‘Dişlerinizi dairesel hareketle fırçalayın’
KonyaAğız ve diş sağlığının önemine dikkati çeken Diş Hekimi Kamil Gürcan Aygın, ağız kokusu ve diş çürükleri gibi birçok konuda Konya Postası’na açıklama yaptı. Aygın, “Dişlerimizi diş etinden aşağıya doğru dairesel hareketlerle fırçalamalıyız” dedi
DİŞ MACUNU DİŞ MİNESİNİ GÜÇLENDİRİR
Toplumun geneli olarak ağız ve diş sağlığı temizliğine dikkat edilmediğini söyleyen Özel Dentıum Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği Diş Hekimi Kamil Gürcan Aygın, mekanik temizlik denilen macunsuz şekilde diş fırçasıyla diş temizliği yapılması gerektiğini ifade etti. Günde 2 kere ağız içindeki besin artıklarının temizlenmesinin çok önemli olduğuna vurgu yapan Aygın, diş macunu kullanılmadan diş fırçasıyla yapılan temizliğin yüzde 70-80 oranında ağız sağlığını koruyabileceğini aktardı. Diş macunu kullanılmasının diş minesini güçlendirdiğini dile getiren Aygın, "Diş macunu kullanımı ağız kokusu ve diş mine yapısının güçlendirmesini sağlar. Aslında ağız ve diş sağlığında esas yapılması gereken etkili bir fırçalamadır. Fırçalamanın etkinliği çok önemlidir. 30-40 saniye veya 1 dakika fırçalamak gerçek temizlik anlamına gelmez. Fırçalamanın da bir tekniği vardır. Diş fırçasını 45 derecelik açıyla diş etinden aşağıya doğru dairesel hareketlerle fırçalamalıyız. Yani besinleri diş etine doğru itmemeliyiz. Diş fırçalama konusunda farklı söylemler var ama doğru olanı yuvarlak hareketlerle fırçalama yapmaktır. Eğer dişlerimizi fırça ile düz bir şekilde fırçalasak bu sefer diş etine yakın bölgeleri temizleyemeyiz, aşağı yukarı temizlendiği zamanda besin artıklarını diş etlerine doğru iteriz ve diş etleri rahatsızlığına neden oluruz" diye konuştu. Diş fırçalama konusunda sert bir diş fırçası kullanılmaması gerektiğinin altını çizen Aygın, sert fırçanın diş etlerine zarar verdiğini söyledi. Çok çeşitli diş macunu satıldığını aktaran Aygın, hastalara istedikleri macunu kullanabileceklerini ancak özel diş rahatsızlığı olanların diş hekiminin önereceği bir diş macunu kullanması gerektiğini söyledi.
Çorum Escort
AĞIZ KOKUSUNDA GARGARA KISMEN ETKİLİ
Diş eti rahatsızlığının genetik olabileceğini dile getiren Aygın, bu hastalığın sonradan da oluşabileceğini söyledi. Aygın, diş taşlarına bağlı olarak diş eti rahatsızlığının da olabileceğini söylerken, kullanılan bazı ilaçlara bağlı olarak da diş eti rahatsızlığının görülebileceğini aktardı. Diş eti rahatsızlığının nedenleri konusunda bilgi veren Aygın, "Diş etlerinde olan diş etlerinde kanama iltihaplanma ve ağız kokusu gibi nedenler diş eti rahatsızlığına neden olabilir. Hatta bazı hastalarımızda diş eti kanamaları geceleri bile olabiliyor" şeklinde konuştu. Ağız kokusunun giderilmesi için öncelikle problemin neden kaynaklandığının bilinmesi gerektiğine işaret eden Aygın, "Ağız kokusunun giderilmesi için öncelikle ağızdaki etkenin giderilmesi gerekiyor. Gargara gibi ilaçlar kısa süreli fayda sağlıyor. Öncelikle ağızda diş taşları varsa onların temizlenmesi, çürüklerin giderilmesi ve 20 yaş dişleri ağız kokusu yapabilir. Bu etkenler ortadan kalkmalı ki ağız kokusu da giderilebilsin. Diş taşı yok, ağız hijyeni de iyiyse ama halen ağız kokusu varsa başka nedenler araştırılmalıdır. Eski protezler, çürük veya mide rahatsızlığı da ağız kokusuna neden olabilir" dedi.
“AĞIZ KURULUĞU DİŞ TAŞI OLUŞUMUNU ARTIRIR”
Diş taşının da özellikle alt çenede bulunan dişlerin arka kısmında bulunduğunu ifade eden Aygın, Diş taşını "Tükürük bezlerinden gelen salgının ve yemek artıklarının birleşerek diş aralarında vücudun oluşturduğu mekanizmalar" olarak tanımladı. Diş taşının ağız hijyeni kötü olan hastalarda oluştuğunu aktaran Aygın, "Sigara ve çay kullanımı fazla olan hastalarda diş taşı hastalığı görülme ihtimali fazladır. Alt yapı müsait, dişlerde çapraşıklık varsa diş taşı biraz daha fazla oluşuyor. Tükürük bezi fazla çalışmıyor, ağız kuruluğu ve ağız açık uyuma da etkili olabilir. Ağızda bulunan tükürüğün bir özelliği vardır. Ağız kuruduğu zaman diş taşı oluşumu artar" ifadelerini kullandı. Aygın, ağız hijyeni olmadığı zaman her türlü ağız ve diş rahatsızlığı görülebileceğini söyledi.
DİŞ MİNESİ DİRENCİ ANNE KARNINDA BAŞLIYOR
Kişilerde diş minesi direnci için anne karnından itibaren dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Aygın, annenin hamilelik döneminde sağlıklı beslemesine bağlı olarak çocukta diş minesinin sağlıklı olacağını aktardı. Dişlerin genlerinin gebelikte oluşmaya başlayacağını dile getiren Aygın, "Öncelikle anne düzenli ve kalsiyum almalıdır. Süt ve süt ürünleri zaten hamilelik döneminde çok sık kullanılması gereken şeyler. Bunlar çocuk doğduktan sonra çocuğun kendisinin de dikkat etmesi gereken şeyler. Ağız hijyenine dikkat edilmediği zaman diş minesine bozulmalar meydana gelir. Zaten mine yapısındaki bozulmalarının ilerisi çürük oluşumlarıdır" dedi. Bu konuda diş macunu kullanımının öneminin yadsınamayacağını söyleyen Aygın, diş hastalarının mine yapısında bozukluk veya çatlaklık olduğu zaman özel diş macunlarının önerildiğini söyledi.
DİŞ ÇÜRÜKLERİNDE ŞEKER VE GAZLI İÇECEK ETKİSİ
Diş çürüğü konusunda kısa bir açıklama yapan Aygın, "Yediğimiz gıdaların artıkları ve enzimler diş üzerinde mine yapısında bozulmalara neden olur. Bu ilerleyen dönemde çürüklere çevrilir ve tedavi edilmezse şiddetli ağrı ve kanal tedavisi uygulanmasını gerektirebilir" şeklinde konuştu. Birçok kişinin diş çürüklerini fark etmediklerini söyleyen Aygın, çürüklerin önlenmesi konusunda diş hekimi kontrolüne dikkati çekti. Diş çürüğüne şeker ve gazlı içeceklerinin etkisi konusunda Aygın, "Şekerin içinde ki glikoz ayrıştığı zaman dişin üzerinde ki mine de ayrılmaya sebep olacak enzimler üretir. Ağız içerisinde ki tükürükle birleştiği zaman dişin üzerindeki mine yapısında bozulmaya neden olur. Asitli bir içecek içtikten sonrada mutlaka su içilmeli ve ağzın temizliğinin sağlanması gerekir. Asitli içecek içildikten sonra 1-2 saat dişler fırçalanmamalıdır. Çünkü asit dişin üzerindeki mine yapısını yumuşatır fırçaladığımız zaman dişte aşınmaya neden olur. Bu faydadan çok zarar getirir. Portakalda buna dâhildir" dedi.
Dişlerin kullanılarak sert kabuklu yemişlerin kırılması, soda şişesi kapağının açılması gibi durumların dişlere çok zarar verdiğini söyleyen Aygın, bu durumların dişlerde kırılmaya neden olabileceğini söyledi. Aygın, dişlerin kırılmasa bile diş minesinde çatlaklara ve dişte sıcak-soğuk hassasiyetine neden olacağını söyledi. Diş kontrolü konusuna önem verilmesi gerektiğini dile getiren Aygın, vatandaşın yılda 2 kez veya en az yılda 1 kez bir diş hekimine görünmesi gerektiğini söyledi.
YİRMİLİK DİŞE NE YAPACAĞIZ?
Yirmilik dişler konusunda diş hekimi ile görüşülmesi gerektiğini ve 18-20 yaşlarında meydana gelen bir problem aktaran Aygın, günümüzde çene gelişiminin fazla olmadığını söyledi. Daha önceden sert gıdalarla beslenildiği için çenenin gelişiminin daha fazla olduğunu söyleyen Aygın, "Çene çok kullanıldığı zaman büyüyen bir organ ve günümüzde çene gelişimi fazla olmadığı için yirmi yaş dişi kendisine uygun yer bulamadığı için çıkamıyor. Bazen yirmilik diş şekli düz olsa bile çıkamıyor. Bu hastalığı bazen 30-40 yaşlarındaki kişilerde de görülebiliyor. Yirmilik dişin sinirle bir ilişkisi yoksa ağız koku ve apse gibi bir sıkıntıya neden oluyorsa çekilebilir. Ama sinirle ilgilisi var veya potansiyel olarak zarar görmüyorsak çekilmesine gerek yoktur" diye konuştu. Yirmilik dişin çekilmemesi halinde diğer dişleri eğme problemi olduğuna dikkati çeken Aygın, "Yirmilik dişin sinirle ilgisi, dişin pozisyonu ve bize vermiş olduğu şikâyetler değerlendirilir ona göre karar verilir. Çenede darlık varsa ve ön dişlerde çapraşıklık meydana gelecekse çekilebilir" ifadesini kullandı. Bazı yirmilik dişlerin sinirle bağlantısı olduğunu ve çekilmesi halinde çenede uyuşukluk kalacağı için bu tür çekimlerin yapılmadığını söyleyen Aygın, bazı yirmilik dişlerinde yatay olmasının diğer dişleri etkileyerek çürümesine neden olabileceğini aktardı.
DİŞ ARA YÜZLERİ İÇİN BUNLAR ŞART
Diş sağlığı için kürdanın kullanılmasının zararlı olmadığını dile getiren Aygın, kürdan kullanmanın bir ölçüsü olduğunu kaydetti. Diş etine zarar vermeden kürdan kullanılması gerektiğinin altını çizen Aygın, her yemekten sonra kürdan kullanmanın iyi bir şey olmadığını söyledi. Diş ipi kullanmanın da diş ara yüzlerinde faydalı olduğunu dile getiren Aygın, ara yüz fırçaları gibi çeşitli alternatifler sayesinde diş aralarının da kolayca temizlenebileceğini söyledi. Misvak kullanmanın da sağlıklı olacağını söyleyen Aygın, tek başına misvak kullanmanın da faydalı olacağını ancak diş fırçası ile beraber kullanılmasını önerdiğini söyleyerek sözlerine son verdi.(Mustafa Karakaya)
İlginizi Çekebilir