Parlamenter tarihimiz bir bataklık
SiyasetCumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç, Türkiye’deki parlamenter sistem tarihinin bataklık olduğunu söyledi.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın çağrısıyla oluşan Anayasa Uzlaşma Komisyonu, 1982 Anayasası'ndan kurtulmak için yeni bir umut oldu. Yeni Şafak'tan Nil Gülsüm Çoğunlukla 'başkanlık' ekseninde tartışılan 'yeni anayasa' ile ilgili soruları bu sefer Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, hukukçu Şeref Malkoç'a yöneltti. Yeni anayasa hususunda mevcut durumu nasıl tasvir edersiniz?
Türkiye 1982 Anayasası ile ilerleyemiyor. 1982 Anayasası adeta kışla nizamnamesi gibi ve toplumun hiçbir kesiminin ihtiyacını karşılamıyor. Durumun böyle olduğu konusunda her partinin mutabakatı var. Fakat sorun, anayasanın içinde nelerin yeralacağı. Maalesef muhalefet, hakarete varan hırçınlıkları muhalefet zannediyor. Sözgelimi Kılıçdaroğlu'nun son kurultay konuşması… Dolayısıyla yeni anayasa ile ilgili asıl mesele, muhalefetteki tıkanıklık. Eğer muhalefetin yeni anayasa konusunda da tavrı bu olursa, sivil toplum, üniversiteler ve halk, muhalefeti yokluğa mahkum eder. 82 ANAYASASI KARABASAN GİBİ
Başbakan Davutoğlu'nun muhalefet partilerini ziyaret ederek başlattığı yeni anayasa girişimi için ne söylersiniz?
Sayın Başbakan, yeni anayasa ihtiyacını, 1982 Anayasası'nın toplumun üzerine karabasan gibi çöktüğünün farkında. 26. dönemde bir anayasa yapılmasını istediği çok açık. Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun teşkilinde bile AK Parti'nin fedakarlık gösterdiği ortada. 317 milletvekili olan AK Parti de bu komisyonda 3 üye ile temsil ediliyor, 40 milletvekili olan parti de. Muhalefet partileri çalışmaları tıkamazsa, yeni bir anayasa çıkabilir. Tartışmalı konular çok ön plana çıkıyor. Mesela başkanlık sistemi. Muhalefet başkanlık sistemi yerine parlamenter sistemi öne çıkarıyor. Parlamenter sistemi siz nasıl görüyorsunuz?
Parlamenter sistem tarihimiz bir bataklıktır. Bizdeki sistem parlamenter sistem olarak takdim ediliyor. Fakat bizdeki sistemin özeti, 'Millet kime oy verirse versin, CHP ideolojisi iktidar olsun'dur. Bunu da, vesayet kurumlarıyla sağlıyorlar. ARTIK FİİLİ BİR DURUM VAR
Bizdeki sistemin parlamenter sistem olarak tanımlanamayacağı iddiasına ne dersiniz?
Almanya'da da parlamenter sistem vardır. Orada cumhurbaşkanının yetkileri 1982 Anayasası'nda belirtilen yetkiler kadar geniş değildir. Türkiye'de zaten geniş yetkilere ve güçlü bir konuma sahip olan cumhurbaşkanlığı makamı, 2007'de gerçekleşen referandumla birlikte daha da güçlenmiştir. Cumhurbaşkanı artık halk tarafından seçilmektedir. Şu halde fiilen yeni bir durum vardır ve bunu anayasaya yazmak gerekmektedir. Başkanlık sistemi olarak tarif ettiğimiz husus budur. BU SİSTEMDE İSTİKRAR OLMAZ
Başkanlık sistemini Türkiye niçin tercih etmelidir peki?
Cumhuriyet kurulalı 92 yıl olmuş. 92 yıllık cumhuriyet tarihimizin 64. hükümeti şu an iş başındadır. AK Parti'nin 13 yıllık iktidarını çıkarırsak, ortalama olarak her hükümet bir yıl ömre sahip olmuş. Böyle bir ülkede siyasi istikrar ve kalkınma olmaz. Başkanlık sisteminde seçmen sandığa gidip beş yıl görev yapacak başkanı ve hükümetini seçer. İstikrar ancak bu şekilde sağlanabilir. Çift başlılık ortadan ancak bu şekilde kaldırılabilir. Çift başlılık derken neyi kastediyorsunuz?
Çift başlılık, Ecevit'le Ahmet Necdet Sezer'in birbirine anayasa fırlatması ve bunun sonucunda Türkiye'nin milyarlarca dolar zarara uğramasıdır. Çift başlılık, 12 Eylül darbesine giden süreçtir. Çift başlılık, rahmetli Erbakan'ın başbakanlığı döneminde MGK'nın paralel hükümet yetkileri donatılması ve cumhurbaşkanının seçilmiş başbakanla değil de o paralel hükümetle çalışmasıdır. Çift başlılık, cuntacıların heveslerini kabartan yetki parçalanmasıdır. MECLİS'TE 330'U BULABİLİRİZ
Süreçten umutlu musunuz peki?
TBMM tarafından üzerinde mutabakata varılmış bir anayasanın yapılacağı hususunda çok da umutlu değilim. Parlamentonun sayısal dağılımı ve muhalefet partilerinin tavrı ortada. Bununla birlikte, hazırlanacak bir anayasa metnini referanduma götürmek için gereken 330 milletvekili sayısına TBMM'de ulaşılacağına inanıyorum. Şu an zor gibi görünüyor. Fakat dağ ne kadar yüksek olursa olsun, onu aşan bir yol muhakkak bulunur. Anayasa Uzlaşma Komisyonu bu yasama yılı sonuna kadar çalışmalarını yürütür. Eğer bir sonuç çıkmazsa, zannediyorum AK Parti kendi anayasa önerisini kamuoyuyla paylaşıp destek arayışında olur. Eğer bu parlamentodan anayasa çıkmazsa, Sayın Başbakan da millete giderek yapılanları ortaya koyar.
CHP milletten korkuyor
Muhalefetin başkanlık sistemine karşı takındığı tavrı neye bağlıyorsunuz?
Sayın Cumhurbaşkanımız çıkıp 'Yeni hükümet sistemi parlamenter sistem olmalıdır' dese, muhalefet derhal ağız birliği ederek 'Başkanlık sistemi istiyoruz' demeye başlar. İnatlaşma üzerinden bir muhalefet yürütüldüğünü görüyoruz. Bir de, başkanlık sisteminde şanslarının olmadığını düşünüyorlar. CHP, milletten korktuğu için başkanlık sistemini istemiyor. MHP'nin tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
CHP'nin başkanlık sistemini istememesini anlıyoruz. CHP her zaman millete ve iradesine tepeden bakmıştır. Ama MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli'nin CHP ile birlikte hareket etmesi anlaşılır gibi değil. MHP'nin kurucu genel başkanı merhum Alparslan Türkeş de başkanlık sistemini istiyordu. Kemal Bey'inki yenilgi travması
CHP demişken Kılıçdaroğlu'nun dozu giderek artan sözleri için yorumunuz ne olur?
Ben CHP'de aklı başında arkadaşlara Medeni Kanun'un 405. ve 406. maddelerinden hareketle Sayın Kılıçdaroğlu'nu vesayet altına almalarını öneriyorum. Aksi takdirde CHP'ye yazık olacak. Sayın Kılıçdaroğlu'nda, girdiği her seçimden başarısız çıkmaktan kaynaklanan bir travma olduğunu düşünüyorum. Zannediyorum bu travmalar, aklî melekelerinde gel-gitler yaşamasına sebep oluyor. Hem memleket için, hem de CHP için en hayırlısı, CHP'deki aklı başında arkadaşların Kılıçdaroğlu'na bir vâsi tayin etmeleridir. Geleneğe uygun olmalı
Türkiye tipi başkanlık sistemi derken kastedilen nedir?
Başkanlık sistemi denildiğinde, Amerika tipi mi yoksa Latin Amerika'dakilere benzer mi olacağı yönünde sorular oluyor. Amerika'nın iki yüz küsur yıllık bir devlet geçmişi vardır. Başkanlık sisteminin câri olduğu diğer devletler için de durum aşağı yukarı aynıdır. Fakat biz, imparatorluk ölçeğinde 16 devlet kurmuşuz. Sadece Osmanlı'nın gerileme ve çözülme süreci, bu saydığımız devletlerin tarihinden daha uzundur. Bizim niyetimiz, Türkiye'nin siyasi tecrübelerine ve geleneğine uygun bir başkanlık sistemi kurmaktır. Hedef üniter başkanlık
Başkanlık ve federasyon arasında zorunlu bir ilişki mi var?
Bunlar uydurma iddialardır. Türkiye için bizim savunduğumuz başkanlık sistemi, federasyonu değil, üniter yapıyı esas almaktadır. Devlet yapısı olarak üniter yapıyı; hükümet rejimi olarak başkanlık sistemini istediğimiz ortadadır. Bunu da, siyasi istikrar ve kesintisiz kalkınma için gerekli görüyoruz. 7 Haziran ve 1 Kasım arasında Türkiye'de yaşananları göz önüne getirelim. PKK'nın ayaklanması, Rusya'nın Suriye'de çatışmaya taraf olması, o siyasi kaos ortamı ile bağlantılandırılabilir. HİTLER ÖRNEĞİ VAR
Başkanlık sisteminin diktatörlüğe yol açacağı iddiaları için ne dersiniz?
Diktatörlük için başkanlık sistemine gerek yok. En çarpıcı örneklerden birisi, Hitler Almanyası. Hitler, başkanlık sistemiyle değil, parlamenter sistemle iş başına geldi ve Nazi diktatörlüğünü kurdu. Bizim önerdiğimiz başkanlık sistemi, bu toprakların medeniyet ve siyaset birikiminden bağımsız anlaşılamaz. Dünya tarihinin en uzun süre hüküm süren hanedanı olan Osmanlıların kuruluş mayasında Şeyh Edebali'nin 'İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın' düsturu vardır. Muhalefet, başkanlık sisteminin Erdoğan'a özel olacağını iddia ediyor...
Sayın Cumhurbaşkanımız defaatle ifade etti ve 'Bizler faniyiz. Bâki olan milletimizdir' dedi. Varlıklarını Sayın Cumhurbaşkanımıza karşıtlık üzerine kuranların iddiasıdır ve hakikatle bağdaşır tarafı yoktur. Ki başkanlık sistemini rahmetli Erbakan, rahmetli Türkeş, rahmetli Özal, rahmetli Demirel de istiyordu.
İlginizi Çekebilir