© Konya Postası 2021

İş dünyası büyüme rakamından çok memnun

İş dünyası, Türkiye ekonomisinin yılın ikinci çeyreğinde 2017'nin aynı dönemine göre yüzde 5,2 büyüme kaydetmesini memnuniyetle karşıladı

İş dünyası örgütlerinin temsilcileri, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2. çeyrek büyüme verilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, ikinci çeyrekte net dış ticaretin büyümeye 1 puanlık pozitif katkı sağladığını belirterek, ihracatın dönemlik GSYH içerisindeki payının ise yüzde 22,5 olduğunu söyledi.

OECD büyüme ortalamasının yüzde 2,5 olduğu ikinci çeyrekte, Türkiye'nin Avrupa'da verisi açıklanan ülkeler arasında en çok büyüyen ekonomi olduğunu aktaran Gülle, "Bu çeyrekte Almanya, Fransa, İtalya ve İngiltere gibi büyük ekonomilerden daha hızlı büyüdük. 19 üyeli Avro bölgesi ve 28 üyeli AB aynı oranda artışla, sadece yüzde 2,2 büyüme kaydetti. Yüzde 5,2'lik büyüme ile Türkiye, yılın ikinci çeyreğinde Avrupa ülkeleri arasında en iyi büyüme performansı gösteren ekonomi oldu." diye konuştu.

Gülle, Türkiye'nin geçen yıl olduğu gibi 2018'de de dünya ekonomilerinden pozitif anlamda ayrışmaya devam ettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Önemli bir husus da yatırımlardaki artışın yüzde 3,9 olması. Açıklanan veriler ışığında, ihracat performansımızın 2018 yılını da başarıyla kapatacağını ve büyümemize pozitif katkı sağlayacağını düşünüyorum. Yıl sonunda 170 milyar doların üzerinde bir ihracat rakamına ulaşarak, yeni bir rekor daha kıracağız. Bu yıl küresel ticarette yaşanan gerilime rağmen Türkiye'nin mal ihracatı büyümeye devam etti. Mal ve hizmet ihracatımız 2018 ikinci çeyreğinde yüzde 4,5 arttı. İhracat odaklı büyüme stratejisine daha fazla odaklanarak Türkiye'nin daha hızlı büyümesi için çalışıyoruz. İhracatımızı artırmak, dış ticaret açığını ve cari açığı azaltmak için ihracat stratejimizi katma-değer, inovasyon ve AR-GE üzerine kurmaya devam ediyoruz."

Hizmet ihracatı konusunda da potansiyellerini artırmayı hedeflediklerini aktaran Gülle, yeni ekonomi modeliyle ihracat stratejilerinin etkilerini 2019 ortalarında görülmeye başlanacağını ifade etti.

İsmail Gülle, "Hükümetimiz tarafından bu temelleri sağlamlaştırmak için verilen desteklerle birlikte, tüm kaynaklarımızı katma-değerli üretime yönelterek artık cari fazla verebilen bir ekonomi olmayı hedefliyoruz. Mal ve hizmet ihracatındaki artış temposuyla Türkiye çift kanatlı büyümeye devam edecektir." değerlendirmelerini yaptı.

"Bundan sonraki hedef, büyümeyi sağlıklı bir patikada tutmak"

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç de Türkiye'nin ikinci çeyrekte yüzde 5,2 büyümesinin, ekonomi üzerinde senaryo yazanlara verilmiş anlamlı bir cevap olduğunu söyledi.

Yılın ikinci çeyreğinin seçim sürecine rastladığına işaret eden Avdagiç, açıklanan büyüme verisinin bu süreçte seçime yönelik popülist yaklaşımlar yerine ekonominin gereklerinin uygulandığını gösterdiğini ifade etti.

Avdagiç, "Son rakamlar bir kez daha milletçe, ekonominin bütün aktörleri olarak büyük bir dayanışma içinde ekonomik saldırıları bertaraf etmekte ustalık kazandığımızı ortaya koyuyor." diye konuştu.

İkinci çeyrek büyümesinin yeni yol haritasının ipuçlarını verdiğini belirten Avdagiç, şunları kaydetti:

"İhracatın dış ticarete net katkısı dikkati çekiyor. İç talebin soğuduğu bu süreçte ihracat büyümemizin sigortasıdır. Yüzde 5,2'lik büyüme, nisan, mayıs ve haziran gibi maliyet baskısının arttığı bir dönemde üretim dinamiklerinin çalıştığını göstermesi açısından da ayrıca önemli. Sanayi ve yatırım artışı ekonomiyi desteklemiş gibi görünüyor. Kurda istikrar sağlanınca bu katkı çok daha fazla olacak. Türkiye'nin bundan sonraki hedefi, büyümemizi sağlıklı bir patikada tutmak, bunun için de büyüme kompozisyonunu değiştirmek.

İkinci çeyrek büyümesi de bize bunun açık mesajını veriyor. Parolamız üretim, ihracat ve iç tasarruf. Son büyüme verisi, dikkat etmemiz gereken alanlara da işaret ediyor. Mesela tarımın katma değer anlamında negatif bölgeye düşmesi önemle takip edilmeli. Mali disiplinin korunması adına kamu harcamalarındaki katkıyı, daha üretken yerlerden tamamlamayı amaç edinmeliyiz. Mevcut kur kaynaklı zorlukları aşmak için, imalat sanayine dayalı bir dönüşüm hikayesini büyüme kitabımıza koymak zorundayız."

"Türkiye ekonomisinin önceliği imalat sanayisine yönelik yatırımlar"

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan ise, yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,3 büyüyerek çok önemli bir performansa imza atan Türkiye ekonomisinin, ikinci çeyrekte de yüzde 5,2 büyüyerek performansının tesadüfi olmadığını kanıtladığını söyledi.

Gelişmiş ülke ekonomilerini geride bırakan Türkiye'nin büyüme grafiğinin başta ekonomik ve finansal savaştan kaynaklanan kur dalgalanması olmak üzere, kendisine yöneltilen bütün saldırıları bertaraf edecek güce sahip olduğunu gösterdiğini ifade eden Kaan, "Bu dönemde önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 6,3 genişleyen iç talebin yanı sıra dış talebin de yüzde 4,5 artış kaydetmesi, daha dengeli bir büyüme adına olumlu bir tablo sunmuştur." dedi.

Kaan, şöyle devam etti:

"Önceki çeyrekteki artışa nazaran bir miktar ivme kaybetmiş olsa da yüzde 3,9'la yatırımlardaki artışın sürmesi, ekonomik aktivitedeki canlılığın sürdüğüne işaret etmektedir. Bununla birlikte, inşaat yatırımlarındaki yüzde 6,6'lık artışa karşın makine ve teçhizat yatırımlarındaki artışın yüzde 0,6 seviyesinde kalması; yeni dönemde Türkiye ekonomisinin önceliğinin imalat sanayiine yönelik yatırımlar olması gerektiğini göstermiştir. Türkiye ekonomisinin dengelenme sürecine gireceği önümüzdeki dönemde; enflasyon, cari açık ve bütçe açığında daha alt seviyeleri görebilmek adına, iç talepten aldığımız güçlü desteği dış talepten de almak durumundayız. Yılın ilk 7 ayında yüzde 7 oranında artış kaydeden ihracat, dış talebe ilişkin umut vermektedir.

Ancak bu dönemde ithalatın ihracattan hızlı bir şekilde artış kaydetmesiyle dış ticaret açığındaki genişleme sürmüştür. Bu bağlamda, 2017 yılında enerji hariç 134,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşen ara malları ithalatını daha makul seviyelere çekerek, imalatta yerli ve milli üretimi merkeze alan bir anlayışı benimsememiz elzemdir. İktisadi faaliyet kollarına göre büyüme oranları incelendiğinde; sanayi, inşaat ve hizmetler sektöründeki artışların sürmesi yüzümüzü güldürürken, tarım sektöründe gözlenen yüzde 1,5'lik daralma dikkati çekmektedir. Bu bağlamda; tarım ve gıda ürünlerine yönelik üretim ve ihracatımızın artış kaydetmesine yönelik uygulanacak politikaların aciliyet arz ettiğini ifade edebiliriz."

Abdurrahman Kaan, iş dünyasının temsilcileri olarak, Türkiye'nin yeni ekonomi hikayesinin yazılmasında atacağı adımlara gerekli katkıyı sağlamaya devam edeceklerini söyledi.

Üretimi güçlendirmek ve ihracata yönelik imalat üretimine ağırlık vermek için ödevlerin farkında olduklarını ve bu konuda da var güçleri ile çalışmayı sürdüreceklerini dile getiren Kaan, "Bu motivasyonla, MÜSİAD olarak Türkiye ekonomisinin önümüzdeki dönemde de pozitif büyüme performansını sürdüreceğine olan inancımızı yineliyoruz." diye konuştu.

"Sürdürülebilir bir büyüme patikasına gireceğimize inanıyoruz"

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, Türkiye ekonomisinin, yılın ikinci çeyreğinde yakaladığı yüzde 5,2'lik büyüme oranıyla birlikte, 2018'in ilk yarısında yüzde 6,2 gibi başarılı bir büyüme gerçekleştirdiğini belirtti.

İkinci çeyrekte net ihracatın büyümeye 1 puana yakın oranda katkı vermesinin büyüme kompozisyonu açısından olumlu bir tablo ortaya koyduğunu ifade eden Olpak, "Tüketim ve yatırımlardaki büyümenin hız kesmesi, ekonomimizin beklenen dengelenme sürecine girmeye başladığını gösteriyor. Dengelenme sürecinin başladığını işaret eden büyüme rakamları, uygulanacak reformlarla birlikte sürdürülebilir büyüyen bir Türkiye'nin göstergesidir." dedi.

Olpak, yılın geri kalan bölümünde dengelenme sürecinin devam edeceğini, cari açık ve bütçe açığı gibi ekonomi üzerinde kırılganlık yaratan kalemlerde iyileşmeler yaşanacağını öngördüklerini söyledi.

Bu süreçte, mal ve hizmet ihracatındaki artışların yanı sıra ithalattaki gerileme ile birlikte net ihracatın büyümeye güçlü bir şekilde katkı vermesini beklediklerini ifade eden Olpak, "Böylelikle, Türkiye olarak ilerleyen yıllarda yapısal sorunlarımızı çözüme kavuşturarak daha dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme patikasına gireceğimize inanıyoruz." diye konuştu.

"İş adamları üretmeye, çarkları döndürmeye devam edecek"

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Hasan Ali Cesur de sanayi, mal ve hizmet sektörü başta olmak üzere, ekonominin lokomotif sektörlerindeki büyümenin memnuniyet verici olduğunu ifade etti.

Her şeyin farkında olduklarını, büyüme rakamları öncesinde kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in panik halinde yaptığı açıklamadan ne yapmak istediğini açıkça gördüklerini vurgulayan Cesur, şunları söyledi:

"Bu ülkenin iş adamları vatan ve millet sevdalısıdır. Ülke ekonomisine güvenerek üretmeye, çarkları döndürmeye devam edeceklerdir. Çarklar döndükçe de ekonomimiz büyümeye devam edecektir. Bir yandan da odaklanmamız gereken konular var. Özellikle enflasyon konusunda sıkı bir duruş sergilememiz gerekmektedir. Bu bağlamda tasarruf tedbirlerinden taviz vermemeli, günlük gıda tüketimine yönelik ürünler üzerinde sıkı fiyat takibi yapılıp fırsatçılara göz açtırılmamalıdır. Kurdaki artışı fırsat bilip fahiş derecede etiket üzerinden oynayanlara caydırıcı cezalar kesinlikle verilmelidir."

"Ekonomik dengelenme süreci elzemdir"

İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz, Türkiye ekonomisinin ilk çeyrekte elde ettiği büyüme rakamlarıyla OECD sıralamasında birinci, G20'de ikinci sırada yer aldığını anımsatarak, "Yeni açıklanan oranlarla malum çevrelerin tüm çabalarına rağmen dünyanın en çok büyüyen ekonomilerinden biri olmaya devam ediyoruz." dedi.

Kopuz, Türkiye'nin, tarihinin en büyük ekonomik saldırısı altında olduğunu, buna rağmen yürüyüşüne kararlı adımlarla devam ettiğini vurguladı.

Açıklanan rakamların bir önceki çeyrekle karşılaştırılmaması gerektiğine de dikkati çeken Kopuz, şu değerlendirmelerde bulundu:

"ABD kaynaklı ekonomik saldırıların yol açtığı kur dalgalanmaları, haliyle bazı sektörlerde belirsizlik ve üretimde tedirginlik yaratıyor. Enflasyonun baskılanması ve cari açığın da daha kontrollü ilerlemesi için bu tarz yüksek büyüme oranlarının görülmeyeceği bir döneme tedbirli bir şekilde girmemiz gerekiyor. Bu noktada, yılın ikinci yarısında büyüme hızının azalacağını düşünüyorum. Ülkemizin selameti için böyle bir ekonomik dengelenme süreci elzemdir. Bu ekonomik savaşın uzun soluklu bir mücadele olacağının bilinci ile cephanemizi doğru harcamamız gerektiğini unutmamalıyız."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER