© Konya Postası 2021

Minikler, resim yaparak yendi

Kiminin serumdan eli fırça tutamadı, öteki eliyle yaptı; kiminin kemoterapinin yarattığı bulantı kusmalardan, boyama yapmaya mecali kalmadı

Ama onlar, kanser tedavileri için hastanede kaldıkları haftalar, belki aylar boyunca, hayata sımsıkı sarılmanın yolunu resim yapmakta buldu.

Türkiye’nin en eski çocuk hastanesi Sarıyer Şişli Etfal Hamidiye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Çocuk Hematoloji ve Onkoloji servisinde kanser tedavisi gören çocuklar, “hastane odasından çıkan sanat eserleri ile” bir de sergi açtı. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü projesi ile “hastane okulu”nda, normal eğitimlerinden de mahrum kalmadan tedavilerini sürdüren çocuklar, bir yandan da tuvallere hayallerini boyayarak tedavi zorlukları ile baş etmeye çalıştı. Yaşları 5 ila 15 arasında değişen onlarca çocuğun elinden çıkan resimler, hastane içinde bir sergiye dönüştü. Sergi açılışına ise Hastane Başhekimi Prof. Dr. Özgür Yiğit, Sarıyer Kaymakamı Mehmet Özer ile Sarıyer İlçe Milli Eğitim yetkilileri katıldı ve çocuklara moral verdi.  


"SADECE DOKTORLAR DEĞİL ÖĞRETMENLER DE ÇOCUKLARIMIZIN HİZMETİNDE"


Hamidiye Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Özgür Yiğit, sergi açılışından sonra yaptığı Şişli Etfal’in yaklaşık 120 yıl önce çocuk hastanesi olarak II. Abdülhamit döneminde özel olarak çocuklar için açılan bir hastane olduğuna dikkat çekerek “Çocuk hematoloji ve onkoloji kliniğinde tedavi gören çocukların etkinliği için bir araya geldik. Çocukların kendi elleriyle yaptıkları resim sergisinden örnekler gördük. Hematoloji ve onkoloji bölümlerinde çocuk hastalarımız uzun süre hastanede kalabiliyorlar. Yani hemen tedavi olup taburcu olamıyorlar. 1 ay 2 ay hastanede kalmaları gerekebiliyor. Ama bu süreçte özellikle okul çağındaki ya da okul öncesi çağdaki çocuklarımızın bir şekilde eğitimlerinin de devam etmesi gerekiyor. Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı bir protokolle bu çocuklarımız işte bu etkinliklerden faydalanabiliyorlar. Bu protokol sayesinde bizim hastanemizde sadece doktorlar çalışmıyor, öğretmenlerimiz de bu çocuklarımızın hizmetinde oluyor. Biz, ‘bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olan’ bir anlayıştan gelen bir toplumuz. Dolayısıyla burada da çocuklarımızın eğitimi-öğretimini sağlıkları elverdiği ölçüde devam ettirmeye çalışıyoruz. Bunun için Milli Eğitim’deki arkadaşlara da teşekkür ediyorum” dedi.


“ZORLU TEDAVİ SÜREÇLERİNİ BU SAYEDE DAHA İYİ ATLATTILAR”


Çocuk Hematoloji Onkoloji Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Zeynep Yıldız Yıldırmak ise hematoloji onkoloji bölümünün yaklaşık 25 yıldır hizmet veren köklü bir klinik olduğuna işaret ederek şunları söyledi: “Hastane sınıfını da 2019 yılında açtık. Sürekli bizde olan bir sınıf öğretmenimiz var. Öğretmenimiz sayesinde çocuklarımızın eğitimi aksamadan sürebiliyor. Çünkü lösemili, solid tümörlü hastalarımız var ve kemoterapileri çok uzun sürebiliyor. 3, 4 ay, bazen 6 ay yoğun tedavi alması gereken hastalarımız oluyor. Bunlar bu sürenin hemen tamamını hastanede geçiriyorlar arada 1-2 gün eve gitseler bile. Zaten eve gitseler de bu çocukları okul ortamına sokmamız çok kolay olmuyor çünkü bağışıklık sistemleri zayıf olduğu için, hele de bu pandemi döneminde hiç gönderemiyoruz. O nedenle bu çocukların hastanede eğitimlerinin sürmesi çok büyük yarar sağlıyor. Bu sergideki resimleri öğretmenimizle birlikte yaptılar. Onlar teknikleri geliştirerek çocuklarımıza öğretti. Ama her zaman kolay olmadı, damar yolları sürekli açık oluyor bu çocukların. Bazen kalem kullandıkları ellerde damar yolu oluyor, diğer ellerini kullanarak fırçayı tuttular. Plastik çatal, bulaşık teli, kulak pamuğu gibi farklı malzemeler kullanarak bu resimleri yaptılar. Ama hepsi de çok keyifle, zevk alarak yaptı. Sıkıntılı tedavi süreçlerini bu sayede daha güzel atlattılar.”


“BU RESİMLERİ YAPARKEN TEDAVİNİN TÜM ACILARINI UNUTTULAR”


Hastanenin sınıf öğretmeni Simge Tüzün ise şu bilgileri verdi: “20 yıllık öğretmenim, hastane sınıflarında 2,5 yıldır görev alıyorum. Ben resim öğretmeni değilim. Sınıf öğretmeni olarak görevlendirdim. Ama çocuklarımıza bu resimleri yaptırabilmek için özel olara videolar izledim ve öğrendim, daha sonra onlara da öğrettim. Çocukların tabii ki tedavi süreçlerinden dolayı bulantıları, ağrıları vs oluyordu. Ama bu resimleri yaparken hepsini unuttular ve çok keyif aldılar. Aslında bu resimlerde sohbet, muhabbet, kahkahalar ve merak var, keşfetmek var. Çocuklarla dersleri evet yapıyoruz ama ders yapmak istemedikleri zaman da bugün yaptığımız gibi resimler, oyunlar, sanat etkinlikleri gibi çalışmalar da yapıyoruz. Biz aslında onlar için hayatla bir bağ, dışarı ile bir bağ oluşturuyoruz.”


“HASTANE OKULU SAYESİNDE ÜNİVERSİTEYE HAZIRLANIYORUM”


4 yıl önce aynı koridorlarda aylarca tedavi gören 19 yaşındaki Sevgi Akçay, şimdi üniversiteye hazırlanıyor. 5 yıl süren lösemi tedavisinin ardından sağlığına kavuşan Akçay, “Ben de 4 yıl önce buradaki hastalardan biriydim. O zamanlar okula gidemediğim için buradaki hocalardan özel eğitimler aldım. O sayede şu an üniversite sınavına hazırlanıyorum. Bazen 6 ay boyunca hastaneden hiç çıkmadan tedavi gördüğüm zamanlar oldu. Muhtemelen o zamanlar eğitim almasaydım zaten okula gidemiyorum, şu anda üniversiteye hazırlanamazdım. Odama kitap defter bile sokamıyordum mikrop kapacağım diye. Çok zor oldu ama bir şekilde gerçekten eğitim alabildim” dedi.


OKUMA YAZMAYI HASTANE ODASINDA ÖĞRENDİ


Sergide çizdiği resimlere Sarıyer Kaymakamı ile birlikte bakan lösemi hastası 8 yaşındaki Zeynep Akcam ise hastanedeki öğretmeni sayesinde okuma yazmayı söktüğünü söyleyerek “Okuma yazmayı burada hastanede öğrendim. Resim yapmayı da çok seviyorum. Simge öğretmenim bana her şeyi öğretti. Derslerimden geri kalmıyorum. Büyüyünce çocuk doktoru olmak istiyorum. Eskiden öğretmen olmak isterdim ama burayı görünce içime bir heves doğdu, çocuk doktoru olmaya karar verdim” dedi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER