© Konya Postası 2021

İran anlaşmada çıkmaza girdi

İran'da sosyal ve ekonomik sorunlar karşısında sokak gösterileri artarken, yaptırımların kaldırılması ve ekonominin nispeten iyileşmesi anlamına gelen nükleer anlaşmaya dair ümitler giderek azalıyor

İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 2015'te imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşmanın yeniden uygulamaya konulmasına yönelik görüşmeler son günlerde neredeyse gündeme dahi gelmiyor.

Bir yandan ülke yönetiminde KOEP karşıtlığıyla bilinen muhafazakar kesimden İbrahim Reisi'nin cumhurbaşkanlığı makamında bulunması, diğer yandan Tahran'da başörtüsü kuralını ihlal ettiği gerekçesiyle ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden Mahsa Emini olaylarının patlak vermesi ve bu olaylarda emniyet güçlerinin orantısız güç kullanmasını gerekçe gösteren Batılı ülkelerin İran'a yeni yaptırımlar uygulaması, tarafların nükleer anlaşmadan bir hayli uzaklaşmasına neden oldu.

İsrail'de İran karşıtlığıyla ön plana çıkan Likud Partisi lideri Netanyahu'nun yeniden başbakan olması da nükleer anlaşmanın zora gireceğinin işaretlerinden biri kabul ediliyor.

İran'da muhafazakarlar KOEP'i ihanet kabul ediyor

Dönemin Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Dışişleri Bakanı Cevad Zarif'in çabalarıyla 2015'te imzalanan anlaşma, yaptırımların kaldırılması ve yabancı sermayenin ülkeye gelmesi ümitlerini artırmıştı.

O günlerde birçok ülkenin siyasi ve ekonomik temsilcileri ikili ilişkileri artırmak için Tahran'ı ziyaret ederek görüşmeler yapıyordu. Bugün İran'da gücü elinde tutan muhafazakar kesim ise anlaşmayı ülkeye ihanet olarak nitelendiriyordu.

Ancak eski ABD Başkanı Donald Trump'ın 2017'de anlaşmadan çıkması Tahran yönetiminin o dönem anlaşmayla birlikte elde ettiği psikolojik üstünlüğü kaybetmesine neden oldu.

Biden: "Nükleer anlaşma öldü"

İran'la nükleer anlaşmanın yeniden uygulamaya konulmasına yönelik görüşmeler bir süredir askıda. Bunun yanında çeşitli gelişmeler ve açıklamalar da anlaşmanın çıkmaza girdiği yorumlarına yol açıyor.

ABD Başkanı Joe Biden’ın 4 Kasım'da düzenlediği bir mitingde İran ile 2015’te yapılan "nükleer anlaşmanın öldüğünü" söylediği anın görüntüsü geçen ay sosyal medyada gündem oldu.

Yayımlanan videoda, dinleyicilerden birinin “Başkan Biden, İran ile nükleer anlaşmanın öldüğünü açıklar mısınız lütfen?” sorusu üzerine Biden, “Anlaşma öldü ancak bunu resmi olarak açıklamayacağız. Bunun birçok nedeni var.” ifadesini kullandı.

Öte yandan, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, Biden'ın söz konusu videosuyla ilgili soruya, "İran'la nükleer anlaşma şu anda önceliğimiz değil ve gündemimizde de değil." karşılığını verdi.

Anlaşmayla ilgili halihazırda hiçbir gelişmenin olmadığını vurgulayan Kirby, "İran kendi halkını öldürmeye devam ederken ve Rusya'ya insansız hava araçları (İHA) satarken yakın zamanda bir anlaşmanın gerçekleşeceğini öngörmüyoruz." diye konuştu.

Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christopher Burger de 28 Aralık'ta Berlin'de gazetecilere yaptığı açıklamada, Alman hükümetinin İran'daki Mahsa Emini gösterilerinde halkın yanında durduğunu belirterek, nükleer anlaşmanın bugünlerde gündeme gelmesini beklemediğini söyledi.

Burger, "Bize göre, şu anda İran'ın nükleer müzakerelerinin yeniden başlaması için herhangi bir belirti veya sebep yoktur. Şu an odak noktamız müzakereler değil, özgürlükleri, yaşamları ve onurları için sokaklarda ayaklanan insanların yanında olmaktır." ifadelerini kullandı.

"İran yönetimi süreci uzatmaya çalışıyor"

İranlı bazı uzmanlar da anlaşmaya dönüşün mümkün olmadığını savunuyor.

İranlı eski diplomat Feridun Meclisi, 25 Aralık'ta Etemadonline haber sitesine verdiği demeçte şunları söyledi:

"Nükleer anlaşmanın tekrar hayata geçirilmesi muhtemel gözükmüyor. İran yönetiminden müzakerelere hazır olduklarına yönelik açıklamalar, görüşmeleri uzatmaktan başka bir gaye taşımamaktadır. Bugün bir hizip olarak iktidarda olanların bir kısmı başından beri KOEP'e karşıydılar ve göreve gelmeden önceki hükümeti KOEP anlaşmasıyla ilgili olarak kınamışlardı."

İran Azad Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mehdi Mutahharniya da 30 Aralık Shafaqna haber sitesinde yer alan değerlendirmesinde, 2015'te imzalanan nükleer anlaşmanın öldüğünü, İran'ın insan hakları dosyasının KOEP'in önüne geçtiğini söyledi.

Mutahharniya, "Eski Dışişleri Bakanı Cevad Zarif tarafından 2015'te imzalanan anlaşma bir daha geri dönmeyecek. ABD, Devrim Muhafızları Ordusuna yeni yaptırımlar uyguladı. Ama bunun da ötesinde uluslararası baskılarla İran'ın insan hakları dosyası KOEP'in önüne geçmiştir." dedi.

İran ile nükleer anlaşma ve müzakere süreci

İran ile 5+1 ülkeleri arasında 2015'te imzalanan anlaşma, yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin düzenlenmesini ve denetim altına alınmasını öngörüyordu.

Washington, eski Başkan Donald Trump döneminde anlaşmadan tek taraflı çekilerek İran'a yeniden yaptırım uygulamaya başlayınca Tahran da anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak durdurmuş ve yeniden yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme dahil bir dizi adım atmıştı.

Anlaşmanın yeniden uygulanmasını sağlama ve ABD'nin anlaşmaya dönüşü için Nisan 2021'den itibaren Avrupa Birliği'nin (AB) koordinatörlüğünde Viyana'da yapılan müzakereler, 8 Ağustos'ta sona ererken, müzakerelerin koordinatörlüğünü üstlenen AB'nin sunduğu taslak anlaşma metni sonrasında taraflar nihai anlaşmaya varma konusunda önceki aylara nazaran daha olumlu işaretler vermişti.

Anlaşma taslağına ilişkin AB aracılığıyla yapılan dolaylı müzakereler neticesinde ABD yönetimi, İran'ın sunduğu metnin "yapıcı" olmadığını açıklamıştı. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 9 Eylül'de yaptığı açıklamada, anlaşma metnine İran'ın cevabının "kendilerini gerilettiğini" söylemişti.

İran'ın yaptırımların kaldırılması ve ABD'nin tekrar anlaşmadan çekilmeyeceğine dair istediği güvencelerin anlaşma ihtimalini zayıflattığı belirtiliyor.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER