© Konya Postası 2021

Sağlık için organik ürünler tüketilmeli

Konya’nın Organik Tarım’da önemli başarılara imza attığını kaydeden Organik Tarım Derneği Başkanı Ali Ataiyibiner, insan sağlığı için sertifikalı üretimi yapılan organik ürünlerin tüketilmesinin önemine vurgu yaptı

Organik Tarım Derneği Başkanı Ali Ataiyibiner, Konya’nın Organik Tarım’da hangi seviyede olduğuna dair Konya Postası’na açıklamalarda bulundu. Sertifikalı ürün bilincinin toplum nezdinde gelişmesi gerektiğini ve Organik Tarım’da ürün çeşitliliğinin sağlandığını kaydeden Ataiyibiner, taşrada yetiştirilen ürünler ile Organik Tarım adı altında yetiştirilen ürünlerin farklı olduğunu söyledi. Organik ürünlerin her aşama kontrolden geçtiğini anlatan Başkan Ataiyibiner, sağlık açısından da bu ürünlerin tüketilmesinin önemine vurgu yaptı.

HEDEF: KIRSAL KALKINMA

Organik Tarım’la ilgili çalışmaların 2006 yılında Konya’da İl Özel idaresi, Selçuk Üniversitesi ve Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü işbirliğinde, Seydişehir’in Yaylacık Köyü’nde organik çilek yetiştirme projesiyle başladığını belirten Ataiyibiner, projenin Akşehir’den Taşkent’e kadar yayıldığını söyledi. Projenin küçük bir alanda başladığını ve kırsal kalkınmayı hedeflediğini ifaden eden Ataiyibiner, ”Türkiye’de en iyi kırsal kalkınma projeleri arasında ilk 3’ün içerisinde yer alan ve Brezilya’da ülkemizi temsil eden bir projeydi” dedi. Organik Tarım’da ürün çeşitliliğinin arttığını vurgulayan Ataiyibiner, kırsal bölgelerdeki katma değeri az ürünler yerine, yüksek katma değerli ürünlerin üretimiyle ilgili projelerin devam ettiğini belirtti. Ataiyibiner, “Projelerimizin Konya’da ki ağırlıklı hedefi Akşehir’den Taşkent’e kadar olan dağlık ilçelerimizde katma değeri az ürünler yerine daha çok katma değer üreten ürünleri organik yapma projelerimiz devam ediyor” dedi.

Yapılan projelerin bir tek bağımsız kurum tarafından yapılmadığını belirten Ataiyibiner, sulama altyapılarının DSİ göletleri, Özel İdare Göletleri, Tarım İl Müdürlüğü ve üniversite hocalarının katkılarıyla yapıldığını kaydetti. Ziraat Odaları olarak çiftçiye desteğin devam edeceğini vurgulayan Ataiyibiner, Organik Tarım’da hızlı bir trendin geliştiğine vurgu yaptı. Akşehir’den Taşkent’e kadar olan bölgede yetiştirilen organik ürünlerin sertifikalandırıldığını belirten Başkan Ataiyibiner, organik denetimlerinin yapılması ve altyapının hazırlanması projelerinde kurumların ve STK’ların desteklerinin devam ettiğini söyledi.

“ORGANİK ÜRÜN SERTİFİKALIDIR”

Organik Tarım projelerinin başlamasından bu yana ürün çeşitlendirmesi ve çeşitlendirilen ürünlerin yetiştirilmesine dair eğitimler verdiklerini anlatan Ataiyibiner, son 1 yıldır üretilen organik ürünlerin pazarlanmasıyla ilgili çalışmalar yürüttüklerini kaydetti. Organik pazara dair hedefleri aktaran Ataiyibiner, “Açıkçası istenilen yere varmış değiliz ama varmak için hedefimiz olan organik pazarların kurulması, organik ürün standlarının  alışveriş merkezlerinde açılması, hepsinden önemlisi de tüketici bilinçlendirme projeleriyle ilgili çalışmalarımız devam ediyor” diye konuştu. Tüketicinin köy ürünüyle organik ürünü ayırt etmede yeterli bilince sahip olmadığını kaydeden Ataiyibiner, “Hâlbuki ayrılması gereken şey organik ürünün sertifikalı ve kontrollü bir üretimden geçmesidir, diğerleri taşrada yetişmiş ürünler. Taşrada üretilmiş ürünlerin zaten şehirde yetişme boyutu yok. Tüketicimiz köy ürünü diye satın aldığı ürünün kalıntısız, kimyasal etkisiz olduğunu zannediyor” şeklinde konuştu. Vatandaşın köy ürününü organik ürün zannetmesinden doğan algının, organik ürün pazarını daralttığını belirten Ataiyibiner, bunun tüketici bilinçlendirme projeleriyle aşılacağının altını çizdi. Organik ürün pazarında zaman zaman daralma yaşanmasına rağmen ürünlerin satıldığını ifade eden Ataiyibiner, ürünlerin hak ettiği değeri alması gerektiğini söyledi.

ORGANİK TARIM ÜRÜNLERİ ÇEŞİTLENDİ

Buğday, şeker pancarı ve patates gibi endüstriyel ürünlerin büyük arazilerde yapılması, buna karşın katma değeri ve kar payı yüksek ürünlerin ise Akşehir’den Taşkent’e kadar olan parçalı arazilerde yapılmasının çiftçi için daha faydalı olduğunu ifade eden Ataiyibiner, “Buğdayda çiftçinin ortalama karı 100 TL iken, organik çilek yetiştiren bir çiftçinin ortalama karı, işçiliği dahil hesaplandığında yaklaşık 3 bin TL” dedi. “Kaliteli çilek yetiştirebilmek için bin 200 metre rakımın üzerine çıkmanız lazım” diyen Ataiyibiner, kaliteli organik kiraz yetiştirebilmek için ise Hadim, Taşkent’te bin 300 rakımın üzerine çıkılması gerektiğini belirtti. Kalitede doğal yapının etkinliğine dikkat çeken Ataiyibiner, amaçlarının büyük arazilerde konvansiyonel tarım yapan çiftçi ile parçalı arazilere sahip kırsal alandaki çiftçinin rekabetini dengelemek olduğunu belirtti. Ataiyibiner, “Akşehir’de veya Taşkent’te yetişen kirazın tamamını Konya Ovası’nda bir çiftçi arazi olarak dikebilir. Ama kaliteyi, organikliği ve mevsimi yakalayamaz” dedi. Organik ürün çeşitliliğini artırdıklarına dikkati çeken Ataiyibiner, organik çilek üretimiyle başlayan projenin bugün elma, armut, kiraz, şeftali ve üzüm gibi ana ürünlerde devam ettiğini belirtti. Sebze üretiminde de domates, biber, patlıcan, patates gibi ana ürünlerde organik yapıp yetiştiren çiftçilerin bulunduğunu kaydeden Ataiyibiner, “Organik arıcılık yapan çiftçilerimiz de mevcut. Sadece Konya’ya değil, Türkiye pazarına, özellikle İstanbul ve Ankara pazarına ürün götüren çiftçilerimiz var” dedi.

Organik tarım yapan çiftçilerin, konvansiyonel tarım yapanlara göre kazançlarından memnun olduklarını belirten Ataiyibiner, “Organik Tarım’a ortalama 4-5 dekarla başlayan çiftçilerimiz bugün üretim alanlarını en az üçe dörde katladılar” dedi. 2008’den bu yana Organik Tarım’da ürün çeşitliliğinin koordineli bir şekilde artış gösterdiğini, organik yumurta ve organik yem bitkileri dâhil yaklaşık 100’ün üzerinde çeşitle Konya’nın organik üretimde yerini almaya devam ettiğini belirten Ataiyibiner, “Esas hedefimizden bir tanesi organik kırmızı ve beyaz et. Birim alanda hesap üzerinden değerlendirdiğimizde organik üretimden kazanılan para, konvansiyonel üründen kazanılana göre çok iyi. Bugün Hadim’in kirazı pazarda ortalama 4,5 TL iken, konvansiyonel olarak düşük rakımlı bölgelerde üretilen kirazın ortalama fiyatı 1,5 TL” sözlerini kullandı. Organik üretim için gereken şartlara değinen Ataiyibiner, “Organik üretim yapılan yerlerde bir koruma sahası olması lazım. Komşunuza şu ilacı atma diyemezsiniz o yüzden de gelen kalıntı sizin ürününüzü etkiler. Ama taşrada ki ilçelerde korunaklı vadiler zaten var” dedi. 3 tane çiftçinin şu an için sadece organik yumurta ürettiğini ve bunun içinde organik yem bitkileri üretiminin de yapıldığını belirten Ataiyibiner, “Organik Tarım aslında en zor tarım ama bölgesini bulduğunuz zaman en kolay tarımdır. İzolasyon sahasını oluşturduğunuz zaman işiniz kolaylaşıyor” sözlerini kullandı.

SAĞLIK İÇİN ORGANİK ÜRÜNLER TÜKETİN

Organik ürün yetiştirmeye yönelmelerinin başlıca sebebinin sağlık olduğunu ifade eden Ataiyibiner, vatandaşın aldığı ürünün içinde ki katkı maddelerini bilmeden tükettiğini ve aslında kontrol etme şansının da olmadığını belirtti. Organik üretimin gayesinin kimyasal bulaşmamış, kontrolü yapılmış, üretilen topraktan ürünün kendisine kadar kimyasal bulaşmadığı kontrol edilip onaylanarak tüketiciye sunulmuş ürün olduğunu kaydeden Ataiyibiner, ilaç sanayiye verilen paranın en az yarısının organik üretime ayrılması durumunda daha sağlıklı bir insanlık yetişeceğinin altını çizdi. Organik üretimin iç pazara nazaran dış pazarda daha iyi noktada olduğunu belirten Ataiyibiner, şunları kaydetti: “Vatandaşlar organik ürün konusunda bilinçli değiller. Kimyasal ilaç destekli üretilen konvansiyonel ürünlerin dış görünüşüne aldanıldığı için organik ama dış görünüşü güzel olmayan ürünleri talep etmiyor. Tüketicimiz bu konuda bilinçli olsa organik ürün iç pazarının canlanır. Dış pazarda sadece markalaşma ve paketleme sıkıntılarımız var. Son 3-4 yıldır bu yönde çalışmalar devam ediyor.”

MARKALAR OLUŞTURABİLİR MİYİZ? Büyükşehir Belediyesi, İl Sağlık Müdürlüğü ve Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ile birlikte geçtiğimiz yıllarda organik ürün tanıtım stantları oluşturduklarını söyleyen Ataiyibiner, vatandaşın ürünün kalitesinden çok görüntüsüne baktığını vurguladı. İç pazarda KOP destekli ancak birkaç tane markalaşmış organik ürün olduğunu, meyve ve sebze alanında organik ürünleri, dondurulmuş şekilde iç pazara hatta dış pazara sunabilecek kabiliyete sahip olan firmaların varlığına dikkat çeken Ataiyibiner, “Gönül ister ki birçok firmamız olsun. En büyük sorunlarından birisi gerek organik üründe gerekse konvansiyonel üründe dünya pazarlarına ulaşabilecek güvenilir markaların oluşamaması” şeklinde konuştu. Kalkınma Bakanlığı’nın kırsal kalkınmaya ciddi destekleri olduğunu ve önümüzde ki 10 yıl içerisinde çok daha hızlı bir gelişme kaydedileceğini belirten Ataiyibiner, verilen desteğin son 2-3 yılda sahaya yansıdığını ve gelecek 10 yılda Organik Tarım’da markalaşmış ürünlerin daha iyi yerlerde olacağını söyledi.(Mustafa KARAKAYA)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER