Konya’da hekim eksiği yok
KonyaMeram Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celalettin Vatansev, Türkiye’de ve Konya’da hekim eksiğinin olmadığını belirterek, Türkiye genelinde öğretim görevlisine ihtiyaç duyulduğunu söyledi
Türkiye ve Konya’da ki Tıp Fakültesi Eğitim süresini ve eğitimini Konya Postası Gazetesine değerlendiren Meram Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celalettin Vatansev, Konya’da hekim eksiğinin olmadığını ancak Türki’ye genelinde nitelikli öğretim görevlisine ihtiyaç olduğunun altını çizdi.
Tıp Eğitim sürecinin zor bir süreç olduğunu belirten Vatansev, 2 binli yıllarda yetişen tıp öğrenci kadrosunun çok iyi bir kadro olduğunu ve Türkiye’nin, Cerrahi ve dâhiliye branşında Batı’da ki ülkelerden üst seviyede olduğunu söyledi. Neredeyse her ile de bir tıp fakültesi bulunduğunu belirten Vatansev, Tıp öğrencisine son zamanlarda verilen eğitimin nitelikli olmadığını ifade etti. Vatansev, ülke olarak kaliteli öğretim görevlisine ihtiyaç olduğunun altını çizdi.
“KONYA’DA HEKİM EKSİĞİ YOK”
Türkiye’de hekim eksikliğinin olmadığını söyleyen Vatansev, “Bizde 4 bin 500 kişiye bir doktor düştüğü için Avrupa standartlarına gelebilmemiz gerekiyor. Uyum yasası doğrultusun da ülkemizde Tıp Fakültesi ve öğrenci sayımız artmış durumda. Bura da bulunan açık kapanıyor mu? Kapanmak üzere, yani Avrupa standartlarına gelmek üzereyiz” dedi. Konya Merkezinde doktor eksiği olmadığını söyleyen Vatansev, “Konya’da doktor eksikliği varmış gibi bir konuşma söz konusu. Ancak Konya büyük şehir olduğu için hatta hekim yığılması var” şeklinde konuştu.
“BAZI BÖLGELERDE HEKİM YIĞILMASI VAR”
Doktorların atandıkları yerleri beğenmeyerek büyük şehirlere geri geldikleri için bazı bölgelerde hekim yığılması olduğunu belirten Vatansev, “Ülkemiz de her yerin coğrafi konumu aynı değil. Bu nedenle doğuya atanan bir hekim ailesi veya özel nedenlerinden dolayı bir an önce oradan çıkmak istiyor. Tahin başvuruları kabul edilmediğinde de istifa edip özel bir hastane ile anlaşıp büyük şehirde kalmayı tercih ediyor. Bu durum da bazı bölgelerde hekim eksiği oluşmasına neden olduğu gibi bazı bölgelerde de hekim yığılmasına sebep oluyor” dedi.
“EN İYİ KADRO 2 BİNLİ YILLARIN KADROSU”
Türkiye’de ki bazı Tıp Fakültelerinin, dünyada sıralamalara girdiğini belirten Vatansev, “Bizim ülkemizde ve dünyada iyi bir tıp eğitimi almış olan kadro 2 binli yılların kadrosudur. Bu kadrolar dünya sıralamasına girmiş kadrolarımızdır. Ülkemizde ÖSYM sınavına girip ciddi iyi puanlar ile belirli bir tıp fakültesine girmiş olanlar sadece beyin olarak seçilmiş insanlardır. Bu insanlar ileriki dönemlerde iyi bir iletişim kurarak iyi doktorlar oluyorlar. Yani bazı durumlar iletişimle alalaklı. Bir hekim ne kadar iyi olursa olsun iletişimi iyi değilse iyi bir doktor değildir. Hekimin işi öncelikle dertli adamı dinlemektir. Ona bilgi verip, şifasının ne olduğunu söyleyebilmesi gerekir. Bunun içinde hekimliğin yanında aynı zamanda iyi bir iletişimci olması gerekiyor” ifadelerinde bulundu.
“DİĞER ÜLKELERDEN ÜST SEVİYEDEYİZ”
Ülkemizde ki doktorların diğer ülkelerin doktorlarından üst seviyede olduğunu söyleyen Vatansev, “Bizim doktorlarımız cerrahi branşta olsun dahili branşta olsun bilgileri ve mesleklerine verdikleri özveri ile diğer ülkelerde ki hekimlerden üst seviyedeler. Hekimlerimizin vermiş olduğu hizmet diğer ülkelerden daha üstün düzeyde. İşte bu nedenden dolayı sağlık turizmine açılalım diyoruz. Sağlık Bakanlığı tarafından genel müdürlükler kuruldu. Gerçekten bu durum çok önemli. Ülke olarak yetişmiş bir beyin gücümüz var. Bunu sağlık turizminde kullanarak ülkemizin kazanması sağlanabilir” dedi.
“MECBURİ HİZMET UYGULAMASI VAR”
Mecburi hizmetin ülke için çok faydalı olduğunu söyleyen Vatansev, “Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanan mecburi hizmet var. Bu uygulama ile hekimlerimiz örneğin 3 bin nüfuslu bir yerde kalmasını sağlanıyor. Zaten ülkemizde küçük yerleşim yerlerinde hekim, emniyet amiri ve kaymakamı istihdam edebiliyor. Fakat bu yerlerde daha çok eksikler var. Aynı zamanda bu hizmetler hekimlerimiz için çok faydalı” dedi. Hekimlerin istemedikleri bazı durumların olduğunu söyleyen Vatansev, “Hekimlerimiz bazen mecburi görevler nedeni ile ailelerinden uzakta kalabiliyorlar. Ancak eş durumu araya girince onlarda eşlerinin oldukları yerlerde istihdam ediyor. Anlatmak istediğim hekim eksikliği ne Konya’da nede Türkiye’de söz konusu değil” dedi.
“NİTELİK OLARAK DÜŞÜK BİR EĞİTİM”
Ülke genelinde tıp eğitimini geçmişe oranla düştüğünü söyleyen Vatansev, “Türkiye’de şuan da 80 üzerinde Tıp Fakültesi var. Cumhurbaşkanlığı’nın gayreti ile neredeyse her ile bir fakülte açılmış durumda. Tabi bu durum yanlış mı? Doğru mu? Tartışılır. Ancak açılan bu fakültelerde ki eğitimler ne kadar yeterli? Bunlara bakmak gerekiyor. Çünkü bu fakülteden yetişen öğrencilere can teslim edilecek. Yani siz bir ilköğretim okulu açmıyorsunuz. Burada halka hizmet edecek ve bunu en iyi şekilde yapması beklene kişiler yetiştiriyorsunuz. Ülke genelinde nicelik olarak artan bir eğitim söz konusu iken nitelik olarak düşük bir eğitim var. Bunun sebebi de öğretim üyesi sayısı yeteri kadar olmadığı için. Kaliteli eğitim vermekte problemlerimiz var” dedi.
“NİTELİKLİ ÖĞTERİM GÖREVLİSİNE İHTİYAÇ VAR”
Her açılan fakültenin bir emekleme dönemi olduğunu ve bu dönemde de sıkıntılar yaşadığını söyleyen Vatansev, “Son dönemlerde özelikle tıp fakültelerinin çoğalması nedeniyle ve ülkemizde öğretim üyesi alt yapısının tam olmaması sıkıntı yaşanılmasına neden oluyor. Yani aslında her yeni açılan fakülte bir emekleme döneminden geçiyor. Bu dönemde eğitim vermede zorlaşıyor. Fakülteler emekledikten sonrasında ki ilk aşamada gelişiyor ve platosunu çiziyor. Bu dönemde sancılı geçen bir dönem oluyor. Dünya çapında ilk 500’e giren Hacettepe Fakültesi de böyleydi. Yüz yılın üzerinde eğitim veren Çapa Tıp Fakültesi de. Yani ilk açıldığı dönemde fakültelerin böyle sıkıntılar yaşamaları normal. Ancak bizim isteğimiz biran önce kaliteli öğretim üyesi sayısının artırılması” ifadesini kullandı.
“TIP EĞİTİM SÜREÇİ ZOR BİR SÜREÇ”
Tıp eğitim sürecinin zor bir eğitim süreci olduğunu söyleyen Vatansev, “Ailesinin içersinde tıpçı olmayan bu durumu anlamaz. Gerçekten 6 yıllık bir eğitim süreci bu sadece okulda alınanla bitecek bir süreç değil bir de bunun devamı var. Çok zor bir süreç geçirir bir tıp öğrencisi. Zor bir eğitim süreci geçirdikleri gibi zor bir iş yapıyorlar aynı zamanda. Ben bunu hep şöyle açıklarım derdi olan insanın aklı başından gider. Dertli dili olur ve bir hekime başvurduğunda sadece benimle ilgilensin iste. İşte o dertli dile derman bulan kişi hekimdir. Bu dermanı bulurken de uzun bir süreçten meşakkatli bir zamandan geçer” dedi.
“HER HEKİM BU TOPLUMDAN GELİYOR”
Sağlıkta yaşanan şiddete de değinen Vatansev, “Kültür olarak artık çok değiştik. Geçmişte insanların birbirlerine saygıları vardı. Ancak şimdi böyle bir durum söz konusu değil. İnsanlar geçmişte özellikle SSK Hastanelerinde 200’üncü sırayı beklerlerdi. Ancak şimdi bekleyemiyorlar önlerinde ki 3 kişiyi. İnsanlar kendi derdini, hastalığını en önemlisi görüyor. Bu durumda sık sık kavga gürültü ortamı doğuruyor. Eskiden her mesleğe saygı vardı şimdi böyle bir durum söz konusu değil” dedi. Hastanelerde çalışan hekimlerinde bu toplumdan geldiğini belirten Vatansev, “Hastanede çalışan her hekim tam olarak bu toplumdan geliyor. Yani onlarda insan sağlıkta yaşanan şiddet gerçekten çok kötü bir durum ama bu durum için hem hekim arkadaşların hem de vatandaşın karşılıklı saygılı olması gerekiyor” şeklinde konuştu.(Aysun KARABAYIR)
İlginizi Çekebilir