Mağara cenneti
GüncelDerebucak ilçesinde Toros Dağları üzerinde milyonlarca yılda oluşan Çamlık mağaraları, muhteşem manzarasıyla doğa tutkunlarını büyülüyor
Derebucak ilçesinde Toros Dağları'nda milyonlarca yılda oluşan Çamlık mağaraları, içinden akan dereleri ve eski yerleşim yeri özelliğiyle ilgi çekiyor.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün koruması altındaki Derebucak Çamlık Mağaraları Tabiat Anıtı, ilçenin yaklaşık 20 kilometre batısında yer alıyor. Küpe Dağı ve Akdağ'ı güneyine alan Çamlık Mahallesi, eşsiz doğal güzellikleri ve tarihi eserleriyle dikkati çekiyor.
ROMA, GREKLER VE BİZANSLILARA EV SAHİPLİĞİ YAPTI
Torosların bağrında 15'i tescilli, 50'ye yakın mağarayı barındıran bölge, yerli ve yabancı doğa tutkunlarını ağırlıyor. Dik yamaçları ve eğilimli arazinin yeşil dokuyla örtüldüğü bölge, yaban hayatı açısından elverişli habitatlar oluşturuyor.
Endemik bitki türü zenginliğiyle de ön plana çıkan Çamlık mağaraları; Roma, Grekler ve Bizanslılara ev sahipliği yaptı. Suludere mevkisindeki Gavurbeşiği Mağarası'nın duvarında ise Hazreti İsa ve on iki havarisine ait resimler sanat ve tarih severlerin ilgisini çekiyor.
Asarlık mevkisindeki su sarnıçları, Malas'taki Bizans dönemine ait şapel, yöredeki tarihi kalıntılardan sadece birkaçı.
Uzunluğu bin 830, yüksekliği 45 metre olan Balatini Mağarası, bölgenin en kapsamlı, uzun ve etkileyici mağarası olarak biliniyor.
Aynı zamanda bir dere mağarası özelliğini taşıyan Balatini'de travertenler, sarkıtlar, dikitler ve dev "cadı kazanları" mağaranın görülmeye değer güzellikleri arasında yer alıyor.
Mağaradaki mezar kalıntıları ve diğer işaretler, buranın daha önce yaşam alanı olarak kullanıldığını gösteriyor.
ROMA DÖNEMİNDEN KALMA YANIK BUĞDAYLAR
Orman ve Su İşleri 8. Bölge Müdürlüğü Beyşehir Milli Parklar Şefi Mehmet Şener, Derebucak'ta ilk yerleşimin Balatini Mağarası'nda olduğunu söyledi.
Bölgedeki mağaralarda, erken Roma dönemi yerleşiminin de bulunduğunu anlatan Şener, şöyle devam etti:
"Balatini Mağarası'nda buğday ambarı olarak kullanılan bir in var. Çıkan yangında bu ambarın yandığı duvarındaki duman izlerinden anlaşılıyor. Daha ileride yanık buğday taneleri görülüyor. Burada insanlar yaşamış. Korunaklı ve yüksek bir yer olmasından dolayı burası tercih edilmiş. Roma döneminden kalma yanık buğdaylar çok ilgimizi çekti. Yaklaşık 2 bin yıl önce çıkan bu yangının 3 ay kadar sürdüğü tahmin ediliyor. Burada görülen izler, oradan kalan izlerdir."
"YURT DIŞINDAN DA GELEN VAR"
Şener, bölgenin tanıtımına yönelik çalışmalar yürüttüklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Türkiye'de bir arada bu kadar çok mağara olan bölge yok. Burası tek diyebilirim. Mağaracıların görmek istediği her şey burada var. Oluşumlar, sarkıtlar, dikitler, girinti ve çıkıntılarla flora, fauna her şey bulunuyor. Dağcıların tabiriyle burası adeta mağaracıların kutsal mekanı. Yurt dışından da çok sayıda ziyaretçi geliyor. Her yıl mağaracılar, burada kamp kuruyor. 100'er kişilik kamplarda 3-4 gün vakit geçirirler. Özel kıyafetler ve ekipmanlarıyla mağaralara çıkıyorlar."
İlginizi Çekebilir