‘Devletin dini adalettir’

Programda yaptığı konuşmada Doç. Dr. Özdağ, Türk siyasi hayatındaki darbeleri kısaca özetleyerek egemen güçlerin Türkler ve Araplar üzerindeki en temel stratejilerinin “böl ve yönet” olduğuna dikkat çekerek “kamplaşmalar”ın tehlikeli olduğunu işaret etti. Böl-yönet politikasının 21. yüzyıldaki uzantısının “kamplaştır-kutuplaştır ve rahat yönet” stratejisi olduğunu ifade eden Doç. Dr. Özdağ, “27 Mayıs darbesiyle Anadolu çocuklarını korkuttular. Bize dediler ki Anadolu çocukları sakın siyaset yapmayın, kaymakam olmayın vali olmayın, mühendis olmayın, siyasetçi olmayın, vekil olmayın, bakan olmayın, başbakan hiç olmayın! Astılar Menderes’i gözümüzü korkutmak için, hem de çok feci şekilde astılar” dedi.

“TÜRKİYE 3 NESİL KAYBETTİ”

Milletin kaliteli nesillerle yaşadığını belirten Doç. Dr. Özdağ, “Kaliteli beyinler ve seçkin insanlarla yaşar milletler. ABD bugün 200-300 bin kişiyle yaşıyor. Osmanlı, 40-50 bin kişiyle yaşıyordu. Dehalarla yaşatıyordu devletini. Tabii ki işin başı ahlak. Türkiye’de birinci nesil Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı. Çok değerli öğretmenler, mühendisler, doktorlar ve aydınlarımızı kaybettik. Sonra Cumhuriyet’i kurduk. Neyi kuracaktın? Türkiye’nin nüfusu yedi milyon zaten. Bunun 4 milyonu kadın. Okuma yazma bilenlerin oranı nüfusun onda biri. Bu onda birin de onda biri ancak memur olma vasfına sahip. Topluiğne yapamıyorsunuz, atlarınızın nalını çakacak çivileriniz yok. İkinci nesil, 12 Eylül öncesi sağcılarla solcuların dövüştüğü, 2 milyona yakın ülkücüleri ve devrimcileri kaybettiğimiz bir nesil. Üçüncü nesil de 15 Temmuz sonrası Fetullahçı Terör Örgütü’nün öncesiyle başlayan yapısı. Ortadoğu’nun, Balkanların, Ön Asya’nın ve Türkiye’nin hedef çocuklarını, en dahilerini ABD’ye götürmüşler. Doktora yapmak için. Ama onlar orada kalmışlar” diye konuştu.

“28 ŞUBAT FETÖ’YE DE YARADI, AMA DARBECİLER ULUSALCIYDI”

28 Şubat darbe sürecini yatak hikâyelerinden şeriat devleti çıkartma hareketi olarak tanımlayan Doç. Dr. Özdağ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ile Tuncay Özkan’ın, 28 Şubat’ın sorumluluğunu tamamen FETÖ’ye yıkmaya çalışmalarını da eleştirerek, “28 Şubat Türkiye’nin demokrasiyle buluşmasını geciktirme hareketidir. Postmodern bir darbedir. Fetullahçılar da bu darbeye yardım etmiştir. Ama özellikle vurgulayarak söylemek gerekirse, 28 Şubat’ta ulusalcılar da vardı. 28 Şubat da milli ve manevi değerlerimizle dövüşmek isteyen cuntacı askerler de vardı. Onları aklamak için şimdi suçu sadece FETÖ’ye yüklüyorsunuz. Atlamayın onları. O kızların başörtülerini FETÖ’cüler kaldırtmadı sadece, siz, Çevik Bir ve arkadaşları beraber kaldırdınız. Meslek liselerine katsayı şartları koydurarak ara elemanlarımızı yok ettiniz.  ‘28 Şubat bin yıl sürecek’ diyen Fethullah Gülen miydi? Evet, Fethulah Gülen de vardı işin içinde, nemalandı, beslendi. Katsayı uygulamaları yüzünden milli ve manevi değerlerine sahip çıkan ebeveynler çocuklarını onların okullarına göndermek zorunda kaldı. Böyle zararları da oldu bu uygulamaların” dedi.

“GÜLEN, TÜRKİYE’YE HUMEYNİ OLARAK GELMEK İSTİYORDU”

Milletvekili olmadan önce FETÖ yapısını tespit ettiğini kaydeden Doç. Dr. Özdağ, “Okullarını alkışladım, yurtlarını alkışladım, Türkçe olimpiyatlarını alkışladım; ama arka planlarını da gördüm. Bunlar evet görünen kısımları, ama bunlar görünmeyen kısımlarıyla devleti ele geçirmeye çalışıyorlardı. Türkiye’de ilk defa Fetullah Gülen’in Humeynivari bir şekilde Türkiye’ye gelmek istediğini söyleyen kişi de benim. Ama şimdi Recep Tayyip Erdoğan’a tosladılar. Hrant Dink olayında, Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopter kazasında parmakları var. Yazıcıoğlu’nun helikopterini söken adamlar aynı zamanda 15 Temmuz gecesi sayın cumhurbaşkanının otelini basan adamlar” diye konuştu.

“PKK VE SOL ÖRGÜTLER BİR ARAYA GELSE FETÖ ETMEZ”

Darbecilerle ve FETÖ’cülerle mücadeleyi kesintisiz bir şekilde sürdürmek gerektiğini işaret eden Doç. Dr. Özdağ, “Ama aşağı inmeyelim. Yukarı doğru çıkalım. Bunu yapabilmek için de devlet aklına ihtiyacımız var. Hissi ve indi yaklaşımlara değil. Cemaat saikiyle bu yapıya girenler oldu. Sempatizanlık yapanlar oldu, para verip kurban kesti. Şuydu buydu. Biz bunun örgütsel kısmını iyi bulalım. Adam Allah demiş şeytan çıkmış, peygamber demiş deccal çıkmış; böyle bir yapıda da sıradan insanlarla çok fazla uğraşmayalım. Bunları hakimlerimiz, savcılarımız, kolluk kuvvetlerimiz iyi araştırsın. Siyasetimiz iyi dizayn etsin bu işi ve biz buradan bir yara almayalım. Ben Peru’daki Aydınlık Yol hareketi bilen biriyim, Sri Lanka’daki Tamil gerillalarını bilen biriyim, PKK üzerine çalıştım. PKK dahil, bütün sol örgütler dahil, hepsini toplasanız bir FETÖ etmez. Hafife almayın bu işi. Darbecilerin tamamı cezalandırılmalıdır, FETÖ’cülerin tüm üst kademesi, A, B, C takımı cezalandırılmalıdır. Ama cemaat saikiyle buraya gelenlerle uğraşmaya gerek yoktur, bu bizi ilerde zor durumlara düşürür. Devletin dini adalettir” uyarılarını dile getirdi. (Murat GÜZEL)