© Konya Postası 2021

Gazze'ye yönelik saldırıdan sorumludur

Uluslararası Rabia Platformu Koordinatörü İşbilir, "Mısır darbesine destek verenler, Türkiye'deki Gezi olaylarına destek verenler, 17-25 Aralık süreçlerinin aktörleri Gazze'ye yönelik saldırıdan da mesuldürler" dedi.

Uluslararası Rabia Platformu Koordinatörü Cihangir İşbilir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu saldırılarla İsrail'in ilk defa Arap ülkelerinden bu denli güçlü müttefikler bulduğunu belirtti.    İsrail'in güçlü ittifakına karşın Filistinlilerin ve Gazzelilerin tüm İslam dünyasının, tüm Müslümanların sorumluluğunu omuzlarına alarak dünyanın dördüncü büyük ordusunu dize getirdiğini dile getiren İşbilir, İsrail'in bu süreçte askeri bir kazanım elde edemediğini, o nedenle çoğu kadın ve çocuk bin 600 küsur sivili katlettiğini bildirdi.   İşbilir, Filistin'in bu süreçte askeri kapasitesini geliştirerek işgal atlındaki tüm topraklara füze gönderebilecek, saldırı yapabilecek duruma geldiğini ifade ederek, "Filistin bu süreçte ilk defa hava, deniz ve kara ablukasını deldi. İlk kez tüm Filistinliler ittifakla İsrail'in Gazze'ye saldırısına karşı bir duruş sergiledi" diye konuştu.   "İsrail'in Gazze'ye yönelik soykırıma ulaşan saldırıları Batı ve İslam dünyasının foyasını ortaya çıkardı" diyen İşbilir, İsrail'in bu süreçteki ateşkes oyunlarıyla aslında barışı istemediğin bir kez daha ortaya koyduğunu, uluslararası sistemin üstünde kendisini konumlandıran bu ülkenin bazı İslam ülkelerinin desteğini de arkasına alarak bu soykırımı gerçekleştirdiğini kaydetti.   Bu noktada dünya halklarının Türkiye, Katar ve bazı Güney Amerika ülkelerinin Filistin'in yanındaki onurlu duruşuna destek vermesi, mevcut direniş hattını güçlendirmesi gerektiğini anlatan İşbilir, "Bu süreç bir kez daha göstermiştir ki bölgedeki hiçbir gelişme birbirinden bağımsız değildir. Mısır darbesine destek verenler, Türkiye'deki Gezi olaylarına destek verenler, 17-25 Aralık süreçlerinin aktörleri Gazze'ye yönelik saldırıdan da mesuldürler" ifadesini kullandı.    İşbilir, bölgenin İsrail'den daha büyük düşmanının gayrimeşru yönetimler, vesayetçi rejimler olduğunun altını çizerek, bölgede kalıcı bir barışın tesis edilebilmesi için İsrail'in cezalandırılması, bölge ülkelerinin de meşru bir yapıyla ittifak içinde hareket etmesiyle sağlanabileceğini vurguladı.   - Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın açıklamaları   Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın açıklamalarına da değinen İşbilir, tüm dünyanın bu açıklamayı çok samimiyetsiz bulduğunu söyledi.   İşbilir, Suudi Arabistan'ın İsrail'in en büyük destekçisi Mısır'da 2013 yılında darbe gerçekleştiren yönetimi finanse ettiğini dile getirerek, "Artı 14 Ağustos 2013 tarihinde Rabia katliamına ses çıkarmayan da aynı Suudi Arabistan yönetimidir. İsrail'in Gazze'ye yönelik katliamına başından beri hiç tepki vermeyen, bin 500 kişi katledildikten sonra buna karşı çıkan Suudi Arabistan yönetimi asıl kendi iktidarını kaybetmekten korkmaktadır. Filistinliler, son direnişleriyle bölge halklarına yeni bir uyanış aşısı yapmışlardır" değerlendirmesinde bulundu.    ABD Başkanı Barak Obama ve Dışişleri Bakanı John Kerry'nin bir yandan ateşkes için uğraş verirmiş gibi görünürken diğer yandan İsrail'e silah satıp mali destekte bulunduğunu belirten İşbilir, bu nedenle ABD'nin ne barışın mimarı olabileceğini ne de kendisine yönelik öfke ve antipatinin artmasını engelleyebileceğini kaydetti.    İşbilir, herkesi 14 Ağustos 2014 tarihinde Dünya Rabia Günü'nde tüm insanlığı başta Gazze, Rabia Katliamı ve Doğu Türkistan mağdurları olmak üzere dünyadaki tüm mazlumların yanında olmak, zalimlere karşı seslerini yükseltmeye davet ettiklerini sözlerine ekledi. 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER