Mimarlık Meslek Yasası çıkmalıdır
KonyaMimar Odası Konya Şube Başkanı Dr. Mimar Armağan Güleç Korumaz, mimarlık mesleğinin ve haklarının yasal güvence altına alınması gerektiğini söyledi.
Meslek Yasası hazırlanmalı ve meslek yasası ile mesleğin tam tanımı yapılmalı diyen Korumaz, “Bu yasa da yetki ve sorumluluk alanları belirlenmeli, meslek etiği, meslek kurumu ve mesleki yargı düzenlenmelidir. Mimarlık Eğitim politikası yeniden gözden geçirilmelidir. Mimarlık Okulları sayı ve kontenjan enflasyonu önlenmelidir. Uluslararası denkliği gözeten bir mimarlık eğitimi kaçınılmaz hale gelmiştir” diye konuştu.
Her geçen gün mimar sayısı ve öğrenci kontenjanları kontrolsüz şekilde arttığına dikkat çeken Korumasız, “1954’te 735 olan üye sayımız 2001 yılında 26 bin 702 iken 2019 yılı verilerine göre bu sayı 60 bin 245, 2020’de 71 binin üzerinde. Yeni açılan üniversite sayıları ve kontenjanlar işsizliği tetikliyor. Şuan odamıza iş başvurusunda bulunan mimar sayısı 150’ye yakın. Çoğu Vakıf Üniversitesi’nden oluşan üniversitelerin kontenjanları dolmuyor. Mimarlık Bölümü sayısı 2001’de 32 iken 2017’de 115’e 2019 yılı verilerine göre 148’e çıkmıştır. 2018-2019 eğitim öğretim yılında toplam mimarlık bölümü kontenjanı 8 bin 796’dır. Bu kontenjana yerleşen sayısı 7 bin 65 tir.2006 yılında ilan edilen Mimarlık öğrencisi kontenjanı toplamda bin 865 iken, 2020 yılına gelindiğinde bu sayı dört katından fazla bir artışla 7 bin 883’e yükselmiştir. Üniversitelerde nicelik değil, nitelik öncelikli olmalıdır” dedi.
Kamu kurumlarında mimar istihdamı arttırılmalıdır diyen Korumaz, “Kamu kurumlarında kadro görev tanımları, mesleki eğitime, uzmanlıklara, deneyim ve bilgi birikimine saygı temelinde düzenlenmelidir. Kamudaki tüm ücret artışları ve ek gösterge oranları emekliliğe de yansıyacak biçimde düzenlenmelidir. Kamu kurumlarında ve ücretli çalışan mimarlarımızın özlük hakları korunmalı, hak ettikleri ücretler verilmelidir. Bilgi, beceri ve yetkinliklerden oluşan mimarlık eğitimi, çevresel bağlamdan yalıtılmış şekilde gerçekleştirilemez, dolayısıyla eğitim de meslek gibi toplumla yakın ilişki içerisinde olmalıdır. Tüm kentlilerin eşit, sağlıklı, güvenlikli yaşama koşullarında nitelikli yaşam çevrelerinde yaşama hakkı vardır. Salgın, afet ve kriz koşullarında başarılı iyileşme süreçleri için alınacak önlemlerin bilimsel ilkeler ve gerçeklerle, toplum yararı gözetilerek oluşturulması; afet ve risk yönetimi hakkında geliştirilecek politikaların bilim insanlarını, meslek odalarını, akademik kuruluşları ve ilgili uzmanlıkları dikkate alarak oluşturulması zorunludur. Bu nedenle denetimler sıkı kontroller altında düzenli hale gelmeli, cezalar ve yaptırımlar caydırıcı olmalıdır” dedi. (Fatih ERSOY)
İlginizi Çekebilir