© Konya Postası 2021

Kurtulmuş: Allah rızası için bunu yapalım

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Siyasetimiz farklı olabilir ama Allah rızası için şu teröre karşı herkes ortak duyarlılık göstersin" dedi.

googletag.cmd.push(function() { googletag.display('dfp-haber-ici'); });

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Siyasetimiz farklı olabilir ama Allah rızası için şu teröre karşı herkes ortak ve samimi duyarlılık göstersin. Bu CHP'nin de MHP'nin de HDP'nin de diğer partilerin de meselesidir" dedi.

Kurtulmuş, Kanal 7 televizyonunda yayınlanan "İskele Sancak" programında gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu, soruları cevapladı.

Diyarbakır Çınar'daki ve Sultanahmet'teki terör saldırılarının hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, Türkiye'nin sistematik bir terör saldırısı altında olduğunu, 20 Temmuz'dan bu yana eş zamanlı olarak bütün terör örgütlerinin, Türkiye'nin içerisinden ve dışarısından saldırılara başladıklarını söyledi.Burada DAEŞ, PKK, DHKP-C'nin kullanıldığına dikkati çeken Kurtulmuş, Türkiye'nin, bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlanmış terör saldırılarıyla karşı karşıya kaldığını ifade etti.

Ortadoğu'nun genel gelişmerleri kapsamında, Türkiye'nin bu hava içerisine sokulmak istendiğini dile getiren Kurtulmuş, ayrıca Suriye'de bundan sonra bir barış ortamı oluşacaksa bu barış ortamında Türkiye'nin elinin güçlü olmamasının istendiğini, Türkiye'nin kendi içerisinde problemli hale gelmesiyle Suriye konusunda ileride oluşturulacak bir barış masasında Türkiye'nin etkisi azalsın diye düşünüldüğünü aktardı.

Kurtulmuş, güçlü Türkiye'nin, yeni Türkiye'nin kurulmasını istemeyen çok farklı çevrelerin teröre destek verdiği ve terör örgütlerini kullandığı bir ortamla karşı karşıya bulunulduğunu dile getirdi.

"Türkiye'de köprünün altından çok sular geçti"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, muhalefetin, terör konusundaki eleştirilerinin hatırlatılarak, Kılıçdaroğlu'nun, İstanbul'daki terör saldırısının gerçekleştiği gün grup toplantısında, "Bu hükümet bu ülkeyi yönetemez, gücü yok, bilgisi yok, kapasitesi yok. Üçüncü sınıf adamlarla Türkiye yönetilemez" sözlerinin aktarılması üzerine şöyle konuştu:

"Hani derler ya, 'Bu lafın neresini düzelteyim.' Bu lafların hiçbirisi dikkate almaya, cevap vermeye değmez. Eğer demokrasiden bahsediyorsak demokrasinin sahibi de hakemi de hakimi de milletin kendisidir. Kusura bakmasınlar. Daha 1 Kasım yeni geçmiş ve 1 Kasım'da iki vatandaşımızdan birisi bu memlekette AK Parti'yi tekrar iktidara taşımış. Dolayısıyla, yönetemez yargısını verecek olan ne Sayın Kılıçdaroğlu ne de başka bir şahıstır. Millet, 'Buyurun siz yönetin, yönetirsiniz' diye AK Parti'ye oy vermiş. İnsanları sınıflandırmak kimin haddinedir? Kimin ikinci, kimin üçüncü, kimin birinci sınıf olduğuna kim karar verecek? Bu haksızlık, hakaret... O eski Türkiye'nin alışkanlıklarından birisi, 'Biz biliriz, biz yaparız...' Hayır, nereden yaparsınız, nereden birliyorsunuz? Milletin önüne çıkılmış, 550 vekilliğin her birisi için seçime katılan partiler adaylarını göstermiş, millet bunların içrisinden 550 kişiyi seçmiş. 550 kişiyi seçen milletin kendisi olduğuna göre, biz seçilen her bir milletvekiline temsil ettiği halk için saygı duyarız ve halkın da tercihine saygı duyarız. Tersi durumda da olsaydık biz kimseyi diyelim ki biz ana muhalefette olsaydık ya da diğer muhalefet partileri gibi olsaydık, iktidara gelmiş olan partinin vekillerine şu sınıf, bu sınıf demezdik, diyemezdik, bu bizim demokrasi anlayışımıza ters bir durumdur. Dolayısıyla bu da kabul edilebilir bir şey değildir. 'Vasıfları yok, nitelikleri yok' diyorlarsa kusura bakmasınlar, AK Parti 13 yıldır Türkiye'yi yönetiyor. Yani bunlar da herhalde vasıfların doğuştan geçtiğine, babadan oğula geçtiğine ya da birtakım seçkin sınıfların kendi arasında oluşan vasıflar olduğunu zannediyorlar ki o devirler geride kaldı. Türkiye'de köprünün altından çok sular geçti, bundan sonra bu memlekette sistemin de devletin de ülkenin de sahibi bizatihi milletin kendisidir, herkesin de buna alışması lazım."

"Herkesin teröre karşı ortak ses çıkarması lazım"

Terör saldırılarının ardından istihbarat zafiyeti konusunun tartışıldığının ifade edilmesi üzerine Kurtulmuş, bir süre önce Ankara'da hücre evinde hazırlıklarıyla birlikte yakalanan canlı bombaları hatırlattı.

Her gün, birçok istihbaratın geldiğini anlatan Kurtulmuş, bunlardan da olumlu sonuçlar elde edildiğini belirtti.

"Maalesef böyle bir ortamda da zaman zaman takip edemediğimiz, hatta önleyemediğimiz olaylar da ortaya çıkıyor" diyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Bu sadece Türkiye'ye has bir durum değildir. Dünyanın en iyi korunan yerlerine terör son yıllarda saldırılarda bulunmuştur. Bütün bu terör saldırılarının hepsinin arkasında, tabii ki birtakım bir ülkenin istihbaratı bunun önleyemiyorsa onun karşısında başka istihbaratlar var demektir, başka ülkelerin destekleri var demektir, başka güçlerin destekleri var demektir. Dağlarda daha doğru dürüst yürümesini beceremeyen insanlar gelecekler, dünyanın önemli merkezlerinde bu saldırıları yapacaklar, bunların bir kısmı canlı bomba olarak bu saldırıyı yapacak, bir kısmı silahlı çatışmaya girecek ölecek, öldürecek. Bunlar, herhalde üzerinde düşünmemiz gereken bir şey. Siyasetimiz farklı olabilir ama Allah rızası için şu teröre karşı herkes ortak ve samimi duyarlılık göstersin. Bu CHP'nin de MHP'nin de HDP'nin de diğer partilerin de meselesidir. Evet, hükümet olarak biz inanın ki uykusuz geceler geçiriyoruz, bütün güvenlik birimleri her türlü imkanları ortaya koymaya çalışıyor. Ama sonuçta bir terör mücadelesinde ilk yapılması gereken şey amasız, fakatsız, bir iç politika malzemesi haline terör saldırısını getirmemektir. Ayrıca uluslararası alanda da bütün ülkelerin, terör örgütlerinin her cinsine karşı, her bir terör örgütüne karşı, her bir terör saldırısına karşı herkesin ittifak halinde olması, ortak bir ses çıkarması lazım."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER