Milli Oyuncakta Konya’nın Yeri
KonyaPlastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı Başkanı Yavuz Eroğlu, plastik sektörü konusunda Konya Postası’na özel açıklamalar yaptı. Milli oyuncak üretilmesi konusunda Konya’nın potansiyelinin olduğunu söyleyen Eroğlu, metal aksam konusunda Konya’nın kümelenmeye müsait olduğunu açıkladı
Türkiye’de giderek hızlanan plastik sektörü Avrupa da 2. dünyada ise 6. sırada yer alıyor. Plastik sektörünün en büyük sıkıntısı ise üretilen ürünlerin katma değerinin düşük olması. Daha özellikli ürünler üretilmesi gerektiğini aktaran Eroğlu, bu konuda bilgiye duyulan ihtiyaca dikkat çekti. Eroğlu, “Bilgi için PAGEV olarak Mükemmeliyet Merkezi kuruyoruz. Burada AR-GE, danışmanlık, eğitim ve sertifikasyon gibi çeşitli alanlarda faaliyetler yapılacak. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile gerekli protokoller yapıldı. 30 bin metre kare kapalı alanda hizmet verecek Merkezimiz sektörün katma değerini artıracaktır” dedi.
MİLLİ OYUNCAK ÜRETİLEBİLİR Mİ?
Milli oyuncak konusunda çalışmaların yapıldığını ve bununla ilgili gerekli takiplerin PAGEV tarafından yapıldığını kaydeden Eroğlu, Türkiye’nin milli oyuncak üretimi yapmasının önünde aşılamayacak engeller olmadığını söyledi. Milli oyuncak konusunda hızlı bir şekilde ilerlendiğini aktaran Eroğlu, “Türkiye milli oyuncağı hayli hayli yapar. Zaten şuanda o yönde hızlı ilerliyoruz. Bir tek sorunumuz şuydu, Türkiye’de oyuncak sektörünün önündeki en büyük sorun Çin’di. Çin’de çok iyi bir kümelenme var. Kümelenme şu demek, oyuncağın bütün parçalarını üretenler belli yerlerde, birbirine yakın yerlerde toplanmışlar. Hem ekonomi ucuz hem de birbirinin yakının da bulundukları için birbirlerini destekliyorlar. Bu şekilde de sadece Türkiye değil, bütün dünyaya oyuncak satmışlar. Bu konuda Türkiye’ye de bir sürü oyuncak Türkiye’den gelmiş, onlar geldiği zaman bizim yerli üreticilerimizde stratejik davranamamış. Bunu Çin görmüş ve rekabet ortamında bizim sektörümüzdekilerin sayıları azalmış. Yoksa tarihte Türkiye’nin oyuncakla çok iyi bir ilişkisi var. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde Eyüp oyuncakçıları diye bir bölüm var. Daha Avrupa’daki oyuncak sektörü gelişmemişken çocukları eğlendirecek, ahşaptan yapılmış bir ülke durumundaydık. Bakın Evliya Çelebi döneminde, ta o tarihte bizim oyuncakla ilişkimiz var ve üretiyoruz. Peki, sonra biz sektörde neden azalmışız? Çünkü rekabet ortamında korunamamış ve geriye gitmişiz” ifadelerini kullandı.
‘OYUNCAĞIN METAL AKSAMINDA KONYA DESTEK OLABİLİR’
Yerli oyuncak üretiminde Konya’nın da katkısının olacağını ve metal üretiminde Konya’nın büyük bir icraatının olduğuna dikkat çeken Eroğlu, Konya Sanayi Odası ve Ticaret Odası Başkanları ile bu konuyu konuştuklarını anlattı. Düzce’de kurulacak oyuncak firmalarının haricinde Konya’nın kümelenmede Türkiye’deki üretime katkı sağlayabileceğini belirten Eroğlu, “Oyuncak sektöründe Düzce’de bir kümelenme yapıyoruz. Ama Düzce’de kümelenme olması demek tüm oyuncak sektörünün sadece Düzce’de olacak anlamına gelmez. Konya’da ciddi bir plastik endüstrisi var. Sanayi Odası ve Ticaret Odası başkanlarımızda bu konuyu görüştük. Konya’da plastik sektörünün ciddi boyutta geliştiğine dikkati çekiyorlar ve bunu gördüklerini söylüyorlar. Bu gelişimin içerisinde oyuncakta bir plastiğin parçasıdır. Peluş ve ahşap oyuncakta bizim sektörümüze dâhil. Konya’nın da şöyle bir avantajı var ve Konya’da metal sanayi çok güçlü. Oyuncak nelerden oluşuyor? Sadece plastik değil. Oyuncak kamyon örneği verelim. Dünyada oyuncak sektöründe en çok satılan oyuncak kamyondur. Kamyon da bile alt tarafında metal parçalar var. Değişik oyuncaklar var metalden yapılan. Konya da bu kümelenme konusunda metal kısmında uygun bir yer. Dolayısıyla sanayi alt yapısıyla, oyuncak sanayisine yardımcı olabilir. Konya’da da nüfus itibariyle aileler büyük çocuk sayısı da büyük. Burada pazar büyük ve pazara yakın olmuş oluyorsunuz” dedi. Eroğlu, Türkiye’de sektör ilerlediği zaman PAGEV’in de Konya’ya destekleri olacağını söyledi.
‘YERLİ OYUNCAK ÜRETİCİLERİ NEFES ALDI’
Çin oyuncakları denildiği zaman akıllara gelen olumsuz düşüncelere vurgu yapan Eroğlu, Çin’den gelen her oyuncağın sağlıksız olmadığını söyledi. Çin’in hızla gelişmeye çalışan bir ülke olduğunu ve iyi-kötü firmaların bir arada olduğu bir ülke olduğunu ifade etti. Çin’de de çok iyi oyuncak üreticileri olduğunu kaydeden Eroğlu, oyuncak alanında kontrol yapılmadığı için bu şekilde bir algının Türkiye’de var olduğunu aktardı. Bu alanda kontrolün şart olduğunun altını çizen Eroğlu, “Halkımızda istiyor aslında yerli oyuncağı. Eğer Çin oyuncağı yerine yerlisi olsa tercih edecek vatandaşımız. Bunun kesinlikle yapılması lazım. Türkiye, yerli oyuncağını çok rahat yapabilecek durumdadır. Bu otomobil üretmek gibi bir şey değil. Bu konuda tek kriter oyuncakçıların belli bir ölçeğe gelmesi ve kümelenmesi gerekiyor. Eğer bu iki kriter gerçekleşir, hayata geçirilirse milli oyuncak konusunda çok iyi yollar kat edilir. Devletimiz bu konuda daha kontrollü olmaya başladı. Son 3 yıldır Çin oyuncakları konusunda kontroller yapılıyor ve iyice kontroller yapılmadan ithalatını yapmıyor. Bu şekilde olduğu zaman ithalatçılarımız çok kontrol gerekiyor diyor. Bunun yerine yerli üreticiden alsam daha pratik diye düşünüyor. Bu sayede yerli oyuncak üreticileri biraz nefes aldı. Bu üreticilerimiz güçlenmeye başladı. Bizde PAGEV olarak 2014 yılında oyuncak sektöründeki çalışmalara başladık” diye konuştu. Bu konuda Çin modelinden ziyade kendi modelin oluşması gerektiğini söyleyen Eroğlu, kümelenme ve yerli oyuncak üreticilerinin belli bir seviyeye gelmesinin çok önemli olduğuna vurgu yaptı.
‘DÜZCE’DE TÜRKİYE’NİN MİLLİ OYUNCAKLARI ÜRETİLECEK’
Türkiye’nin yerli ve milli oyuncak üretimi için Düzce'de bir çalışma başlattıklarını söyleyen Eroğlu, Türkiye’de üretilen oyuncakların Avrupa Birliği normları çerçevesinde üretildiğini ve sağlıklı ürünler olduğunu kaydetti. Eroğlu, “Bizim kanunlarımız Avrupa Birliği üyelik sürecinden dolayı oyuncak konusunda da kriterlere sahip. Türkiye, sağlığa ve çocuk sağlığına uygun şekilde üretmek üzere ‘CE’ normunda Avrupa Birliği normunda oyuncak üretiyor. Bakın Almanya’nın Nürnberg şehri oyuncak sanayi ve sektöründe çok güçlü. Bizde diyoruz ki Düzce ile Nürnberg şehrine rakip olabilir miyiz? Yani Almanya gibi üretebilir miyiz? Geçen sene Bakanlıkta bu konuda bize destek oluyor, Düzce’de bir yerimiz var. Bin 250 dönüm üzerine oyuncak sanayinin firmaları toplanıyorlar ve orada bir kümelenme oluşturuyoruz. Düzce Gümüşova Organize Sanayi’nin içerisinde bulunuyor bu yerimiz. Burası bir oyuncak organize sanayi bölgesi olacak. Türkiye’nin oyuncakları üretilecek, bunlar ciddi bir ekonomik değeri Türkiye ekonomisine kazandıracak” dedi.
DÜNYA OYUNCAK TİCARETİ 208 MİLYAR DOLAR
Dünyada oyuncak sektörünün ekonomik rakamlarına değinen Eroğlu, 208 milyar dolarlık bir oyuncak sektörünün bulunduğunu söyledi. Eroğlu, “Dünyanın bir senedeki oyuncak ticaretinin 208 milyar dolar. Bu konuda Türkiye’ye baktığımız zaman ne görüyoruz? Türkiye’deki oyuncak ihracatımız ise 200 milyon dolarlık bir rakam ile karşılaşırsınız. Şimdi Türkiye dünyadaki oyuncak hacminin yüzde 0,1’ini alıyor. 200 Milyon dolar Türkiye’nin ihracatı,208 milyar dolar dünyanın ticareti. Bunun böyle olduğuna bakmayın Türkiye bu konuda büyüyebilir. Bizim hedefimiz bu payı büyütmek. Bu konuda Çin Halk Cumhuriyeti’ne bakalım. Çin, yüzde 41 oranında dünya oyuncak ticaretinde bir yeri var. Çin’den sonrada Almanya geliyor ve biz Almanya’nın payına talibiz. Burada büyük bir pazar var, büyümek için de alan var ve 200 milyon doları çok ciddi büyütebiliriz” ifadelerini kullandı.
‘AVRUPA, ÇİN’E ORANLAR TÜRKİYE’Yİ TERCİH EDER’
Türkiye’de yaklaşık 20 milyon çocuk nüfusu olduğunu ve Türkiye’de yaklaşık senelik 60-120 TL arasında bir paranın oyuncak sektörüne harcandığını dile getiren Eroğlu, “Bizim normalde çocuklarımıza aldığımız oyuncağın senelik hesabi vardır. Türkiye’de 20 milyon civarında oyuncakla oynayacak çocuk nüfusumuz var. Bu nüfusa senelik ebeveynlerimiz 20 ila 40 Dolar arası bir para harcıyor. Buda yaklaşık 60-120 TL’ye denk geliyor. Avrupa Birliği’nde bu rakam 250 Euro. Türkiye’nin kaç katı fazla. Bu rakamlara dikkat etmek gerekiyor. 10 katından fazla ve çok ciddi bir para harcıyorlar. Bu konuda Amerika aşağı yukarı 250 Dolar harcıyor. Bu ne demek, bu demek ki Türkiye’de gelir seviyesi daha iyi olsa, insanlar para kazansa insanımızın çocuğunu sevindirmek adına çocuğuna oyuncak alacak. Dolayısıyla büyüme potansiyelimiz var. Avrupa, Çin’den aldığına vergi ödüyor ama bizden aldığı zaman vergide ödemeyecek. Neden? Gümrük Birliği antlaşması nedeniyle. O, 250 Euro’luk pazara biz ürün satabileceğiz. Birde bizim halkımız nasıl Çin oyuncaklarına karşı tavrı belli ise Avrupa’nın da bakışı farklı değil. Avrupalı Türkiye’de üretilen oyuncağı Çin’de üretilmiş oyuncaktan çok daha güvenilir bulur. Alıcı için bu durum tereddütsüz yani” şeklinde konuştu.
‘PLASTİĞİN EN BÜYÜK AVANTAJI GERİ DÖNÜŞÜMÜNÜN KOLAY OLMASIDIR’
Plastiğin en büyük avantajının geri dönüşebilmesi olduğunu kaydeden PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, cam ve metalden daha hızlı dönüşebildiğini söyledi. Camın geri dönüşebilmesi için 3 bin derece sıcaklığın olması gerektiğine dikkati çeken Eroğlu, plastiğin geri dönüşebilmesi için 200 derece sıcaklığın yeterli olacağını ifade etti. Plastiğin dünyada çok kullanılmasının sebebini açıklayan Eroğlu, “Plastik diğer ürünlere göre kullanışlı ve hesaplı olması en büyük avantajıdır. Bugün baktığınızda ambalaj olarak cam şişeye göre, plastik şişe çok daha hesaplıdır. İnsanların hayatını kolaylaştırıyor, sera örtüsü oluyor ve kış ayında domates yetiştirilmesini sağlıyor. Damla sulama sisteminde kullanılıyor ve verim açısından tarlaya katkı sağlıyor. Sera örtüsü ve damla sulama sistemleri genellikle Konya’da üretiliyor” dedi. Vücuttaki protezlerin yüzde 90’nının plastik olduğuna vurgu yapan Eroğlu, “Diyelim ki bir kişi hastalık geçirdi ve iç organına bir protez yapılacak, bunlar hep plastikten yapılıyor. Dolayısıyla hayatın her alanın kolaylaştırıp ekonomik hale getiriyor” diye konuştu. Plastiğin dezavantajı konusunda insanların kullanımına dikkati çeken Eroğlu, “İnsanlar bu plastiğin doğaya atarsa kimsenin bunu toplaması işine gelmiyor. Şöyle düşünün plastik toplayan çocukları görüyorsunuz. Ama hiç poşet toplayan görmüyoruz. Neden? Çünkü torbayı ne kadar toplarsanız toplayın, kilo olarak ağırlık yapmaz. Çocuk sabahtan akşama kadar poşetleri toplasa kilo yetmez. İşte plastik ucuz olduğu için eğer toplanması uzak yerlere, doğaya atarsanız onları toplamak ekonomik olmuyor. Peki, ne yapmak lazım? Plastik geri dönüşümü sağlandığı zaman en güzel malzemedir. Plastiği çöpe atmak bile yeterlidir. Biz bütün vatandaşlarımızdan sadece bunu istiyoruz. Plastiği çöpe atın, o zaten plastik endüstrisi tarafından ayrıştırılır. Parasal bir değeri olduğu için zaten ekonomik anlamda da bir kazanım sağlanmış oluyor” şeklinde konuştu.
9 MİLYON KİŞİNİN AMBALAJ ATIĞININ GERİ DÖNÜŞÜMÜ PAGEV’DEN
Plastiğin geri dönüşümü olduğu zaman parasal katkı sağladığını dile getiren Eroğlu, “Bakın bu bununla eş değerdir. Hiç kimse cebindeki 10 TL’yi sokağa atmak istemez. Buda bunun gibi aslına bakılırsa. İnsan şunu düşünür neden 10 TL mi doğada bırakayım ki? Bu bir para” ifadelerini kullandı. Plastik endüstrisinin geri dönüşüm konusunda ciddi boyutta yol aldığını ve başarılı olduğunu dile getiren Başkan Eroğlu, “PAGEV’e ait PAGÇEV diye bütün ambalaj atıklarının geri dönüşümünü sağlayan kuruluşumuz var. Cam, metal plastik gibi birçok ürünün geri dönüşümü için çalışıyor. Geçen sene 170 bin ton atık dönüşümü sağladık. Türkiye’deki 9 milyon kişinin ambalaj atıklarının geri dönüşümünü PAGEV sağlamıştır" dedi.
PLASTİK ARABA GÜNEŞTE ERİR Mİ?
Plastik araç üretilebilmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini ama bunun için Türkiye’nin otomobil üretmesi gerektiğini dile getiren Eroğlu, “Bir araba nereye kadar plastikle yapılabilir bunu düşünmek gerekir. Arabanın motoru ve egzozu plastik olur mu? Şuan dünyada tamamen plastikten yapılmış, egzoz, benzin deposu ve motor parçaları var. Öyle plastikler var ki uzay endüstrisinde kullanılıyor. Yanmayan, yüksek ısıya dayanan veya çelikten daha yüksek ısıda eriyen plastikler var. O tip plastiklerle yapıldığı için bir şey olmaz. Plastikten araba yapıldığı zaman araba esnediği için kazada size bir şey olmaz. Araçta güvenlik denildiği zaman hepsi plastik zaten. Emniyet kemeri, AIRBAG, arabanın iç konsolu, direksiyonu veya vitesi. Otomobiller zaten gitgide tampondan tutunda farlarına kadar plastikten yapılıyor. Plastikten arabalar gerçek ve gitgide artıyor” diye konuştu.Plastik arabanın iki özelliği olduğunu dile getiren Eroğlu, “Araba ne kadar hafiflerse o kadar az yakıt yakar. Peki nereye kadar üretilip incelebilir? Can güvenliğine kadar. Plastik orada avantajlı çünkü plastiğin öyle tipleri var ki siz ona hiçbir şey yapamazsınız. Plastik ile bir aracı 100 kilogram hafifletirsek 750 litre yakıt tasarrufu sağlıyor. Bu aynı zamanda çevreye de fayda sağlayacak. Hem çevre açısında hem ucuz araba ve yakıt tasarrufunda kolaylıklar sağlar” ifadelerini kullandı.
Araç üretiminde minimum yüzde 15’i plastik kullanıldığını ifade eden Eroğlu, bu oranın yüzde 40’a çıkarılması gerektiğini söyledi. Her sene bu oranın arttığını aktaran Eroğlu, Türkiye’nin plastik araç üretilmesi için ilk önce araba üretimini gerçekleştirmesi gerektiğine dikkati çekti. Uçaklarda plastik kullanılması konusunda bilgiler veren Eroğlu, uçak biletlerinin ucuzlamasının nedeninin uçak yapımında kullanılan plastikler olduğunu söyledi. Uçakların plastik kullanılmasıyla hafiflediğini aktaran Eroğlu, bununda yakıta yansıdığını belirterek sözlerine son verdi. (Mustafa KARAKAYA)
İlginizi Çekebilir