Kadın voleybolu nasıl gelişti?
GüncelErsin Şiyhan, A Milli Kadın Voleybol Takımımızın Milletler Ligi ve Avrupa Şampiyonasında birinciliği elde ettiği başarının ardındaki dinamikleri AA Analiz için kaleme aldı.
A Milli Kadın Voleybol Takımımızın Sırbistan'ı 3-2 yenerek tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonu olması tüm Türkiye'de büyük bir sevinçle karşılandı.
Çok alışık olmadığımız daha doğrusu genelde futbolda gördüğümüz -sporda elde edilen başarılar sonrası toplumsal reaksiyon gösterme olgusu- bu kez Filenin Sultanları'nın zaferi sonrası yaşandı. Final maçı esnasında Edirne'den Kars'a Türkiye'nin hemen her ilinde ve birçok ilçe merkezinde kurulan dev ekranlar aracılığıyla vatandaşlar müsabakayı canlı olarak izledi. Hatta ertesi günkü reyting raporlarında tüm kategorilerde maçın yayıncı kuruluşu TRT açık ara ilk sıradaydı.
Filenin Sultanları önce Milletler Ligi adıyla düzenlenen organizasyonda şampiyon olup dünya klasmanında 1 numaraya yükseldikten sonra dünyanın en zorlu kıta organizasyonlarından Avrupa Şampiyonası'nı da ilk sırada tamamladı.
Peki ne oldu da kadın voleybolcuların bu başarısı tüm Türkiye’de büyük bir coşkuyla kutlandı; başta sosyal medya olmak üzere geleneksel medya bu kadar önem verdi; siyasilerden sanatçılara, akademisyenlerden vatandaşlara tüm kesimler milli takımın zaferini paylaştı?
Avrupa'dan önce Milletler Ligi'nde şampiyonluk geldi
Öncelikle voleybol, dünyada takım sporları içerisinde futbol ve basketboldan sonra en fazla ilgi gören spor dalıdır. Bireysel sporlar da dahil edildiğinde ise futbol, basketbol, kriket ve tenisle birlikte en popüler 5 spor dalından biridir. Ayrıca Türkiye'nin takım sporları dalında milli takımlar düzeyinde kadın voleybolcularımızın başarısına kadar Avrupa şampiyonluğu bulunmuyor. Üstelik Filenin Sultanları önce Milletler Ligi adıyla düzenlenen organizasyonda şampiyon olup dünya klasmanında 1 numaraya yükseldikten sonra dünyanın en zorlu kıta organizasyonlarından Avrupa Şampiyonası'nı da ilk sırada tamamladı.
Bu hatırlatmalardan sonra Türkiye'de kadın voleybolunun zirveye yürüyüşüyle ilgili bazı bilgileri paylaşmamız gerekiyor. Zira elde edilen tarihi başarı sıradan ve tesadüfi değil. Aksine bu başarı uzun yıllara yayılan emek, yatırım, profesyonellik ve sabırla birlikte geldi. Özellikle 2000'li yıllardan itibaren hem kulüpler hem de milli takımlar düzeyinde istikrarlı bir yükselişten söz etmemiz mümkün.
Selim Sırrı Tarcan'la başladı
Ülkemizde voleybolun ilk tohumlarının Türk sporunun efsane ve simge ismi Selim Sırrı Tarcan'ın girişimleriyle 1919 yılında atıldığı biliniyor. Bu tarihte okullarda beden eğitimi dersleri konulmaya başlandı ve Tarcan'ın girişimleriyle de beden eğitimi öğretmenleri öğrencilere voleybol öğretmeye başladı.
1927 yılına gelindiğinde Türkiye'deki ilk voleybol takımı, Fenerbahçe tarafından kuruldu. 1928'de Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın inşaat mühendisi olan Sabiha Rıfat Gürayman'ın girişimleriyle bir kadın voleybol takımı kurulsa da oynayacak rakip takım bulunamadığı için takım dağıldı. Sabiha Hanım aynı yıl Fenerbahçe erkek takımı ile maçlara çıktı ve İstanbul şampiyonluğu kazanan takımda 5 erkek voleybolcuyla mücadele verdi.
Ancak 1930'lardan 1950'lere kadar voleybol Türkiye'de ciddi bir sıçrama yapamadı ve sadece liselerde kurulan okul takımlarında varlığını sürdürdü. Her ne kadar 1936'da basketbol ile aynı çatı altında federasyonlaşılsa da voleybol özerk bir federasyon olarak 1958'de kurumsallaştı. Bu, voleybola olan ilgiyi arttırdı ve ülke genelinde sıklıkla maçlar oynanmaya başlandı. 1971 yılına gelindiğinde ise ilk Erkekler Türkiye Deplasmanlı Ligi müsabakaları yapıldı. Fakat kadınlarda 1984/85 sezonu beklendi.
Türk takımlarının kadınlar voleybolundaki başarısı 2022/2023 sezonunda perçinlendi. Öyle ki CEV Kadınlar Şampiyonlar Ligi 2022-23 sezonunda yarı finale kalan 4 takımdan 3'ü Türkiye'dendi.
Burada vurgulanması gereken bir kulüp ise Eczacıbaşı'dır. Türk voleybolunun önemli yapı taşlarından olan Eczacıbaşı, özellikle antrenör Cengiz Göllü önderliğinde büyük bir ivme yakalamış çok sayıda sporcuyu yetiştirerek Türk voleybolunun gelişmesinde başrolü oynamıştır. Kadın Voleybol Takımı, 1968'de İstanbul ligine katıldı; 1970'de İstanbul şampiyonu, 1969-1970 ve 1970-1971 sezonlarında Türkiye üçüncüsü, 1971-1972'de Türkiye ikincisi oldu; 1972-1973 sezonundan başlayarak, 17 kez arka arkaya Türkiye Şampiyonu olarak bir rekor kırdı.
Cengiz Göllü'nün liderliğindeki kulüp, yatırımlarının meyvesini 1980 yılında, Eczacıbaşı'nın 1980 yılında kadınlarda Şampiyon Kulüpler Kupası'nda Avrupa ikinciliğiyle elde etti. Üstelik Eczacıbaşı'nın kadın voleybolcuları önceki 3 yıl boyunca Avrupa kupalarında yarı final oynamış ancak bir türlü finale yükselememişti. Eczacıbaşı Kadın Voleybol Takımı'nın bu başarısı ülkede büyük bir sevinçle karşılandı. O yıl İnönü Stadı'nda oynanan Fenerbahçe-Galatasaray derbi maçının devre arasında şehir bandosunun eşliğinde takım, tüm stadı selamladı. Daha sonraki yıllarda da başta Eczacıbaşı olmak üzere Türk takımları Avrupa kupalarında önemli başarılara imza attı. Ancak voleybol ve Türk spor tarihimizin en büyük başarılarından birini kazanmamız için 1999 yılını beklememiz gerekiyordu. Eczacıbaşı Kadın Voleybol Takımı 1998-1999 sezonunda Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nda final öncesi 7 maçı ve 4'lü finalde Bursa'da oynadığı 2 maçı da kazanarak yenilgisiz şampiyon oldu. Bu şampiyonluk Türk voleybol tarihinin en büyük başarısı olarak kayıtlara geçti.
Türkiye'de kadın voleybolu denilince akla gelen ve hatta elde ettiği uluslararası başarılarla Türkiye'nin en başarılı takımı haline gelen kulüp ise Vakıfbank'tır. 1992-2022 yılları arası 13 lig şampiyonluğuna ulaşan Vakıfbank, 2011'de ilki olmak üzere tam 6 kez Avrupa'da kadın voleybolunun en üst düzey kupası olan CEV Şampiyonlar Ligi'ni kazandı. Vakıfbank aynı zamanda 2013, 2017, 2018 ve 2021 yıllarda FIVB Kadınlar Dünya Kulüpler Şampiyonası'nda birinci olarak dünyanın en iyi kadın voleybol takımı unvanlarını elde etti. Sarı-siyahlı takım ayrıca 2014 yılında oynadığı ulusal ve uluslararası müsabakalarda çıktığı üst üste 74 maçı da kazanarak Guinness Rekorlar Kitabı'na girmeyi başardı.
2022-2023’te 4'lü Final'in 3 takımı Türkiye'den
Türk takımlarının kadınlar voleybolundaki başarısı 2022/2023 sezonunda perçinlendi. Öyle ki CEV Kadınlar Şampiyonlar Ligi 2022-23 sezonunda yarı finale kalan 4 takımdan 3'ü Türkiye'dendi. Fenerbahçe'yi yenen Vakıfbank, İtalyan temsilcisi Igor Gorgonzola Novara'yı deviren Eczacıbaşı ile finalde karşılaştı ve 2 Türk takımının mücadelesinde şampiyonluğa Vakıfbank yükseldi. Eczacıbaşı ve Vakıfbank ile büyüyen kulüp rekabetine son yıllarda Fenerbahçe de yaptığı yatırımlarla dahil oldu ve elde ettiği başarılarla Türk spor tarihine geçti. 2010 yılında Katar'da düzenlenen Dünya Kulüplerarası Voleybol Şampiyonası'nda birinci olan Fenerbahçe, dünya şampiyonu oldu ve bunu başaran ilk Türk kadın voleybol takımı olarak tarihe geçti. Sarı-lacivertliler 2011-2012 sezonunda ise CEV Şampiyonlar Ligi şampiyonu olarak Avrupa'nın zirvesinde yer aldı.
Eczacıbaşı, Vakıfbank ve Fenerbahçe başta olmak üzere Türk takımlarının yarışmacı kimlikleri ve altyapı yatırımları milli takımımıza da yansıdı. 2000'li yılların başından itibaren A Milli Kadın Voleybol Takımımız, istikrarlı bir şekilde başarılı sonuçlarla dünya voleybolunda yer edinmeye başladı. 2003 yılında elde edilen Avrupa ikinciliği Türk kadın voleybolu açısından milli takımlar düzeyinde bir ilk olurken, 2011, 2017 ve 2021'de Avrupa üçüncülükleri ile zirveye aday olduğumuzu gösterdik. 2019'da ise bu kez finalde Sırbistan'a kaybederek yine kupanın bir adım uzağında kaldık.
Filenin Sultanları 2003'te markalaştı
Türkiye, Antalya ve Ankara ile birlikte 2003 Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası'nın ev sahibiydi. 12 takımın 2 grupta mücadele ettiği şampiyonanın A Grubu'nda yer alan Türkiye, sırasıyla Romanya, Sırbistan, Rusya ve Slovakya gibi ülkeleri 3-0 mağlup edince, bir anda şampiyona tüm ülkenin gündemi haline geldi.
2017 yılında geçirdiği kalp krizi sonucu vefat eden Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Genel Sekreteri Mustafa Yener, o yıl TRT spikeri olarak kadın voleybol milli takımımızın maçlarını anlatıyordu. Yener'in ilk kez kullandığı Filenin Sultanları benzetmesi grup maçlarıyla birlikte özdeşleşti ve zamanla milli takımın simgesi haline geldi.
2023 yılı ise kadın voleybolumuz açısından zirveye çıktığımız kilometre taşı oldu. Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılında "şampiyonluk" hedefiyle yola çıkan Filenin Sultanları önce geçtiğimiz temmuz ayında Uluslararası Voleybol Federasyonları Birliği'nin düzenlediği FIVB Milletler Ligi finalinde Çin'i 3-1 yendi ve dünyanın en iyi takımı unvanını elde etti. Milliler, bu zaferle tarihinde ilk kez dünya klasmanında birinci sıraya yükseldi. Ardından ağustos ayı sonlarında Almanya ve Belçika'da Avrupa Şampiyonası müsabakalarına başlayan kadın voleybolcularımız, hiç maç kaybetmeden yarı finalde son Avrupa şampiyonu İtalya'yı, finalde ise 2019 Avrupa ve 2022 yılı Dünya Şampiyonu Sırbistan'ı yenerek bu kez de Avrupa'nın zirvesinde yer aldı.
Özellikle 80'li ve 90'lı yıllarda başlayan altyapı yatırımları ve 2000'lerde oluşan yarışmacı rekabet ortamı ile birlikte önce kulüpler ardından da milli takım düzeyinde tarihi başarılara imza attık. Tabi bu başarıda en büyük pay şüphesiz başta Eczacıbaşı ve Vakıfbank olmak üzere sporcu yetiştiren kulüplerimizde. Bununla birlikte doğru bir yatırım programı ile kulüplere alan açan, onları destekleyen ve uygun yatırım olanakları ile sponsorluk anlaşmalarına ağırlık veren Türkiye Voleybol Federasyonu başarının mimarlarından. İlk başkan Vahit Çolakoğlu'ndan mevcut başkan Mehmet Akif Üstündağ'a bayrak yarışı şeklinde emek veren tüm başkanların bu başarıda katkıları olduğunu unutmamak lazım.
Bununla birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki hükümetlerin özellikle son 20 yılda başta tesisleşme olmak üzere yaptığı spor yatırımları ile futbol dışı branşlara verdikleri destek ve önem, bu başarının kilit unsurlarından biri olarak gösterilebilir. Her fırsatta sporcuların yanında olduğunu hissettiren, müsabakalardan önce ve sonra sporcularla bir araya gelen, telefonla görüşerek tebrik eden Erdoğan, kadın voleybolcularımızın tarihi başarısı sonrasında da milli takım kaptanı Eda Erdem ile telefonla görüşerek başarıyı kutladı ve milli takıma desteğini yineledi.
Voleybolda 439 bin 665 sporcu
Voleybolun bir salon sporu olması, diğer birçok spor dalının aksine rakiple temasa izin vermemesi ve okullarda ilkokul düzeyinden itibaren yapılması ülkemizde de özellikle genç kızlar açısından en popüler spor dallarından biri haline gelmesini sağlıyor. Milli voleybolcuların elde ettiği başarılarla rol model olmaları, kulüp takımlarımızın alt yapıya verdikleri önem, Gençlik ve Spor Bakanlığının yürüttüğü projeler ve sponsor destekleri Türkiye'de voleybola olan ilgiyi katlayarak artırdı. Spor Genel Müdürlüğünün 2023 yılı Eylül ayı verilerine göre ülkemizde 5 milyon 424 bin 197 sporcu faaliyet gösterirken voleybol, basketbol ve satrancın ardından 439 bin 665 sporcuyla üçüncü sırada yer alıyor. Futbol dışı 62 branş incelendiğinde ise kadın sporcu sayısının erkek sporcu sayısını geçtiği ender branşlardan biri voleybol olarak göze çarpıyor. Türkiye'de resmi verilere göre lisanslı spor yapan erkek sayısı 139 bin 594 iken, kadın sporcu sayısı 300 bin 71'dir. Kadın voleybolcuların erkek voleybolculara oranı neredeyse iki katından fazla.
Son olarak diğer tüm branşlara örnek olabilecek şekilde planlı ve bilinçli yatırım, güçlü kulüp takımları ve altyapılar, liyakata dayalı milli takım yapılanması, sponsorluklar ve sürdürülebilir başarı, kadın voleybolunu Türkiye'nin en başarılı sporu haline getirmiştir.
[Ersin Şiyhan, Anadolu Ajansı Spor Haberleri Direktörü]
*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
İlginizi Çekebilir