İHH’NIN SURİYE RAPORU
KonyaKonya İHH İnsanı Yardım Derneği Başkanı Hasan Hüseyin Uysal, Suriye’de devam iç savaş konusunda Konya Postası’na özel açıklamalarda bulundu. Uysal, 2015-2016 yıllarında Konya’dan, Suriye’ye yaklaşık 6 milyon TL nakdi yardımın gittiğini söyledi
İHH 6 YILDIR SURİYE’DE
6 yıldır devam Suriye iç savaşı için Türkiye genelinde birçok kuruluş yardım çalışmaları organize ediyorken İHH’ da bu konuda yardım çalışmalarına devam ediyor. İHH’nın bir yerde sorun olduğunu gördüğü zaman sorunu yerinde ve kendi uzman elemanlarıyla çözüm için görev edindiğini söyleyen Konya İHH İnsani Yardım Derneği Başkanı Hasan Hüseyin Uysal, Suriye iç savaşı başladığı günden beri sahada olduklarını kaydetti. Özellikle muhaliflerin ele geçirdikleri bölgelerde ve Türkiye’nin Suriye’ye müdahil olmasıyla etkili olan bölgelerde faaliyet gösterdiklerini belirtti. Uysal, İHH’nın Suriye konusunda ulaşmaya imkân buldukları tüm bölgelerde var olduklarını söyleyerek, “Şam’a kadar bizim yardımlarımız gitti. Suriye’de bir kentin yarısı birisinin elinde diğer yarısı başkasının elinde. Yardımları bir şekilde Suriye’nin değişik bölgelerine serpilmiş durumdaki bütün ihtiyaç sahipleri insanlara ulaştırabilme imkânı bulduk. 25 yıldır yardım konusunda sahadayız ve bu tecrübe ile hareket ediyoruz” dedi.
KONYA YAKLAŞIK 6 MİLYON TL YARDIM ETTİ
2015-2016 yıllarında Konya’dan İHH aracılığıyla yaklaşık 300 TIR yardım gittiğini belirten Uysal, bunlara nakdi yardımın dâhil olmadığını aktardı. Nakdi yardım olarak 2015-2016 yıllarında Konya’nın yaklaşık 5-6 milyon TL’lik yardım ettiğini ifade etti. Uysal, verilen bu nakdi yardımların amacı doğrultusunda kullanıldığının altını çizdi. ‘Halep’e Yol Açın’ konvoyunda Konya İHH’nın, merkez İstanbul haricinde ki bütün iller arasında birinci sırada olduğunu ve Konya’ya en yakın şehre 50 tır gibi fark attığını söyledi. 2016 yılı ortası itibariyle Türkiye genelinde İHH’nın gönderdiği TIR’lar konusunda bilgi veren Uysal, “Suriye’ye 11 bin 500 dolayında TIR yardım gönderdik. Bu çok büyük bir organizasyon. Burada halkın benimsediği bir şey. Resmi kurumlarla da bu konuda ortak çalışıyoruz. Örneğin devlet eliyle çadırlar getirilmiş. Getirilen çadırların kurulmasına da yardım ediyoruz” ifadelerini kullandı.
İHH SURİYE’DE 92 TEŞKİLATIN KURULMASINA ÖNCÜLÜK ETTİ
Yaşanan sorunlara bütüncül bir akış açısıyla baktıklarının altını çizen Uysal, stratejik ve uzun vadeli düşündüklerini kaydetti. Uysal, “Bu amaçla hangi zeminde çalışıyorsak o zemini bilen güvenilir insanlarla bu düzenlemeyi yapıyoruz. Suriye’de, Suriye’yi bilen bir sürü sivil teşkilat var ve bunlarla çalışmak gerekiyor. Suriye’de sahayı, dili bilen ve icabında Suriye’de okumuş gönüllülerle teşkilatlar kurulmasını sağladık. Bizim 92 teşkilat var, kurulmasına öncülük ettiğimiz. Bunlar Suriyeli kardeşlerimiz. Onlar teşkilatlanmayı sağladıkları zaman saha hakkında daha doğrudan, kesin, sıcak ve anlık bilgi elde etme imkânımız oldu. Yaşanan problemler olduğu zaman biz hemen oradaki temsilcilerimiz bize ulaşabiliyor ve anında öğreniyoruz. Biz sahada herhangi bir sivil toplum kuruluşu değiliz, hepsinden farklı ve köklü çalışma prensibi ile hareket etmemiz bize imkân ve güç sağlıyor” diye konuştu.
İHH’NIN TÜRKİYE SINIRI VE SURİYE’DEKİ OFİSLERİ
Bütün bu şartların bir araya gelmesiyle en büyük yardımı ulaştırma imkânı bulduklarını ifade eden Uysal, “Biz buradan yapacağımız yardımlar öncesi Reyhanlı, Kilis ve Yayladağı’ndaki ofislerimizle planlama dâhilinde yardım ulaştırıyoruz. Türkiye içinde 4 yerde ofisimiz var. Reyhanlı, Kilis, Yayladağı ve Şanlıurfa’da bizim ofislerimiz var. Buralarda depolar, değirmenler, fırınlar ve yemek üreten yerler hizmet veriyor. 2015 yılı sonu itibariyle hem Suriye’de hem de Türkiye içindeki ofislerimizde 645 çalışan ve gönüllü hizmet veriyor. 2016 yılında bu sayı sanırım700’ü geçti. Suriye tarafında Lazkiye’de 13, İdlib’te 32, Halep’te 38, Hama’da 14, Humus’ta 6 ve Yermük tarafında 6 tane sivil toplum kuruluşumuz var. Bunlar bizim Suriye’de bulunan bir kısım sivil toplum kuruluşlarımız. Daha ismini saymadıklarımızda var. Yalnızca Türkiye tarafında değil, Suriye tarafında da bizim depolarımız var. Bab el-Hava, Türkmen Dağı ve Babüsselam gibi birçok yerde ofislerimiz bulunuyor. Bunlar emniyete alınmış bölgelerde bulunan ofis ve depolarımızın bulundukları yerler” şeklinde konuştu.
122 BİN 485 AİLE KAMPLARDA BARINDI
İHH’nın barınma konusundaki faaliyetlerini belirten Uysal, kurulan çadır ve konteyner kentlerle ilgili bilgiler verdi. Birçok kampta çadır ve konteynerler kurduklarını söyleyen Uysal, Babüsselam, Bab-un Nur, Reyyan, İman, Şüheda, Haremeyn ve Mukaveme kampı gibi kampların kurulduğunu dile getirdi. Bu kamplarında kendi içinde alt bölümleri olduğunu aktaran Uysal, “Şimdi vereceğim rakamların hepsi 2015 yılı sonu itibariyle elimizde bulunan sayılar. 2015 sonu itibariyle bu kamplarımızın tamamında 4 bin 487 tane konteyner kuruldu. 2016 yılında da yaklaşık 5 bin 500 konteyner kurulmuş olabilir. Bu kamplarımıza 12 bin 229 tanede çadır kurduk. Bütün bu rakamlarımız Suriye iç savaşı başladığı yıldan 2015 yılı sonuna kadar olan rakamlardır. Yine 2015 yılı sonu itibariyle 17 bin 915 aile barınmış ve toplamda 122 bin 485 aile bu kamplarımızda ihtiyaçlarını karşıladı” sözlerini kullandı. Bu faaliyetleri yapan bir sivil toplum kuruluşu için büyük bir iş olduğunu belirten Uysal, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hassas olduğu konularda hassasiyet gösterdiklerini kaydetti. Babu’l Hava kampında 2 bin 832 çadır bulunduğunu söyleyen Uysal, 2 bin 794 aile ve 15 bin 597 kişinin kaldığını aktardı.
CAMİDEN SU DEPOSUNA, ÜNİVERSİTEDEN DÜKKÂNLARA
Suriye’de, 4 cami, 7 mescit, 82 alışveriş amaçlı dükkân, 2 voleybol, 1 futbol, 1 basketbol sahası, 2 tane 150 tonluk su deposu ve 46 bin metrekare alan üzerine kurulu 4 fakülteden oluşan Şam Üniversitesi kurduklarını söyleyen Uysal, “Biz bu tesisleri yaptık ve üniversitemizde eğitimler başladı ancak bunun diğer inşaat kısımları devam ediyor. Bütüncül çalışmalar yaptığımızı daha önce söylemiştim. Şimdi biz sadece yardım götürüp bırakma değil, burada çocuklar var. Bunlarında okuması gerekiyor, Suriye bir şekilde düze çıktığında kardeş gibi bakan insanların olması lazım. Çocukların ruh sağlığının da yerinde olması lazım. Ee, şimdi oturdu çadırda kara kara düşünüyor, böyle olursa bunlar psikiyatrik vaka olur. Bizde bunlar için bu alanları yaptık. Çocukların örselenmemiş bir psikolojiyle, normal insanlar olarak yetişmelerini ve hayatta kalmalarını istiyoruz. Büyüklerinde psikolojileri darmadağın olmamış bir şekilde hayatta kalmalarını istiyoruz. Yarına dair ümidi olmayan ve ümidini yitirmiş insanlarla nereye gidilir? İHH ekmek veriyor, giyindiriyor, barındırıyor, sosyal faaliyetler yapmalarına imkân veriyor, insanların toplumsal yapıyı muhafaza etmelerini sağlıyor ve ekonomiyi düşünerek dükkânlar kuruyor” dedi.
BAKANLIKLARLA BERABER REYHANLI’DA BİN YETİM İÇİN YETİM YAŞAM MERKEZİ KURULDU
Uysal, Suriye’de yaklaşık 600 bin yetimin oluştuğunu ve bu yetimlere aylık 100 TL harçlık verdiklerini söyledi. Reyhanlı’da bin seçilmiş yetim çocuk, tahsil göreceği Yetim Yaşam Merkezi kurduklarını aktaran Uysal, merkezin 15-20 çocuğun kalacağı ayrı ayrı evler şeklinde bir alan yaptıklarını belirterek Yetim Yaşam Merkezi hakkında şunları ifade etti: “Bu yaşam merkezimiz kocaman yurtlar değil, ayrı ayrı evlerin olduğu ferah bir merkez. İçerisinde okulu, camisi ve spor alanları olan birçok villadan oluşan bir merkez. Her evin 2-3 tane annesi olacak. Yetimler küçük yaştan alınarak yarın Suriye’nin geleceğini inşa edecek şekilde meseleye Müslümanca bakan, ümmet şuuru içinde bakan ve Türkiye’ye de kardeş duygular içinde bakan bir yönetici kesim yetiştirmeye çalışıyoruz. Bu merkez için devletimizde birçok kurumuyla bizimle beraber. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi kurumlarımızla gerekli protokoller yapıldı” dedi.
‘YAĞMUR’ GİBİ YARDIMLAR YAPILIYOR’
Suriye’ye yapılan yardımlar konusunda bir takım eleştiriler getirildiğini ve bu eleştirilerin küçük bir gruptan gelmesine rağmen sesin yüksek çıktığını söyledi. Buna karşılık Türk toplumunun kardeşlik, komşuluk ve merhamet duygusunu çok iyi bildiğini ifade eden Uysal, Avrupa’nın bu konudaki tutumunu eleştirdi. Türk Milleti’nin gönlünün geniş olduğunu dile getiren Uysal, yardımların zorlanmadan yapıldığını ve değişik şekillerde acil durumlarda halka ulaşıldığı zaman ‘yağmur’ gibi yardımların kendilerine getirildiğini aktardı. ‘Halep’e Yol Açın’ kampanyasını hatırlatan Uysal, “İnanın o günler İHH büromuzun önünde insanlar birbirleri ile tartışıyorlardı ve trafik duruyordu. O kadar gayret vardı. Yepyeni battaniyeler veya un getirenler olmuştu. Halkımızda kardeşliğin İslam’dan dolayı sağlam bir şekilde yerleştiğini gösteriyor” dedi. Konyalı vatandaşların yardım konusunda çok duyarlı olduğunu ifade eden Uysal, Türkiye genelinde de duyarlılığın çok iyi seviyelerde olduğunu kaydetti.
‘TÜRKİYE PARTİLER ÜSTÜ BİR VAR OLUŞ VE YOK OLUŞ MESELESİ YAŞIYOR’
Yardımların acıların bittiği yere kadar devam edeceğini söyleyen Uysal, Türkiye konusunda bir değerlendirmede bulunarak şunları söyledi: “Türkiye partiler üstü bir var oluş ve yok oluş meselesi yaşıyor. Bize şunu dikte ettiler: ‘Siz kendi kabuğu içerisinde yaşayan bir devletçik olacaksınız. Ben gelip dibindeki ülkeyle ticari veya askeri ilişki kuracağım ama sen yapmayacaksın. Sen yapacaksan da benden izin alacaksın ’ adeta böyle dediler. Biz tarih yapmış milletiz. Böyle bir şey olmaz. Türkiye kendisine biçilen elbiseyi reddetmeye başladı. İslami, milli ve manevi hassasiyeti olan insanlar tarafında bu geliştirildi. Ben prangaları kıracağım, dediğinizde başka bir takım faturalarla karşılaşıyorsunuz. Türkiye’nin elde var olan potansiyelinin bile ayağa kalkma potansiyelini sıfırlayabilmek amacıyla daha da küçültmeyi düşündü batılılar. Küresel İngiliz-Yahudi medeniyeti Türkiye’yi daha da küçültmeyi düşündü. Bunun için 30 yıl önce bunun iç savaş senaryolarıyla tezgâhını kurdular. Allah’a hamd olsun, hepsinden sıyrıldık ve sıyrılmaktayız. Biz bunu kıra kıra ilerliyoruz” dedi.
SURİYE’NİN DURUMU
Suriye’nin yüzde 80 Sünni, yüzde 10 Nusayri ve yüzde 10 kadar da Hristiyan, Ermeni unsuru olduğunu ifade eden Uysal, “Suriye hep yüzde 10 Nusayri, yüzde 10 Ermeni desteğindeki Nusayrilerin 45 yıl yönetimindeydi. Yüzde 80’lik kitle kendi yönetimlerini ele almak istediler ama yine mezhepçilik oynayan İran ve İran’ı destekleyen, İslam dünyasını yıkmak isteyen batılılar bu yüzde 10’lık Nusayri yönetimini desteklediler ve yüzde 80’lik kitlenin kendilerini yönetme haklarını engellediler. Bugün Suriye’nin büyük kentleri yine İran, Rusya ve batının üstü örtülü desteğiyle rejim güçlerinin elinde. Ama bir kısım topraklar batının kullanmak için kurdurduğu DEAŞ terör örgütünün, bir kısım yerler de maalesef PYD terör örgütünün elinde. Onlardan kalan daha küçük bir kısım da Suriye’nin gerçek sahiplerinin elinde. Kazakistan’ın başkentinde görüşmeler oluyor. Türkiye’miz bence ‘Kardeşim diyebileceği sırtını dönebileceği, kendi halkının içinde doğmuş bir Suriye yönetimi olsun ve bende bu yönetime sırtımı dönebileyim, güveneyim’ diye uğraşıyor. Türkiye’nin büyüme ve İslam dünyasını tekrar toparlama sürecini çok hızlandıracağını gören İngiliz-Yahudi medeniyeti korosu böyle bir şeye müsaade etmek istemedikleri için hasım görüntüsü içerisinde İran’ı da bölgede desteklediler. Ve biz o amacımıza ulaşamadık. Biz bu amaç peşindeyken onlar bize tuzak kurdular. DEAŞ ve PYD ile o 30 yıl önce kurdukları planın dışarıdan da onlara mekân temin ederek bize nüfuzunu sağlamaya çalıştılar” dedi. Suriye’nin bu noktaya geldiğini Türkiye’nin görmesinden sonra Fırat Kalkanı hamlesiyle bozduğunu ve daha ileri hamlelere ihtiyacın olduğunu kaydeden Uysal, karşı tarafında Türkiye’nin başarısının önüne geçmesi için El Bab-ı ele geçirmemizi engelleme peşinde olduklarını ifade etti. İngiliz-Yahudi medeniyetinin diğer üyelerinin Türkiye aleyhinde DEAŞ’a istihbarat verdiğini iddia eden Uysal, bütün uydu imkânlarıyla alınan istihbaratın Esed, İran ve İngiliz-Yahudi medeniyetinin batılı üyelerinin DEAŞ’a verildiğini ve toprak açısında yerlerin DEAŞ’ta kalmasını istediklerini belirtti.(Mustafa KARAKAYA)
İlginizi Çekebilir