“Mevlana gönüllü olmalıyız”
KonyaHoşgörü ve müsamaha gibi bazı değerlerde aşınmalar yaşandığına dikkati çeken Konya İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar, “Konyalılar 81 il içerisinde Mevlana gönüllüler olarak öne çıkabilmeli” dedi
Toplumda yaşanan sorunlar ve çözümü noktasında Konya Postası’na özel açıklamalar yapan Konya İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar, sürekli halkın içinde olduklarını ve halkın sorunlarına cevap verdiklerini söyledi. Toplumun geneline bakıldığı zaman bir gerginliğin, Allah ile ahiret inancı ve hoşgörü gibi değerlerde aşınmalar yaşandığını söyleyen Akpınar, Konyalılarında Mevlana gönüllü olması gerektiğini belirtti. Gençliğin gidişatına ilişkin Akpınar, “Evet savrulan bir gençlik var ama bütün bu olumsuzluklara karşı olan gençlik de var. İdealist, ne yaptığını, niçin yaşadığını bilen gençlikte var. Önemli olan başarılı ve ne yaptığını bilen gençlerin sayısının artmasıdır” dedi.
KONYALILAR MEVLANA GÖNÜLLÜ OLMALI
Müftülük olarak il ile ilçelerde sürekli halkın içinde olduklarını ve halkın sorularına cevaplar verdiklerini ifade eden Konya İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar, toplumun izlendiği zaman en ciddi sorununun gerginlik sorunu olduğunu söyledi. Toplumda kabul görmeyen olaylara bakıldığı zaman gergin bir toplumun görüldüğünü dile getiren Akpınar, “Bunda dünyadaki olayların ve hızlı değişen gündemin etkisi var. Bizler aynı zamanda bu olaylara anında ulaşabiliyoruz. Bu durumlar bizim ister istemez gerginliğimizi artırıyor. Bunun yanı sıra önceliklerimizde bir aşınma ve erozyon var. İnsanımızın önceliği olan Allah rızası, ahireti kazanma ve kalıcı iz bırakma gibi değerler kaybedildi. Bu da insan olarak karşımızda gördüğümüz en küçük bir kusuru affetmememize neden oluyor. Karşı taraf özür dilese bile inadına üzerine gidiyoruz. Peygamberimizin bir hadisi şudur, ‘Bir kulun bir yanlışını örten kimsenin, Allah kıyamet gününde bir günahını örter.” Değerlerimiz aşındığı için örtmüyoruz ama kendi günahlarımızın örtülmesini istiyoruz. Bunları düşündüğümüz zaman değerlerimizde bir aşınma olduğunu görüyorum” dedi. Bu tür durumların gerginliğin günlük hayata yansımasından kaynaklandığını belirten Akpınar, insanların hoşgörü ve müsamaha gibi değerler konusunda kendilerini yenilemesi gerektiğine dikkati çekti. Hz. Mevlana’nın şehrinde yaşanıldığını ve bugünlerde Vuslat yıldönümü nedeniyle tekrar Mevlana’nın dile getirildiğini anlatan Ali Akpınar, Mevlana’nın hoşgörü insanı olduğunu, örnek alınması gerektiğini ancak Konyalının hayatına bu değerlerin istenilen ölçüde yansıtılamadığını söyledi. Konyalıların Mevlana gönüllü olmak zorunda olduğunu söyleyen Akpınar, hayatta önceliklerin iyi tespit edilmesi gerektiğini kaydetti. Allah rızası, ahirette hesap gününe inanma gibi konuların hafızada zinde tutulmasının önemine vurgu yapan Akpınar, “Konyalılar 81 il içerisinde Mevlana gönüllüler olarak öne çıkabilseydi. Ticarette aldatmayan, müsahamayı ön planda tutan, kolay kolay kızmayan, ‘Bunda da bir hikmet vardır’ diyenlerin şehri olmasını isterdim” dedi.
“ALLAH VE AHİRT İNANCI KONUSUNDA AŞINMALAR VAR”
Geçmiş yıllara oranla insanların şuanda daha konforlu ve lüks yaşadığını belirten Ali Akpınar, günümüzde her imkanın elde olduğunu, geçmiş yıllara göre maddi anlamda daha iyi noktada bulunduğunu ve ancak günümüz insanının daha sabırsız olduğunu söyledi. Yine geçmiş yıllarda ‘Allah’a hamd olsun’ gibi ifadelerin var olduğunu ancak şimdilerde herkesin sızlandığını kaydeden Akpınar, “Şuanda asgari ücretle çalışan da holding sahibi de aynı şeyi söylüyor. Kanaat ve sabırsızlık var. Zamane insanı olark bardağın dolu tarafını görmüyoruz hep boş tarafını görüyoruz. Aslında olumlu anlamda bardağı bile görmek lazım. Kuran-ı Kerim’de dolaylı veya doğrudan Allah ve ahiret inancına vurgu yapılır. Aile, ticaret veya ilişkileri düzenleyen bir ayettir ama mutlaka Allah ve ahirete vurgu yapılır. Buna çok dikkat etmeliyiz. Bugün Allah ve ahiret inancı konusunda aşınmalar var. Baktığınız zaman bilgi problemi de yok. Bilgi sadece okuma ile olmuyor bunun birçok yolu var. birçok şeyi fark edebilmek için okur-yazar olmanıza gerek yok” şeklinde konuştu. İnsanların ahiret gününü düşünmesi gerektiğini kaydeden Müftü Akpınar, ahiret gününde zerre kadar hayrın da şerrinde görüleceğini ancak bu durumu insanların hayatlarında görülmediğini belirtti. İmanın yenilenmesi ve tazelenmesinin önemli olduğuna dikkati çeken Akpınar, “Kuran-ı Kerim ‘Ey iman edenler iman edin’ diyor. Bakın Allah hem iman edenler diyor hem de iman edin diyor. Demek ki imanda yenilenmek ve tazelenmek önemlidir. Allah ve ahiret inancının gözden geçirilmesi gerekiyor. İnsanların bilgisi eyleme dönüştüğü ölçüde bilgidir. Şeytan, Ebu Cehil, Nemrut veya Firavunlarda biliyordu ama bilme yetmez. Ben biliyorum havası insanları aldatıyor” dedi.
“GENÇLERDEN ÜMİTVARIM”
Günümüzde genç olmanın zor olduğunu ve bu dönemin gençliğinin başarılı şekilde götürülebilmesinin faziletli olduğunu anlatan Prof. Dr. Ali Akpınar, günümüzde dindar ve ölçülü gençlerin aslında çağın velileri olduğunu söyledi. İstikametten büyük kerametin olmadığını aktaran Akpınar, “Gençler doğru istikamette kalabiliyorsa onlar için en büyük keramettir. Başarılamayan bir şey değil. Bütün olumsuz şartlara rağmen çok temiz gençlerimizin olduğunu görüyoruz. Bunların sayısı da azımsanmayacak kadar fazladır. Gençlik zordur ama zoru başarmak önemlidir. Eğer başarırlarsa mükafatları da ona göre katmerli olcaktır. Başarılı gençliğin sağlanabilmesi için inanç esaslarına dikkat edilmeli ve bilginin uygulanması gerekiyor. İnsan yaşadıklarıyla değer kazanır. Evet savrulan bir gençlik var ama bütün bu olumsuzluklara karşı olan gençlik de var. İdealist, ne yaptığını, niçin yaşadığını bilen gençlikte var. Önemli olan başarılı ve ne yaptığını bilen gençlerin sayısının artmasıdır” sözlerini kullandı. Yaşananlar veya gençler konusunda karamsar olunmaması gerektiğini anlatan Akpınar, toplumda yaşanan olumlu gelişmelerin daha fazla ön planda tutulması gerektiğini, olumlu ve güzel gelişmelerin örnek olmasının doğru olacağını ve gençlikten ümitvar olduğunu kaydetti. Türkiye’deki Müslümanlar için olumlu gelişmelerin yaşandığını aktaran Akpınar, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, Diyanet’in, ilahiyat fakültelerinin ve imam hatip liselerindeki sorumlu insanların güzel çalışmalar ortaya koyduklarını ve bu çalışmaların daha koordineli olarak çoğaltması gerektiğini söyledi. (Mustafa KARAKAYA)
İlginizi Çekebilir