KONYA’DA ÇERKES KÜLTÜRÜ
KonyaKonya’da sayıları 10 bin civarında olan Çerkesler, ilçelerde de kültürlerini yaşatmaya devam ediyor. Saygı ve vatanseverliğin ön planda tutulduğu Çerkes kültürünü toplumda sevgiyle karşılıyor
Vatanseverlik ve saygıyı ön planda tutarak toplum içerisinde önemli bir yere sahip olan Çerkesler’in sayısı Konya’da 10 bin civarında. 1864 yılıda Rusya’nın Kafkasya’da uyguladığı sürgün politikasından etkilenen Çerkesler, İslam dinine hizmet etme adına dönemin Osmanlı Devleti sınırları içerisine yerleşmiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna öncülük etti.
KONYA’DA YAKLAŞIK 10 BİN ÇERKES VAR
25 yıl önce kurulan Konya Çerkes Derneği’nin her zaman devletine destek olacağını ifade eden Başkan Hasan Parılyıldız, Türkiye’nin kalkınmasını çok önemsediklerini kaydetti. Türkiye’nin güçlü olması halinde halkında daha rahat yaşayacağına dikkati çeken Parılyıldız, ülke kalkınması içinde Çerkesler olarak her zaman katkı sunacaklarını söyledi. Konya'da yaklaşık bin 500 hane, 8 bine yakın Çerkesin bulunduğunu belirten Başkan Parılyıldız, “Kırsal köylerde yaşayan Çerkeslerle birlikte Konya'da sayımız 10 bini buluyor. Hepimiz birbirimizi tanıyoruz. Düğün ve cenazelerde bir araya geliyoruz. Dernek olarak kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşları ile de irtibat halinde bulunacağız” dedi. Toplumsal olaylara kayıtsız kalmadıklarını dile getiren Parılyıldız, birlik ve bütünlüğün sağlanması için mücadele ettiklerini söyleyerek, “Çerkes kültürünü, tanıtmak ve yaşatmak için çeşitli sosyal aktivitelerde bulunacağız” dedi.
İLK ÇERKESLER 1890’LARDA LADİK’E YERLEŞTİ
1864 yılında Kafkasya’dan sürgün edildiğini ifade eden Konya Çerkes Derneği Başkanı Hasan Parılyıldız, halkın yorgun düştüğünü ve destek alamadıklarını söyledi. Sürgün edilen Çerkes’lerden bir kısmının Avrupa’nın değişik ülkelerine, maddi durumu zayıf olanların değişik limanlara bırakıldığını ve bir kısmının da Türkiye’ye geldiğini belirtti. Çerkesler’in günümüzde bulunan Adıge Cumhuriyeti’nde sürgün edildiklerini dile getiren Parılyıldız, Türkiye’ye gelen Çerkeslerle ilgili şunları kaydetti: “Soçi limanından çıkan gemiler o zamanlarda Konya bölgesine gelen Çerkes’leri Antalya limanına bırakılmışlar. Antalya limanına gelen Çerkes’ler o dönemlerde sıtma hastalığından çok muzdarip olmuşlar ve Türkiye’nin değişik yerlerine dağılmaya başlamışlar. 1890’lı yıllarda yoksulluk içinde oldukları için yaya bir şekilde ilk olarak Ladik’e 10-20 hane yerleşmiş. Ladik’e yerleşmeyen diğer Çerkes’lerde Kadınhanı’na bağlı Mahmudiye’ye, Ilgın Burhaniye’ye ve Sarayönü Ertuğrul gibi değişik yerlere göç etmişler” diye konuştu.
KONYA’DA Kİ ÇERKESLER NEREDE?
Akşehir ve Afyon gibi yerlere göç eden Çerkes’lerinde olduğunu söyleyen Parılyıldız, toplu bir düzen olmadığı için Çerkes’lerin küçük gruplar halinde köyler oluşturduklarını dile getirdi. Konya’dan giden Çerkes’lerinde bir kısmının Kütahya ve Balıkesir şehirlerine gittikleri bilgisini verdi. Konya’daki Çerkes’lerle ilgili bilgiler veren Parılyıldız, “Çerkes’ler olarak bizler Konya’nın değişik ilçelerinde kültür ve geleneklerimizi devam ettiriyoruz. Sarayönü, Kadınhanı, Ilgın ve Akşehir gibi ilçelerde bizim köylerimiz var ve buralarda yaşayan Çerkesler bulunuyor. Sadece Konya merkez ve ilçelerinde değil yine Konya’ya yakın Karaman’da da yine Çerkesler yaşıyor. Karaman’da da Gökçe ve Eminler köylerinde bizlerin iletişim halinde olduğu Çerkes’ler yaşıyor” şeklinde konuştu.
ÇERKESLER İSTİKLAL MÜCADELESİ’NE KATILDI
Çerkeslerin vatansever ve İslam dinine bağlılıklarının yüksek olduğunu kaydeden Başkan Parılyıldız, Çerkes’ler açısından kültür ve geleneklerine de bağlılıklarının tam olduğunu ifade etti. Çerkes’lerin yabancı bir ülkeye asker olmak yerine Müslüman bir ülkede mücadeleye devam etmesi konusunda kararlı olduklarını dile getiren Parılyıldız, “Yine sürgün zamanında dedelerimizin şöyle bir düşüncesi olmuş. ‘Biz gavura asker olacağımıza Müslüman bir ülkeye asker oluruz’ demişler. Bu düşünceyle hareket etmişler ve o dönemdeki Osmanlı’yı tercih etmişler. Ondan sonra Türkiye’ye geldiklerinde de İstiklal Mücadelesi’ne katılmışlar. Bu İstiklal Mücadelesi’nde de başarı göstermişler ve önemli yönetim kurumlarından madalyalar almışlar. Çerkes’lerin bu anlamda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında payları vardır” dedi.
Vatansever olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlılıklarının her zaman var olacağını aktaran Parılyıldız, Konya’da yaşayan Çerkes’lerin de halen bu düşünceyle hareket ettiklerini ve devlete önemli hizmetler vermek için çalıştıklarını söyledi. Parılyıldız, “Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısına saygımız sonsuzdur ve biz Çerkes’ler demokratik Cumhuriyetle sahip çıkıyoruz. Bizim içimizden olumsuz ve devlete zarar verecek bir kimse barınamaz. Bizim zaten örf ve adetlerimiz kesinlikle böyle bir duruma müsaade etmez” diye konuştu.
‘BİRİNCİ ÖNCELİK SAYGIDIR’
Çerkes gelenekleri ile ilgili açıklamalarda bulunan Başkan Parıyıldız, Çerkeslerde saygı ve sevginin çok önemsendiğini, kadının ön plana çıktığını hatırlattı. Parılyıldız, “Birinci önceliğimiz insanlığa saygıdır. Bizler büyüklerimize saygı ve küçüklerimize sevgiyi çok önemseriz. Çerkes’ler birbirine çok bağlı ve kuralcı bir yapıya sahiptir. Kesinlikle kendi aramızda birbirimize kötü söz söylemeyiz ve bu çok ayıp karşılanır. Kadınlar bizim çok fazla önemlidir ve onlara çok değer veririz. Zaten dernek olarakta yönetimimizde 2 tane kadın arkadaşımıza yer verdik ve onlarda bizleri kırmayarak derneğimizin çalışmalarına katılıp düşüncelerini beyan ediyorlar. Oyunlarımızda da yine kadın ve erkek birlikteliği söz konusudur. Ve bizim kültürümüzde kadın güçlü bir simge olarak ön plana çıkmıştır” ifadelerini kullandı.
‘ÇERKES KÜLTÜRÜNÜ KONYA’YA TANITACAĞIZ’
Çerkeslerin kıyafet kültürüne değinen Parılyıldız, kıyafet açısında Türkiye’de giyilen kıyafetten farkın olmadığını ancak özel günlerde belli kıyafetlerin giyildiğini söyledi. Kaval ve akordeonun kültürde yerinin olduğunu söyleyen Parılyıldız, “Bizim kıyafet kültürümüz aslına bakarsanız Türkiye’deki kıyafetlerden farkı yok. Ancak özel günlerde Kafkas ve Çerkes ekiplerimiz olur. Bu ekiplerimizde oyunların daha güzel oynanabilmesi ve figürlerin daha rahat hareket edebilmesi için erkeklerde yumuşak çizme, kızlarda da patik diye tabir ettiğimiz deri ve yumuşak ayakkabılar giyilir. Uzun elbiseler Çerkes kültüründe ön plana çıkar, bayanlar kafasına fes giyer ve erkeklerde kuzu derisinden yapılan kalpaklar meşhurdur. Dernek olarak bizler bu söylediğimi kültür ve düşüncelerimizi daha fazla öne çıkartacağız. Dedelerimizden kalma geleneklerimizi Konya ve Türkiye’ye tanıtmak ve hatırlatmak istiyoruz” dedi. Çerkeslerin İslam dinine çok önem verdiklerinin altını çizen Parılyıldız, Çerkeslerin mücadeleci yapısı sayesinde hem devlete hem de İslam dininin korunması yolunda çaba sarf ederek başarı sağladıklarını söyledi.
‘ÇERKESLER’DE AT, YAREN KABUL EDİLİR’
Çerkes kültüründe atın önemli bir yeri olduğunu kaydeden Parılyıldız, atın Çerkesler tarafında bir ‘yaren’ olarak kabul edildiğini dile getirdi. Eski dönemlerde Çerkeslerin bütün işlerini at üzerinde yaptıklarını ifade eden Parılyıldız, at üzerinde oyun ve savaşçı toplum olduklarından dolayı atın Çerkes kültüründe yerinin çok farklı olduğunu aktardı. Kafkasya üzerinde çok fazla oyun oynandığını belirten Parılyıldız, “Kafkasya üzerinde çok oyunlar oynanan bir bölgedir. Petrol yatakları daha önceden zengindi. Aslına bakarsanız bizim dedelerimiz burada yaşıyordu ve sürgün edilmelerinin bir nedeni de budur. Rusya’nın Kafkas halklarını Orta Asya’dan koparmasının nedenidir” dedi. sürgünden dolayı atların yolculuklarda Çerkeslere büyük kolaylıklar sağladığını, eşyaları taşımada ve işlerin hızlı yapılmasında atların kullanıldığını aktardı. Bütün bu sebeplerin bir araya gelerek Çerkeslerde ata bakışın farklılaştığını dile getiren Parılyıldız, Çerkeslerin ata yaren olarak baktığını ve bunun uzun bir müddet daha kaybolmasının zor olduğunu söyledi.
‘TOPLUM BİZİ SEVİYOR’
Çerkesleri, Türk toplumunun çok sevdiğini ve belli kuralcı yapılarından dolayı değer gördüklerini ifade eden Parılyıldız, komşuları tarafından Çerkeslerin her zaman sevildiğini ve el üstünde tutulduklarını aktardı. Çerkes kültüründe küçüklerin büyükler yanında ayak ayaküstüne atmasının ayıp karşılandığını hatırlatan Parılyıldız, “Bir küçük çocuk baş sedirde oturması bile doğru karşılanmaz. Bir büyük geldiği zaman ne olursa olsun ayağa kalkılır. Yatakta yatan hasta dahi olsa bir büyük odaya girdiği zaman hafiften kalkar ve saygısını gösterir. Bu bizim elimizde olmayan bir geleneğimiz, bizim karakterimizde var bu durum. İşte bütün bu görgü ve kurallarımız bizim toplumumuzla birleşmiş durumda. Zaten hepimizin aslında bu söylediklerim ortak kurallarımız. Bu sayede uyum halinde yaşıyoruz ve kesinlikle hiç kimsenin kimseden bir şikâyeti olmuyor” şeklinde konuştu.
Çerkeslerde yakın akraba evliliği olmadığını ifade eden Parılyıldız, halen akraba ile komşularla kız alıp verme konusunda çekince olduğunu ve birbirlerine kardeş gözüyle bakıldığını söyledi. Emanet konusunda Çerkeslerin çok dikkatli olduklarını belirten Parılyıldız, düzensiz bir aile yaşantısının Çerkeslerde görülemeyeceğini söyledi. Bu sayede boşanmaların çok az olduğunu ifade eden Parılyıldız, Çerkes kültüründe görücü usulü evlenme yerine tanıyarak evlenmeye önem verildiğini ve aile kurumuna değer verildiğini söyleyerek sözlerine son verdi. (Mustafa KARAKAYA)
İlginizi Çekebilir