Konya’dan 10 ülkeye helva
KonyaTürk mutfağının geleneksel lezzetlerinden helvada ün salan ve adı bugünlere kadar gelen Hel-san'ın, 1880 yılında Mehmet Ali Efendi ile Konya Çıkrıkçılar'daki küçük bir imalathanede başlayan hikayesi, Keskin ailesinin 5. kuşağı tarafından günümüz modern teknolojisi ile birleştirilerek sürdürülüyor
Yaklaşık 1,5 asra sahip Hel-san’ın kuruluş öyküsünü başlatan Mehmet Ali Efendi, Konya’nın Meram ilçesinde bulunan tarihi Bedesten Çarşısı’nın bir bölümü olan Çıkrıkçılar’da küçük bir imalathane açarak helva ve tahin imal etmeye başladı. İmalathanenin Mehmet Ali Efendi’nin oğlu Hacı Hüseyin Keskin tarafından Akşehir’e taşınmasının ardından işletme, 1984 yılında Hel-san Gıda adını aldı. Merkezi Nasreddin Hoca’nın memleketi Akşehir ilçesinde bulunan firma, 92 yaşındaki dede Cafer Keskin, oğulları ve torunları tarafından yönetiliyor. Çağın değişen koşullarına ayak uydurulurken, kalite ve lezzetten ödün verilmedi. Günde 5’er ton helva ve tahin, 2’şer ton reçel ve pekmez üretimi gerçekleştiren Hel-san, 10 ülkeye ihraç ettiği ürünleriyle yaklaşık 1 milyon dolarlık dış satıma imza atıyor.
GELENEKSEL YÖNTEMLERLE TEKNOLOJİNİN UYUMU SAĞLANIYOR
Şirketin 5. kuşak temsilcisi ve Hel-san Gıda Genel Müdürü Onur Keskin, 5 kuşak önce başladıkları helva üretimini 139 yıldır sürdürdüklerini ifade ederek, dedesinin dedesi Mehmet Ali Efendi’nin 1880 yılında helva üretimine başladığını, daha sonra oğlu Hacı Hüseyin Keskin’in üretimi Akşehir’e taşıdığını anlattı. Keskin, “Hacı Hüseyin’den Cafer Keskin devralmış. Cafer Keskin, hala hayatta ve aktif çalışmaya devam ediyor. Dedelerimizden öğrendiğimiz geleneksel üretim tekniklerini teknolojiye ayak uydurarak ancak çok fazla makineleşmeden, helva üretimini elde yaparak devam ettiriyoruz. Geleneksel tadımızdan ödün vermeden, lezzetimizi bozmadan devam etmeye çalışıyoruz. Onlardan aldığımız geleneksel deneyimleri günümüze aktarmaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.
“TABİİ Kİ TÜM İŞLEMLERİN FORMÜLÜ BİZDE”
Onur Keskin, üretim sürecini anlatırken, önce susamı kabuğundan arındırarak tahin elde ettiklerini, ham susamı belirli bir süre ıslatarak kabuğunun yumuşamasını beklediklerini ifade ederek, şöyle devam etti: “Kabuğu yumuşayan susam soyuluyor. Tuzlu su havuzlarından geçirilerek arındırma işlemleri yapılıyor. Kıvama gelene kadar kavruluyor. Eleme işleminden geçirilerek kabuk ve kepeklerinden ayrılıyor. Kavrulmuş susamları değirmene atarak helvada kullanılmak üzere tahin elde ediyoruz. Ardından şekeri helva kazanlarımızda kaynatıyoruz. Kaynamış şekere çöven ilave ediyoruz. Tabii ki tüm işlemlerin formülü bizde. Kaynamış şeker ve çöven, helvanın matı, yani ham maddesi haline geliyor. Değirmenden geçirilen tahin ile matı karıştırıyoruz. Bu işlemi kürek ve elle yapıyoruz, yani makine kullanmıyoruz. Sonunda 40 gramdan başlayıp 5 kilograma kadar helva üretiyoruz. Gramajlarına göre paketleniyor ve satışa hazır hale getiriliyor.” Keksin, günde 5’er ton helva ve tahin, 2’şer ton reçel ve pekmez üreten firmanın, 5 yıldır ihracata ağırlık verdiğini söyledi.
ÜRETİMİN YÜZDE 40’I İHRAÇ EDİLİYOR
Hel-san Gıda Genel Müdürü Onur Keskin, önce sadece ABD’ye ihracat yaptıklarını, ardından Almanya, Belçika, Fransa, İsrail ve Libya’yı da ihracat yapılan ülkeler arasına eklediklerini belirterek, şunları kaydetti: “İhracata ağırlık vermemiz sonrasında rakamlarımızda bir artış sağladık. Günümüzde 1 milyon dolar civarında ihracat yapıyoruz. Hedefimiz, bu rakamları daha yükseğe çıkarmak. Üretimimizin yaklaşık yüzde 40’ını 10 ülkeye ihraç ediyoruz. Geri kalan kısmı ise iç piyasada tüketiliyor. Almanya, İngiltere, Fransa ve ABD en çok ihracat yaptığımız ülkeler. Ayrıca Yunanistan, Hollanda, Tunus ve Ukrayna ihracat yaptığımız ülkeler arasında yer alıyor.” Ailenin helva yapımında 3. kuşağını temsil eden dede Cafer Keskin, ilkokul 4. sınıftan bu yana sektörde çalıştığını söyledi. Helvanın geçmişte lüks bir tüketim kalemi olduğuna işaret eden Keskin, “Eskiden ekmek fırınları yoktu ve köylüler buraya helva, tahin yemek için gelirlerdi. O zamanlar, yani ben ilkokul öğrencisiyken onların tabaklarını hazırlardım. Lokantalar olmayınca en zengin insanlar bile pidenin yanına 100 gram helva alıyorlardı. Yaşım 92 ve ben 80 yıldan fazladır bu işi yapıyorum.” ifadelerini kullandı.
İlginizi Çekebilir