Küçük esnafın büyük zaferi!
KonyaKonya'nın köklü ve ünlü tostçusu olan Hayat, Danone A.Ş. (Sırmagrup) tarafından başlatılan Hayat markasının kullanımını engelleme davasını kazandı ve Hayat, marka davasını galibiyetle sonuçlandırdı. Hayat Tostçusu’nun sahibi Hasan Basri Sayı, “Mücadelemizi Konya adına verdik” dedi
Konya'da yaşayan 65 yaşındaki Hasan Basri Sayı, 1977 yılında babasının vefatından sonra tost makinesinin başına geçerek mesleğini sürdürdü. Hayat Tostçusu olarak adını duyuran Sayı, Konya'nın önde gelen markalarından biri olma yolunda kararlı adımlarla ilerledi. Sayı, bu süreçte bir adım daha atarak başarısını pekiştirdi. Hayat Tostçusu, marka davasını kazanarak zaferini ilan etti.
“DURUŞUMUZU HERKESE GÖSTERDİK”
Konya’nın en eski ikinci markası olduğunu dile getiren Sayı, bundan sonraki aşamada Danone A.Ş’nin alanına tecavüz edemeyeceğini ifade etti. Konunun marka savaşı kazanmak olmadığını dile getiren Sayı, “Burada uluslararası ve tanınmış bir marka olan Danone Hayat’ın bizi ufak bir müessese olarak görme düşüncesiyle markayı elimizden alma çabasının karşı duruşumuzu herkese gösterdik. Konya firması olarak belki diğer esnaflara bir rol model oluruz. Belki benden örnek alan diğer esnaf ve sanayi işletmeleri de bunun ne kadar kıymetli olduğunu anlarlar. Hayat Tostçusu’nun tescilinin yapılmış olması bana göre çok önemli bir karar. Çünkü bu kararı başka insanlar gerekçe olarak gösterecek. Esnaflar, karşılarındaki insanları büyük görmemeyi öğrenecek. Konya olur Gaziantep olur şehir hiç önemli değil. Demek ki Anadolu’da bir müessese tescil ettirdiği bir markayı düzgün kullanırsa, bunu belgelerse kimse bu markayı kişinin elinden alamıyor, biz bunu öğrendik. İnsanlar bir markaya sahip oldukları zaman haklarını sonuna kadar savunsunlar” diye konuştu.
“MARKA VARLIĞINIZI İSPATLIYOR”
Tescil mücadelesini Konya adına verdiklerini ifade eden Sayı, bunu yaparken ne Ticaret Odası ne de Esnaf Odası’ndan bir destek göremediklerini bildirdi. Markayla ilgili yapılan toplantılara davet edilmediğinden yakınan Sayı, “Kimse ‘Sen küçük bir esnaf olarak marka oluşturdun ve markanın arkasında durdun, mücadele verdin’ demedi. Marka sürekliliğinizi ve varlığınızı ispatlıyor. Sizi markanızı kullanarak ‘Ben varım’ diyorsunuz. Biz bunu kazandık. Şimdiye kadar onlarca dava kazandık. Ama onların hepsi belirgin ölçeklerde olan işletmelerdi. Ama ilk defa uluslararası nitelikteki ve marka tescilli bir firmaya karşı dava kazandık. Bize Konya’da küçük bir işletme, çay ocağı dediler. Biz çay ocağı değildik. Biz belgelerle bunu ispatladık. Belgelerimizle onlara karşılık verdik” dedi.
“ŞEHRİN DEĞERİYİZ”
Konya’da fastfood alanında kurulan ilk firma olduklarının altını çizen Sayı, “Babamızın vefatıyla beraber bayrağı biz devraldık. Devralırken standartlarımızı bozmadık, sunumumuzu değiştirmedik. 3 çeşit tost yaparken 4. çeşide çıkmadık. Çünkü biz nostaljik değerlerin kıymetli olduğuna inanıyoruz. Şehirleri şehir yapan otantik değerlerdir. Her ne kadar tost kavramı yabancı dile ait olsa da şehrin bir değeri olduğumuzu düşündük. Bununla alakalı başta ulusal basın olmak üzere pek çok eserde yer aldık. Konya ile ilgili yayınlanan pek çok eserde Konya’nın eski değeri olarak tarif ediliyoruz. Çünkü 67 yıl geçti, 50 yıl öncesine ait müşterimiz geldiği zaman içerinin dizaynı, kokusu ve dumanıyla bunu görüyoruz. Yanımda 34 yıldır elemanım çalışıyor. Bizde müşteri kavramı bitti, gelenler bizim misafirimiz oldu” diyerek sözlerini tamamladı. (Kübra KARABURÇ)
İlginizi Çekebilir