"Müziğimiz herkese ve her türlü yorumlamaya açık"
Kültür - SanatABD'nin Teksas eyaletinde kurulan ve Türkiye'deki hayran kitlesini her geçen gün büyüten enstrümantal grup Balmorhea'nin kurucularından Michael Muller, "Müziğimiz herkese ve her türlü yorumlamaya açık. Tek bir kitleye hitap etmiyoruz." dedi
Grup, Türkiye turnesi kapsamında 7 Temmuz'da Ankara'da CSO Ada'da, 8-9 Temmuz'da ise Blind İstanbul'da konser verecek.
Balmorhea'nin kurucuları Muller ve Rob Lowe, grubun kuruluş sürecini ve gelecek planlarını AA muhabirine anlattı.
Grubun ismini Teksas'ın batısındaki Balmorhea adlı küçük bir kasabadan aldığını belirten Muller, "Rob çocukluğunda ailesiyle sık sık oraya gidiyordu. Orada büyük bir doğal yüzme alanı ve çöl arazileri var. Beraber müzik yapmaya başladığımızda Rob ile bu şehre beraber gideceğimiz tuttu. Daha sonra yaptığımız müziğe böyle bir isim koyabileceğimizi fark ettik. Müziğimizle oluşturmak istediğimiz eşsiz güzellik ve tuhaflığı orada bulmuştuk." şeklinde konuştu.
"Yapmak istediğimiz şeyden vazgeçmemeyi ahit edindik"
Muller, müziğin çok subjektif bir şey olduğuna değinerek, şunları kaydetti:
"Müzikte, içine kusursuzca dahil olmanız gereken bir kategori yoktur. Dinlediğinizde anlayacaksınız. Her bir albümümüzde tarzımız hafiften değişikliğe uğruyor. Fakat genel bağlamda neoklasik enstrümantal müzik yaptığımızı söyleyebiliriz. Bunun hükmünü dinleyenlerimize bırakıyoruz."
Lowe ile farklı bir müzikal geçmişi olduğuna dikkati çeken Muller, "Ben evimde genellikle Iron Maiden, Metallica gibi agresif, punk müzikler dinleyerek büyüdüm. Müzik yapma tarzınızı etkileyen şeyler bilinçaltınıza biraz farkında olmadan yerleşebiliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Michael Muller, müzik piyasasında yer edinmenin gittikçe zorlaştığının altını çizerek, "Spotify'a her hafta 100 binin üzerinde yeni şarkı giriyor. Piyasada çok fazla sanatçı, çok fazla tercih var. Her şeye rağmen yolumuza devam edebiliyoruz. Bizimle aynı yıllarda müziğe başlayan birçok sanatçı müzik yapmayı bıraktı. Biz ise yolumuza dümdüz devam etmeye, sevdiğimiz ve yapmak istediğimiz şeyden vazgeçmemeye ahdettik." ifadelerini kullandı.
"Delibal filminin ardından Türkiye'de tanınır hale geldik"
Başrollerini Çağatay Ulusoy ile Leyla Lydia Tuğutlu'nun paylaştığı "Delibal" filminde bir şarkılarının kullanıldığını aktaran Muller, şu bilgileri verdi:
"2015'te çekilen Delibal filminde bize ait bir şarkı kullanıldı. Filmin ardından grubumuz Türkiye'de daha tanınır hale geldi. Ülkeye sıklıkla gelişimizin sebebi de bu. Enstrümantal müzikte söz olmadığı için şarkılara duygusal bir dil hakim oluyor. Bu yüzden müziğimiz herkese ve her türlü yoruma açık. Tek bir kitleye hitap etmiyoruz. Bir dinleyicim bana, şarkılarımızın insanı unutulmuş anılara götüren bir film müziğine benzediğini söyledi. Bu yüzden şarkılarımız biraz hüzün verebilir ama konserde aralara biraz espri sıkıştıracağız."
"Türkiye'nin başkentini görme şansı bulmak güzel olacak"
Rob Lowe da grubu 2006'da henüz çok gençken kurduklarını dile getirerek, "Yolculuğumuza, müziğe ilgisi olan herkesin başladığı gibi başladık. İkimizin de bu işe ilgisi vardı ve kendi başımıza bir takım şarkılar bestelemiştik. Daha sonra tanışınca ilgilendiğimiz müzik türlerinin birbiriyle örtüştüğünü fark ettik. Küçük çapta birlikte müzik yapmaya başladık. Her konser ve provamızın ardından kendimizi geliştirdik, daha fazla iş ortaya koyduk ve grubumuza daha fazla kişiyi dahil ettik. Yıllar içinde grup doğal bir seyir halinde büyüdü. Her yıl yeni bir şeyler yaparak, müziğimizi geliştiriyoruz. Başladığımız noktadan günümüze çok doğal bir gelişim içinde geldik." dedi.
Ankara'da ilk defa sahne almaktan çok heyecan duyduğunu kaydeden Lowe, "Bundan önce 4 defa İstanbul'a geldik fakat hiç Ankara'ya uğramadık. Bu turnede Türkiye'nin başkentini görme şansı bulmak ve İstanbul dışında diğer şehirleri görmek, yeni dinleyicilerle tanışmak güzel olacak." diye konuştu.
Lowe da grubu kendine has kılan şeyin, tek bir müzik türüne bağlı kalmamak olduğunun altını çizerek, "Şarkılarımızda bazen folk, bazen klasik, bazen pop, bazen de diğer türlerden esintiler duyabilirsiniz. Bunu kasıtlı olarak yapmıyoruz. Sadece farklı türlerden aldığımız ilhamla besleniyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Müziğimiz, rüyanızda çalan müziğe benziyor"
Müzik yapmaya bağımsız ve yeraltı piyasasında başladıklarını kaydeden Lowe, şöyle devam etti:
"Şimdiye kadar hep bu şekilde müzik yapmaya ilgi duyduk ve bundan sonra da devam edeceğiz. Hatırı sayılır bir dinleyici kitlesi yakaladık, özellikle Türkiye'de. Ana akım medya organlarında yeteri kadar yer alamadık. Belki alsak hoşumuza giderdi fakat sonuç olarak kitlelerin dikkatini çekmekle görevliyiz. Bunu da kendimize has müziğimizi icra ederek yapıyoruz."
Rob Lowe yaptıkları müziği, "Rüyanızda çalan bir müziği dinlediğinizi hayal edin derim. Müziğimiz tam da buna benziyor." sözleriyle ifade ederken, Rachel's, Tortoise ve Pullman gibi gruplar ile solo müzisyenlerden Max Richter ve Nils Frahm'dan ilham aldığını vurguladı.
Kariyerinde 7 albüme imza atan Balmorhea, konserlerini Epifoni organizasyonuyla gerçekleştirecek.
Delibal filminde "Remembrance" adlı parçasının kullanılmasıyla Türkiye'de hayran kitlesini genişleten grup şimdiye kadar Fleet Foxes, Mono, Tortoise, Bear in Heaven, Sharon Van Etten, Damien Jurado ve Here We Go Magic ile aynı sahneyi paylaştı.
Grup üyeleri Aisha Burns keman ve vokal, Rob Lowe gitar ve piyano, Michael Muller gitar ve bas gitar, Jeff Olson vibrafon ve davul, Sam Pankey kontrbas ve Nino Soberson çello ile sahne alacak.
İlginizi Çekebilir