Evliliği duygusal doygunluk besler
GüncelToplumda mutlu evliklerin artması gerektiğini ve aldatmaların önüne geçilmesi gerektiğine dikkati çeken Sosyolog Nazlı Çalışkan, aldatmaların önüne geçilmesi için eşler arasında duygusal doygunlukların sağlanması gerektiğini söyledi
Kitle ileşim araçlarının ve hızının gün geçtikçe arttığı şu dönemde aile yapılarında bozulmalar meydana geliyor. Özellikle aldatma olaylarının yeterince görünürlük kazandığını şu dönemde bu tür olumsuz durumların önüne geçilmesi için Sosyolog Nazlı Çalışkan, gazetemize değerlendirmelerde bulundu. Aldatmaların duygusal yoksunluk ve iletişimsizlik yüzünden artmaya başladığını kaydeden Çalışkan, aldatmanın önüne geçmek için nelerin yapılması gerektiğini anlattı.
‘ALDATMAMAK İÇİN DUYGULARIN YETERİNCE ANLAŞILMASI GEREKİYOR’
Günümüzde gençlerin güzel birliktelikler yaşadığını ifade eden Sosyolog Nazlı Çalışkan, gençlerin evliliği mutluluğa ulaşmak için yaptıklarını söyledi. İleri yaşlardaki insanların geçmişten gelen gelenekler ve şartlar üzerine evlilik kurduğunu aktaran Çalışkan, şuanda insanların kendi istedikleri yaşta evlendiğine vurgu yaptı. Günümüzde ilk çocuk yapma yaşının 35’e kadar çıktığını ifade eden Çalışkan, “Evlilikler öteleniyor ama istediği kişiyle evlendiği için şuanda insanların evliliklerin güzel ilerlediğini söyleyebiliriz. İnsanlar eşiyle veya çcouklarıya doyarak zaman geçirebiliyorlar. Burada insanların aldatma konusuna değinecek olursak, aldatmalar duyguların yeterince anlaşılamamasından kaynaklanıyor. Kategori verecek olursak iş odaklı evlilikler, ailelerinden kopamamış veya çevreye kendilerini ispatlamaya çalışan evliliklerde aldatma konusunu görüyoruz. Burada internet büyük bir etkiye sahip. İnsanlar evliliklerini ve eşlerini ispatlamaya çalıştıklarından dolayı güzel zaman geçiremiyorlar. Örnek verecek olursak bir çift yemeğe gidiyor ve fotoğraf çektirmek istiyor. Çekilen fotoğrafı bütün sosyal medya hesaplarında paylaşma zorunluluğu hissediyor. Bakın bu zorunluluğu hissettiği için orada yaşanacak birliktelik veya güzel zaman geçirme duygusu bir süre sonra kayboluyor ve duygusal bir boşluk oluşmaya başlıyor. Buda beraberinde hem kişilerin hem de toplumun istemediği aldatma olaylarına neden oluyor” şeklinde konuştu. Çalışkan, yeni çift veya ailelerin birlikte zaman geçirmeleri tavsiyesinde bulundu ve duyguların önemli olduğuna dikkati çekti. Zorunda hissetmenin bir süre sonra ikili ilişkilere zarar verdiğine işaret eden Çalışkan, erkek ve kadının duygularını ortaklaşa paylaşmalarının evliliğe daha fazla anlam katacağını söyledi.
‘İLİŞKİLERDE DOĞALLIKLAR VE DUYGUSAL BOŞLUKLAR OLMAMALI’
Evliliklerde veya ikili ilişkilerde doğallıkların kaybolmamasının önemine dikkati çeken Sosyolog Çalışkan, “İnsanlar evliliklerinde doğallıklarını kaybetmemeli. Eğer doğallıklar kaybolursa dugusal boşluklar oluşmaya başlıyor ve insanlar bu sefer bu boşluğun sebepleri konusunda kendilerini sorgulamaya başlıyor. Bir süre sonra insanlar ‘Evliliğim iyi gitmiyor’ diye düşünmeye başlıyor. Kişiler evliliklerini sorgulamadan önce diğer konumlarına bakıyor. İnsan ‘Çalıştığım bir iş var, başarılıyım ve kazanıyorum. Bunda bir problem yok. ama evliliğim ne durumda’ diye düşünüyor.buralarda bir sıkıntı görmediği için evliliğine bakıyor ve ‘Evliliğim iyi gitmiyor’ diye düşünüyor. Bu da maalesef beraberinde yeni arayışları getiriyor” diye konuştu. Günümüzde iletişim araçlarının ve hızının artmasının da aldatmaya yarayacak durumlar ortaya koyduğunu aktaran Çalışkan, kadınların erkeklere veya erkeklerin kadınlara ulaşmasının kolay bir hal aldığını belirtti. İnsanların rastgele telefon numarası çaldırarak sevgili olma durumuna geldiği bilgisini veren Nazlı Çalışkan, “Şuanda bu konuda sosyal medya veya iletişim araçları çok büyük rol oynuyor. Kişiler sosyal medya hesapları üzerinden attıkları resim veya yorumların beğenilmesiyle başlıyor ve belkide bu durum buluşmalara neden oluyor. İşte bakın bu bütün sebepler aldatmaya yönelik ulaşılabilirliği kolaylaştırdı. İnsanlar yeni birisini bulmak, keşfetmek ve yasak bir durum olduğu için yakalanmama duygusu hissediyor. Tabi ki bu kişilerle tamamen duygusal paylaşımlar yaşanıyor” dedi. Bu durumların insanlarda sadece duyguların yaşanmasını sağladığını, fotoğraf paylaşma gibi zorunluluk hislerini ortadan kaldırdığı için duygusal doyumların arttığını anlatan Çalışkan, sonuç olarak evli olan bir kişinin daha sonradn beraber olduğu kişiye karşı yakınlık hissettirdiğini söyledi.
İnsanların bu davranışlarının incelendiğ zaman farklılıkların olmadığını kaydeden Çalışkan, şunları söyledi: “Aslında evli olan kişi eşini bırakıp bir başkasıyla beraber paylaştığı şeyleri eşiyle de yaşayabilir ancak ilk eşle beraber duyguların birlikte yaşanmamasından dolayı diğerini tercih ediyor. Son dönemlerde sadece erkekler değil, kadınlar da aldatmaya yönelik davranışlar sergiliyor ve bunları bizler duyuyoruz. Burada kadın ve erkekleri ele almak gerekiyor. Kadınlar erkekleri ilgisizlik, başarısızlık, maddi güçsüzlük gibi nedenlerden dolayı bırakıyor. Kadınlar diğer erkeklere bakıyor ve bu şartları sağlıyorsa onlara yöneliyor. Erkekler ise yorgun kadın sevmiyor ve kapıda karşılandığı zaman güleryüz istiyor. Eşini ne kadar başarılı olsa, çalışsada güleryüze önem veriyor. Erkekler sohbet, anlaşılma, sevimlilik ve sahiplenilme duygusunu görmek istiyor. Erkekler açısından bakacak olursak erkeklerin duygusal olarak beslenmek istediklerinigörürüz. Kadınlar güç ve başarı arıyorken, erkekler ise duygusallık ve anlaşılmak istiyor. İşte her iki cinste bunlara önem veriyor. İşte evliliklerde bunlar bulunmazsa malesef hem erkek hem de kadın kendi başlarına doğru olmayan yollara gidiyor.”
‘EVLİLİKLER EV ARKADAŞLIĞINA DÖNÜŞMESİN’
Aile içi sohbetlere önem verilmesi gerektiğinin altını çizen Çalışkan, “Aileler kendi içlerinde sohbet etmeyi görüş ve düşüncelerini paylaşabilmeli. Örneğin yemek sofrasına oturdukları zaman birlikte oturulmalı ve birlikte kalkmalılar. Yatak odası bizim özelimiz ve aynı anda yatağa girip kalkmak önemli şeyler. Aileler yatak odasına gidiyor, bir tanesini kitabını okuyacaksa kitabını okusun, diğeri televizyonunu izleyecekse o da televizyonunu izlesin. Önemli birliktelik sağlanması ve ortak duyguların paylaşılmasıdır. Aile içinde bir odada kadın kitabını okur erkek diğer oda da televizyon izlerse bu evliliğin kaybedilmesine, aldatmalara gidiyor. Bir süre sonra bu durum sadece ev arkadaşlığına gider ama dikkat edin biz bunu üniversitede yaşadık. Toplumda evliliklerin ev arkadşlığına dönüşmemesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Aynı çatı altında kadın ve erkeğin birbirinden haberinin olmadığı evliliklerin bulunduğunu aktaran Çalışkan, eş kavramının dejenere olduğunu ve aldatmaların başlamasında temel sebeplerden bir tanesinin de bu olmaya başladığını kaydetti. İnsanlar eşlerine günlük hayatta yaşadıklarını, başarılarını ve olumsuzlukları anlatmak isteyeceğini anlatan Çalışkan, bu durumların giderilmesinin çok önemli olduğunu aksi halde insanların aldatmaya yöneldiğini söyledi. Bugüne kadar aldatma gibi olumsuz olayları ahlaki erdem veya din gibi bazı kavramların tuttuğunu ancak duygusal yoksunluğun durmadığını aktardı.
Aile içinde farklı etkinliklerin düzenlenmesinin de birlikteliklerin sağlanmasında önemli katkılar sağladığını söyleyen Çalışkan, “Evli kişiler lüks otele tatile gidilmesi veya seyahatlere çıkılması gibi popüler şeylerin çok önemli olduğunu düşünüyor ancak bu her zaman geçerli olan bir durum değil. Kişiler bunun stresini yaşamaması gerekir, duygusal doyum kişiler arasında önemli bir yere sahip. Aslında insanlar bunu istiyor. Bunun haricinde çiftler arasındaki iletişim aslında çok önemli ve ince bir çizgi. Restoranlarda bunu görebiliriz. Çiftler yemek için restorana gidiyor ve yemeklerini hızlı hızlı yiyor, arkasından yine hızlı hızlı çaylarını içiyor. Yani restoranda yemek yiyip, çay içmesi bir oluyor. Aslında restoranda yemek yemenin veya beraber zaman geçirmenin temel nedeni sohbettir. Bazı çiftlere bakıyorsunuz önemsiz bir yerde önemli olmayan yemek yiyor ama geçirdikleri zamandan büyük keyif alıyorlar ve eğleniyorlar. Birbirlerini diniliyor, fikrini, düşüncesini anlatıyor. Bu noktada iletişim bizim aramızdaki bir bağ ve bu çok gerekli” sözlerini kullandı. Aile ortamında ebeveynelerin hem kendi aralarında hem de çocukları ile iletişimlerinin kesilmemesi gerektiğini anlatan Çalışkan, cinsel yaşamda bile iletişimin kopmamasına dikkati çekti. Konuşmalar veya sohbetlerin ötelendiği sürece eşler arasındaki uyum ve performansın geçerliliği olmayacağını kaydeden Çalışkan, düşüncelerin karşılıklı iletilmesinin bireyleri etkileceğini söyledi.
ÇALIŞANIN GÖREVİ OLAN DURUM BENİM DUYGU BOŞLUĞUMU DOLDURMAMALI
İnsanların aldatma konusunda sekreter veya muhasebeci gibi yakınında çalışan kişileri tercih ettiğini anlatan Çalışkan, “İnsanlar aldatma konusunda iş hayatındaki kişileri neden tecih ediyor? Aslında o konunun altında anlaşılma duygusu var. O kadın veya erkek fark etmiyor, kişinin hayatını dinliyor ve onu anlıyor. Siz işverensiniz ve yanınızda çalışan kişi sizin her anınızı biliyor ve siz yardımcı olmaya çalışıyor. Bakıldığında yine bunun altında da duygusal bir doyumun olduğunu göreceğiz. Aldatmadan ziyade eşinin kendisine göstermediği davranışı yanında çalışan kişinin ona yapmış olması kişinin hoşuna gidiyor. Aslında bunu evde eşimizde düşünüyor. İşte ayrım aslında bu noktada benim yanımda çalışan kişi beni benden daha fazla düşünüyor ama benim eşim beni bu kadar düşünmüyor. Kişi bunun farkına vardığı zaman işte eşine ve yanında çalışan kişiye ayrı bir anlam yüklüyor. Aslında çalışan kişinin yaptığı şey onun görevi ama eşimden ben bunu almadığım için malesef çalışanımın yaptığı şeye çok fazla anlam yüklüyorum. Bundan sonra da çalışanınız siz kendinizi iyi hissettirmeye başlıyor”dedi. Bütün çabalara rağmen aldatma durumunun önüne geçilemesinin artık patalojik bir sorun olduğunu kaydeden Çalışkan, bu tür durumlarda tedaviye başlanması gerektiğini anlattı.
‘HEM KENDİMİZİ HEM DE EVLİLİĞİMİZİ BESLEMELİYİZ’
Konya’da aldatma konusunda sayıların arttığını söyleyen Çalışkan, bastırılmış duyguların aldatmaya neden olabileceğini söyledi. Bastırılmış duyguların farklı adrenalin arayışlarına neden olduğunu aktaran Çalışkan, “Duyguların yoksenluğu aslına bakarsanız vücudun ihtiyacı. Duygular giderilmesi gerekiyor. Hem erkek hem de kadınlarımızın belli sınırlar içerisinde duygularını rahatça yaşamaları gerektiğini düşünüyorum. Bastırılmış duygular baştan beri olmasa bizim için uç noktaların yaşanacağını da düşünmüyorum. Yasaklar çok tatlı gelir insanlara. Aldatmanın önüne eşimizle beraber yaşayacağımız duygusal doyumla geçebiliriz. Bunun içinde hem kendimizi hem de evliliğimizi beslememiz, kendimize zaman ayırmamız gerekiyor. Sadece eşimiz değil, birey kendisine de zaman ayırması gerekiyor ki kendi içindeki ferahlığı da yakalaması önemli. İki taraflı doyum gittiği zaman oradan sıkıntılı davranışlar yaşanmaz” diye konuştu. Kadınların da iş hayatında roller oynamaya başladığını söyleyen Çalışkan, “Hem erkekler hem de kadınlar yaşadıklarını birbirlerine anlatması gerekiyor. yoksa sorunlar bu sefer kendi içi dünyalarında büyüyor” dedi. Aldatma olaylarında mutlaka aile danışmanlıklarına danışılması gerektiğini söyleyen Çalışkan, sağlıklı karar alınmasına ve mutlu evliliklere işaret etti. Ekonomik kazanımın ailede aldatma için bir sebep olmadığını söyleyen Çalışkan, güzel bir ilişkide maddiyatın hiçbir zaman önem kazanmadığını sözlerine ekledi. (Mustafa Karakaya)
İlginizi Çekebilir