© Konya Postası 2021

Sakal-ı Şerif bohçalarını Osmanlı motifleriyle işledi

Konya'da sim sırma ve dival işleme sanatkarı Nur Dikilitaş, 6 kişilik ekibiyle Mescid-i Nebevi'deki Kutsal Emanetler için Sakal-ı Şerif bohçası ve Bilecik'teki Şeyh Edebali Türbesi'ne sanduka örtüsü işledi

Geçmişi Selçuklular dönemine kadar uzanan, Osmanlı padişahlarından Çelebi Mehmed'in eşi Emine Hatun ve Fatih Sultan Mehmed'in eşi Sitt-i Mükrime Hatun'un çeyizlerini de süsleyen "sim sırma" sanatını devam ettiren Dikilitaş, yurt içi ve yurt dışından gelen siparişler üzerine önemli eserlere imza atıyor.

Hobi olarak başladığı sanatını, aldığı eğitimle geliştiren Dikilitaş, eserlerinde Selçuklu ve Osmanlı motifleri kullanıyor.

Dikilitaş, daha önce de padişah tuğraları koleksiyonu yaptığını, bu koleksiyonun Dolmabahçe Sarayı'nda sergilenmeye değer bulunduğunu söyledi.

Çalışmalarını genellikle hat yazısı ve motifler ile hazırladığını ifade eden Dikilitaş, "Mescid-i Nebevi'de bulunan Kutsal Emanetlere üç tane Sakal-ı Şerif bohçası hazırladım. Bu bohçaların süslemesini, Osmanlı döneminde kullanılan gül motiflerinden esinlenerek yaptım. Aynı zamanda Bilecik'teki Şeyh Edebali Hazretlerinin sanduka örtüsünü de ekibimizle birlikte hilal ve yıldız süslemeleriyle yaptık." dedi.

Dikilitaş, kutsal mekanlara yaptığı eserlerin, kendisi için maneviyatı çok yüksek ve değerli işler olduğunu aktardı.

Geleneksel "sim sırma" sanatına hobi olarak başladığını belirten Dikilitaş, şöyle devam etti:

"Sanatı öğrendikten bir süre sonra, eğitimini alarak profesyonel olmaya karar verdim. Konya Olgunlaşma Enstitüsündeki eğitimin ardından Ankara Olgunlaşma Enstitüsünde iki yıl daha eğitim aldım. Şimdi 5 yıldır profesyonel olarak bu işi yapıyorum. Hazırladığım motiflerin hepsinin bir hikayesi var. Selçuklu ve Osmanlı döneminde kullanılan motiflerden esinleniyorum. Örneğin bir antikacıda gördüğüm Sultan Abdülaziz'in mendilindeki arma beni çok etkiledi ve bunu işlemeye aldım. Çok da güzel yerlerde değer bulduğuna inanıyorum."

- "Konya motif bakımından bir derya'"

Dikilitaş, Konya'da yaşamasının kendisine çok şeyler kattığını, Selçuklu'nun başkenti şehrin çini ve model konusunda zenginliklerle dolu olduğunu dile getirdi.

Sanatı öğrendikten sonra, antikacılar ve tarihi yerleri gezerek motif araştırmaları yaptığını anlatan Dikilitaş, "Konya geçmişi dolayısıyla model konusunda bir derya. Zümrüdü anka kuşu, hayat ağacı motifleri, Selçuklu kartalı gibi motifler, bana ilham veriyor. Biz çeyiz işi yapmaktan ziyade, sanatı tarihle birleştirerek yaşatmaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Türk Devletleri ve Bayrakları" koleksiyonu hazırlıyor

Dikilitaş, devlet büyüklerinin değer gördüğü koleksiyonları sanatıyla buluşturmaya devam edeceğini vurgulayarak, eylül ayında "Türk Devletleri ve Bayrakları" koleksiyonunun Harbiye Askeri Müzesi'nde sergileneceği bilgisini verdi.

Hedefinin, çalışmalarının yurt dışında daha fazla sergilenmesi olduğuna işaret eden Dikilitaş, şunları kaydetti:

"Her şeyi aslına uygun yapmaya çalışıyorum. Mesela bir hat yazısı işlemem istendiğinde bunu hattatlara göstermeden işlemiyorum. Yaptığım çalışmalar neticesinde Kültür ve Turizm Bakanlığından 'sanatkar' unvanı aldım. Bu sanat, kaybolmaya yüz tutmuş bir meslek olduğundan işleme yapan hanımlar azaldı. Daha çok Kahramanmaraş'ta yaşatılmaya çalışılsa da el işinden makine işine dönmüş durumda. Bir atölye açmayı düşünmedim. Ekibimdeki hanımlar evlerinde işleme yaparak çalışıyorlar. Kahramanmaraş, Ankara ve Konya'da yetiştirdiğim bayanlardan oluşan bir ekiple bu sanatı yaşatmaya çalışıyoruz."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER