'ın başkenti Atina'daydı. Davutoğlu'na Atina temasları sırasında 10'a yakın bakan ve pek çok iş adamı da refakat etti. Başbakanın gezisini bir grup gazeteciyle birlikte izledim. Eşsiz tarihi, yemekleri ve sıcakkanlı insanlarıyla hiç yabancılık çekmediğim Atina, ziyaretimiz sırasında epey gergindi. Ne yazık ki yıllardır kesintili iktidarların yol açtığı ekonomik sıkıntılarla cebelleşen Yunanistan sokaklarında yine gösteriler vardı. 15 yaşındaki Aleksis Grigoropulos isimli bir gencin, sokak gösterilerinde polis kurşunuyla hayatını kaybetmesinin 6. yıldönümü nedeniyle kentte olağanüstü güvenlik tedbirleri hakimdi. 2 milyona yakın mülteciye “sessiz sedasız” ev sahipliği yapan bir ülkenin vatandaşı olarak, Sintagma Meydanı'nda aileleriyle birlikte yatıp kalkan 150 civarındaki Suriyeli mültecinin dramı da içimi acıttı.Dönüş yolunda uçakta Davutoğlu ile röportaj yapma fırsatı bulduk. Başbakanın, kardeş iki ülkenin ilişkilerinin yanı sıra, iç politikaya dair sorularımıza verdiği cevapların satır başları şunlardı:
- Akdeniz'deki gaz ile ilgili mutabık kaldığınız çerçeve nedir?
Yani bizim söylediğimiz husus şuydu: Ya kapsamlı çözüme ulaşacak şekilde müzakereler hızlansın ve müzakerelerden sonra yeni devlet gazı araştırsın ve bulsun. Dolayısıyla her iki toplumun olsun. Ya da gecikme olacaksa, birlikte gazı çıkaracak şekilde iki taraf da ortak bir komisyon kursun. Ve bu gazdan gelen gelir de çözüm için kullanılacak şekilde değerlendirilsin. Böyle bir formül olursa Türkiye de Yunanistan da bunun bir parçası olur. Gaz da Türkiye ve Yunanistan üzerinden Avrupa'ya ulaştırılır. Fakat maalesef Rumlar tek taraflı adımlar attı. Bunun üzerine biz de açıkçası Barbaros Hayrettin'i göndermek zorunda kaldık. Diyorlar ki “İki toplumun hakkı bunlar. Siz Barbaros Hayrettin'i çekin müzakereler başlasın'. Biz de diyoruz ki 'Ama bir mekanizma kurulsun'. Herkes şunu fark etti: Tek taraflı bir şekilde çıkarılması ve işletilmesi mümkün olmayacak. Şimdi bir müzakere süreci imkânı doğdu, önümüzdeki günlerde bir toplantı yapılacak.
- Cumhurbaşkanının, aranızı açmak için haberler yapıldığı yönünde açıklamaları oldu. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
İki makam arasında ihtilaf çıkar mı diye uzun zamandır beklendiğini biliyoruz. Cumhurbaşkanımızla on yıllara varan tanışıklığımız var. Yedi yıla yakın başdanışmanlığını yaptım, beş yıla yakın Dışişleri Bakanı olarak çalıştım. En kritik süreçlerde her şeyi paylaştık. Siyasetle ve bulunduğumuz makamlarla kaim değil. Dünya ahiret dostluğuna dayanan bir birlikteliktir bu. Bir de buna devlet geleneğinin getirdiği sorumluluklar eklendi. Bu yönde yapılacak hiçbir yorumun bizim için kıymeti harbiyesi yoktur. Dışarıdan ve içeriden bizim ilişkimize kimsenin müdahale etmesine izin vermem.
- Cumhurbaşkanıyla ailece ne sıklıkla bir araya geliyorsunuz?
Haftalık olağan görüşmenin dışında her zaman arayıp görüşebiliriz. Nitekim geçen akşam da yemek yedik. “Böyle olmuyor, özlüyoruz” dedim. Çünkü başdanışmanıyken, Dışişleri Başkanıyken sık sık beraberdik. Şimdi sürekli olmuyor o doğaldır. Biz her gün görüşsek bir kriz mi var denir. Bir sürü şey söylenir. Biz gerekli olan her an görüşüyoruz.
Vanlı Kırgızlar, Başbakan'a yöresel kıyafet hediye etti. Muhalefete tepki: Bunlar tarih cahili “Osmanlıca okutulsun dendi diye kıyameti kopardılar. Bunlar tarih cahili. Mezar taşları şehitlerimizin ecdadın bıraktığı tapu mührüdür”
Kongre maratonunu sürdüren Başbakan Ahmet Davutoğlu, dün Van ve Eskişehir'deydi. Davutoğlu'nun gündeminde Milli Eğitim Şûrası'nda alınan kararlar, çözüm süreci ile Yavuz Bingöl'e yönelik mahalle baskısı vardı. Çözüm sürecinden taviz vermeyeceklerini ifada eden Başbakan, şunları söyledi:?“Milli Eğitim Şûrası'nda her türlü görüş bildirilebilir. Tavsiye kararları alınır. Bu kararlar daha sonra Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından değerlendirilir. Ama daha bunları beklemeden, 'Osmanlıca İmam Hatipler'de de okutulsun, seçmeli olsun' dendi diye kıyameti kopardılar. CHP Genel Başkanı, 'Bizi Ortaçağa götürmek istiyorlar' diyor. Bunlar tarih cahili. Mezar taşları şehitlerimizin ecdadın bıraktığı tapu mührüdür. CHP hâlâ tarihimizi anlamış değil. Bizim tarihimizde ortaçağ karanlığı yok. Yavuz Bingöl'e mahalle baskısı uygulanıyor. Sanatçı camiasından gür bir ses 'Evet, kardeşlik' dediği için bundan rahatsız olan dogmatik kafalar, bu seslere mahalle baskısı uyguluyorlar. Biz tanırız Yavuz Bingöl'ü ve diğerlerini... Onlar baskılara boyun eğmez. 'AK Gençlik'ten bir ricam var. Yanlış yapmış olsalar bile çapulculardan da 'AK Gençlik' çıkarın. Davanızı anlatın, kimseyi dışlamayacağız.”
EŞİMLE TAZİYEYE GİDECEKTİK
Kılıçdaroğlu'nu Tunceli'de bekledim
- Eşinizin Bayan Kılıçdaroğlu'na taziyede bulunması fikri kime aitti?
Vefat olduğunda ben Erzincan'daydım. Tunceli'ye geçerken arkadaşlara sordum 'Kılıçdaroğlu Tunceli'ye geliyorsa ona göre bir düzende bulunun. Eşimle birlikte kendilerini ziyaret edip taziyede bulunmak istiyorum' dedim. Eğer o gün gelmiş olsaydı, orada bir taziyede bulunmayı düşünüyordum. Fakat olmadı. Sayın Kılıçdaroğlu olumsuz ifade kullanmazsa ben konuşmayacağım dedim. Fakat daha cenaze kalkarken çok ağır hakarette bulundu. Mecburen ben de cevap vermek durumunda kaldım. O olmamış olsaydı muhtemelen bu ziyaret beraber de gerçekleşebilirdi. Ama Selvi Hanım'ın burada bir dahli yok. Vefat eden de onun annesi. Eşim 'Ne yapalım' deyince 'Sizin gitmeniz iyi olur' dedim. Birlikte konuştuk. Burada siyasi bir mücadele yürütüyor olsak dahi insani konuda benim için her şey biter. Türkiye'de aynı geminin içindeyiz.
YOLSUZLUĞA MÜSAADE ETMEYİZ
Hortumu kestik Türkiye bereketlendi
- Başdanışmanınız Etyen Mahcupyan'ın yolsuzluk algısına dair bir yorumu vardı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
AK Parti yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklara karşı yola çıktı. Bunun üçünde de önemli mesafe katedildi. Türkiye 12-13 yılda birden maden, petrol kaynakları keşfetmedi. Birisi bize milyarlarca avroları vermedi. Nereden geldi bu kaynaklar? Ne geldi de böyle kalkınma hamlesi sağlanabildi? Geçmişteki yolsuzluk ve hortumlanma olayları kesildi ve Türkiye bereketlendi. İki; geçmişte yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklara karşı en kararlı mücadeleyi birlikte yürüttük. Emaneti devralırken yaptığımız konuşmalara bakın. Sayın cumhurbaşkanımız yolsuzluklara karşı hiçbir tolerans gösterilmeyeceğini vurguladı. Ben de 'yolsuzluk yapan kardeşim olsa kolunu koparırım' dedim. İnsanoğludur, ola ki birtakım nefsi şeylere düşer. Buna ne cumhurbaşkanımız tolerans gösterir ne ben...
İlginizi Çekebilir