Peygamberler Kabri Musalla
KonyaKonya’nın Selçuklu döneminden kalan ve eski mezarlığı olarak bilinen Musalla Mezarlığı, geçmişi ile tarihe ışık tutuyor. İçerisinde namazgah olarak da bilinen mescidin yanı sıra 4 peygambere de ev sahipliği yapıyor. Mezarlık içerisinde yine 4 türbe bulunmakta
Konya, yakın tarihte yok olan kabirlerin bulunduğu Selçukluya başkentlik yapmış medeniyetler kenti olarak bilinir. Kültür ve İnanç Turizminin de merkezi olan Konya, tarihi ve kültürel mekanlarının yanı sıra asırlık kabristanları ile de her dönem ilgi odağı olmuştur. Konya’nın en eski kabinlerinden olan ve Selçuklu döneminden kalma olduğu bilinen Musalla Kabristanı’nı da bunlardan bir tanesi. İçerisinde dört türbe bulunmaktadır. Bunlar Gömeç Hatun Türbesi, Şeyh Şücâeddîn Türbesi, Evhâdeddîn-i Kirmânî Türbesi ve Şeyh Hâlil-i Türbesi’dir. Namazgâh’lıkta şehit cenazeleri kılınmakla beraber 4 Peygamberin de bu mezarlıkta yattığı biliniyor.
Musalla mezarlığı 200 bin metre kare alanla Konya’nın en büyük mezarlığı olma özelliğini taşıyor. Mezarlığın sekiz girişi bulunuyor. Nalçacı, Parsana ve Kalenderhane kapıları önemli ana girişleridir.
İçerisinde Hıristiyan mezarlığına da bulunan Mezarlığın içerisinde yapılan düzenli defin, tarihe de önemli ışık tutmaktadır. Geçmişte Konya’da valilik yapan isimlerinde bulunduğu mezarlık, halen defin işlemlerinin yapıldığı, ziyarete açık bir mezarlıktır. Mezarlığın içerisinde bulunan “Cennet Çukuru” olarak adlandırılan bölüm eski eski yeri olarak bilinir. Konya tarih kaynaklarında Şeyh Kutsi Efendi Peygamberlerin yattığını söylerdi. Tarihçi Selçuk Es ise burada yatan dört Peygamber olduğunu söyler ve isimlerini verir. Musalla Mezarlığının önemli bölümlerinden biri de namazgâhtır. Buraya meydan ya da bayram yeri de denilmektedir Namazgâh insanların toplandığı bayram namazı kıldığı, yağmur duası ettiği geniş bir alandır. Namazgâhta taştan yapılmış bir mihrap bulunmaktadır. Mihrabın iki yanından sekiz merdivenle üstüne çıkılabilmektedir.
Mezarlıkta dört tane türbe bulunmaktadır. Bunlar Gömeç Hatun Türbesi, Şeyh Şücaeddin Türbesi, Evhadeddin-i Kirmanî Türbesi ve Şeyh Halil-i Türbesi’dir.
EVHADEDDÎN-İ KİRMANÎ TÜRBESİ
Evhadeddîn-i Kirmânî Türbesi; Şeyh Sücaeddîn Türbesi’nin güneydoğusunda, 130 no’lu adada yer alır. Kare kübik bir gövdenin sivri bir kubbeyle örtülmesinden oluşur. Duvarlar moloz taşla örülmüştür. Kubbesi ise tuğladır. Küçük ve sade bir türbedir. Evhadeddîn-i Kirmanî (Ö.1237)’ye izâfe edilmesinden ve türbenin dış görünüşünden yola çıkarak eserin 13. Yüzyıl Selçuklu türbesi olduğu düşünülmektedir (Önkal, 1996, 269).
ŞEYH SÜCÂEDDÎN TÜRBESİ
Şeyh Sücâeddîn Türbesi; Şeyh Halil-i Türbesi’nin güneyinde 129 no’lu adada bulunmaktadır. Kare planlı türbenin üzeri 16 dilimli bir kubbeyle örtülmüştür. Kesme taşla inşa edilmiştir. Mumyalık kısmı yoktur. Türbenin üstünde M.1349 tarihli olduğunu gösteren bir Kitabe bulunmaktadır.
ŞEYH HÂLÎL-İ TÜRBESİ
Şeyh Halil-i Türbesi; mezarlığın kuzeyinde, namazgâhın güneybatısında yer alır. Düzgün kesme taşla yapılmış büyük bir türbedir. Sekizgen planlı türbenin üzeri kubbe ile örtülmüştür. Giriş kapısının önünde iki sütunlu bir revak bulunmaktadır. Türbenin duvarları Bursa kemerli nişlerle hareketlendirilmiştir. Türbe, kapısındaki kitabeye göre H.998/M.1589 tarihlidir. Şeyh Halilî, III. Murat zamanında ölmüş, türbesi III. Mehmet zamanında yapılmıştır. “Hâlîl-i” mahlası, adı “Muhlis”, babasının adı Yusuf’tur (Konyalı, 1997, 749). Musalla mezarlığında bir de şehitlik bölümü yer almaktadır. Mezarlığın kuzeydoğusunda bulunur. Şehitliğin dört tarafı duvarla çevrilidir. Ankara Caddesi üzerinde mezarlıktan ayrı bir giriş kapısı vardır. Şehitliğe defin işlemi halen devam etmektedir. Mezarlıkta, Selçuklu âlimlerinden Kadı Siracüddin Urmevî, müderrislerden Muhaddis Ahmet Efendi, âlimlerinden Hadimli Mehmet Vehbi Çelik Efendi, Aksekili Mehmet Emin Efendi, Halil İbrahim (İzerdem) Efendi gibi önemli şahsiyetlerin kabirleri bulunmaktadır. Mezar taşlarında malzeme olarak, sille taşı, gödene taşı ve mermer kullanılmıştır. Kemer formu olarak, üçgen alınlık, sivri, yarım daire, dilimli, kaş kemer çeşitleri ile değişik başlıklar kullanılmıştır. Yer yer sandukalı ve lâhitli mezar taşlarına da rastlanır. Kalem çeşidi olarak sülüs, tâlik, rik’a, muhakkak tercih edilmiş, bunlar kabartma tekniğinde yazılmıştır. Süsleme olarak, baş taşlarında istiridye kabuğu, çeşitli stilize bitkiler, ayak taşlarında selviler, asma yaprakları, üzüm salkımları, kabartma tekniğinde uygulanmıştır. Osmanlıca yazılı mezar taşları en çok cennet çukurunda ve türbelerin çevresinde toplanmıştır. Ancak mezarlığın diğer yerlerinde de ara ara görülmektedir. Konya’nın en eski mezarlıklarından olan Musalla, içindeki türbelerden yola çıkarak Selçuklu dönemine tarihlendirilmekte. Selçuklu dönemi mezar taşları müzelere kaldırılmıştır. Az sayıdaki beylik dönemi mezar taşları ise “cennet çukuru” denilen yerde yer almaktadır. Osmanlı döneminde de kullanılan mezarlık türbelerin etrafının defin işleminde kullanılmasıyla büyüyerek günümüze kadar ulaşmış en büyük mezarlıktır. Mezar taşları daha çok 1750’lerden sonraya tekâbül eder. (Araştırma Fatih ERSOY)
İlginizi Çekebilir