Hindistan'daki Arakanlı Müslümanların sınır dışı edilme endişeleri

Dünya

Hindistan'ın İçişlerinden sorumlu Devlet Bakanı Kiren Rijiju'nun geçen hafta, mülteci Rohingyaların (Arakanlı Müslümanlar) ülkeden sınır dışı edilmelerinin istendiğini açıklaması üzerine, Hindistan'daki Rohingyalar Myanmar'a gönderilme korkusu yaşamaya başladı.

Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de yaşayan 24 yaşındaki Rohingya Amina Khatoon, ikinci kez evini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Eşinin hayatına mal olan şiddet olaylarının ardından 2012'de Myanmar'dan kaçtığını belirten Amina Khatoon, "Buraya geldiğimde hamileydim. Hayatta kalmayı başardım. Burada çok bir şeyim yok ama Hindistan'da ölmek, eve dönmekten daha iyidir." ifadesini kullandı.

Yeni Delhi'deki Okhla adlı kampta kalan Ali Johar da 2012'de Myanmar'dan 5 aile üyesiyle kaçtığını dile getirdi.

Kaldığı kampta temel olanaklara bile erişemediklerini ifade eden Ali Johar, "Burada yaşamak oldukça zor. Yine de Hindistan'da daha iyi durumdayız. Yerel halk bizi destekliyor." dedi.

Hindistan Başbakanı Modi'ye çağrı

Bu arada Ulusal İnsan Hakları Komisyonu, yabancı ülke vatandaşı olan mültecilerin, kendi ülkelerine gönderilmeleri durumunda zulüm görmekten korktuklarını açıkladı.

Avrupa Rohingya Konseyi (ERC) Başkanı Dr. Hla Kyaw, Hindistan Başbakanı Narendra Modi'ye hafta içi gönderdikleri, mektupta konunun insana yakışır şekilde ele alınmasını umduklarını belirtti.

Mektupta, sınır dışı etme planının durdurulmasının beklendiği ifade edildi.

Arakanlı Müslümanların durumu

Myanmar'ın Arakan eyaletinde 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çıkan çatışmalar, Rohingyaların dramını gözler önüne sermişti. Olaylarda, çok sayıda kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmiş, şiddet olayları nedeniyle binlerce kişi bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı.

Myanmar'da 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Arakanlı Müslümanlar "devletsiz" sayılıyor. BM tarafından, "eziyet gören dini azınlık" olarak kabul edilen Arakanlı Müslümanlar, hem şiddet olaylarına hem de yasal, ekonomik ve toplumsal ayrımcılığa maruz kalıyor.