Kadınların beyin gücüne bu devletin ihtiyacı var!
KonyaCumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türk kadınının siyasetteki yerinin gittikçe azaldığı şu dönemde, özellikle Konya tarihinde ilk kez bayan bir belediye başkanı olan Fatma Toru, bu güne kadar çizdiği başarı dolu hikayesini Konya postası okurları için anlattı
Bir merdivenin basamaklarını sağlam adımlarla birer birer çıkan Toru, kendisinin bile çok farkında olmadığı bir süreçten geçerek belediye başkanlığına gelinceye kadarki süreçte alt yapısını sağlam bir şekilde hazırlar. İlkokul yıllarından bu güne kadar başarılarla dolu bir eğitim hayatı ve ardından da çalışma hayatı geçiren Toru, “Bizim dönemimiz özellikle kız çocuklarının okutulmadığı bir dönemdi. Bu konuda anneme ve ilkokul öğretmenime çok teşekkür etmem gerekir” diyerek “Çünkü annem tam bir Osmanlı kadınıydı ve oldukça idealistti. Kız çocuklarının okutulmasına çok önem verdiği için çok büyük ısrarları oldu. Onun ve ilkokul öğretmenimin ısrarları sonucu eğitim hayatıma devam edebilme şansını yakaladım” diyor.
EĞİTİM HAYATI BAŞARILARLA DOLU
“İlkokul öğretmenim Hatice Bostanoğlu’na ki bu konuda kendisine çok minnettarım ve uzun zamandır kendisine ulaşamıyorum” diyen Toru “Onun ısrarları ile ailem beni ortaokula kaydetti” diyor ve ortaokul ve lise dönemlerinde başarılı bir eğitim hayatının olduğunu ifade ediyor. Lise son sınıfta üniversite sınavlarına hazırlanan Toru, “Benim derslerim sayısal üzerine daha iyiydi. O yıl üniversite sınavlarına girdim ve aklımda bir tek hedefim vardı oda tıp fakültesine girmekti. O yıl Bulgaristan’dan yüzlerce öğrenci alındı Türkiye’ye ve birden puanlarda 20 puan yukarı bir artış oldu. Ben o gün çok büyük bir üzüntü duyarak bir puanla kaçırdığım tıp fakültesine giremedim” diyor ve yine aynı yıl çok ta bilinçli bir şekilde olmasa da Selçuk Üniversitesi Harita ve Kadastro bölümüne yerleştirildiğini ifade ediyor. “Okula başladığımız ilk gün sınıf mevcudumuz 65 kişiydi ve biz bu bölümü kazandığımızda bölümümüzün adı Jeodezi Ve Fotogrametri Mühendisliği olarak geçiyordu” diyen Toru, “Bölümümüze o kadar yabancıydık ki bazı arkadaşlarımız fotoğraf çekimlerine ne zaman başlayacağız diye soruyorlardı. Zaman içerisinde okuduğumuz bölümün ne olduğunu öğrendik. Zamanla bölümümü de sevdim. Başarılı bir şekilde 4 yılı tamamladık” diye açıklıyor.
EN BÜYÜK DESTEKÇİM EŞİM
Okulu bitirdikten sonra İç İşleri Bakanlığının açtığı sınava girerek sınavı kazanan Toru, “Göreve başladım, 15 gün içerisinde başörtüsü sorunu oldu ve ben 15 gün sonra işi bırakmak zorunda kaldım” diyerek o günleri “1993 yıllarıydı, 1993 yılları Türkiye açısından tam bir kırılma dönemiydi. Uğur Mumcu öldürüldü. Rahmetli Turgut Özal’la ilgili birçok olayların olduğu dönemlerdi. Kılık kıyafet ile ilgili birçok sıkıntılar yaşandığı dönemlerdi” diye anlatıyor. Konya’ya döndükten sonraki dönemde evlenen ve ilk oğlu dünyaya geldikten 5 ay sonra Konya Büyük Şehir Belediyesinde Harita Kadastro Mühendisi olarak görev yapan Toru, daha sonrasında “O dönem Meram Belediye Başkanı Mustafa Özkan bana bir teklifte bulundu” diyerek, Meram belediyesinde harita mühendisi olarak görevlendirildiğini ve sonra bir müddet idarecilik yaptıktan sonra emlak istimlak müdürlüğüne getirildiğini ifade ediyor. Seçimlerden sonra Refik Tuzcuoğlu’yla aktif bir çalışma içerisine girdiklerini belirten Toru, “Özellikle Refik Tuzcuoğlu’nun belediye başkanlığı yaptığı dönemde aktif olarak hem idareci hem de bir siyasetçi gibi çalışma imkanı buldum. Belediye başkanımızla birlikte o dönemde Ankara siyasetinde de aktif bir şekilde çalışma imkanı buldum” diyor ve “Tüm bunları yaşadığım bu dönemlerde çocuklarım henüz daha çok küçüklerdi. Büyük oğlum ilkokula gidiyordu. Küçüğü 3-4 yaşlarındaydı. Buna rağmen sağ olsun eşimin desteği ile bu dönemleri de tıpkı şimdiki gibi yoğun bir tempoyla atlatmaya çalışıyorduk” diyen Toru, “buradan eşime teşekkürlerimi sunuyorum. Çünkü o fedakarlık göstermeseydi aile olarak özellikle çocukların bakım aşamalarında bir çok fedakarlıkları göstermeseydi böyle bir başarı yakalamam mümkün değildi, çünkü o günlerde de akşamları toplantı hafta sonu iş takipleri oldukça yoğun günler yaşıyorduk” diye anlatıyor. Hiçbir şeyin karşılıksız kalmadığını söyleyen Toru, “Siz Allah rızası için, Hak rızası için, topluma hizmet için ne kadar büyük bir çaba içine girerseniz Allah’ta sizin emeklerinizi o kadar zayi etmiyor. Belki o an için bunun çok farkına varmıyorsunuz ama ilerleyen yıllarda bunun karşılığını görme imkanınız oluyor” diyor.
‘MÜDÜR BEY OLDUM’
Seçimlerden sonra kentsel dönüşümle alakalı projelerde kentsel dönüşüm sorumlusu olarak görevine devam eden Toru, “Yoğunluğum bir nebze olsun azalmıştı. Ama ben yapı olarak aktif bir yapıda olduğum için o dönemde de başörtüsü sorunları artık hemen hemen tüm kurumlarda kalkmış durumdaydı. Başörtüsü yasağının olduğu dönemlerde çok istediğim halde yapamadığım yüksek lisansı yapmaya karar verdim. Aynı zamanda yüksek lisansa başladım. Bu arada Gayrı Menkul Değerlim Uzmanlığı eğitimi aldım. Bir yandan yüksek lisansımı bitirdim diyerek, son bir yılda aday adaylığının gündeme geldiğini söylüyor ve “Kadınlar bürokraside ve siyasette hiç bu günkü kadar aktif olamamışlardı” diyen Toru, “Ben harita mühendisi olarak işe başladığım yıllarda hatırlıyorum vatandaş geliyordu ve sıkıntısını anlatmak istediğinde benim mühendis olmama pek ihtimal vermiyorlardı. Kimse sizin yönetici statüsünde olduğunuzu bile kabullenmek istemiyordu” diyor ve “5 yıl idarecilik yaptım ve bu beş yıl içerisinde bana hep müdür bey diye hitap edildi. Bir bayan olarak idareci konumunda olmam o dönem için hiçte alışık olunmayan bir durumdu. Toplumuzda maalesef böyle bir algı var. Bu da erkek egemen bir millet oluşumuzun getirdiği bir algı” olduğunu belirtiyor. “Tüm bunlara rağmen bu ülkede bayan siyasetçi olmak bir avantaj” diyen Toru, “Uslup anlamında ve karşıda ki kişiyle aranızda oluşturacağınız gereksiz samimiyetin oluşmaması anlamında gerçekten iyi bir avantaj. Konuşma ortamı olsun tartışma ortamı olsun bu anlamda daha ciddi bir ortam oluşuyor” diyor.
MERAM MARKA DEĞERİ OLAN BİR İLÇEMİZ
Kentsel dönüşüm noktasında kendisini oldukça iyi yetiştirmiş biri olarak ve ayrıca 25 yıldır Meramda yaşayan bir Konyalı olarak Meram’ın sorunlarına aslında hiçte yabancı olmayan Toru, “Meram gibi bir yerde bir Şehremini olmak çok onur duyulacak bir hadise. Meram marka değeri olan bir ilçemiz ülke genelinde bile Konya denince akla gelen ilk isimlerden biri gerçekten Meram bölgesi” diyerek, Meram bölgesinin Konya’nın en eski yerleşim yerlerinden biri olması sebebiyle şu anda mülkiyet sorunlarının çok fazla olduğunu ifade ediyor. “Çarpık yapılaşma sorunlarını da içinde taşıyan bu bölgemizin maalesef imkanları da çok kısıtlı” diyen Toru, “18 yıldır meram belediyesinde çalışmamın verdiği bir bilgi birikimiyle burada ki halkla sürekli yakın temas içerisinde olduk ve en çok karşılaştığımız sorun çarpık yapılaşma ve imar sorunları üzerine oldu. Siz bu sorunları çözmediğiniz sürece Meramda bir ivme yakalamanız bir gelişme yakalayabilmeniz neredeyse mümkün değil. Ama şunda ifade etmek gerekir imarla ilgili problemleri çözmek çok da kolay değil. Bir belediye başkanının böyle bir risk alması da çok kolay bir durum değil” diye açıkladı.
CUMHURİYET TARİHİNDEN BU YANA EN BÜYÜK PLANLAMA ÇALIŞMASI
“Meramda bu sorunu çözmek üzere toplamda 35 milyon metre karelik alanda imar planı çalışması yapıyoruz” diyen Toru, “Şu anda Cumhuriyet tarihinden bu yana yapılacak en büyük planlama çalışması. Seçimden bu güne kadar 6 ayda yaptığımız çalışma. Bunun 15 milyon metre karesi çevre yolu ile merkez arasında kalan kısım geri kalan 20 milyon ise çevre yolundan sonraki Ay Bahçe Hasan Köy, Hatıp Gödene dediğimiz Yaylapınar dediğimiz yerler. Bu yerler daha önce tarım arazisi olan ama sonraki yıllarda çarpık yapılaşma ile tarım arazisi vasfını kaybetmiş yerler. Bu günün şartlarında sosyal donatılarının olmadığı, çevre şarlarının olmadığı mahallelerimizde yaşayan bu insanlarımızın, insanlığa yakışır bir şekilde sosyal donatıları olan çevre şartlarının düzenli olduğu yerlerde yaşamayı herkes gibi hak ediyorlar diye ifade ediyor. “Tüm bunlarla birlikte 35 milyon metre karelik bu alanda biz bu planlamayı yaptık” diyen Toru, “18 imar uygulama süreciyle beraber mülkiyet sorununu İnşallah temelden çözmeyi hedefliyoruz. Biz bu sorunları çözmedikten sonra sosyal tesisler yapmamızın parklar yapmamızın hiçbir anlamı yok maalesef” diyor. “Bu planlamalarda şunu amaç edindik diyen Toru, “Her bölge diğeriyle eş değer bir değer kazansın. Meram denince akla Havzan, Meram Yeniyol ve Yaka Meram gelir, Meram’ın diğer bölgelerinde oturan insanlar Meram sadece bu bölgelerden ibaret değil diyorlar ki bunda da çok haklılar. Onlarda bu değer artışına kavuşabilsinler diye o bölgelerimizdeki planları yaparken bu anlayışla planlamalar yapıyoruz. Bunları yaparken de yerel ticareti canlandırmayı, Meramın ihtiyacı olan sanayiyi canlandırmayı, tesis ve bölge çalışmalarımıza bir ivme kazandırmaya çalışıyoruz” dedi.
KADINLARIN BEYİN GÜCÜNE BU DEVLETİN İHTİYACI VAR
“Hanımların bürokrasi ve siyasette aktif olabilmeleri için eşlerinin büyük desteğine ihtiyaçları var diyen Toru, “Kadınların beyin gücüne bu devletin ihtiyacı var, sadece eşlerin değil kardeşlerimizin babalarımızın, kızlarını bu konuda desteklemeleri çok önemli” diyerek, “Bu arada eşlerimize erkek kardeşlerimize bir çağrıda bulunmak istiyorum. Kız çocuklarında, eşlerinde, kardeşlerinde bu potansiyeli görüyorlarsa onları muhakkak desteklesinler. Çünkü Türkiye’nin buna çok ihtiyacı var diye açıklıyor. “Şu anda Türkiye farklı bir dönemeçte ve farklı bir sürece girmiş durumda” diyen Toru, “Türkiye artık az gelişmiş veya gelişmekte olan bir ülke değil. Türkiye bu günkü yapısıyla gelişmiş bir ülke konumunda. Gelişmiş bir ülke kriterlerine göre de hanımlarımızın siyasette, bürokraside kendilerine uygun gördükleri noktalarda belli pozisyonlarda bu ülkeye faydalı olmak durumundalar. Kızlarımız artık eskisi gibi değil büyük çoğunluğu okuyor. Okudukları için belirli birikimleri de oluyor. Tüm bunlardan istifade etmek gerekir. Belirli noktalarda hizmet verebilirler. İnşallah bizler öncü kuvvet olarak şu anda hanımlarımızı temsilen hizmet vermekteyiz. Hanımlarımızın bizden sonra aktif bir şekilde siyasette yer alabilmesi için çabamız ve desteğimiz bu noktada büyük. Onlar için bir model olduğumuzun da farkındayız. Hepimiz farklı bir alanda başarılı olacağız. Kimimiz siyasette, kimimiz bürokraside, kimimiz basında, kimimiz toplumsal alanda kimimiz eğitim alnında kimimiz sağlık alanında…” diye belirtti.
(Ayşe Gül YAKAN)
İlginizi Çekebilir