Konya “Diriliş” Deklarasyonu Açıklandı
KonyaKonya'da düzenlenen 2. İslam Ticaret Hukuku Kongresi'ne çeşitli ülkelerden katılan 60 bilim insanı, İslam dünyasının içinde bulunduğu durum ve yaşanan gelişmelere ilişkin "Diriliş" deklarasyonu açıkladı.
Kongre Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Bayyiğit’in açıkladığı deklarasyon şöyle: “İş dünyasının, Müslüman bireylerin, müteşebbislerin, sanayi ve ticaret erbabının iktisadi ve ticari sorunlarına İslamın ilkeleri ve ilim geleneği içinde çözümler bulabilmek amacıyla düzenlenen II. Uluslararası İslam Ticaret Hukukunun Kongresi, İslam dünyasının çok yönlü ve hain saldırılara maruz kaldığı, iç savaşların yaşandığı, tüm dünyada bilinçli ve organize bir eylemle İslam korkusunun yayılmaya çalışıldığı, Mescid-i Aksa’ya yönelik tecavüzlerin arttığı, Müslüman azınlıkların inançları dolayısıyla katliam ve sürgünlere maruz bırakıldığı, ‘cihad’ gibi temiz ve derinlikli kavramları istismar eden terör örgütlerinin yine müslümanlara karşı mel’un ve menfur eylemlere giriştiği, İslam coğrafyasının yeni paylaşım planlarına konu edildiği bir dönemde toplanmıştır.Bu bağlamda Kongremiz; Müslümanların etnik ve mezhebî kimliklerini değil, Yüce Allah’ın kendileri için verdiği ortak isim olan Müslümanlık kimliğini öncelemeleri ve kardeşlik ahlakı ile hukukunu esas almaları gerektiğini vurgulamıştır. Bu çerçevede etnik ve mezhebî çatışmaların İslam’a kökten aykırı olduğu gibi bunun islam dünyasını zayıflatan ve düşmanlarını sevindiren bir husus olduğunun altını çizmiştir. Müslümanlara ve bütün insanlığa yönelen her tür ve boyuttaki terör eylemlerini şiddetle kınamıştır. Suriye, Irak, Afganistan, Myammar, Filistin, Yemen, Doğu Türkistan ve ateş altındaki diğer Müslüman beldelerde kan ile gözyaşının akmasında ve zulmün devam etmesinde rol oynayan ülkeleri, insanlık değerlerine dönmeye ve vicdan muhasebesi yapmaya davet etmiştir. Filistin/Gazze ve Mescid-i Aksa’nın işgalden kurtarılmasının, ümmetin yerine getirmesi gereken bir görev olduğunu ısrarla vurgulamıştır. Özellikle Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırıları, müslümanların ilk kıblesi olan bu kutsal mekanın bölünmesi ve Yahudilere açılması planının bir parçası olarak değerlendirmiştir. İslam coğrafyasında yaşayan müslümanların dinî, siyasi, iktisadi ve sosyal tercihlerini bastırmaya ve seçilmişlere yönelik her türlü darbe girişimini reddetmiştir. Müslümanları,bu süreçte kardeş kavgasına sevk eden her türlü algı yönetimine karşı duyarlı ve dirençli olmaya çağırmıştır. İslam Dünyasının, kendi öz kaynaklarını yeraltı ve yer üstü zenginliklerini, İslam Mesajının duyurulması ve bütün müslümanların refahı için değerlendirmesi gerektiğine vurgu yapmıştır. Müslüman bireyleri, toplumları, dini kurumları ve yöneticileri, dünyevileşmenin yol açacağı kimlik ve değer kaybının uğratacağı felaketlere dikkat çekmiş, İslam Dünyasının zihinsel ve ruhsal ‘Diriliş’i için gerekli tedbirleri almaya davet etmiştir.”
İlginizi Çekebilir