GASTRO FEST KAPILARINI AÇTI
KonyaBu yıl ikincisi düzenlenen Gastro Fest, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın katılımı ile başladı. 4 gün açık kalacak olan festival farklı lezzetleri katılımcılar ile buluşturacak
Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Gastro Fest, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın katılımı ile açıldı.
Festivalin açılışında konuşan Emine Erdoğan, her coğrafyanın, her şehrin, kendine ait bir karakteri olduğunu söyledi.
KONYA ANADOLU’NUN ÖZÜDÜR
Konya, Anadolu’nun özünü ruhunda yaşatan son derece özel bir yer diyen Emine Erdoğan, “Dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden biri olan bu kadim şehirde, birçok medeniyetin ve kültürün izini sürüyoruz. Yüzümüzü çevirdiğimiz her yerde bizi karşılayan tarihi eser zenginliği, insanda adeta bir açık hava müzesi etkisi bırakıyor. Burada, tarih boyunca, ünlü âlimler, şairler, sanatkârlar, mutasavvıflar ve Allah dostları yaşamış, arkalarında büyük bir miras bırakmışlar. Son derece yüksek bir manevi atmosferi olan bu diyar; iç yolcuklara çıkan ve mana uyanışları arayan herkesin de önemli bir durağıdır” dedi.
MUTFAK YEREL ÇEŞİTLİLİKTİR
Elbette, Konya denilince akla ilk olarak büyük İslam mütefekkiri, Mevlana Hazretleri geliyor” diyen Erdoğan, “Onun, iyiliğe, doğruluğa, sevgiye, hoşgörüye; kısacası güzel ahlaka daveti, insanlığa büyük bir yadigârıdır. İlahi sevgiyi öğreten Hazreti Pîr, hakikati arayan herkesin kalbine şifa sunmuştur. Yaşamın her alanına sirayet eden Mevlevilik müessesinin en önemli etkilerinden birini, mutfak kültürü üzerinde görüyoruz. Edeple, adapla yoğrulmuş mutfak pratikleri, manevi eğitimin bir parçası haline gelmiştir. Dervişler eğitimlerine mutfakta başlamıştır. Sadece yemek pişirmeyi ve biyolojik bir ihtiyacı karşılamayı değil, Allah’ın insanlara lütfettiği rızka hürmeti öğrenmişlerdir. Yiyecekleri en verimli şekilde pişirmiş ve ellerindeki malzemeyi her zaman “nimet” nazarıyla değerlendirmişlerdir. Aşçılık mesleği, kulların beslenmesine aracılık etmek olarak görülmüş ve ziyadesiyle itibar edilen bir meslek haline gelmiştir. Hz. Mevlana’nın aşçıbaşı Ateşbâz-ı Velî, dünyada türbesi olduğu bilinen tek aşçıbaşıdır. Medeniyet ve inanç değerleriyle şekillenince, ortaya, fevkalade bir yeme içme ahlakı çıkmış, değil mi?! Yemek günde iki kez yenir, dualarla başlar, yemek esnasında konuşulmaz, nasip olan her lokma için devamlı şükredilirmiş. Yemekler her zaman topluca yenir ve topluca bitirilirmiş. Böyle bir zarafetin karşında, yaşadığımız çağdaki küresel hazır yemek kültürünün, geleneksel kültürler üzerindeki yıkıcı etkilerine üzülmemek mümkün değil! İşte bu nedenle, lokmaların içine sinmiş tarihsel deneyimimize ve Anadolu bilgeliğine dört elle sarılmamız lazım! Çünkü mutfak, coğrafyaların yerel çeşitliliği kadar, bir toplumun kültürünün, iç dünyasının ve medeniyet tasavvurunun da aynasıdır. Bu aynadaki akisten, bir milletin kimliğini, karakterini ve niyetlerini okuyabilirsiniz” dedi.
TÜRK MUTFAĞI HAFTASI İLAN ETTİK
Türk Mutfağı, tüm dünyada tanınan ve sevilen bir mutfak diyen Erdoğan, konuşmasını şu sözlerde sürdürdü: “Ancak, her zaman söylediğimiz gibi, bu şöhret, belli başlı birkaç yemekle sınırlı kalırsa, elimizin altındaki bu muazzam potansiyeli ziyan etmiş oluruz. Bugün gastronomi başlığının yanına hızla yeni başlıklar ekleniyor. Gastro-kültür, gastro-turizm, gastro-diplomasi gibi yeni alanlar, mutfağın ne kadar etkin bir güç olduğunu gösteriyor. Başka kültürlerin yeme içme alışkanlıklarını adapte etmek, kültürel alışverişin en yaygın pratiği oldu. Lezzet arayışları, seyahatlerin neredeyse ana motivasyonu haline geldi. Bunun yanında, mutfak, devletlerin en önemli yumuşak güç unsurunu oluşturuyor. Ülkemizi bu alanda dünyada en ön sıraya yükseltmek için, 21-27 Mayıs tarihlerini “Türk Mutfağı Haftası” ilan ettik. Büyük bir mutlulukla ifade ediyorum ki, bu sene, dünyanın birçok yerinde görkemli kutlamalar yapıldı. Bu anlamda, geleneksel mutfağımıza sahip çıkarak, bu eşsiz biyoçeşitliliğe de sahip çıkmış oluyoruz. Ülkemizin her şehrinin birer gastronomi şehri olmaya aday olduğunu düşünüyorum. Konyamız da, Anadolu irfanıyla şekillenmiş mutfağıyla başlı başına bir gastronomi şehri ve bu alanda büyük bir güçtür.”
YİYEN HAYRAN YEMEYEN PİŞMAN
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ise konuşmasında “Konya mutfağı için “Yiyen hayran, yemeyen pişman!” derler. Konya Mutfağı; Çatalhöyük’te doğan medeniyetlerle başlayan, Selçuklu saraylarında gelişen ve Mevlevî adap ve erkanıyla yoğrulan muhteşem bir birikimdir. Dünyada tek anıt mezarı olan, Mevlevî dergahının baş aşçısı Ateşbâzı Veli, Konya mutfağımızın, çok önemli tarihi bir ismidir. Hz. Mevlana’nın cömertliği, Ahiliğin ikram ve paylaşma kültürü, şehrimizin gastronomisinin özetidir” dedi.
KONYA DÜNYAYA TAŞINIYOR
Gastronomi kültürüyle Konya mutfağı, Büyükşehir Belediyemizin yoğun çalışmalarıyla inşallah küresel bir marka olacak ifadelerini kullanan Bakan Kurum, “Adeta etrafında kurulduğu muhabbetlerle gönülleri doyuran, Konya’nın insanlık birikimini, hoşgörüsünü, birlikte yaşama ahlakını dünyaya taşıma vesilesi olan Konya mutfağı; milyonlarca insanı bir araya getirmeye devam edecektir. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin, Sadreddin Konevi’nin, Şems-i Tebrîzî’nin, Nasreddin Hoca’nın, Ateşbaz-ı Veli’nin şehrine; Selçuklu payitahtı Konya’mıza hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Çatalhöyük’le başlayan serüvenini, on bin yıldır aralıksız sürdüren ve onca medeniyete beşiklik eden Konya’mız, her anlamda eşsiz bir mirasa ev sahipliği yapıyor. Şehrimizin her sokağı tarihin köklü izlerini, her köşesi seyrine doyulmaz doğal güzellikleri barındırıyor. Konya, kelimelerle anlatılamayacak kadar güzel ve büyük bir coğrafya. Sahip olduğu tüm güzelliklerinin yanında, Türkiye’nin ve dünyanın dikkatini çeken zengin bir mutfak kültürüyle de ünlenmiş durumda. Konya’mızda on bin yıl önce Çatalhöyük’le başlayan yemek pişirme geleneği, binlerce yıl aralıksız devam etti. Topraklarımızda yaşayan her bir medeniyet, yemek kültürümüzü daha da yükseğe taşıdı. Selçuklu ve Osmanlı devrinde ise Konya mutfağı adeta altın çağını yaşadı. Özellikle 200 yıllık Selçuklu başkentliği döneminde, saray mutfağının en güzel lezzetlerinin merkezi oldu’ dedi.
BU ALANDA ZİRVE OLDU
Son olarak konuşan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ise, “Konya Büyükşehir Belediyesi olarak; “Benim Şehrimde Yemek Bir Medeniyettir” sloganıyla geçen yıl ilk defa gerçekleştirdiğimiz ve üç günde 300 bin misafirin ziyaret ettiği Konya GastroFest, bu alandaki çalışmalarımızın zirvesi oldu” diye konuştu.
YENİDEN HAYAT BULACAK!
Bu yıl ikinci kez düzenlediğimiz Konya GastroFest’te; yalnızca yemeği değil, yemeğin hikâyesini de anlatacak bir konsept oluşturduk” diyen Altay, “Konya mutfağının Çatalhöyük’le yoğrulan, Selçuklu sarayında pişen ve Mevlevi mutfağında olgunlaşan öyküsü, Konya GastroFest’te en güzel etkinliklerle adeta yeniden hayat bulacak. GastroFest kapsamında yapılacak söyleşiler, konserler, müzikaller, çocuklara yönelik etkinlikler ve yemek yarışmalarıyla, festivalimiz bir şölen havasında gerçekleşecek. GastroFest’le aynı zamanda çok önemli bir meseleyi, bugün tüm insanlığı yakından ilgilendiren “israf ve tasarruf” arasındaki derin ayrımı bir kez daha idrak ediyoruz. “Yiyin emrini okuduğun gibi, israf etmeyin emrini de oku” buyurmaktadır. İşte bizlere sunulan nimetler ve zenginliklerimiz burada, insanlığın emrine sunulmuş vaziyette. Fakat hiçbir şeyin kalıcı olmadığı gibi, elimizdeki kaynaklar da israf edildiği takdirde kalıcı olmayacaktır. Ve insanlık ne yazık ki israf nedeniyle gıda krizleriyle karşı karşıya kalacaktır. Bu nedenle yaptığımız her işte ve istifade ettiğimiz her kaynakta israf etmemeyi en büyük önceliğimiz haline getirmeliyiz. Özellikle yemeklerin geri dönüşümü konusunda Mevlevi mutfağında olduğu gibi atık miktarını en aza indirmeliyiz. Ancak bu şekilde daha yaşanılabilir bir dünyanın kapılarını aralayabilir ve kaynaklarımıza sahip çıkabiliriz” dedi. (Haber Merkezi)
İlginizi Çekebilir