HANGİSİ DOĞRU?
Konyaİplikçi Camii’nin kuzey cephesinde birbiriyle çelişik bilgiler içeren biri eski biri yeni iki farklı levhanın yer alması tepki topluyor
Konya’nın tarihi ulu camisi İplikçi Camii’nin kuzey cephesinde yer alan ve birbiriyle çelişik bilgiler içeren iki farklı levha vatandaşların aklını karıştırıyor. Levhalardan ilki camiyi yaptıran olarak Selçuklu vüzerasından Şemseddin Altunaba’yı gösterirken cami duvarına Büyükşehir Belediyesi tarafından yeni asılmış levhada ise camiyi yaptıranın ismi Tebrizli Ebü’l-Fazl Abdülcebbâr olarak anılıyor. Bütün Konyalıların aşinası olan ilk Türkçe kitabede caminin yapım tarihi 1202 olarak zikredilirken yeni asılmış levhada ise 1201 tarihi caminin inşa tarihi olarak gösteriliyor.
Yan yana duran bu iki levhayla Konyalıların ve Konya’ya ziyaret için gelenlerin akıllarının karıştırıldığını düşünen vatandaşlar, “Doğrusu çok merak ediyoruz. Caminin giriş kapısının hemen üstünde bulunan ve çocukluğumuzdan beri gördüğümüz, doğru bildiğimiz levha mı doğru bilgileri yansıtıyor; yoksa Büyükşehir Belediyesi’nin MEVKA’dan aldığı destekle astığı levha mı? Eğer ikincisi doğruysa ilk levhanın kaldırılması ya da üstünün kapatılması gerekmez mi? Eğer yeni asılan levha yanlış ya da tartışmalı bilgiler içeriyorsa ne demeye caminin duvarına konuyor?” şeklinde konuştular.
Konya’ya özellikle yaz aylarında şehir dışından her gün yüzlerce misafir geldiğini söyleyen vatandaşlar, “Şimdi bu iki kitabeyi yan yana gören ve Konya dışından gelen misafirlerimize bu çelişik durumla ilgili ne diyeceğimizi de bilemiyoruz. Bize bu levhalardan hangisinin doğru olduğunu soruyor misafirlerimiz. Biz de susmak zorunda kalıyor, hatta zaman zaman mahcup da oluyoruz. Konya olarak bu kadar mı bilgisiziz?” diye konuştu.
CAMİYİ İNŞA ETTİREN İSİM TARTIŞMALI
Ünlü sanat tarihçileri Aptullah Turan, Haluk Karamağaralı gibi bazı araştırmacılar caminin bitişiğindeki caminin medreseden kısa bir süre sonra medresenin banisi olan Şemseddin Altunaba tarafından yapıldığı görüşünü ileri sürerken İbrahim Hakkı Konyalı’ya göre ise cami, medreseden önce Tebrizli Ebü’l-Fazl Abdülcebbâr tarafından inşa ettirildi. Caminin yapım kitabesinin günümüze dek ulaşamamış olması da bu konuda dile getirilen görüşleri doğrulamak ya da yanlışlamakta zorluk çıkarıyor.
Konyalı, verdiği bu bilginin kaynağını zikretmezken dönemin olaylarını anlatan İbn Bibi, Kerimüddin Aksarayi gibi müelliflerin vakayinamelerinde Tebrizli Ebü’l-Fazl Abdülcebbâr isimli ünlü bir kişi zikredilmiyor. Şemseddin Altunaba ise İbn Bibi tarafından caminin yapım tarihi olarak işaretlenen 1201-1202 yıllarını da kapsayan dönemde Selçuklu Sultanı Rükneddin Süleymanşah’ın yanında bulunan emirler arasında anılıyor. Yine 1880’lere dek caminin bitişiğinde bulunduğu bilinen Şemseddin Altunaba medresesi sonraki dönemlerde yıkıldı.
CAMİİ İPLİKÇİLER ÇARŞISI İÇİNDEYDİ
Konyalıya göre Altunaba Medresesi’nin Hicri 598, miladi 1202 tarihli vakfiyesinde belirtilen İplikçi Necîbüddin Ayaz’ın medresenin mütevellisi olması ve yakınında da İplikçiler Çarşısı’nın bulunması neticesinde her iki yapı da önce İplikçiler, ardından İplikçi adıyla meşhur oldu. Belediyenin astığı levhada caminin inşa tarihinin 1201 olarak zikredilmesinin sebebi de bilinmiyor. Caminin yaptıranı olarak Konyalıya dayanarak Tebrizli Ebü’l-Fazl Abdülcebbâr’ı gösteren levhanın yapım tarihinde Konyalıya riayet etmemesi ise dikkat çekiyor. Camide yer alan mihrabın çini işçiliği, renk ve desen zevkine bakarak caminin 13. Yüzyıl başlarına tarihlenebileceğine dikkat çeken sanat tarihçisi Prof. Dr. Selçuk Mülayim de 1202 olarak verilen yapım tarihini imaen de olsa doğruluyor.
MİMARİ TİPİ SULTAN MESUD DÖNEMİNE UZANIYOR
Selçuk Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Mikail Bayram ise İplikçi Camii’nin yapım yılı ve yaptıranı hususunda kesin bir karara varabilmek için caminin geçirdiği bütün safhaları gözden geçirmenin şart olduğunu söylüyor. Prof. Dr. Mikail Bayram’a göre cami Danişmendoğulları mimarisi tipinde inşa edilmiş bir camidir. Sultan Mes’ud döneminde Konya’ya gelen Danişmendoğlu Muhammed Gazi’nin Alaeddin Camii’nin ilk prototipinin de temellerini attığını kaydeden Prof. Dr. Bayram, caminin geçirdiği tüm bakım ve tamiratların incelenmesi ile sorunun çözüme kavuşturulabileceğini ifade ediyor. (Murat GÜZEL)
İlginizi Çekebilir