© Konya Postası 2021

İç güvenlik reformu paketi çıkacaktır

Başbakan Davutoğlu, "Bir haftalık erteleme, iç güvenlik paketinin zamana yayıldığı veya vazgeçildiği intibası oluşturmasın. İç güvenlik paketi çıkacaktır, çıkacaktır, çıkacaktır" dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin TBMM Grup toplantısında çeşitli konularda değerlendirmelerde bulundu.   Başbakan Davutoğlu, konuşmasının başında Türk sanat müziği sanatçısı Müzeyyen Senar'ın vefatı nedeniyle başsağlığı diledi.    Milletvekili genel seçimlerine gidilirken siyasetin hareketlendiğini belirten Davutoğlu, "Ümit ederiz 7 Haziran'a giderken siyasi ortamda seviye, vakar, demokratik yarış atmosferi ve karşılıklı saygıya dayalı halka kendimizi anlatma çabası suhuletle devam eder. Biz AK Parti olarak her zaman siyasette vakarı, milletle birlikte yürümeyi, seviyeyi, vizyonu, misyonu ve dava ahlakını savunduk. Bu çerçevedeki tutumumuz bundan sonra da şimdiye kadar olduğu gibi devam edecek" diye konuştu.   AK Parti olarak il kongrelerine devam ettiklerini, ana kademe kongrelerinin yanı sıra Gençlik ve Kadın Kolları'nın kongrelerinin de aynı coşkuya yapıldığını aktaran Davutoğlu, özverili çalışmaları nedeniyle parti teşkilatına teşekkür etti.    "Bizim farkımız gençlik ve kadın kollarımıza verdiğimiz önemde düğümleniyor"    Kongrelerinin kendilerine heyecan ve coşku kattığını ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti:   "Bizim AK Parti olarak farkımız gençlik ve kadın kollarımıza verdiğimiz önemde düğümleniyor. Çünkü biz gençliği siyaseti izleyen, geriden takip eden ya da sadece sokakta bazı faaliyetlere katılarak siyaset yapan bir noktada görmüyoruz. Aksine gençliğin siyasetin merkezinde olmasına büyük önem veriyoruz. Buradan da bütün gençlerimizi Türkiye'nin geleceğiyle ilgili olarak düşünmeye, düşünerek siyaset içinde aktif rol almaya davet ediyorum. AK Parti Gençlik Kolları büyük bir dinamizm ile sadece 7 Haziran seçimlerine hazırlanmıyor. 2023'e hazırlanıyor, 2053'e hazırlanıyor. Gençlik Kollarımızda gördüğüm dinamizm her kongrede gençlerimizin yükselttiği şiarlar, sloganlar, ilkeler bana büyük bir ümit veriyor. Gelecek emin ellerdedir. AK Parti Gençlik Kolları bu anlamda geleceğimizin de Türkiye'nin geleceğinin de teminatıdır."   AK Parti Kadın Kolları'nın da aynı coşku ile çalışmalarını sürdürdüğünü anlatan Davutoğlu, fırsat buldukça gençlik ve kadın kollarının faaliyetlerine de katılmaya çalıştığını söyledi.    "Sakarya Türküsü ile ifade edilen dava AK Parti'nin emin ellerindedir"    Davutoğlu, geçen hafta önce Kastamonu ardında da Sakarya, Kocaeli ve İstanbul Kongrelerine katıldığını hatırlattı.    Evliyalar şehri Kastamonu'nun İstiklal Harbi'nin de lojistik merkezlerinden biri olduğuna işaret eden Davutoğlu, "Bugün de Kastamonumuz mahalli seçimlerde gösterdiği büyük başarı ile AK Parti Belediyeciliğine, Kastamonu'yu tekrar ehil ellere teslim etmesi ile teşekkürü hak ediyor" dedi.    İstiklal Harbi'nin lojistik merkezi olan Kastamonu'nun bugün de büyük projeler ile ekonominin lojistik merkezi olacağını söyledi.    Konuşmasında Sakarya kongresine de değinen Davutoğlu, bu kentin de tarihin önemli kentlerinden biri olduğunu vurguladı. "Binbir başlı kartalın taşımakta zorlandığı ağır dava yükünü, hep beraber, AK Parti ailesi olarak omuzlandık, yürüyoruz" diyen Davutoğlu, Sakarya'dan tüm dünyaya selam gönderdiklerini kaydetti.    Davutoğlu, şunları söyledi:   "Sakarya etrafında davamızın, aşkımızın büyüklüğünü bir kez daha oradaki kardeşlerimizle yaşadık. Ve tabi haykırarak Sakarya türküsünü yine aynı şeyi söyledik, 'Yol onun, varlık onun. Gerisi hep angarya. Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya' dedik. Ve Sakarya ayağa kalktı. Aslında AK Parti'nin siyasi hikayesi, siyasi serencamı Sakarya'nın ayağa kalkmasıdır. Kongremizde Sakarya ayağa kalk dediğimde bütün bir Sakarya'nın ayağa kalkışını gördüğümde AK Parti ailesinin, AK Parti dava erenlerinin her zaman ayakta, dimdik, vakur bir şekilde geleceğe yürüdüğüne dair inancımız bir kez daha güçlendi.   Sakarya'nın her bir zerresine selam ediyoruz. Ve bilsinler ki Sakarya Türküsü ile ifade edilen dava bugün emin ellerdedir. AK Parti kadrolarının emin ellerindedir."   Kocaeli Kongresi'ne de katıldığını anlatan Davutoğlu, orada da büyük bir coşku ve dinamizm gördüğünü belirtti. AK Parti teşkilatındaki derin erdemin en güzel örneklerinden birinin Kocaeli olduğuna işaret eden Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:   "Kocaeli kurucu İl Başkanımız Nihat Ergün daha sonra bakanımız oldu, şimdi milletvekilimiz. Kocaeli ikinci il başkanımız İbrahim Karaosmanoğlu, 2004'ten bu yana Kocaelinde çok güzel bir belediyecilik hizmeti veriyor. Türkiye'de de dünyada da örnek oluyor. Daha sonra görev alan üçüncü il başkanımız Fikri Işık, şu anda Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanız. Daha sonra görev alan dördüncü il başkanımız Zeki Aygün milletvekilimiz. Beşinci il başkanımız Mahmut Civelek görevi yeni il başkanımıza tevdi etti, Şemsettin Ceyhan'a. Şemsettin Bey de bizim Kocaeli kurucu gençlik kolları başkanımız. Ve Kocaeli kurucu kadın kolları başkanımız da bugün Genel Merkez Kadın Kolları Genel Başkanı. İşte teşkilat ahlakı, gelenek, vefa, saygı burada. İşte devir teslimin nasıl olduğunu, bir geleneğin nasıl oluştuğunun güzel bir örneği."   "İstanbul, AK Parti'dir. AK Parti bizatihi İstanbul'dur"     İstanbul'da da muhteşem bir kongre gerçekleştirdiklerini, böyle bir kongrenin ancak ve ancak büyük dava hareketlerinde görülebileceğini vurgulayan Davutoğlu, "İstanbul bizatihi bizim tarihimizin adıdır. İstanbul, AK Parti'dir. AK Parti bizatihi İstanbul'dur" dedi.   Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:   "Nasıl İstanbul tarihin konjonktürel şartlarında çıkmış bir şehir değildir. Yoğrula yoğrula, asırların getirdiği birikimle, medeniyetimizin tarih içindeki yürüyüşü ve tarih içindeki tecessüm etmiş halidir. AK Parti de konjonktürel bir siyasi hareket değil, tarih içinde harmanlana, harmanlana, yoğrula yoğrula, büyüye büyüye gelişen bir davanın bugünkü adıdır. İstanbul bu anlamda tarihi yürüyüşü anlamak için ibre şehir olarak, herkesin odak şehir olarak gördüğü bir mekandır. Sadece üç imparatorluk değil, dünya siyasetinin merkezidir. Onun için Napolyon 'eğer dünyada tek bir devlet olsaydı, başşehri İstanbul olurdu' demiştir. Aynı şekilde AK Parti hareketi de şu anda sadece Türk siyasetinin değil, Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya ve dünya siyasetinin ibre siyasi hareketlerinden biridir. Bugün AK Parti siyaset anlayışı anlaşılmadan, AK Parti anlaşılmadan Türk siyaseti anlaşılamaz. Ortadoğu, Balkanlar, Orta Asya, Kafkaslar anlaşılamaz. Hatta ve hatta dünyada, özellikle de medeniyetler arası ilişkiler bağlamında dünya siyaseti anlaşılamaz. AK Parti ülke siyasetine, Asya, Avrupa, Afrika siyasetine ve dünya siyasetine damgasını vurmuştur, vurmaya devam edecektir."   "AK Parti bir siyasi süreklilik ve vefa hareketidir"    Davutoğlu, AK Parti hareketinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde başlayan İstanbul efsanesinin devamı olduğunu söyleyerek, İstanbul'da başlayan ve yükselen bu hareketin emin ellerde geleceğe kararlı bir şekilde yürüyeceğini kaydetti.    "Sayın Cumhurbaşkanımızdan aldığımız her emaneti, her mirası güçlendirerek geleceğe taşımak konusunda kararlılığımız kesindir" diyen Davutoğlu, AK Parti'nin bir siyasi süreklilik ve vefa hareketi olduğunu vurguladı.    "İnadına çözüm, barış, demokrasi dedik, demeye devam edeceğiz"    Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:   "İstanbul Kongremizde 7 prensip üzerine konuştuk. Birlik ya da vahdet, özgürlük ya da hürriyet, güvenlik ya da emniyet, adalet, kudret, izzet ve emanet. Biz bu ilkeler etrafında siyasete bakıyoruz. Bu ilkeler etrafında siyasetimizi geleceğe taşıyoruz. Önce birlik yani vahdet. AK Parti hareketi on yıllar boyudur parçalanan, kutuplaştırılan bir toplumu birleştirme hareketidir. Aşağılanan, tahkir edilen her toplum kesimine 'Sen bu ülkenin öz vatandaşısın, paryası değilsin ve olmayacaksın' diyen bir harekettir. AK Parti'nin birlik siyasi Hakkari'yi Edirne'ye, Muğla'yı Artvin'e, ülkenin doğusunu batısına, kuzeyini güneyine birleştiren bir büyük kardeşlik destanının adıdır.   Onun için biz çözüm sürecini önümüzdeki siyasi gelişmelerin merkezine oturttuk. Çözüm süreci bazılarının anladığı, anlamak istediği veya saptırarak anlatmak istediği gibi salt, teknik bir süreç değildir. Çözüm süreci her şeyden önce kalplerin sürecidir. Birbirine düşürülmeye çalışılan kardeşlerin, Alparslan'ın ordusunda, Selahattin Eyyubi'nin ordusunda, İstiklal Harbi'nde Çanakkale'de omuz omuza duran kardeşlerin yeniden buluşma hareketidir.    Birçok provokasyonla karşılaştık çözüm sürecinde. Bıkmadık, usanmadık. Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde başlayan bir süreç, güçlenerek, 2005 Diyarbakır konuşmasında Sayın Cumhurbaşkanımız ne ifade ettiyse, bugün aynıyla geçerlidir. Yarın da geçerli olacaktır. Çok çetin bir 10 yıl oldu, çözüm süreci bağlamında. Her yolu denedik. Her yöntemle bu süreci başarıya ulaştırmaya çalıştık ve bunun karşısında olanlar, içeride ve dışarıda bu süreci baltalamak isteyenler de her yöntemi kullanarak çözüm sürecini durdurmak, mümkünse engellemek, mümkünse daha fazla düşmanlık tohumu ekmeye kalkıştılar. Şu veya bu yönde ulusalcılar, içeride karşılıklı etnik ve mezhebi çatışmayı körüklediler. Biz ise inadına çözüm, barış, demokrasi dedik, demeye devam edeceğiz."   "Türkiye'yi kaos ortamına sürüklemek istiyorlar"   Davutoğlu, üçüncü prensip olarak zikrettikleri güvenliğe değinerek, güvenliği özgürlükleri teminat altına alan bir ilke olarak niteledi. Güvenliğin olmadığı yerde özgürlüklerin korunamayacağını, bunu en iyi gösteren gelişmenin de herkesin gözü önünde cereyan eden Suriye ve Irak'taki gelişmeler olduğunu ifade eden Davutoğlu, güvenlik olmadığı zaman özgürlüklerin hayata geçirilemeyeceğini vurgulayarak, "Bugün üç muhalefet partisinin birlikte, arkalarındaki gerçek muhalefet olan paralel muhalefetin de Pensilvanya'da yapmak istediği şey Türkiye'yi bir kaos ortamına sürüklemek" diye konuştu.   6-7 Ekim olaylarından sonra çok ciddi bir iç güvenlik reformuna ihtiyaç hissedildiğini gördüklerini dile getiren Davutoğlu, kapsamlı bir iç güvenlik reformu hazırladıklarını ifade ederek, şunları söyledi:   "Buradan bir kez daha meydan okuyorum. Geçtiğimiz hafta biz grup toplantısı yaptıktan sonra CHP Grubu'nda Kılıçdaroğlu konuştu, öncesinde Bahçeli konuştu, Demirtaş konuştu. Şimdi tekrar bugün de konuşacaklar. Bize bu konuşmalarda İç Güvenlik Reformu'nun içinde tek bir umde gösterin ki AB standartlarına aykırı olmuş olsun, tek bir fıkra gösterin ki evrensel demokrasi standartlarına aykırı olsun. Gösteremezler çünkü biz her bir fıkrayı, her bir kanun maddesini yazarken detaylı olarak inceledik. Bizzat benim başkanlığımda Bakanlar Kurulu'nda, İçişleri Bakanlığı'nda yine bizzat katılarak bu evrensel standartlardan sapmama konusunda duyarlılık gösterdik. Ama meseleleri o değil. Meseleleri Türkiye'de güvenlik ortamının sağlanıp sağlanamaması değil, özgürlüklerin korunup korunmaması da değil, sandıktan ümitleri olmadığı için son 12 yıldır her sandıktan yenilgiyle çıktıkları için iktidara gelmenin tek umudu olarak kaosu görüyorlar, krizi görüyorlar. İstiyorlar  ki öyle bir kriz çıksın ki Türkiye'de iktidar değişimi mümkün olsun."   "Tarihe kayıt düşün"   "Geçen Salı günkü CHP Grup Toplantısı'nı lütfen tekrar tarihe kayıt olarak düşün" diye konuşan Davutoğlu, Kılıçdaroğlu'nun o toplantıda Türkiye'de otoriter bir rejim, bir yaklaşım olduğunu ve bu İç Güvenlik Reformu üzerinden bir polis devleti kurulacağını iddia ederek halkı direnmeye çağırdığını söyledi. Davutoğlu, şöyle devam etti:   "Ya madem sen demokratik bir siyasi partisin, bir partinin genel başkanısın, halkı direnmeye çağıracağına sandığa çağırsana be adam sandığa çağır, sandığa. 3 ay sonra sandığa gidiyoruz. Eğer kendine güveniyorsan halka 'burada bu yasalar yanlış çıkarılıyor, biz size daha iyi yasa çıkaracağız, bize oy verin. Sandığa gidin ben 5 ay sonra bu yasayı değiştireceğim' de. Demokratik yaklaşım bu. Hayır, beyefendinin sandıktan ümidi yok ki. Sandıktan hiçbir zaman ümidi olmadı ki, bu sandıktan hiçbir zaman CHP çıkmadı ki ve çıkmayacak da.    Aynı zihniyet memleket seçime giderken, 60 ihtilali öncesinde de gidecekken İnönü çıkıp 'şartlar olgunlaştığında ihtilal meşru bir hak olur' demişti. İnönü, 27 Mayıs ihtilaline davetiye çıkararak. Şimdi aynı çizgide Kılıçdaroğlu 'direnin' diyor alana çıktığında. Sayın Kılıçdaroğlu bak geçen Pazar günü Kadıköy'de gösteri yapıldı. Değişik dernekler, hükümeti de eleştirdiler tek bir müdahale oldu mu? Barışçıl gösteriye müdahale edilmez. Oldu mu? Her türlü eleştiri haklarını kullandılar, sen de kullan. Ama molotof kokteyli alıp sokağa çıkacak olanların önüne geçeceksen sen siyasetçi olmaktan çıkarsın, provokatör olursun provokatör."   "Barışçıl gösteri yapmak herkesin hakkı"   Bu gösteride hükümetin de eleştirildiğini ama hiçbir çatışma olmadığının altını çizen Davutoğlu, barışçıl gösteri yapmanın herkesin hakkı olduğunu yineledi. Bu hakkı kullanmanın kendilerinin teminatı altında olduğunu belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:   "Ama insanları direnmeye çağırırsan bir, bu direnme talimatını Türkiye'den değil de Pensilvanya'dan alırsan iki, biz hesabını sorarız arkadaş. Bu ülke bu düzeni kolay ihdas etmedi. Kılıçdaroğlu yüce Meclis'in kürsüsünde konuşuyor aynı saatlerde Pensilvanya'daki paralel yapının başında New York Times'da makale yazıyor. Alın Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını, alın o makaleyi yanyana koyun tercüme edildi zannedersiniz. Çünkü arkada bir el o ikisine aynı talimatı veriyor."   Gayrimüslim azınlıkların dini temsilcileriyle bir ay önce birlikte yemek yediğini ve çok güzel bir sohbette AK Parti döneminde özellikle Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerine gösterdiği yakın ilgi dolayısıyla teşekkürlerini ifade ettiklerini söyledi.   "Hepsi bizim vatandaşımız"   Yarın akşam da yine gayrimüslim aydınlarla biraraya geleceğini bildiren Davutoğlu, "Allah aşkına hangi dönemde gayrimüslim vatandaşlarımız böylesine Başbakan katında hep beraber bir sohbet imkanı buldular. Bundan da memnunlar. Bu da bizim için bir görev. Hepsi bizim vatandaşımız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes din, mezhep, etnik ayrım olmaksızın eşittir, eşit olacaktır" diye konuştu.   Davutoğlu, New York Times'de yayınlanan makalede gayrimüslim azınlıkların haklarının gasp edildiğinin iddia edildiğine dikkati çekerek, "Neden? Çünkü 24 Nisan yaklaşıyor, Washington'da lobiler hareketli. Ermeni lobisi hareketli, Yahudi lobisi zaten hareketli. Filistin oldukça onlar hareketlenecek. Biz de söylüyoruz Filistin işgal altındayken de biz her türlü lobinin karşısında durmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.   "İç güvenlik reformu paketi çıkacaktır"   Davutoğlu, "Hiç kimse, bu bir haftalık ertelemeyi, iç güvenlik reformu paketinin herhangi bir şekilde zamana yayıldığı veya vazgeçildiği gibi intibaya kapılmasın. İç güvenlik reformu paketi çıkacaktır, çıkacaktır, çıkacaktır" ifadelerini kullandı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER