© Konya Postası 2021

Memur-Sen’den destek

15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaşanan süreçte en fazla etkilenen memurlar oldu. 81 binin üzerinde memurun etkilendiği süreci değerlendiren Memur-Sen İl Temsilcisi Nazif Karlıer, FETÖ terör örgütü üyelerinin devletle ilişiğinin kesilmesine tam destek verdiklerini belirtirken, kimseye de haksızlık yapılmaması gerektiğini söyledi

15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaşanan süreçten en çok kamu kurumları etkilendi. Şuana kadar 76 binin üzerinde kamu personeli açığa alındı, 5 bine yakın kişide memuriyetten çıkartıldı. Toplamda 81 binin üzerinde memur süreçten etkilendi ve operasyonlar da sürüyor. Şimdi de Devlet Memurları Kanunu'nda önemli bir değişikliğe gidilerek 657’nin kaldırılması gündemde. Peki tüm bu olup bitenlere Memur-Sen ne diyor? Bizde bu soruyu Memur-Sen İl Temsilcisi Nazif Karlıer’e sorduk.

CEMAAT ŞEKLİNDE GÖRÜNEN ÇETE

70 binin üzerinde memurun görevden uzaklaştırıldığını ve operasyonların devam ettiğini söyleyen Karlıer, “Bu yapılar sağlıklı yapılar değil. Cemaat şeklinde görünüp, cemaatten çok bir çeteye, örgüte dönüşmesi ve sınırsız bir itaat... Kutsallaştırma doğru bir şey değil. İnsanlar insanlara değer verebilir, onları hoca yerine koyabilir ama bu onları kutsallaştırmasını, yarı tanrılaştırmasını gerektirmez. Ama böyle bir sistem kurdukları, yaptıkları işlerden dolayı görülüyor” dedi.

Devletin, 15 Temmuz darbe girişimine kalkışan FETÖ terör örgütüne bağlılığı olan, buna mensubu olan kişileri görevden uzaklaştırdığına dikkat çeken Karlıer, “Bu süreç daha devam edecek. Bu süreçte suçlu bulunanlar görevlerinden tamamen ayrılacaklar, ilişkileri kesilecek. Yoksa görevlerine geri dönecekler. Uzaklaştırmanın mantığı budur. Bu süreçte çok dikkatli davranılmalı. Kimseye haksızlık edilmesin. Eğer kusuru varsa şiddetle cezalandırılsın. Bu çeteye, terör örgütüne katılmış herkesin devlet dairesinden ve diğer kesimlerden ilişiğinin kesilmesini bizde istiyoruz. Ama haksızlıkta yapılsın istemiyoruz. İlişiği olmadığı halde orayla ilişkilendirilip, insanların işinden edilmesini de istemiyoruz. Birde husumetten dolayı birileri şikayet ediliyorsa bunlarda iyi ayrıt edilmeli. Kızgınlığımız adaletsizliği getirmesin, adaletin önüne geçmesin. Muhakkak ki ayıklanacak ama haksızlık yapılanların hakları da geri iade edilsin. Memur-Sen olarak düşüncemiz bu” ifadelerini kullandı.

MEDYAYA UYARI

Açığa alınan memurların soruşturma aşamasında olduklarını ve hüküm giymediklerini hatırlatan Karlıer, “Açığa alınan memurların medyada teşhir edilmesi doğru değil. Bunlar büyük sosyal yaralar açacak. Suçsuz olup mesleğe geri dönenler toplumda rencide olacak” diye konuştu.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda değişiklik yapılmasını değerlendiren Karlıer, “Hükümet, 657 sayılı devlet memurları kanununda daha öncede değişiklik yapmayı gündeme getirmişti. Bizim bu konuda çekincelerimiz var. Burada kamu çalışanı kavramını getirmek, devlet memurluğu değil, işçisi değil de tek tip kamu çalışanı kavramını getirmek, sonra iş garantisini ortadan kaldırıyoruz. Bu bizim karşı çıktığımız bir madde. Biz eğer devlet memurumuzda bir çalışmama, eksiklik görülüyorsa orada ceza ve ödül maddesi vardır bunun işletilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Burada çalışmayan memura gerekli ihtar, ceza verilmeli ve çalışması sağlanmalı. Bu iş garantisi olmaması insanlarda sıkıntı verir. Birde işten çıkarılacak insanlarda kriter ne olacak? Hangi kriterde, ne olursa işten çıkarmamız gerekli? Bunun çok net belirlenmesi lazım. Amir yada kurum müdürü bu çalışmıyor deyince işten atılacaksa bu çok sorunlu bir şey. Çünkü kişiler anlaşamayabilirler, ‘Ben zaten seni sevmiyordum’ deyip işten atma, bu çok büyük haksızlıklar getirir. Gelecekse de işten çıkarılma kriteri iyi konulmalı. Bir kişinin söylemesiyle değil, oradaki eksiklik neyse bulunup, bu nokta da detaylı araştırılıp çıkartılmalı” dedi.

PERFORMANSA DAYALI ÜCRETLENDİRME

Karlıer şöyle devam etti:

“Aynı zamanda da performansa dayalı ücretlendirme isteniyor. Biz Memur-Sen olarak bunu hep savunduk. Daha çok çalışanları ödüllendirelim. Burada da inisiyatif kişiye bırakılmamalı. Eğer ki kişiye bırakılırsa kayırma olabilir. Sistem bunu kontrol etmeli, performans kriterlere bağlanmalı. Eğer böyle olursa gayet güzel olur, herkes çalıştığının karşılığını, hak ettiğini alır ve burada da bir iş verimliliği olur. Sistem iyi kurulmalı. Hataların yüzde 80’i sistem kaynaklıdır. Sistemi iyi kurmazsan, insan unsurunun çok olduğu yerde hata devamlı olur.

Yine öğretmenlerin bir yerde 4 yıl sözleşmeli olarak çalışması gündemde. Oradaki öğrencilere aralıksız 4 yıl hizmet edecek. Öğretmen de 4 yıl burada kalacağını bilerek planını ona göre kuracak. Diğer zamanlarda ise 1 yılı doldurunca bir mazeretle gidiyordu. Oradaki öğrencilerimiz gerçekten mağdur oluyordu. Şimdi 4 yıl sözleşmeli olarak aynı yerde çalıştıktan sonra ve bir kusuru çıkmazsa kadroya alınıp 2 yıl daha aynı yerde çalışıyor. Bu şartlarda bir öğretmen 6 yıl aynı yerde kalıyor. Bu, orada durulmayan köyde, kasabada, yaylada insanlar 6 yıl duracaklar. Böylece hiçbir yerde öğretmen açığı olmayacak. Buda öğrencilerimiz açısından çok avantajlı bir durum getirecek.” (Mehmet ÇALIŞKAN)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER