'İsmail Ağa Medresesi risk altında'
KonyaKonya’nın Beyşehir ilçesinde, Eşrefoğlu Camisi Külliyesi içerisinde yer alan tarihi İsmail Ağa Medresesi'nin risk altında olduğu iddia edildi
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Yakınçağ Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Muşmal, yaptığı açıklamada, tarihi medresenin taç kapısının yağış suları yüzünden tehlike sinyalleri verdiği söyleri.
Muşmal, “Medresenin taç kapısında çatı, saçak ve oluklarda su-nem ile ilgili yeterli önlemlerin olmayışı, cephelerde ıslanmaya karşı gerekli önlemlerin alınmaması gibi nedenlerden dolayı taç kapısı büyük oranda içine su-nem almıştır" dedi.Yağış sılarının yapı malzemeleri üzerindeki çatlaklardan veya boşluklardan içeri girdiğini aktaran Muşmal, tarihi kapının büyük bölümünde de nemlenmeler meydana getirdiğini vurgulayarak, "Bu nedenle taç kapıda hasarlar oluşmaya başlamıştır. Su, içinde eriyebilen tuzlar cephelerde lekeler ve çiçeklenmelere neden olmuş ve hava kirliliği ile birlikte taş malzemelerdeki çözülmeyi artırmış olabilir. Bilindiği gibi, yağmur suyu ve hava kirliliği etkileşimi sonucu ortaya çıkan kimyasal oluşumlar, malzemenin yüzeyinde veya içyapısında çeşitli hasarlara ve bozulmalara neden olur. Medresenin taç kapısı birkaç mevsim boyunca benzer sorunları yaşamaya devam ederse bütünüyle deforme olacak ve sanat özelliğini yitirecek. Hatta zamanla yıkılacaktır. Tarihi mirasımızın nesillere aktarılabilmesi için yapı çatı ve cephelerindeki su-nem sorunların mutlaka giderilmesi gerekmektedir" ifadelerini kullandı.
1370 YILINDA İSMAİL AĞA TARAFINDAN YAPTIRILDI
Doç. Dr. Muşmal, halk arasında "Taş Medrese" olarak tanınan tarihi yapının Anadolu'daki İlhanlı egemenliği sırasında, 1370 yılında, İsmail Ağa tarafından yaptırıldığının bilinmekte olduğunu belirterek, “İsmail Ağa yöredeki emirliği süresinde, gerek Beyşehir merkezinde gerekse Beyşehir’e bağlı bazı köylerde bir takım eserler yaptırmıştır. 1379 yılında vefat eden İsmail Ağa, İlhanlıların Anadolu’ya tayin ettiği emirlerdendir. İsmail Ağa medresedeki türbesinde metfundur. Zamanla ziyaretgah haline gelen bu türbe yöre halkı tarafından ‘Süt Dede’ olarak anılmaktadır. Bu ismin sütü olmayan veya sütü kesilen kadınların türbeyi ziyaret ederlerse sütlerinin geleceklerine inandıklarından kaynaklandığı söylenmektedir. Arşivlerden çıkardığımız atama kayıtlarından medresenin 20. yüzyıl başlarına kadar faaliyetini sürdürdüğü anlaşılmaktadır. 1930’lu yıllardan itibaren yakın zamana kadar harap bir vaziyette olan medrese, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından kısmen restore edilerek yok olmaktan kurtarılmış, fakat porteli ve türbesi dışındaki kısımları orijinalliğini kaybetmiştir. Bu sebeple kesme taştan yapılmış olan medresenin taç kapısı ve bazı bölümleri dışında kesin planı bilinmemektedir. Medresenin orijinalliğini kaybetmesinin sebepleri zamanın yıkımı ya da yanlış restorasyonlar değildir. İsmail Hakkı Konyalının bildirdiğine göre, 1928 yılında Abdünnafi ismindeki Beyşehir kaymakamı medreseyi yıktırarak mermer sütunlarını halkevi (Bugünkü Beyazpark) yapımında kullanmıştır" şeklinde konuştu.
İlginizi Çekebilir