Dikeç’ten, 2021 bütçe kanunu değerlendirmesi
KonyaKonya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sigortacılık ve Sosyal Güvenlik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Üstün Dikeç, 2021 Yılı Bütçe Kanunu’na ilişkin değerlendirmelerde bulundu
KTO Karatay Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sigortacılık ve Sosyal Güvenlik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Üstün Dikeç, 5018 sayılı Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu’nda yapılan yasal değişiklikle, bütçenin hazırlanmasında, önceki yıllarda uygulanmakta olan fonksiyonel sınıflandırmanın kaldırılıp, performans esaslı program yönetimine geçildiğinin altını çizdi. “2021 mali yılı bütçesinde, bütçenin program yapısına uyumlu şekilde ve performans esasına dayalı hazırlanmasını sağlamak ve gider kalemleri bölümlerini analitik bütçe sınıflandırması esas alınarak programlar itibariyle düzenlemek ana kriter olarak belirlendi.” dedi.
Bütçe ile ilgili önemli tespitlerde bulunan Prof. Dr. Üstün Dikeç; “68 program arasında dağıtılan toplam kamu giderlerinin, yüzde 18,6 artışla 1.346.1 milyar TL (faiz hariç 1.166.6 milyar TL); kamu finansmanı için (922.7 milyar TL’si vergi geliri olmak üzere) yüzde 19,6 artışla toplam 1.101.1 milyar TL kamu geliri öngörülmüştür. Harcamaların yüzde 83,8’i gelirler ile karşılanacağından 245 milyar TL’lik bütçe açığı söz konusudur. Açığın gayri safi yurt içi hasılaya oranı yüzde 4,3’dür.” şeklinde konuştu. Kamu giderlerinin yaklaşık yüzde 90,84’ünün kamu idarelerine, yüzde 8,91’inin özel bütçeli idarelere ve yüzde 2,7’sinin düzenleyici ve denetleyici kuruluşlara tahsis edildiğini belirten Dikeç; “Covid-19’un sosyal ve ekonomik etkilerini azaltmak amacıyla alınan ekonomik tedbirler nedeniyle bütçe açığı borçlanma ile karşılanacağından borçlanma yetkisi artırılmıştır. Kamu giderlerinin ağırlıklı olarak yüzde 77,40’ı üç kaleme (yüzde 24,26’sının personel giderlerine, yüzde 39,81’inin transfer harcamalarına ve yüzde 13,3’ünün faiz giderlerine) ayrıldığı görülmektedir. Özellikle, personel ve faiz giderleri zorunlu giderlerdir.” ifadelerine yer verdi. Kamu giderlerinin yüzde 79,19’unun yasal zorunluluk ve içinde bulunulan koşullar sonucu öncelik ve önem tercihi nedeniyle beş bakanlık arasında dağıtıldığını vurgulayan Dikeç; “Kamu giderleri için Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yüzde 43,15, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na yüzde 12,67, Milli Eğitim Bakanlığı’na yüzde 17,16, Sağlık Bakanlığı’na yüzde 6,33 ve Savunma Bakanlığı’na yüzde 5,03 pay ayrılmıştır. Yaklaşık yüzde 10’u Kamu Özel İşbirliği (KOİ) birlikte hayata getirilmek üzere yatırımlar için 103.7 milyar TL ayrılırken, sosyal güvenlik işveren desteği, tarımsal kredi faiz desteği, hazine destekli kefaletler, ihracat destekleri ve esnaf finansman desteği için toplam 46.6 milyar TL, TUBİTAK desteği için 2.163 milyar TL, araştırma, geliştirme ve yenilik için 6.842 milyar TL tahsis edilmiştir.” dedi. İstihdam piyasasının desteklenmesi bütçe dışından İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacağını belirten Dikeç; “Kamu gelirlerinin yüzde 83,8 i (922.8 milyar TL) vergi gelirlerinden; yüzde 16.2 si (178.4 milyar TL) diğer gelirlerden oluşmaktadır. Vergi gelirlerinin yüzde 32,56’sı gelir üzerinden alınan (Gelir ve Kurumlar vergileri) vergiler ve yüzde 51,92’si harcamalar üzerinden alınan (KDV ve ÖTV) vergilerden alınması öngörülmüştür.” şeklinde konuştu. Dikeç; “Yıl içinde bütçede yürütme organınca öngörülen yasalarla zorunlu olan kamu harcamaları hariç, ekonomik ve siyasi koşullara göre uygulamada değişiklikler olabilir. Harcama kalemlerinde ödenek üst limit, yine bütçe kanununda yer alan istisnai durumlar hariç kesinlikle aşılamaz. Kamu gelirleri, gelir kanunlarının uygulamasına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Özellikle, vergi mükelleflerinin özellikleri ile davranışları (ödemelerini zamanında yıl içinde kısmen veya hiç yapmamaları veya ileri yıllara ertelemeleri) bütçede tahsili öngörülen rakamların altında kalınmasına neden olduğu gibi, yıl içinde ekonomik koşulların iyileşmesi ve mükelleflerin olumlu yönde ödeme davranışları, bazen öngörülenin üstünde gelir elde edilmesine yol açar. Objektif bir bütçe değerlendirmesi yapılırken içinde bulunulan dönemin özellikleri ve koşullar dikkate alınmalı ve sadece teknik açıdan ele alınmamalıdır. Öngörülen harcama kalemlerinin gerekçeleri ve siyasi tercihler üzerinde durulmalıdır.” ifadelerine yer verdi. (AA)
İlginizi Çekebilir