'Kripto yüzbaşı' lüks yatla kaçmış

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türk Silahlı Kuvvetlerindeki (TSK) kripto yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı verilen ve eşiyle Kıbrıs Rum Kesimi'ne kaçan Deniz Yüzbaşı K.K'nin firarının detayları ortaya çıktı.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının TSK içerisindeki FETÖ yapılanmasına yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınan çoğunluğu muvazzaf asker 98 şüphelinin İl Emniyet Müdürlüğündeki işlemleri devam ediyor.

Başka bir şehirde görev yapan ve soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı verildikten kısa bir süre sonra Kıbrıs Rum Kesimi'ne firar eden Yüzbaşı K.K'nin kaçışına ilişkin detaylar ortaya çıktı. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, örgütün "mahrem abileri"yle ankesörlü telefondan iletişime geçtiği belirlenen K.K, gözaltı kararını ve görev yaptığı yerdeki evinde emniyet güçlerinin 29 Eylül'de arama yaptığını öğrenmesinin ardından eşini de yanına alarak kendilerine ait lüks yatla Mersin'den Kıbrıs Rum Kesimi'ne kaçtı.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, K.K'nin gözaltı kararının hemen ardından kaçmasına ilişkin detaylı bir soruşturma başlattı.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Berkant Karakaya tarafından yürütülen FETÖ'nün TSK içindeki yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında 98'i muvazzaf, 19'u meslekten ihraç edilen 117 asker hakkında yakalama kararı verilmişti.

Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ve İstihbarat Şubesi Müdürlüğü ekipleri, İzmir merkezli 45 ilde 29 Eylül'de düzenlediği eş zamanlı operasyonda 98 şüpheliyi gözaltına almıştı.

Şüphelilerle, FETÖ'nün mahrem hizmetler sınıfından "abiler"in ilgilendiği, bunların TSK içerisindeki mensuplarını gizliliğe riayet ederek ankesörlü telefonlarından aradıkları da tespit edilmişti.

İzmir'de 2010-15 Temmuz 2016 arasında görev yapan TSK mensuplarından "mahrem abiler" tarafından aranan, terör örgütü toplantılarına çağrılan ve talimat verilen 268 askeri personel olduğu, bunların birçoğunun darbe girişimi sonrasında yakalanarak tutuklandığı bilgisine ulaşılmıştı. Bu personelden bir kısmının Genelkurmay, kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında subay ve astsubay rütbesinde kritik birimlerde görev yaptıkları ortaya çıkmıştı.